• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Böyle eğlenmeyin!

Ah kuzum bizimki gibi yerlerde yasayanlarin tatilci cilesi bitmiyor

Bir gece sabaha karsi bangir bangir balkonda muzik dinleyen tatilciyi uyardigimda , tatil yeri lan burasi sana mi sorucam demisti
Hiyar herif ben sabah 8 de ise gidiyorum , cocugum okula gidiyor ama gel de anlat bu hoduklere bunu

Bir kendine tatil sanki orada yerleşik, kurulu düzeni olan insan yok. Davar.
 
Yatır iyi fikir .Adı da uçuran baba yada fren tutturmaz baba olsun .
Bikere bende polise konum atsam olmaz mi dediydim :KK70:olmuyomuş .
Her adresi bilmek zorundamıyım .
 
Virajda yan yana yolu tıkamadan 2-3 arabanın rahat duracağı bi düzlük var; otur piknik yap yani çok güzel bir yer... Keşke zararları olmasa da takılsalar öyle, içleri açılsa. Ama yok...
Oralar kaldı bi zaten, kaymakamlığa toplu dilekçe gibi verelim olmazsa, sonrasında sonuç uzarsa Bimere yazarım.
Teşekkür ederim.
Bimer'e önce yazın derim ve hatta cimer'e daha kısa sürede sonuç alıyorsunuz.
 
Aynen oyle astoriacim
Saniyorlar ki burasi tatil beldesi , hepimiz tatil yapiyoruz , oyle olsa bile ben tatilde uyumak dinlenmek isteyebilirim ne hakla beni rahatsiz edebilirsin ? Ama yok hepsi ayri bir saygisiz

Otelde bile anıra anıra gülenlerden falan aşırı rahatsız oluyorum ben. Kız kardeşimle Temmuz'da bir otele gittik, lobi barda bir arkadaş grubu var. Türkler. İçlerinde de bir tip var hani bilirsiniz belki, grupta böyle sürekli maskot gibi gezen, kendince espriler yapan salak tipler olur. Onlardan. Allahım içmişler de bir de, anıra anıra gülüyor salak salak espriler yapıyor. Oturamadık bir rahat rahat, gittim artık "Eğlenmeyin demiyorum ama beni rahatsız etmeye hakkınız yok lütfen ses tonunuzu alçaltarak konuşur musunuz, burada kimse sizi naklen dinlemek zorunda değil" dedim. O maskot gibi tip bir diklenecek gibi oldu, arkadaşları özür dilediler "Biraz çakırkeyif kusura bakmayın" falan deyip kaldırdılar. Sinir oluyorum ya bizim insanımızın bu bencilliğine, sırf kendini düşünmesine.
 
Sizinki yine şehirden uzak bir yermiş. Hoş bu durum onlara böyle davranma hakkını vermiyor orası ayrı. Ankara Çankaya’da evimin yanında boş bir arsa var belediyeye ait. Manzara süper. Ama merkezi bir yer olduğu hâlde yaz kış her gece yaşıyoruz bunu. Polisler sürekli devriye geziyor burada. Meclis, bakanlıklar falan 10 dakikalık mesafede. Gelin görün ki binaların arasındaki bu arsada ateş yakmalar, silah atmalar, son ses müzikte halaylar vb. Polis tepelerinden inmiyor ama yine de her gece böyle. Saygı, empati falan sıfır bizim insanımızda maalesef:sinirli:
 
Yatır iyi fikir .Adı da uçuran baba yada fren tutturmaz baba olsun .
Bikere bende polise konum atsam olmaz mi dediydim :KK70:olmuyomuş .
Her adresi bilmek zorundamıyım .

Telefon sinyalinden bulanazlar mi ya? Acilde mi o sadece?

Tontri ne telefon sinyali allasen, adamlar adresi bulamıyor daha.
Bi de öyle böyle adres verme değil, bildiğin buraların muhtarı gibi, sokak sokak-yol yol, hangi mahalleyi hangi caddeden girip geçecekler, nerede ne görecekler oradan hangi tabelaya bakıp girecekler, oradan kaç metre ileri gidecekler, buranın adı ne olarak geçiyor-nereye bağlı vs vs... Direkt merkez karakolu arıyorum, anlatıyorum adamlara; Orası jandarma bölgesi, hatta kalın aktarıyorum diyor çat gitti telefon beklemeye geçmişim, "Burası jandarma bölgesi değil!! Merkezin şu şu mahallesi!" derken karşı taraftan başka biri "Jandarma bilmem ne alayım şikayetinizi" diye açmış telefonu..
Ya bildiğin Kemal Sunal filmine döndü ya, Gürültü etme be, kim ediyo be, sen evet ben filan böyle kaç kere tekrar ettim.

Adresi adam akıllı tarif edemesem-bilmesem "Şurada bi Faruk Eczanesi vardı, oradan dönün, yukarı yollara gidin, sese doğru gelin sese dumana doğru" filan desem ne yapacaklardı acaba.
Aklıma geldi yine bi uyuz oldum, daha nasıl anlatayım telefonu ısıracaktım ya.. :D
 
Tontri ne telefon sinyali allasen, adamlar adresi bulamıyor daha.
Bi de öyle böyle adres verme değil, bildiğin buraların muhtarı gibi, sokak sokak-yol yol, hangi mahalleyi hangi caddeden girip geçecekler, nerede ne görecekler oradan hangi tabelaya bakıp girecekler, oradan kaç metre ileri gidecekler, buranın adı ne olarak geçiyor-nereye bağlı vs vs... Direkt merkez karakolu arıyorum, anlatıyorum adamlara; Orası jandarma bölgesi, hatta kalın aktarıyorum diyor çat gitti telefon beklemeye geçmişim, "Burası jandarma bölgesi değil!! Merkezin şu şu mahallesi!" derken karşı taraftan başka biri "Jandarma bilmem ne alayım şikayetinizi" diye açmış telefonu..
Ya bildiğin Kemal Sunal filmine döndü ya, Gürültü etme be, kim ediyo be, sen evet ben filan böyle kaç kere tekrar ettim.

Adresi adam akıllı tarif edemesem-bilmesem "Şurada bi Faruk Eczanesi vardı, oradan dönün, yukarı yollara gidin, sese doğru gelin sese dumana doğru" filan desem ne yapacaklardı acaba.
Aklıma geldi yine bi uyuz oldum, daha nasıl anlatayım telefonu ısıracaktım ya.. :KK70:
Yaw dizilerde diyolar ya..?telefonda adami uzun konusturun sinyallerden nerde oldugunu bulalim filan:) ula bunlari hepsi uydurmamiymis:))
 
Selam hanımlar... Napıyorsunuz, mışıl mışıl uykularda mısınız, yoksa beşik mi sallıyorsunuz?

Ben sinirden deliriyorum gecenin ikisi-üçü...
Bizim milletin eğlence anlayışından da, eğleniyoruz diye sapıtmalarından da, insana-çevreye saygısızlığından da her şeyinden bık geldi.

Merkezde olsam bi ayrı gürültü-taşkınlık, dağın başında olsam bi ayrı gürültü-huzursuzluk.
Hiiç uzun uzun, bizim evin dibindeki oteli anlatmayacağım, onlara alıştım. En azından annemlerin evinin orada takılanların müzik zevkine kıyasla, oteldekiler yine katlanılabilirmiş diyorum.

Neyse;
Annemlerdeyiz; merkezden az uzak ama merkeze bağlı, buraların yaylası sayılan bir yerde müstakil bir ev burası.
Eve yakın bir yerde de manzaralı bir viraj var. Sevişgen çiftlerin, derdi kabarmış arabesklerin, düğün sonrası manzaraya karşı göbek atarak kutlama yapanların, içip içip "Ahh uleyyn" diye şehre meydan okuyanların uğrak yeri... Diyorsun "Ya adamlar merkezde böyle takılamazlar, bırak eğlensinler, kudurup durma Gangsta, sok kafanı yastığın altına zıbar"... Ama ne mümkün? Huylanıyorum. Müziğinden de geçtim, bazı adamlar eli beli silahlı gelip havaya sıkıyorlar gecenin 3ünde, belki ezanla, nadiren de olsa bu da yaşanıyor yani. İşte özetle, o manzaralı virajın bi dili olsa da anlatsa... Cam kırıkları, kullanılmış kondomlar (En azından korunuyolla bu da iyi bişi), peçeteler, çöpler de çöpler... Sabaha da kalanlar bunlar.

Yukarısı orman zaten. Arada o tarafa yürüyüşe çıktığımda cam kırıklarını topladığım oluyor. Yangın mangın çıkar maazallah diyerekten.

Bu gece de, bir grup insanımsı; eğlence yeri olarak yine bizim garibim manzaralı virajı seçmiş.
Saat belki 22:30 civarı başladılar "Erik dalı gevrektir" ile, sonra "Hoplayıver çekirge" dinlendi belki 3 tekrarda... Bas bas paraları Leyla'ya ile devam etti... Sonra biraz arabeske bağlandı, müziğin sesi daha da açıldı, damar parçalar eşliğinde muhtemelen içildi ki müzik bitip başkasına geçişteki este cam kırılma seslerini duydum.
Bizimkiler alışkın, gittiler uyudular bile. Ama ben mümkün değil... Ses sorun olmasın diyelim, yine de huylanıyorum; içer sapıtır, sağa sola bi tarafa silah sıkarlar bi şey olur, merak ederler-macera ararlar bahçeye dalarlar oradan kapıya dayanırlar falan filan öyle huzursuzluklar işte. Tekinsiz hisler uyutmuyor, oturup bekçilik yapıyorum arada. Daha önce de plakası sökük eski bir araba annemlerin evinin önünde durup, elinde cep telefonu evi inceliyordu bi gece vakti. Komutan Logar gibi "Kimsin sen?!" diye bağırınca kaçmıştı. Huy oldu bende de işte, belli bi sessizlik-huzur hissini alana kadar uyuyamıyorum.

Her ne ise, bu tipler coştular coştular... Duman kokusu gelmeye başladı. Mahalle sakinlerini rahatsız ettikleri yetmemiş, ormanlık alanda ateş yakmışlar bir de! Hemen polisi aradım. Zaten kırk sefer adres sordular, yok jandarma bölgesi mi, yok şuraya bağlı orası biz bakmıyoz filan... "Niye böyle işliyor bu işler bizim ülkede?" dedim ya, hayır tamamen tehlikeye açık halde can havli arıyor olsam, adamlar gelene kadar iş işten geçer yani... Neyse işte güç bela 3. yönlendirmede-biraz da delirerekten "Burası şuraya bağlı, şöyle şöyle, zaten daha önce silah sıkanlar için şikayetler oldu, jandarma bölgesi değil!!!" filan derken adamlar yola çıktılar. (Ben öyle düşünüyorum).
Takipteyim de, ne mk karıştırıyorlar, ateş yayılır mı, söndürecekler mi vs vs... Bırak ateşi söndürmeyi, adamlar ellerinde fenerler (Telefon feneri muhtemelen) çatır çutur bizim eve doğru geliyorlar, bahçe duvarını aşacaklar ona yeltenmeler filan. "Orada eğlendiğiniz yetmedi, şimdi de özel mülke mi giriyorsunuz ha?" diye bağırıverdim. Paldır küldür gerisin geri koşuşmaca filan.. Dayanamadım da; "İnsan gibi eğlenemiyonuz değil mi? Emb...ler. O ateşi de söndürün! Geri...lar" şeklinde de devam ettim. Artık bir iki hakaret kaçtı dilimden. Ateşi söndürdüler bari. :/
Bizimkiler de benim bağrışıma ayağa dikildiler zaten "Noluyor?" diye.
O sırada polisler arar, adresi bulamamışlar; sinirden delirdim, eşim yanımdaydı "Al X al sen anlat artık sövücem, bunlar gelene kadar adamlar gidecek zaten" diyerekten gayri ihtiyari. Çok sinirlendim. Ya buralarda belli aralıklarla devriye gezmesi gerekiyor zaten, illa bi orman yangını, bi eve-insana saldırı, bi alkollü kaza bi bi şey mi olması lazım. Belli işte...

Tam polis geliyor, görüyoruz uzaktan ışığı, bu manzaraya karşı sapıtan coşan tipler de arabaya doluşmuş fıldır fıldır gidiyor. "Bahçeye ineceğim, plakasını alacağım; yok öyle kaçamazlar bıktım be" diyorum, eşim tutuyor kolumdan "Saçmalama otur oturduğun yerde, arabayı tarif ederiz; polisler alır zaten önlerinden her geçenin plakasını salak değil millet otur şuraya evimin delisi, başımın belası" diyor. Bi de dalga geçiyor arada "Yiğido" filan diyor, asabım bozuldu. Ne idüğü belirsiz 3-4 adam gecenin ikisi kapıya kadar geliyorlardı neredeyse, bu ne rahatlık ya?

Polisler aradılar geri, eşim aracı tarif etti; dediği gibi de plakayı almışlar "Tamam" dediler, artık ne olur bilmiyorum. Durdurup "Bi üfleyin gençlik" dediklerinde bile başları ağrıyacak zaten.

Yazıp rahatlamak istedim, gözüm fal taşı gibi açık oturuyorum, ezana kadar da oturacağım herhalde; sinirim oynadı ya gece gece. Bi yandan da düşünüyorum, o viraja bi tabela filan bi şey mi yapsam koysam acaba "Eğlenmeyin demiyorum, yine eğlenin ama ateş yakmayın, özel mülklere girmeyin, şişe kırmayın.İnsan gibi eğlenin! " filan mı yazsam. Ya da iki mezar taşı ayarlasam, biraz toprak döktürsem "Manzara baba" diye yatır mı uydursam oralara, belki bi ürkerler filan...

Öff...
Uykumu, huzurumu mahvettiler.
Belediyeye sikayet edin
Yapabilirseniz evin etrafını citle çevirin
Yada virajin olduğu kısma bir şeyler yaptırın i
bizim burada tıpkı sizinki gibi bir yerde villada yaşayan tanıdığımız vardi
getirdi oraya is makinasiyla ayağa batan çakıl taşlarını yığdı
Gelen giden kalmadi
 
Sizinki yine şehirden uzak bir yermiş. Hoş bu durum onlara böyle davranma hakkını vermiyor orası ayrı. Ankara Çankaya’da evimin yanında boş bir arsa var belediyeye ait. Manzara süper. Ama merkezi bir yer olduğu hâlde yaz kış her gece yaşıyoruz bunu. Polisler sürekli devriye geziyor burada. Meclis, bakanlıklar falan 10 dakikalık mesafede. Gelin görün ki binaların arasındaki bu arsada ateş yakmalar, silah atmalar, son ses müzikte halaylar vb. Polis tepelerinden inmiyor ama yine de her gece böyle. Saygı, empati falan sıfır bizim insanımızda maalesef:sinirli:

Merkezde-uzak fark etmiyor yeminle, ikisini de ayrı ayrı yaşayan biri olarak, gına geldi. Marsa filan yerleşsem bi yolunu bulsam, orada da gelir ora bura sıkarlar tepemize mekikleri uyduları indirirler ya.. İnsanımızda düşünce yok.
 
Bu arada ben de aynı durumdan şikayetciyim
Merkez de ayrı abuk sabuk tipler
Issiz yerde böyle sevisgenler şahin arabaya doluşup taşkınlık yapanlar

İnsanın rahat rahat dinlenebilecegi ayni zamanda güvende olabileceği saygılı insanlarin olduğu bir muhit yok mu dedim emlakçı arkadaşıma
Evet var Norveç'in bir dağ kasabası var yerleşin mi deyip dalga gecti
 
Belediyeye sikayet edin
Yapabilirseniz evin etrafını citle çevirin
Yada virajin olduğu kısma bir şeyler yaptırın i
bizim burada tıpkı sizinki gibi bir yerde villada yaşayan tanıdığımız vardi
getirdi oraya is makinasiyla ayağa batan çakıl taşlarını yığdı
Gelen giden kalmadi

Duvar + üzerinde örgü tel var. Bahçenin iki girişi var, arka giriş daha alçak duvarlı; araba park alanı filan var o taraftan geliyorlar.. Sürgülü kapı olarak açılan yerin kenarından.
Nasıl bir çakıl taşıymış o? Adamlar kutu koli serer iki kat yine oturur oturacak olduktan sonra sanki. :/
 
Duvar + üzerinde örgü tel var. Bahçenin iki girişi var, arka giriş daha alçak duvarlı; araba park alanı filan var o taraftan geliyorlar.. Sürgülü kapı olarak açılan yerin kenarından.
Nasıl bir çakıl taşıymış o? Adamlar kutu koli serer iki kat yine oturur oturacak olduktan sonra sanki. :/
Şu inşaattan çıkma bildigin moloz yığını hos bir görüntü değil ama geleni gideni baya kesti
O inşaat sütunun üstüne çıkıp oturabilecek azimli sicanada bir sey diyemem artık

Mezarlık fikri işe yaramaz değil tek bir mezarın bekcili büyük mezarlığın olduğu yerde içki içip uyuyanlari gördüm ben

Ama belediyenin o alani aydinlatma fikri uygulanabilir dev sokak lambasi konulup en üste de uyduruktan bir kamera yerleştirip bu alan güvenlik kameralari ile izlenmektedir seklinde bir tabela asarsaniz bir nebze gelen giden azalır
 
Beterin beteri var, konu iyice uzamasın diye anlatmadım; mahalli meskende, şehir merkezinde evlerin arasında 5 yıldızlı otel ve her gece animasyon-disko disko. Mahalleliye de acayip gıcık oluyorum; en azından önceden otel ile bizim konutlar arasında ağaçlar vardı ufacık bir alanda. O ağaçlar millete battı, yok poleni geliyor evler baharda toz-polen doluyor diyerekten izinleri alıp kestirdiler. O kadar dedik "Ellemeyin hem serinlik oluyor, hem şehir içinde kalmadı yeşillik, otelle de duvar gibi kesiyor arayı, dokunmayın" dedik dinletemedik. O ağaçlar kesildi, ondan sonra anladılar otelin sesini yarı yarıya bu ağaçlar tutuyormuş. Şimdi herkesin evi gece kulübüne dönüştü.

Otel defalarca şikayet yedi, adamlar cezayı ödeyip devam ettiler "Parasıyla değil mi, evdeki huzurunuzun içine ..." diyerekten.
Saat sekiz otuzda çocuklara animasyon ile başlar, sonra onları yataklarına gönderirler, ardından artık gününe göre Türk gecesi midir, dans gecesi midir, doksanlar disko gecesi midir oniki, birlere kadar... Sabah da saat on civarı "Uyanın" borusu öter. Pazar günü vb. hiçbir şey fark etmez, senenin 5 ayı saat onda her gün.
Tencere tava alıp gecenin dördü beşi de ben gidip çalayım tatilcileri uyandırayım diye düşünürüm bazen.
Henüz o kadar delirmedim ama belli olmaz.
Gercekten oyle. Sizin yerinizde olsam napardim bilmiyorum. Ben o adama saldirmamak icin yada fileleri kesip tavuklari salmamak icin kendimi cok zor tutuyorum. 1 sokak otemiz anayolken bizde boyle bi problemle basbasayiz iste
 
Şu inşaattan çıkma bildigin moloz yığını hos bir görüntü değil ama geleni gideni baya kesti
O inşaat sütunun üstüne çıkıp oturabilecek azimli sicanada bir sey diyemem artık

Mezarlık fikri işe yaramaz değil tek bir mezarın bekcili büyük mezarlığın olduğu yerde içki içip uyuyanlari gördüm ben

Ama belediyenin o alani aydinlatma fikri uygulanabilir dev sokak lambasi konulup en üste de uyduruktan bir kamera yerleştirip bu alan güvenlik kameralari ile izlenmektedir seklinde bir tabela asarsaniz bir nebze gelen giden azalır

Bunu talep edelim, en oluru 3ü bir arada gibi bu olacak sanki.
İnşaat molozu filan olmaz ama işte, bize ait alan değil, hem cezası var suç sanırım, hem de yazık işte görüntüsü güzelliği gidecek oranın da, bu saygısızlar yüzünden kimseye yar olmayacak, akıllı uslu gelenlere de şok olacak...
Sokak lambalı belediyece koyulmuş kamera işi aklıma enfes yattı. Bunu dilekçelendirmek lazım mahallece.
 
Back