Herşeyden önce teşekkür ederim okuduğunuz,fikir vediğiniz için...
Nereden başlasam bilmiyorum ama şu son bir kaç gündür ciddi ciddi düşüne düşüne içimde yara olmuş, uykularımı kaçıran bir mesele var: ailem tarafından neden daha az seviliyorum? düşüncesi. Çocukluğumdan beri aile düzenimiz nasıldı hemen anlatayım: Ben 6-7 yaşlarındayken ortanca erkek kardeşim doğuyor. Tüm ilgi onun üzerine kayıyor. Ben de daha çocuğum ilgi bekliyorum ama yok... Bu yüzden hırçınlaşıyorum ve küçük kardeşime vuruyorum. Sonrası ise hep kendini savunmaya çalışan, hep en ufak bir haksızlıkta hırçınlaşan, asi gelen, hep gözlemlediği yanlışlıkları önce söyleyerek olmayınca bağıra çağıra anlatmaya çalışarak düzeltmeye çalışan bir insanım. O zamanlardan bu zamana ben "kardeşini kıskanıyor" oluyorum. Hiç bir zaman acaba biz bir yerde yanlışlıkmı yaptık denmiyor. Sadece ama sadece "napsamki oldum olası hep kardeşini kıskandı zaten" düşüncesiyle konu açıklanıyor. Kişiliğim bunun üzerine şekillenmiş resmen. Şimdi de sürekli her ortamda, evlendim eşimle-onun ailesiyle-arkadaşlarımla kısacası her yerde sürekli kendini savunur gibi konuşan, en ufak bir yanlışta karşısındakine bunu direk söyleyen ve belki bu yüzden tartışan sonra da neden böyleyim sakin ve uyumlu bir şekilde meseleleri boşveremiyorum diye üzülen bir insanım.
Çocukluğum bu şekilde şekillendi. Sanki sonrası normalmiydi? İnanın ben evlenene kadar hala her olayda kardeşimi suçlar, ona kızardım. Bize farklı davranılmasından sorunların kaynaklandığını anlamaz da onun yüzünden sanardım. Bu yüzden hiçbir zaman aramız iyi olmadı. Şimdi çok üzülüyorum ama hiç abla-kardeş ilişkimiz olmadı. Sarılıp öpmeyi bırakın beraber bir yerlere gitmişliğimiz, bir şeyler paylaşmışlığımız bile yoktur. Zamanı geri getiremem ne kadar üzülsemde yapacak birşey yok bu konuda ama şu an benim tek yapabileceğim neden böyle olduğunu düşünüp sorumlularını bulmak galiba. Bunu yapınca da kendi kendime zarar veriyorum, düşünmekten neden böyle demekten...
Benim aile içerisinde hatırladığım tablo: asilikle ahlaksızlıkla itham edilen bir kız çocuğu-bir abla, Onun ezdiği düşünülen aslında yapısı gereği sessiz gözüküp tüm işlerini de gayet iyi çıkıştırsada sakin görünen bir erkek kardeş, Anneliğin ne olduğunu anlamadan küçük yaşında anne olmuş, anneliği sadece bir görevmiş gibi algılamış ve evin içerisindeki dengeyi her zaman ayarlamış-çoğu zaman daha beter bozmuş- bir anne, tüm ilgisini alakasını dükkanına, işle ilgili konulara vermiş, kendini her zaman haklı gören, hiçbir zaman oturup birşey konuşulamamış çünkü kimseyi dinleme özelliği olmayan bir baba ve bunların arasında babadan korktuğu için herşeyi anında yapan, bununda babası tarafından beni seviyor o yüzden hiç üzmüyor şeklinde algılanan yani "sorun çıkmasında-ben yaparım" mantığında olan ve eminim ileride hayata karşı da öyle olacak olan küçük kız kardeş...
Çok uzun olacak biliyorum ama yakındıklarımı anlatmak istiyorum: Dediğim gibi ben hep onların gözünde asi oldum, asilikten kastım doğru bildiğimden şaşmamam, yanlış da olsa sırf konu uzamasın diye tamam deyip geçememem, yada tamam deyip yine kendi bildiğini yapma oyunculuğunu gösteremememden dolayı... Hep bir atışma halindeydi bizim anne-babamla, daha çok babamla ilişkimiz. Neden babamla? Çünkü aslında tüm gün işte olmasına rağmen, kendini olaylara hiç karışmıyor gösterse de annem tarafından doldurulurdu genelde. Kendisi hiç söylememiş, hiç ilgisi yokmuş, hiç doldurmamış gaz vermemiş gibi annem üstüne alınmazdı da... Siz halledin der kenara çekilirdi. En tehlikeli davranış bence... Eskiden anlamazdım bunu da. Annem iyiydi, babam sürekli karıştığı-laf söylediği-tartıştığımız için kötüydü gözümde. Aynı şu an erkek kardeşimin düşündüğü gibi... Çok sonra anladığımda böyle olduğunu artık politik davranmak için iş işten geçmişti zaten. Anneme kızgınlığım büyük... Çok daha farklı olabilirdi, sadece kendisiyle değil, benim babamla- benim kardeşimle- benim kendisiyle- kardeşimin babamla ilişkileri. Bir evde dengeyi sağlayan annedir. Düşünsenize minicik bir bebek, sen nasıl şekillendirirsen nelerle karşılaşırsa ona göre değişmezmi davranışları? Neden hep "babana söylerim, o şöyle yapar böyle yapar"lar ile büyüttü acaba beni? İlk çocuk olduğum, çocuk yaşta anne olduğu ve tecrübesiz olduğu için mi? Neden hep "sen ablasın, kardeşine birşey deme" "sen büyüksün sus" "sen haksızsın"lar ile büyüdüm de bir kez olsun "o senin ablan, saygısızlık etme" lafını duymadım? Benim bu zamana kadarki yıllarım haksız olmadığım konularla ilgili kendimi savunmakla, kafa patlatmakla, ispat etmeye çalışmakla geçti galiba.
Ben birşey yapınca anında babama yetiştirilirken, kardeşimin yaptıklarının babama yetiştirmeyi bırakın babam bilip sorsa dahi üstünü kapatmaya çalışılırdı hep. Babamda benim yaptıklarımı büyütür büyütür kavgalar ederken, kardeşimin yaptıklarını görmezden gelir görmezden gelmediği zamanlarda ise tepkisi bana verdiğinden çoook daha az olurdu hep. Hala öyle bunlar. Şu an ben evlendim, ayrı evdeyim ama dışarıdan gözlemleyince "ben aynısını yaptığımda bana şu tepkiyi vermişlerdi, böyle yapmışlardı" diyorum. Artık o kadar çoğaldıki bu örnekler, bana neden böyle yapmışlardı o zaman diye düşünmekten kendimi yedim bitirdim. Herşeyine karışılan biri olarak bunu onların huyu sanmıştım, öyle sandığımdada bu kadar mutsuz değildim. Şimdi görüyorumki bana karşı birşeymiş... Eşim bile diyor "neden sana böyle davranıyorlar, bariz farklılık var" diye. Bir konu olsun, aynı şeyi hem kardeşim hem ben farklı zamanlarda yapsak benimki mesele olup hemen laflar duyarken, kardeşim için çok daha hoşgörülüler. Bunlar manevi kısımları, birde yaptıklarını asla kabul etmeyeceklerini bildiğim maddi kısımlar varki çokda önemli olmasada insanı üzüyor. Kardeşime herşeyin daha iyisi olsun, o kadar imkan varken neden olmasın evet ama bana neden öyle değildi diye... Daha fazla uzatmayayım, okuduğunuz için teşekkür ederim ama söyleyin şimdi ben mi abartıyorum acaba?
İlaveten başka bir arkadaşın benzer konusuna yaptığım yorumu ekleyeyim:
"Bizimkilerde evlat ayırırlar ama aslaaaa ayırdıklarını kabul etmezler. Benim kıskandığımı düşünürler hep. 3 kardeşiz biz, 2 kız ve 1 erkek. Ben malesef en büyükleriyim. Ortanca erkek ve birde küçük kız kardeşim var. Ben yeni evlendim sayılır. Evlenmeden öncede üniversitede okuyordum. Üniversiteyi İstanbulda bir özel üniversitede burslu okudum. Kitaplarım dahi bedavaydı. Bunu söylediğime bakmayın babamın durumu gayet iyidir, kaç tane gayrimenkulu var sayısını bilmiyorum. Üniversiteyi kazanmadan önce babam bana güzel bir yer kazan araba alıcam demişti. Kazandım hemen laf değiştirdi, ben sana güzel bir yer demiştim okulun ve burslu olması filan iyide bölüm iyimi dedi. Sonra daha kolayı dediğini tamamen inkar etti ben sana hiç araba alırım gibi birşey demedim, düşünmedim bile dedi. Neyse dedim sustum... Şimdi bu sene kardeşim üniv.e girdi oda İstanbulda gayet güzel bir okulun güzel bir bölümüne girdi. Tahmin edin?? Araba araştırması yapılıyor şu anda 2.elmi alsak 0 mı alsak diye! Ha kıskanıyormuyum hayır en güzelini alsınlar ama bana gelince yan çizmek nedendi? Arabayı boşverin evleneceğimde düğün öncesi ona yakışanı yapmadı. Dediğim gibi kaç gayrimenkulu var bilmediğim babam, memur emeklisi kayınpederimle yarıştı bizde onlar kadar masraf yapmışızdır diye. Halbuki masraftan bahsettiği çeyizde olması gerekenler, tabak çanağı örtüsü perdesi vs okadar. Kendisi gibi arkadaşları kız erkek ayırmadan durumumuz var diye çocuklarına ev alıyorlar bırakın ev almayı, araba almayı adam masraf hesapladı ya. Ama erkek kardeşim evlense eminim en güzel yerde düğününü yapar, eşyasını alır, evini alır. Bana önerdiği ise; kötü bir semtte sadece bir odası güneş gören, hem eski hem çok küçük bir evi vardı gelin orda oturun dedi. Şaka gibi, sadaka gibi... Beklentim yok tekrar söylüyorum, sadece neden bu farklılık?
Manevi konularda say say bitmez. Kardeşim sigara içer sesini çıkarmaz, beni sadece bir kez sigara paketiyle yakaladı etmediği laf-baskı kalmadı. Sonra ben geç yatardım, gece internette gezinirdim bazen geç yattığımda. Eğerki görsün gece 1de 2de elimde bilgisayar kavga çıkarırdı, dün kardeşim sabah 5e kadar uyumamış oyun oynamış vs diyorki çok komik üniversite başladıya ders çalışıyordu herhalde!"
Nereden başlasam bilmiyorum ama şu son bir kaç gündür ciddi ciddi düşüne düşüne içimde yara olmuş, uykularımı kaçıran bir mesele var: ailem tarafından neden daha az seviliyorum? düşüncesi. Çocukluğumdan beri aile düzenimiz nasıldı hemen anlatayım: Ben 6-7 yaşlarındayken ortanca erkek kardeşim doğuyor. Tüm ilgi onun üzerine kayıyor. Ben de daha çocuğum ilgi bekliyorum ama yok... Bu yüzden hırçınlaşıyorum ve küçük kardeşime vuruyorum. Sonrası ise hep kendini savunmaya çalışan, hep en ufak bir haksızlıkta hırçınlaşan, asi gelen, hep gözlemlediği yanlışlıkları önce söyleyerek olmayınca bağıra çağıra anlatmaya çalışarak düzeltmeye çalışan bir insanım. O zamanlardan bu zamana ben "kardeşini kıskanıyor" oluyorum. Hiç bir zaman acaba biz bir yerde yanlışlıkmı yaptık denmiyor. Sadece ama sadece "napsamki oldum olası hep kardeşini kıskandı zaten" düşüncesiyle konu açıklanıyor. Kişiliğim bunun üzerine şekillenmiş resmen. Şimdi de sürekli her ortamda, evlendim eşimle-onun ailesiyle-arkadaşlarımla kısacası her yerde sürekli kendini savunur gibi konuşan, en ufak bir yanlışta karşısındakine bunu direk söyleyen ve belki bu yüzden tartışan sonra da neden böyleyim sakin ve uyumlu bir şekilde meseleleri boşveremiyorum diye üzülen bir insanım.
Çocukluğum bu şekilde şekillendi. Sanki sonrası normalmiydi? İnanın ben evlenene kadar hala her olayda kardeşimi suçlar, ona kızardım. Bize farklı davranılmasından sorunların kaynaklandığını anlamaz da onun yüzünden sanardım. Bu yüzden hiçbir zaman aramız iyi olmadı. Şimdi çok üzülüyorum ama hiç abla-kardeş ilişkimiz olmadı. Sarılıp öpmeyi bırakın beraber bir yerlere gitmişliğimiz, bir şeyler paylaşmışlığımız bile yoktur. Zamanı geri getiremem ne kadar üzülsemde yapacak birşey yok bu konuda ama şu an benim tek yapabileceğim neden böyle olduğunu düşünüp sorumlularını bulmak galiba. Bunu yapınca da kendi kendime zarar veriyorum, düşünmekten neden böyle demekten...
Benim aile içerisinde hatırladığım tablo: asilikle ahlaksızlıkla itham edilen bir kız çocuğu-bir abla, Onun ezdiği düşünülen aslında yapısı gereği sessiz gözüküp tüm işlerini de gayet iyi çıkıştırsada sakin görünen bir erkek kardeş, Anneliğin ne olduğunu anlamadan küçük yaşında anne olmuş, anneliği sadece bir görevmiş gibi algılamış ve evin içerisindeki dengeyi her zaman ayarlamış-çoğu zaman daha beter bozmuş- bir anne, tüm ilgisini alakasını dükkanına, işle ilgili konulara vermiş, kendini her zaman haklı gören, hiçbir zaman oturup birşey konuşulamamış çünkü kimseyi dinleme özelliği olmayan bir baba ve bunların arasında babadan korktuğu için herşeyi anında yapan, bununda babası tarafından beni seviyor o yüzden hiç üzmüyor şeklinde algılanan yani "sorun çıkmasında-ben yaparım" mantığında olan ve eminim ileride hayata karşı da öyle olacak olan küçük kız kardeş...
Çok uzun olacak biliyorum ama yakındıklarımı anlatmak istiyorum: Dediğim gibi ben hep onların gözünde asi oldum, asilikten kastım doğru bildiğimden şaşmamam, yanlış da olsa sırf konu uzamasın diye tamam deyip geçememem, yada tamam deyip yine kendi bildiğini yapma oyunculuğunu gösteremememden dolayı... Hep bir atışma halindeydi bizim anne-babamla, daha çok babamla ilişkimiz. Neden babamla? Çünkü aslında tüm gün işte olmasına rağmen, kendini olaylara hiç karışmıyor gösterse de annem tarafından doldurulurdu genelde. Kendisi hiç söylememiş, hiç ilgisi yokmuş, hiç doldurmamış gaz vermemiş gibi annem üstüne alınmazdı da... Siz halledin der kenara çekilirdi. En tehlikeli davranış bence... Eskiden anlamazdım bunu da. Annem iyiydi, babam sürekli karıştığı-laf söylediği-tartıştığımız için kötüydü gözümde. Aynı şu an erkek kardeşimin düşündüğü gibi... Çok sonra anladığımda böyle olduğunu artık politik davranmak için iş işten geçmişti zaten. Anneme kızgınlığım büyük... Çok daha farklı olabilirdi, sadece kendisiyle değil, benim babamla- benim kardeşimle- benim kendisiyle- kardeşimin babamla ilişkileri. Bir evde dengeyi sağlayan annedir. Düşünsenize minicik bir bebek, sen nasıl şekillendirirsen nelerle karşılaşırsa ona göre değişmezmi davranışları? Neden hep "babana söylerim, o şöyle yapar böyle yapar"lar ile büyüttü acaba beni? İlk çocuk olduğum, çocuk yaşta anne olduğu ve tecrübesiz olduğu için mi? Neden hep "sen ablasın, kardeşine birşey deme" "sen büyüksün sus" "sen haksızsın"lar ile büyüdüm de bir kez olsun "o senin ablan, saygısızlık etme" lafını duymadım? Benim bu zamana kadarki yıllarım haksız olmadığım konularla ilgili kendimi savunmakla, kafa patlatmakla, ispat etmeye çalışmakla geçti galiba.
Ben birşey yapınca anında babama yetiştirilirken, kardeşimin yaptıklarının babama yetiştirmeyi bırakın babam bilip sorsa dahi üstünü kapatmaya çalışılırdı hep. Babamda benim yaptıklarımı büyütür büyütür kavgalar ederken, kardeşimin yaptıklarını görmezden gelir görmezden gelmediği zamanlarda ise tepkisi bana verdiğinden çoook daha az olurdu hep. Hala öyle bunlar. Şu an ben evlendim, ayrı evdeyim ama dışarıdan gözlemleyince "ben aynısını yaptığımda bana şu tepkiyi vermişlerdi, böyle yapmışlardı" diyorum. Artık o kadar çoğaldıki bu örnekler, bana neden böyle yapmışlardı o zaman diye düşünmekten kendimi yedim bitirdim. Herşeyine karışılan biri olarak bunu onların huyu sanmıştım, öyle sandığımdada bu kadar mutsuz değildim. Şimdi görüyorumki bana karşı birşeymiş... Eşim bile diyor "neden sana böyle davranıyorlar, bariz farklılık var" diye. Bir konu olsun, aynı şeyi hem kardeşim hem ben farklı zamanlarda yapsak benimki mesele olup hemen laflar duyarken, kardeşim için çok daha hoşgörülüler. Bunlar manevi kısımları, birde yaptıklarını asla kabul etmeyeceklerini bildiğim maddi kısımlar varki çokda önemli olmasada insanı üzüyor. Kardeşime herşeyin daha iyisi olsun, o kadar imkan varken neden olmasın evet ama bana neden öyle değildi diye... Daha fazla uzatmayayım, okuduğunuz için teşekkür ederim ama söyleyin şimdi ben mi abartıyorum acaba?
İlaveten başka bir arkadaşın benzer konusuna yaptığım yorumu ekleyeyim:
"Bizimkilerde evlat ayırırlar ama aslaaaa ayırdıklarını kabul etmezler. Benim kıskandığımı düşünürler hep. 3 kardeşiz biz, 2 kız ve 1 erkek. Ben malesef en büyükleriyim. Ortanca erkek ve birde küçük kız kardeşim var. Ben yeni evlendim sayılır. Evlenmeden öncede üniversitede okuyordum. Üniversiteyi İstanbulda bir özel üniversitede burslu okudum. Kitaplarım dahi bedavaydı. Bunu söylediğime bakmayın babamın durumu gayet iyidir, kaç tane gayrimenkulu var sayısını bilmiyorum. Üniversiteyi kazanmadan önce babam bana güzel bir yer kazan araba alıcam demişti. Kazandım hemen laf değiştirdi, ben sana güzel bir yer demiştim okulun ve burslu olması filan iyide bölüm iyimi dedi. Sonra daha kolayı dediğini tamamen inkar etti ben sana hiç araba alırım gibi birşey demedim, düşünmedim bile dedi. Neyse dedim sustum... Şimdi bu sene kardeşim üniv.e girdi oda İstanbulda gayet güzel bir okulun güzel bir bölümüne girdi. Tahmin edin?? Araba araştırması yapılıyor şu anda 2.elmi alsak 0 mı alsak diye! Ha kıskanıyormuyum hayır en güzelini alsınlar ama bana gelince yan çizmek nedendi? Arabayı boşverin evleneceğimde düğün öncesi ona yakışanı yapmadı. Dediğim gibi kaç gayrimenkulu var bilmediğim babam, memur emeklisi kayınpederimle yarıştı bizde onlar kadar masraf yapmışızdır diye. Halbuki masraftan bahsettiği çeyizde olması gerekenler, tabak çanağı örtüsü perdesi vs okadar. Kendisi gibi arkadaşları kız erkek ayırmadan durumumuz var diye çocuklarına ev alıyorlar bırakın ev almayı, araba almayı adam masraf hesapladı ya. Ama erkek kardeşim evlense eminim en güzel yerde düğününü yapar, eşyasını alır, evini alır. Bana önerdiği ise; kötü bir semtte sadece bir odası güneş gören, hem eski hem çok küçük bir evi vardı gelin orda oturun dedi. Şaka gibi, sadaka gibi... Beklentim yok tekrar söylüyorum, sadece neden bu farklılık?
Manevi konularda say say bitmez. Kardeşim sigara içer sesini çıkarmaz, beni sadece bir kez sigara paketiyle yakaladı etmediği laf-baskı kalmadı. Sonra ben geç yatardım, gece internette gezinirdim bazen geç yattığımda. Eğerki görsün gece 1de 2de elimde bilgisayar kavga çıkarırdı, dün kardeşim sabah 5e kadar uyumamış oyun oynamış vs diyorki çok komik üniversite başladıya ders çalışıyordu herhalde!"
Son düzenleyen: Moderatör: