Boşanmalı mıyım? Vicdanım doğru mu söylüyor

Hanımlar merhaba. Bu soruma sadece evli hanımlar cevap verirse cok sevinirim. Anonim olarak içimi açabileceğim inanın kimsem yok. Ben 36 yaşında 7 yıl evlilik sürdürmüş ve 5 yaşında ikiz erkek çocuk sahibi bir kadınım. Endüstri mühendisiyim, tek çocuğum. Eşim ile aramızda 17 yaş var. Bu evliliğim ne para ne güç ne itibar için yapılmış bir evlilik değil. sizlere yemin ederim ki bu saydığım her şeye ben de en az eşim kadar sahibim. Kendisiyle bir iş yemeğinde tanıştık. Daha önce hayatımda ufak tefek flörtleşmeler hariç kimse olmamıştı. İş yemeği sonrası yaklaşık 6-7 ay peşimden koştu ve beni kendine aşık ettikten sonra evlendik. Ne onun ailesi ne benim ailem bu evliliği onaylamadı. İki tarafında tek sorun ettiği ve aşamadığı şey yaş farkıydı. Eşim ailesinin isteği üzerine 20 yıl önce uygun görülen biriyle görücü bir evlilik yapmış 2 sene ardından sevemediği devam ettiremediği icin ayrılmış. Ve bir daha sevmeden gerçekten aşık olmadan evlenmeyeceğini söylemiş. Evlendiğimizde ben 27 eşim 44 yaşındaydı. Olgun ne istediğini bilen bana kraliçe gibi hissettiren bir adamdı. Evlendikten 1 sene sonra calısmamı sorun etmeye başladı, ailesi gözümün dışarı kayma korkusundan dolayı eşimi bu konuda hep sıkıştırdı. Çocuklarımız oldu derken düzene girdik ve çok güzel yolunda giden bir evliliğim vardı. Ta ki 2022 yılına kadar. 2022 yılında cinsel hayatımızda biraz durağanlaşma başladı eşim epilepsi hastası ve kullandığı ilaçların dozaj değişimi gibi bir durumu olduğunda bu ruh haline yansıyordu fakat cinsel hayatımıza yansıması ilk kez olmuştu. Ve bu eşimde sanırım yetersizliğe sebep oluyordu. Eşimin baskıları ve kıskanclıkları cok fazla artmaya başladı. Artık evimize misafir kabul etmiyordu, ben tek başıma bir yere gidemiyordum. Çocuklarımızın kreş öğretmeni erkek olduğu için görüşmeye dahi gidemiyordum. Hepsini alttan alıyordum çünkü empati yapabiliyordum. Daha sonrasında eşimin bana bu baskıları yaparken aynı zamanda hayatında başka biri olduğunu öğrendim kendisi inkar etmedi. Tek gecelik bir ilişki değildi. 2-3 ay sürmüştü eşim bunu göğsünü gere gere dillendirip beni ezmeye calısıyordu boşanma davası açtım. Davamız görüldü anlaşmalı olarak boşandık. Af bile dilemedi bana ‘sen dünyadaki tek kadın değilsin olsan da olur olmasan da’ gibi bir imaj çizdi. Kadınlık gururumu çok kırdı. Boşandıktan 3-4 ay sonra eşim sanki hiç boşanmamışız gibi davranmaya af dilemeye hatta yalvarmaya başladı. Bunların hepsinin sebebinin aramızdaki yaş farkından dolayı ezilmiş hissettiğini ben aldatırım diye korktuğunu söyledi. Ben görece olarak güzel sevilen sempatik bir kadınım arkadaşlarımız, aile büyüklerimiz düğünlerde ve davetlerde bunu dile getirir. Bunun dile getirilmesinin bile kendisini kötü hissettirdiğini benimleyken erkek gibi hissetmediğini kendisini kücük gördügümü düsündügünü bana yetemediğini hissettiğini söyledi o yüzden beni ezme ve yok sayma gereği duymuş aldattığı kadın 45-47 yaşlarında görece güzel olmayan iki kelimeyi bir araya bile getiremeyen bir kadın aralarında duygusal bir bağ olmadığına inanıyorum en azından eşimi bu konuda tanıyorum. Bu süreç beni çok yıprattı. Ailem affetmemi ve barışmamı istemiyor bir ömür arkamda olduklarını hazır boşanmışken tekrar evlenip eşime (onların görüşüne göre) bakıcılık(!) yapmamı istemiyorlar. Tekrar kariyerime dönmemi hayatıma devam etmemi destekliyorlar. Çocuklarıma bakacaklarını yeni hayatım için elinden geleni yapacaklarını hep söylüyorlar. Hep arkamdalar. Eşimin ailesi ise bizden hiç kopmadı oğullarına yapmadıkları anne ve babalığı babanne dedeliği daima yapmaya devam ettiler. Boşanma aşamasında da boşanmamamız için çok çaba sarfettiler şimdi de tekrar birleştirmek için çabalıyorlar. Torunları her şeyleri. Eşim çift terapisine gitmeyi, beni kaybettiğini yeni yeni anladığını defalarca söyledi, ağladı. Daire kapımın önünde sabaha kadar oturduğu günler dahi oldu. Kendisini halen çok seviyorum evliliğimizin hiçbir alanında yetersiz olduğunu düşünmedim ona hep çok aşıktım halen aşığım. Çocuklarım babalarını çok seviyor. Fakat ben eşimin gözüne baktıkça başka bir kadına dokunduğu hissini aşamıyorum. Acaba ona da böyle baktı mı ona da böyle dokundu mu onun da kokusunu böyle içine çekti mi gibi sorularla boğuşuyorum ve bu eşimden soğumama sebep oluyor. Eşimin açıklamalarına rağmen bende olmayıp o kadında olan ne var diye gecelerce düşünüyorum, uyuyamıyorum. Bir evlilik sürdüren ve bu kadar uzun derdimi okuyan tüm hanımlara soruyorum. Siz olsanız yürütür müydünüz zor da olsa kabul eder miydiniz? Yoksa hazır boşanmışken yeni hayatınıza kariyerinize ve kurduğunuz düzeninize devam mı ederdiniz?
Aldatilmayi gururunuza yediriyorsaniz affedin.Ve çocuklar babalarını istiyorsa.
Evlilikte erkek büyükse en fazla 10 yaş.Kadin büyükse en fazla 3 yaş büyük olmaliymis.Bakin cinsellik önemli bir sorun.Kiskancligi getiriyor.Yetememe korkusu.Aldattigi kişi ise kendi yasiti biri.İki sene içinde düzen kurduysaniz herkes yoluna baksın.Yasitlarinizla evlenin.
 
Hanımlar merhaba. Bu soruma sadece evli hanımlar cevap verirse cok sevinirim. Anonim olarak içimi açabileceğim inanın kimsem yok. Ben 36 yaşında 7 yıl evlilik sürdürmüş ve 5 yaşında ikiz erkek çocuk sahibi bir kadınım. Endüstri mühendisiyim, tek çocuğum. Eşim ile aramızda 17 yaş var. Bu evliliğim ne para ne güç ne itibar için yapılmış bir evlilik değil. sizlere yemin ederim ki bu saydığım her şeye ben de en az eşim kadar sahibim. Kendisiyle bir iş yemeğinde tanıştık. Daha önce hayatımda ufak tefek flörtleşmeler hariç kimse olmamıştı. İş yemeği sonrası yaklaşık 6-7 ay peşimden koştu ve beni kendine aşık ettikten sonra evlendik. Ne onun ailesi ne benim ailem bu evliliği onaylamadı. İki tarafında tek sorun ettiği ve aşamadığı şey yaş farkıydı. Eşim ailesinin isteği üzerine 20 yıl önce uygun görülen biriyle görücü bir evlilik yapmış 2 sene ardından sevemediği devam ettiremediği icin ayrılmış. Ve bir daha sevmeden gerçekten aşık olmadan evlenmeyeceğini söylemiş. Evlendiğimizde ben 27 eşim 44 yaşındaydı. Olgun ne istediğini bilen bana kraliçe gibi hissettiren bir adamdı. Evlendikten 1 sene sonra calısmamı sorun etmeye başladı, ailesi gözümün dışarı kayma korkusundan dolayı eşimi bu konuda hep sıkıştırdı. Çocuklarımız oldu derken düzene girdik ve çok güzel yolunda giden bir evliliğim vardı. Ta ki 2022 yılına kadar. 2022 yılında cinsel hayatımızda biraz durağanlaşma başladı eşim epilepsi hastası ve kullandığı ilaçların dozaj değişimi gibi bir durumu olduğunda bu ruh haline yansıyordu fakat cinsel hayatımıza yansıması ilk kez olmuştu. Ve bu eşimde sanırım yetersizliğe sebep oluyordu. Eşimin baskıları ve kıskanclıkları cok fazla artmaya başladı. Artık evimize misafir kabul etmiyordu, ben tek başıma bir yere gidemiyordum. Çocuklarımızın kreş öğretmeni erkek olduğu için görüşmeye dahi gidemiyordum. Hepsini alttan alıyordum çünkü empati yapabiliyordum. Daha sonrasında eşimin bana bu baskıları yaparken aynı zamanda hayatında başka biri olduğunu öğrendim kendisi inkar etmedi. Tek gecelik bir ilişki değildi. 2-3 ay sürmüştü eşim bunu göğsünü gere gere dillendirip beni ezmeye calısıyordu boşanma davası açtım. Davamız görüldü anlaşmalı olarak boşandık. Af bile dilemedi bana ‘sen dünyadaki tek kadın değilsin olsan da olur olmasan da’ gibi bir imaj çizdi. Kadınlık gururumu çok kırdı. Boşandıktan 3-4 ay sonra eşim sanki hiç boşanmamışız gibi davranmaya af dilemeye hatta yalvarmaya başladı. Bunların hepsinin sebebinin aramızdaki yaş farkından dolayı ezilmiş hissettiğini ben aldatırım diye korktuğunu söyledi. Ben görece olarak güzel sevilen sempatik bir kadınım arkadaşlarımız, aile büyüklerimiz düğünlerde ve davetlerde bunu dile getirir. Bunun dile getirilmesinin bile kendisini kötü hissettirdiğini benimleyken erkek gibi hissetmediğini kendisini kücük gördügümü düsündügünü bana yetemediğini hissettiğini söyledi o yüzden beni ezme ve yok sayma gereği duymuş aldattığı kadın 45-47 yaşlarında görece güzel olmayan iki kelimeyi bir araya bile getiremeyen bir kadın aralarında duygusal bir bağ olmadığına inanıyorum en azından eşimi bu konuda tanıyorum. Bu süreç beni çok yıprattı. Ailem affetmemi ve barışmamı istemiyor bir ömür arkamda olduklarını hazır boşanmışken tekrar evlenip eşime (onların görüşüne göre) bakıcılık(!) yapmamı istemiyorlar. Tekrar kariyerime dönmemi hayatıma devam etmemi destekliyorlar. Çocuklarıma bakacaklarını yeni hayatım için elinden geleni yapacaklarını hep söylüyorlar. Hep arkamdalar. Eşimin ailesi ise bizden hiç kopmadı oğullarına yapmadıkları anne ve babalığı babanne dedeliği daima yapmaya devam ettiler. Boşanma aşamasında da boşanmamamız için çok çaba sarfettiler şimdi de tekrar birleştirmek için çabalıyorlar. Torunları her şeyleri. Eşim çift terapisine gitmeyi, beni kaybettiğini yeni yeni anladığını defalarca söyledi, ağladı. Daire kapımın önünde sabaha kadar oturduğu günler dahi oldu. Kendisini halen çok seviyorum evliliğimizin hiçbir alanında yetersiz olduğunu düşünmedim ona hep çok aşıktım halen aşığım. Çocuklarım babalarını çok seviyor. Fakat ben eşimin gözüne baktıkça başka bir kadına dokunduğu hissini aşamıyorum. Acaba ona da böyle baktı mı ona da böyle dokundu mu onun da kokusunu böyle içine çekti mi gibi sorularla boğuşuyorum ve bu eşimden soğumama sebep oluyor. Eşimin açıklamalarına rağmen bende olmayıp o kadında olan ne var diye gecelerce düşünüyorum, uyuyamıyorum. Bir evlilik sürdüren ve bu kadar uzun derdimi okuyan tüm hanımlara soruyorum. Siz olsanız yürütür müydünüz zor da olsa kabul eder miydiniz? Yoksa hazır boşanmışken yeni hayatınıza kariyerinize ve kurduğunuz düzeninize devam mı ederdiniz?
denenmisi denemen seni cok daha fazla üzer yipratir vs.. bunu sana tecrübelerime dayanarak söylüyorum tekrar denemek istersende sen bilirsin yasa gör belkide ben yanilirim da insaAllah adam gibi adam olur seni bas taci yapar mutlu mutlu yasarsiniz
 
Hanımlar merhaba. Bu soruma sadece evli hanımlar cevap verirse cok sevinirim. Anonim olarak içimi açabileceğim inanın kimsem yok. Ben 36 yaşında 7 yıl evlilik sürdürmüş ve 5 yaşında ikiz erkek çocuk sahibi bir kadınım. Endüstri mühendisiyim, tek çocuğum. Eşim ile aramızda 17 yaş var. Bu evliliğim ne para ne güç ne itibar için yapılmış bir evlilik değil. sizlere yemin ederim ki bu saydığım her şeye ben de en az eşim kadar sahibim. Kendisiyle bir iş yemeğinde tanıştık. Daha önce hayatımda ufak tefek flörtleşmeler hariç kimse olmamıştı. İş yemeği sonrası yaklaşık 6-7 ay peşimden koştu ve beni kendine aşık ettikten sonra evlendik. Ne onun ailesi ne benim ailem bu evliliği onaylamadı. İki tarafında tek sorun ettiği ve aşamadığı şey yaş farkıydı. Eşim ailesinin isteği üzerine 20 yıl önce uygun görülen biriyle görücü bir evlilik yapmış 2 sene ardından sevemediği devam ettiremediği icin ayrılmış. Ve bir daha sevmeden gerçekten aşık olmadan evlenmeyeceğini söylemiş. Evlendiğimizde ben 27 eşim 44 yaşındaydı. Olgun ne istediğini bilen bana kraliçe gibi hissettiren bir adamdı. Evlendikten 1 sene sonra calısmamı sorun etmeye başladı, ailesi gözümün dışarı kayma korkusundan dolayı eşimi bu konuda hep sıkıştırdı. Çocuklarımız oldu derken düzene girdik ve çok güzel yolunda giden bir evliliğim vardı. Ta ki 2022 yılına kadar. 2022 yılında cinsel hayatımızda biraz durağanlaşma başladı eşim epilepsi hastası ve kullandığı ilaçların dozaj değişimi gibi bir durumu olduğunda bu ruh haline yansıyordu fakat cinsel hayatımıza yansıması ilk kez olmuştu. Ve bu eşimde sanırım yetersizliğe sebep oluyordu. Eşimin baskıları ve kıskanclıkları cok fazla artmaya başladı. Artık evimize misafir kabul etmiyordu, ben tek başıma bir yere gidemiyordum. Çocuklarımızın kreş öğretmeni erkek olduğu için görüşmeye dahi gidemiyordum. Hepsini alttan alıyordum çünkü empati yapabiliyordum. Daha sonrasında eşimin bana bu baskıları yaparken aynı zamanda hayatında başka biri olduğunu öğrendim kendisi inkar etmedi. Tek gecelik bir ilişki değildi. 2-3 ay sürmüştü eşim bunu göğsünü gere gere dillendirip beni ezmeye calısıyordu boşanma davası açtım. Davamız görüldü anlaşmalı olarak boşandık. Af bile dilemedi bana ‘sen dünyadaki tek kadın değilsin olsan da olur olmasan da’ gibi bir imaj çizdi. Kadınlık gururumu çok kırdı. Boşandıktan 3-4 ay sonra eşim sanki hiç boşanmamışız gibi davranmaya af dilemeye hatta yalvarmaya başladı. Bunların hepsinin sebebinin aramızdaki yaş farkından dolayı ezilmiş hissettiğini ben aldatırım diye korktuğunu söyledi. Ben görece olarak güzel sevilen sempatik bir kadınım arkadaşlarımız, aile büyüklerimiz düğünlerde ve davetlerde bunu dile getirir. Bunun dile getirilmesinin bile kendisini kötü hissettirdiğini benimleyken erkek gibi hissetmediğini kendisini kücük gördügümü düsündügünü bana yetemediğini hissettiğini söyledi o yüzden beni ezme ve yok sayma gereği duymuş aldattığı kadın 45-47 yaşlarında görece güzel olmayan iki kelimeyi bir araya bile getiremeyen bir kadın aralarında duygusal bir bağ olmadığına inanıyorum en azından eşimi bu konuda tanıyorum. Bu süreç beni çok yıprattı. Ailem affetmemi ve barışmamı istemiyor bir ömür arkamda olduklarını hazır boşanmışken tekrar evlenip eşime (onların görüşüne göre) bakıcılık(!) yapmamı istemiyorlar. Tekrar kariyerime dönmemi hayatıma devam etmemi destekliyorlar. Çocuklarıma bakacaklarını yeni hayatım için elinden geleni yapacaklarını hep söylüyorlar. Hep arkamdalar. Eşimin ailesi ise bizden hiç kopmadı oğullarına yapmadıkları anne ve babalığı babanne dedeliği daima yapmaya devam ettiler. Boşanma aşamasında da boşanmamamız için çok çaba sarfettiler şimdi de tekrar birleştirmek için çabalıyorlar. Torunları her şeyleri. Eşim çift terapisine gitmeyi, beni kaybettiğini yeni yeni anladığını defalarca söyledi, ağladı. Daire kapımın önünde sabaha kadar oturduğu günler dahi oldu. Kendisini halen çok seviyorum evliliğimizin hiçbir alanında yetersiz olduğunu düşünmedim ona hep çok aşıktım halen aşığım. Çocuklarım babalarını çok seviyor. Fakat ben eşimin gözüne baktıkça başka bir kadına dokunduğu hissini aşamıyorum. Acaba ona da böyle baktı mı ona da böyle dokundu mu onun da kokusunu böyle içine çekti mi gibi sorularla boğuşuyorum ve bu eşimden soğumama sebep oluyor. Eşimin açıklamalarına rağmen bende olmayıp o kadında olan ne var diye gecelerce düşünüyorum, uyuyamıyorum. Bir evlilik sürdüren ve bu kadar uzun derdimi okuyan tüm hanımlara soruyorum. Siz olsanız yürütür müydünüz zor da olsa kabul eder miydiniz? Yoksa hazır boşanmışken yeni hayatınıza kariyerinize ve kurduğunuz düzeninize devam mı ederdiniz?
Ben de yeni evliyim eşimle aramızda 9 yaş var ama eşinin psikolojisini anlayabiliyorum aynı şey başıma gelse neden yaptığı tahmin edebilirim. Ve sonuçta eşinin sana itiraf ettiği şey doğru bence. Psikolojisi bozulmuştur espilepsi olmuş ve aranızda yaş farkı da var gün geçtikçe daha çok açılıyor. Eğer seviyorsan barış ona karşı daha sevgi dolu yaklaş ama barışırken bazı şartlar koy bence.
 
Eşinizin beraber olduğu kadın türü zaten adam evli olduğu için beraber olan kadın türü. Nasıl olsa başıma dert açamaz, ben yer içerim, gezer tozarım kadını. Bir adamın çamaşırı bulaşığıyla vs. uğraşmadan gününü gün eden kadınlardan (taşlamayın lütfen, var böyleleri). Adam boşanınca o da adamı terk etti yani.

Ailesi zamanında "gözünüzün dışarı kayma" ihtimali olduğundan dem vurup sizi eleştirmiş ama kendi oğullarının gözü dışarı kayınca sebepleri ne oldu? Sizin yanınızda olsalardı onlarda oğullarıyla görüşmezlerdi. Geçsinler bu ayakları.

Sorunuza gelince her şey sevmek olmuyor. Siz severken, adamın uzaklığına ilaçların sebep olduğunu düşünürken aldatılmışsınız. Gerçekten yeniden bir araya gelmeyi düşünmeniz şaşırtıcı.

Çocuklarınız sizin ne kadar gurursuz olduğunu suratınıza vuracaklar günü geldiğinde. Tekrar düşünmeniz hata.

Ayrıca konu başlığı ve içeriğiniz çok alakasız olmuş.
Çocukların bunu yapacak kadar kaliteli bireyler olacağını düşünüyor musun gerçekten? Keşke öyle olsa.sonuçta o adamın genlerini taşıyorlar.gen çok önemli bir faktör.
 
Hanımlar merhaba. Bu soruma sadece evli hanımlar cevap verirse cok sevinirim. Anonim olarak içimi açabileceğim inanın kimsem yok. Ben 36 yaşında 7 yıl evlilik sürdürmüş ve 5 yaşında ikiz erkek çocuk sahibi bir kadınım. Endüstri mühendisiyim, tek çocuğum. Eşim ile aramızda 17 yaş var. Bu evliliğim ne para ne güç ne itibar için yapılmış bir evlilik değil. sizlere yemin ederim ki bu saydığım her şeye ben de en az eşim kadar sahibim. Kendisiyle bir iş yemeğinde tanıştık. Daha önce hayatımda ufak tefek flörtleşmeler hariç kimse olmamıştı. İş yemeği sonrası yaklaşık 6-7 ay peşimden koştu ve beni kendine aşık ettikten sonra evlendik. Ne onun ailesi ne benim ailem bu evliliği onaylamadı. İki tarafında tek sorun ettiği ve aşamadığı şey yaş farkıydı. Eşim ailesinin isteği üzerine 20 yıl önce uygun görülen biriyle görücü bir evlilik yapmış 2 sene ardından sevemediği devam ettiremediği icin ayrılmış. Ve bir daha sevmeden gerçekten aşık olmadan evlenmeyeceğini söylemiş. Evlendiğimizde ben 27 eşim 44 yaşındaydı. Olgun ne istediğini bilen bana kraliçe gibi hissettiren bir adamdı. Evlendikten 1 sene sonra calısmamı sorun etmeye başladı, ailesi gözümün dışarı kayma korkusundan dolayı eşimi bu konuda hep sıkıştırdı. Çocuklarımız oldu derken düzene girdik ve çok güzel yolunda giden bir evliliğim vardı. Ta ki 2022 yılına kadar. 2022 yılında cinsel hayatımızda biraz durağanlaşma başladı eşim epilepsi hastası ve kullandığı ilaçların dozaj değişimi gibi bir durumu olduğunda bu ruh haline yansıyordu fakat cinsel hayatımıza yansıması ilk kez olmuştu. Ve bu eşimde sanırım yetersizliğe sebep oluyordu. Eşimin baskıları ve kıskanclıkları cok fazla artmaya başladı. Artık evimize misafir kabul etmiyordu, ben tek başıma bir yere gidemiyordum. Çocuklarımızın kreş öğretmeni erkek olduğu için görüşmeye dahi gidemiyordum. Hepsini alttan alıyordum çünkü empati yapabiliyordum. Daha sonrasında eşimin bana bu baskıları yaparken aynı zamanda hayatında başka biri olduğunu öğrendim kendisi inkar etmedi. Tek gecelik bir ilişki değildi. 2-3 ay sürmüştü eşim bunu göğsünü gere gere dillendirip beni ezmeye calısıyordu boşanma davası açtım. Davamız görüldü anlaşmalı olarak boşandık. Af bile dilemedi bana ‘sen dünyadaki tek kadın değilsin olsan da olur olmasan da’ gibi bir imaj çizdi. Kadınlık gururumu çok kırdı. Boşandıktan 3-4 ay sonra eşim sanki hiç boşanmamışız gibi davranmaya af dilemeye hatta yalvarmaya başladı. Bunların hepsinin sebebinin aramızdaki yaş farkından dolayı ezilmiş hissettiğini ben aldatırım diye korktuğunu söyledi. Ben görece olarak güzel sevilen sempatik bir kadınım arkadaşlarımız, aile büyüklerimiz düğünlerde ve davetlerde bunu dile getirir. Bunun dile getirilmesinin bile kendisini kötü hissettirdiğini benimleyken erkek gibi hissetmediğini kendisini kücük gördügümü düsündügünü bana yetemediğini hissettiğini söyledi o yüzden beni ezme ve yok sayma gereği duymuş aldattığı kadın 45-47 yaşlarında görece güzel olmayan iki kelimeyi bir araya bile getiremeyen bir kadın aralarında duygusal bir bağ olmadığına inanıyorum en azından eşimi bu konuda tanıyorum. Bu süreç beni çok yıprattı. Ailem affetmemi ve barışmamı istemiyor bir ömür arkamda olduklarını hazır boşanmışken tekrar evlenip eşime (onların görüşüne göre) bakıcılık(!) yapmamı istemiyorlar. Tekrar kariyerime dönmemi hayatıma devam etmemi destekliyorlar. Çocuklarıma bakacaklarını yeni hayatım için elinden geleni yapacaklarını hep söylüyorlar. Hep arkamdalar. Eşimin ailesi ise bizden hiç kopmadı oğullarına yapmadıkları anne ve babalığı babanne dedeliği daima yapmaya devam ettiler. Boşanma aşamasında da boşanmamamız için çok çaba sarfettiler şimdi de tekrar birleştirmek için çabalıyorlar. Torunları her şeyleri. Eşim çift terapisine gitmeyi, beni kaybettiğini yeni yeni anladığını defalarca söyledi, ağladı. Daire kapımın önünde sabaha kadar oturduğu günler dahi oldu. Kendisini halen çok seviyorum evliliğimizin hiçbir alanında yetersiz olduğunu düşünmedim ona hep çok aşıktım halen aşığım. Çocuklarım babalarını çok seviyor. Fakat ben eşimin gözüne baktıkça başka bir kadına dokunduğu hissini aşamıyorum. Acaba ona da böyle baktı mı ona da böyle dokundu mu onun da kokusunu böyle içine çekti mi gibi sorularla boğuşuyorum ve bu eşimden soğumama sebep oluyor. Eşimin açıklamalarına rağmen bende olmayıp o kadında olan ne var diye gecelerce düşünüyorum, uyuyamıyorum. Bir evlilik sürdüren ve bu kadar uzun derdimi okuyan tüm hanımlara soruyorum. Siz olsanız yürütür müydünüz zor da olsa kabul eder miydiniz? Yoksa hazır boşanmışken yeni hayatınıza kariyerinize ve kurduğunuz düzeninize devam mı ederdiniz?
bende tam bu kadarlık bir yaş farkı olan biriyle nerdeyse evlenmeye karar verecektim olmaz olmuyor yani baştan sıkıntı yaşı dahada ilerleyince asıl ozaman görün sıkıntıyı benim amcam karısına dünyayı dar etti yaş farkı vardı her hareketinden şüphelenirdi aldatmış birde bahaneye bak sana yetmediğimi düşündüm diyerek sizde evet yetmedin deyip aldatın kabul edecekmi bakalım
 
Adamın yaşı arttıkça yetersizlik duygusu hepten ilerleyecek her anlamda.Bu durumun acısınıda sizden çıkaracak kıskançlıkları iyice artacak bence.Tekrar birleşseniz bile uzun süreli olacağını düşünmüyorum.
 
Hanımlar merhaba. Bu soruma sadece evli hanımlar cevap verirse cok sevinirim. Anonim olarak içimi açabileceğim inanın kimsem yok. Ben 36 yaşında 7 yıl evlilik sürdürmüş ve 5 yaşında ikiz erkek çocuk sahibi bir kadınım. Endüstri mühendisiyim, tek çocuğum. Eşim ile aramızda 17 yaş var. Bu evliliğim ne para ne güç ne itibar için yapılmış bir evlilik değil. sizlere yemin ederim ki bu saydığım her şeye ben de en az eşim kadar sahibim. Kendisiyle bir iş yemeğinde tanıştık. Daha önce hayatımda ufak tefek flörtleşmeler hariç kimse olmamıştı. İş yemeği sonrası yaklaşık 6-7 ay peşimden koştu ve beni kendine aşık ettikten sonra evlendik. Ne onun ailesi ne benim ailem bu evliliği onaylamadı. İki tarafında tek sorun ettiği ve aşamadığı şey yaş farkıydı. Eşim ailesinin isteği üzerine 20 yıl önce uygun görülen biriyle görücü bir evlilik yapmış 2 sene ardından sevemediği devam ettiremediği icin ayrılmış. Ve bir daha sevmeden gerçekten aşık olmadan evlenmeyeceğini söylemiş. Evlendiğimizde ben 27 eşim 44 yaşındaydı. Olgun ne istediğini bilen bana kraliçe gibi hissettiren bir adamdı. Evlendikten 1 sene sonra calısmamı sorun etmeye başladı, ailesi gözümün dışarı kayma korkusundan dolayı eşimi bu konuda hep sıkıştırdı. Çocuklarımız oldu derken düzene girdik ve çok güzel yolunda giden bir evliliğim vardı. Ta ki 2022 yılına kadar. 2022 yılında cinsel hayatımızda biraz durağanlaşma başladı eşim epilepsi hastası ve kullandığı ilaçların dozaj değişimi gibi bir durumu olduğunda bu ruh haline yansıyordu fakat cinsel hayatımıza yansıması ilk kez olmuştu. Ve bu eşimde sanırım yetersizliğe sebep oluyordu. Eşimin baskıları ve kıskanclıkları cok fazla artmaya başladı. Artık evimize misafir kabul etmiyordu, ben tek başıma bir yere gidemiyordum. Çocuklarımızın kreş öğretmeni erkek olduğu için görüşmeye dahi gidemiyordum. Hepsini alttan alıyordum çünkü empati yapabiliyordum. Daha sonrasında eşimin bana bu baskıları yaparken aynı zamanda hayatında başka biri olduğunu öğrendim kendisi inkar etmedi. Tek gecelik bir ilişki değildi. 2-3 ay sürmüştü eşim bunu göğsünü gere gere dillendirip beni ezmeye calısıyordu boşanma davası açtım. Davamız görüldü anlaşmalı olarak boşandık. Af bile dilemedi bana ‘sen dünyadaki tek kadın değilsin olsan da olur olmasan da’ gibi bir imaj çizdi. Kadınlık gururumu çok kırdı. Boşandıktan 3-4 ay sonra eşim sanki hiç boşanmamışız gibi davranmaya af dilemeye hatta yalvarmaya başladı. Bunların hepsinin sebebinin aramızdaki yaş farkından dolayı ezilmiş hissettiğini ben aldatırım diye korktuğunu söyledi. Ben görece olarak güzel sevilen sempatik bir kadınım arkadaşlarımız, aile büyüklerimiz düğünlerde ve davetlerde bunu dile getirir. Bunun dile getirilmesinin bile kendisini kötü hissettirdiğini benimleyken erkek gibi hissetmediğini kendisini kücük gördügümü düsündügünü bana yetemediğini hissettiğini söyledi o yüzden beni ezme ve yok sayma gereği duymuş aldattığı kadın 45-47 yaşlarında görece güzel olmayan iki kelimeyi bir araya bile getiremeyen bir kadın aralarında duygusal bir bağ olmadığına inanıyorum en azından eşimi bu konuda tanıyorum. Bu süreç beni çok yıprattı. Ailem affetmemi ve barışmamı istemiyor bir ömür arkamda olduklarını hazır boşanmışken tekrar evlenip eşime (onların görüşüne göre) bakıcılık(!) yapmamı istemiyorlar. Tekrar kariyerime dönmemi hayatıma devam etmemi destekliyorlar. Çocuklarıma bakacaklarını yeni hayatım için elinden geleni yapacaklarını hep söylüyorlar. Hep arkamdalar. Eşimin ailesi ise bizden hiç kopmadı oğullarına yapmadıkları anne ve babalığı babanne dedeliği daima yapmaya devam ettiler. Boşanma aşamasında da boşanmamamız için çok çaba sarfettiler şimdi de tekrar birleştirmek için çabalıyorlar. Torunları her şeyleri. Eşim çift terapisine gitmeyi, beni kaybettiğini yeni yeni anladığını defalarca söyledi, ağladı. Daire kapımın önünde sabaha kadar oturduğu günler dahi oldu. Kendisini halen çok seviyorum evliliğimizin hiçbir alanında yetersiz olduğunu düşünmedim ona hep çok aşıktım halen aşığım. Çocuklarım babalarını çok seviyor. Fakat ben eşimin gözüne baktıkça başka bir kadına dokunduğu hissini aşamıyorum. Acaba ona da böyle baktı mı ona da böyle dokundu mu onun da kokusunu böyle içine çekti mi gibi sorularla boğuşuyorum ve bu eşimden soğumama sebep oluyor. Eşimin açıklamalarına rağmen bende olmayıp o kadında olan ne var diye gecelerce düşünüyorum, uyuyamıyorum. Bir evlilik sürdüren ve bu kadar uzun derdimi okuyan tüm hanımlara soruyorum. Siz olsanız yürütür müydünüz zor da olsa kabul eder miydiniz? Yoksa hazır boşanmışken yeni hayatınıza kariyerinize ve kurduğunuz düzeninize devam mı ederdiniz?
Öncelikle geçmiş olsun yuva yıkılması çok zor bişey ama bence çocuklarınızı düşünmelisiniz barışsanız bile hiçbir şey aynı olmayacak bu hem sizin için hemde çocuklarınız için yıpratıcı olacak aileniz için de bu durum geçerli tabi yaptığını tekrar yapmayacağını nereden biliyorsunuz ki söz verse bile inanmayın çevremde de var böyle tipler hala yaptıklarını yapmaya devam ediyorlar biraz sessiz sessiz takılıp en beklemediğiniz anda tekrar yapıyorlar yapacaklarını bence ailenizde sizi desteklerken ki bunu yapmayan çok aile var ayaklarınızın üzerinde durup çocuklarınız için çabalamanız gerek boşanma sürencide ki hali gerçek kişiliği çünkü değişmeyecek bir sonuç var ortada dünyada ki tek kadın sen değilsin kafası hemen düzelecek bir şey değil barışıpta kendinize yazık etmeyin bence ailesi de sizi çok sevdiğinden değil oğulları başlarına kalmasından korkuyorlardır inanmayın yani
 
Son düzenleme:
Evli değilsiniz ki boşanasınız. " Gözü dışarı kayar (seni aldatır) , aman ha çalışmasın sakın " diyen eski eş ailesini de, aman şöyle seviyorlar torunlarını, böyle iyiler diye güzellemeseniz mi?

Size nefes dahi aldırmayan, sizi aldatan (duygusal değil demişsiniz de , tek gecelik de değilmiş ki. Eşimi tanıyorum, sevmiyor o kadını diyorsunuz da, tanıdığınız eş sizi aldatır mıydı?) adamı hâlâ nasıl sevebiliyorsunuz? Bazı insanları cidden anlayamıyorum, aileniz destekçi, yeni hayatınızı kolaylıkla kurabilecekken Allah'tan cezanızı mi istiyorsunuz?
Hanımlar merhaba. Bu soruma sadece evli hanımlar cevap verirse cok sevinirim. Anonim olarak içimi açabileceğim inanın kimsem yok. Ben 36 yaşında 7 yıl evlilik sürdürmüş ve 5 yaşında ikiz erkek çocuk sahibi bir kadınım. Endüstri mühendisiyim, tek çocuğum. Eşim ile aramızda 17 yaş var. Bu evliliğim ne para ne güç ne itibar için yapılmış bir evlilik değil. sizlere yemin ederim ki bu saydığım her şeye ben de en az eşim kadar sahibim. Kendisiyle bir iş yemeğinde tanıştık. Daha önce hayatımda ufak tefek flörtleşmeler hariç kimse olmamıştı. İş yemeği sonrası yaklaşık 6-7 ay peşimden koştu ve beni kendine aşık ettikten sonra evlendik. Ne onun ailesi ne benim ailem bu evliliği onaylamadı. İki tarafında tek sorun ettiği ve aşamadığı şey yaş farkıydı. Eşim ailesinin isteği üzerine 20 yıl önce uygun görülen biriyle görücü bir evlilik yapmış 2 sene ardından sevemediği devam ettiremediği icin ayrılmış. Ve bir daha sevmeden gerçekten aşık olmadan evlenmeyeceğini söylemiş. Evlendiğimizde ben 27 eşim 44 yaşındaydı. Olgun ne istediğini bilen bana kraliçe gibi hissettiren bir adamdı. Evlendikten 1 sene sonra calısmamı sorun etmeye başladı, ailesi gözümün dışarı kayma korkusundan dolayı eşimi bu konuda hep sıkıştırdı. Çocuklarımız oldu derken düzene girdik ve çok güzel yolunda giden bir evliliğim vardı. Ta ki 2022 yılına kadar. 2022 yılında cinsel hayatımızda biraz durağanlaşma başladı eşim epilepsi hastası ve kullandığı ilaçların dozaj değişimi gibi bir durumu olduğunda bu ruh haline yansıyordu fakat cinsel hayatımıza yansıması ilk kez olmuştu. Ve bu eşimde sanırım yetersizliğe sebep oluyordu. Eşimin baskıları ve kıskanclıkları cok fazla artmaya başladı. Artık evimize misafir kabul etmiyordu, ben tek başıma bir yere gidemiyordum. Çocuklarımızın kreş öğretmeni erkek olduğu için görüşmeye dahi gidemiyordum. Hepsini alttan alıyordum çünkü empati yapabiliyordum. Daha sonrasında eşimin bana bu baskıları yaparken aynı zamanda hayatında başka biri olduğunu öğrendim kendisi inkar etmedi. Tek gecelik bir ilişki değildi. 2-3 ay sürmüştü eşim bunu göğsünü gere gere dillendirip beni ezmeye calısıyordu boşanma davası açtım. Davamız görüldü anlaşmalı olarak boşandık. Af bile dilemedi bana ‘sen dünyadaki tek kadın değilsin olsan da olur olmasan da’ gibi bir imaj çizdi. Kadınlık gururumu çok kırdı. Boşandıktan 3-4 ay sonra eşim sanki hiç boşanmamışız gibi davranmaya af dilemeye hatta yalvarmaya başladı. Bunların hepsinin sebebinin aramızdaki yaş farkından dolayı ezilmiş hissettiğini ben aldatırım diye korktuğunu söyledi. Ben görece olarak güzel sevilen sempatik bir kadınım arkadaşlarımız, aile büyüklerimiz düğünlerde ve davetlerde bunu dile getirir. Bunun dile getirilmesinin bile kendisini kötü hissettirdiğini benimleyken erkek gibi hissetmediğini kendisini kücük gördügümü düsündügünü bana yetemediğini hissettiğini söyledi o yüzden beni ezme ve yok sayma gereği duymuş aldattığı kadın 45-47 yaşlarında görece güzel olmayan iki kelimeyi bir araya bile getiremeyen bir kadın aralarında duygusal bir bağ olmadığına inanıyorum en azından eşimi bu konuda tanıyorum. Bu süreç beni çok yıprattı. Ailem affetmemi ve barışmamı istemiyor bir ömür arkamda olduklarını hazır boşanmışken tekrar evlenip eşime (onların görüşüne göre) bakıcılık(!) yapmamı istemiyorlar. Tekrar kariyerime dönmemi hayatıma devam etmemi destekliyorlar. Çocuklarıma bakacaklarını yeni hayatım için elinden geleni yapacaklarını hep söylüyorlar. Hep arkamdalar. Eşimin ailesi ise bizden hiç kopmadı oğullarına yapmadıkları anne ve babalığı babanne dedeliği daima yapmaya devam ettiler. Boşanma aşamasında da boşanmamamız için çok çaba sarfettiler şimdi de tekrar birleştirmek için çabalıyorlar. Torunları her şeyleri. Eşim çift terapisine gitmeyi, beni kaybettiğini yeni yeni anladığını defalarca söyledi, ağladı. Daire kapımın önünde sabaha kadar oturduğu günler dahi oldu. Kendisini halen çok seviyorum evliliğimizin hiçbir alanında yetersiz olduğunu düşünmedim ona hep çok aşıktım halen aşığım. Çocuklarım babalarını çok seviyor. Fakat ben eşimin gözüne baktıkça başka bir kadına dokunduğu hissini aşamıyorum. Acaba ona da böyle baktı mı ona da böyle dokundu mu onun da kokusunu böyle içine çekti mi gibi sorularla boğuşuyorum ve bu eşimden soğumama sebep oluyor. Eşimin açıklamalarına rağmen bende olmayıp o kadında olan ne var diye gecelerce düşünüyorum, uyuyamıyorum. Bir evlilik sürdüren ve bu kadar uzun derdimi okuyan tüm hanımlara soruyorum. Siz olsanız yürütür müydünüz zor da olsa kabul eder miydiniz? Yoksa hazır boşanmışken yeni hayatınıza kariyerinize ve kurduğunuz düzeninize devam mı ederdiniz?
Bende 20 yaşındayım 1.5 senedir evliyim 1 sene içerisinde çok şey yaşadık 3 hamilelik geçirdim 1 kürtaj 2 düşük hepsinde eşimden kötü sözler hakaretler ve şiddet gördüm. Düşük yaptığım gün şiddet gördüm. Normalde aramız düzelmişti unutmuştuk her şeyi ama bu son birkaç aydır bana karşı çok soğuk. İlgilenmiyor benimle karı koca (ilişki) hayatımız kalmadı denilcek kadar az. Vakit ayırmıyor bana ilgi göstermiyor aramıza soğuk dağlar karlar buzlar girdi. Bu zamana kadar hep güler yüzle yaklaştım onu çağırdım ilişki için ama hep reddetti yapsada beni kırmamak için yaptı zorla diyebilirim. Artık bende güler yüzümü kestim zorlamayı bıraktım. Ailemden uzak yaşıyorum gurbetteyim. Aramız çok soğuk artık sadece evdeyim işimi yapıyorum karı koca konuşma gezme eğlenme oturma bi güzel söz sarılma kalmadı artık. Ne yapabilirim kafam çok karışık. Artık bırak sevgiyi ilgiyi kişisel ihtiyaçlarımı bile görmüyor. Reddediyor.
 
Bende 20 yaşındayım 1.5 senedir evliyim 1 sene içerisinde çok şey yaşadık 3 hamilelik geçirdim 1 kürtaj 2 düşük hepsinde eşimden kötü sözler hakaretler ve şiddet gördüm. Düşük yaptığım gün şiddet gördüm. Normalde aramız düzelmişti unutmuştuk her şeyi ama bu son birkaç aydır bana karşı çok soğuk. İlgilenmiyor benimle karı koca (ilişki) hayatımız kalmadı denilcek kadar az. Vakit ayırmıyor bana ilgi göstermiyor aramıza soğuk dağlar karlar buzlar girdi. Bu zamana kadar hep güler yüzle yaklaştım onu çağırdım ilişki için ama hep reddetti yapsada beni kırmamak için yaptı zorla diyebilirim. Artık bende güler yüzümü kestim zorlamayı bıraktım. Ailemden uzak yaşıyorum gurbetteyim. Aramız çok soğuk artık sadece evdeyim işimi yapıyorum karı koca konuşma gezme eğlenme oturma bi güzel söz sarılma kalmadı artık. Ne yapabilirim kafam çok karışık. Artık bırak sevgiyi ilgiyi kişisel ihtiyaçlarımı bile görmüyor. Reddediyor.
Bu durumu onunla konuştuğum halde hala aynı tavır sergiliyor. Ve birlaç saat önce koltukta uzanıyordu yanına gittim uzandım sarıldım bana kalk dedi bende kalktım gittim... uyku haram oldu üzüntüden.
 
Öncelikle gerçekten seviyor musunuz yoksa eski güzel günlere özlem mi bu içinde yaşadığınız.
Ne olursa olsun her iki durumda da bence psikolojik destek alın.
Şahsen kendim için düşünüyorum boşanmışsam geri dönmezdim sanırım..
Sırf kendi egosu için bana bile isteye acı çektiren, yine kendi egosu yüzünden çocuklarının hayatını darmadağın eden bir adamı affetmezdim sanırım..
Adam ne sizi ne kendi küçücük çocuklarını düşünmemiş.
Bazı şeyler eşler arasında yaşanabilir ama o hesabı bencilce tüm ailesine kesmiş..
 
Hanımlar merhaba. Bu soruma sadece evli hanımlar cevap verirse cok sevinirim. Anonim olarak içimi açabileceğim inanın kimsem yok. Ben 36 yaşında 7 yıl evlilik sürdürmüş ve 5 yaşında ikiz erkek çocuk sahibi bir kadınım. Endüstri mühendisiyim, tek çocuğum. Eşim ile aramızda 17 yaş var. Bu evliliğim ne para ne güç ne itibar için yapılmış bir evlilik değil. sizlere yemin ederim ki bu saydığım her şeye ben de en az eşim kadar sahibim. Kendisiyle bir iş yemeğinde tanıştık. Daha önce hayatımda ufak tefek flörtleşmeler hariç kimse olmamıştı. İş yemeği sonrası yaklaşık 6-7 ay peşimden koştu ve beni kendine aşık ettikten sonra evlendik. Ne onun ailesi ne benim ailem bu evliliği onaylamadı. İki tarafında tek sorun ettiği ve aşamadığı şey yaş farkıydı. Eşim ailesinin isteği üzerine 20 yıl önce uygun görülen biriyle görücü bir evlilik yapmış 2 sene ardından sevemediği devam ettiremediği icin ayrılmış. Ve bir daha sevmeden gerçekten aşık olmadan evlenmeyeceğini söylemiş. Evlendiğimizde ben 27 eşim 44 yaşındaydı. Olgun ne istediğini bilen bana kraliçe gibi hissettiren bir adamdı. Evlendikten 1 sene sonra calısmamı sorun etmeye başladı, ailesi gözümün dışarı kayma korkusundan dolayı eşimi bu konuda hep sıkıştırdı. Çocuklarımız oldu derken düzene girdik ve çok güzel yolunda giden bir evliliğim vardı. Ta ki 2022 yılına kadar. 2022 yılında cinsel hayatımızda biraz durağanlaşma başladı eşim epilepsi hastası ve kullandığı ilaçların dozaj değişimi gibi bir durumu olduğunda bu ruh haline yansıyordu fakat cinsel hayatımıza yansıması ilk kez olmuştu. Ve bu eşimde sanırım yetersizliğe sebep oluyordu. Eşimin baskıları ve kıskanclıkları cok fazla artmaya başladı. Artık evimize misafir kabul etmiyordu, ben tek başıma bir yere gidemiyordum. Çocuklarımızın kreş öğretmeni erkek olduğu için görüşmeye dahi gidemiyordum. Hepsini alttan alıyordum çünkü empati yapabiliyordum. Daha sonrasında eşimin bana bu baskıları yaparken aynı zamanda hayatında başka biri olduğunu öğrendim kendisi inkar etmedi. Tek gecelik bir ilişki değildi. 2-3 ay sürmüştü eşim bunu göğsünü gere gere dillendirip beni ezmeye calısıyordu boşanma davası açtım. Davamız görüldü anlaşmalı olarak boşandık. Af bile dilemedi bana ‘sen dünyadaki tek kadın değilsin olsan da olur olmasan da’ gibi bir imaj çizdi. Kadınlık gururumu çok kırdı. Boşandıktan 3-4 ay sonra eşim sanki hiç boşanmamışız gibi davranmaya af dilemeye hatta yalvarmaya başladı. Bunların hepsinin sebebinin aramızdaki yaş farkından dolayı ezilmiş hissettiğini ben aldatırım diye korktuğunu söyledi. Ben görece olarak güzel sevilen sempatik bir kadınım arkadaşlarımız, aile büyüklerimiz düğünlerde ve davetlerde bunu dile getirir. Bunun dile getirilmesinin bile kendisini kötü hissettirdiğini benimleyken erkek gibi hissetmediğini kendisini kücük gördügümü düsündügünü bana yetemediğini hissettiğini söyledi o yüzden beni ezme ve yok sayma gereği duymuş aldattığı kadın 45-47 yaşlarında görece güzel olmayan iki kelimeyi bir araya bile getiremeyen bir kadın aralarında duygusal bir bağ olmadığına inanıyorum en azından eşimi bu konuda tanıyorum. Bu süreç beni çok yıprattı. Ailem affetmemi ve barışmamı istemiyor bir ömür arkamda olduklarını hazır boşanmışken tekrar evlenip eşime (onların görüşüne göre) bakıcılık(!) yapmamı istemiyorlar. Tekrar kariyerime dönmemi hayatıma devam etmemi destekliyorlar. Çocuklarıma bakacaklarını yeni hayatım için elinden geleni yapacaklarını hep söylüyorlar. Hep arkamdalar. Eşimin ailesi ise bizden hiç kopmadı oğullarına yapmadıkları anne ve babalığı babanne dedeliği daima yapmaya devam ettiler. Boşanma aşamasında da boşanmamamız için çok çaba sarfettiler şimdi de tekrar birleştirmek için çabalıyorlar. Torunları her şeyleri. Eşim çift terapisine gitmeyi, beni kaybettiğini yeni yeni anladığını defalarca söyledi, ağladı. Daire kapımın önünde sabaha kadar oturduğu günler dahi oldu. Kendisini halen çok seviyorum evliliğimizin hiçbir alanında yetersiz olduğunu düşünmedim ona hep çok aşıktım halen aşığım. Çocuklarım babalarını çok seviyor. Fakat ben eşimin gözüne baktıkça başka bir kadına dokunduğu hissini aşamıyorum. Acaba ona da böyle baktı mı ona da böyle dokundu mu onun da kokusunu böyle içine çekti mi gibi sorularla boğuşuyorum ve bu eşimden soğumama sebep oluyor. Eşimin açıklamalarına rağmen bende olmayıp o kadında olan ne var diye gecelerce düşünüyorum, uyuyamıyorum. Bir evlilik sürdüren ve bu kadar uzun derdimi okuyan tüm hanımlara soruyorum. Siz olsanız yürütür müydünüz zor da olsa kabul eder miydiniz? Yoksa hazır boşanmışken yeni hayatınıza kariyerinize ve kurduğunuz düzeninize devam mı ederdiniz?
Okudum hepsini. Gayet aklı başında bir kadınsıniz neden kendinize bunu yapmayı seçiyorsunuz? Gurur haysiyet hemen geri gelen şeyler mi ? Seviyorum demişsiniz o sevginin karşılığı aldatılmak mi
 
Benim 40 yaşında iki çocuklu, dul bir arkadaşım var. Çok toksik bir ilişkiden çıktıktan sonra, şimdi bir çocuğu olan kendine değer veren bir beyle o kadar iyi o kadar mutlu bir ilişkisi var ki. Cocuklar da anlastı. İsteseler evlenirler ama evlenmiyorlar bile. Evlilik, bir kadın için tek varolma biçimi değil.

Eski iliskileri bırakın, ex'ten next olmaz. İleriye doğru bakmak en iyisi.
 
X