- 7 Ekim 2009
- 566
- 202
Merhaba herkese;
Konumu takip edenler bilirler. 2010 nisan ayında burada konu açmıştım. eşimle olan sorunlarımdan, eşimin cinsellik konusundaki tutumundan, bundan kaçmasından, evliliğimizin başından beri bunu yaşayamamamızdan, bunun evliliğimizi nasıl etkilediğinden, olayların daha sonra ailelere kadar gitmesi ve sonrasında eşimle iyice kopuşumuz, hala bu konuda hiçbir gelişme göstermemiş olması, aksine benim üzerime gelmeye, beni küçümsemeye, aşağılamaya devam etmesi, bu olayların duyulmasından önce ve sonra ailemle her görüşmemizde sorun çıkartması ve kendinden iyice soğutması... benim psikolojimin tamamen çökmesi, psikologlarda, psikiyatrlarda dolaşmam, çözüm aramaya çalışmam ama eşimin hiçbir şekilde çaba göstermemesi, ilaçsız gezemiyor hale gelmem...
böyle acı bir hikayem var işte. evliliğin ne olduğunu anlayamadan boşandım arkadaşlar. eşimle birbirimizi çok severek evlenmiştik. çıkarken ve nişanlıyken her şey ne kadar da güzeldi oysa ki. bu kadar kısa bir süre sonra bu aşamaya gelmek ve sonrasında boşanmak aklımın ucundan bile geçmezdi. o beni çok seviyordu çünkü. ben de onu. sevgimiz her şeyin üstesinden gelirdi. eşim etrafımdaki hiçbir erkeğe benzemiyordu. aşkın, sevginin, benim kıymetimi bilen bir insandı. ama gelin görün ki bunları yaşadık. çok yıprandım. şimdi sudan çıkmış balık gibi hissediyorum kendimi.
geçen cuma günü resmen boşandık. boşanmadan birkaç gün önce eşimle mesajlaştık bir konuda. sonra ben kızdım buna. o kadar bencil bir insan ki. şimdi dışardan baktıkça her şey daha iyi anlaşılıyor gerçekten. o gün tartıştığımız konu şuydu: eşime, boşanmadan önceki cumartesi sabah erken eve geleceğimizi ve ailemle beraber eşyalarımı toplayacağımızı söyledim. sabah saat 11 gibi geliriz dedim. eşimin yazdığı cevap: "koca hafta doğrudürüst uyuyacağım tek gün olan cumartesi günü de sabah erkenden kalkamam. bari 12de gelin" !?! ben de açtım ağzımı yumdum gözümü. sanki ben bayılıyorum da sabah erkenden oraya gidp eşya toplamaya!! zaten oraya her gidişim benim için daha derin bir acı. bir de üstüne bunu duyunca çıldırdım. tartıştım telefonda(bu arada işyerindeyim o saatte. dışarı çıktım sırf onunla telefonda tartışmak için). sonra ona bana net olarak bunun ne olduğunu söyleme borcu olduğunu söyledim. yani bu cinsellik konusundaki yaşadığmız şeyin tam olarak ne olduğunu. çünkü sanki benden sakladığı birşeyler de var gibi geliyor. kafamda büyüyor her şey. her geçen gün başka birşey geliyor aklıma. bunu telfonda konuşmak istemedi ama sonra konuştu. "aslında daha önce söylediklerimden daha farklı bişey söylemiycem sana. olayın kesinlikle seninle bir alakası yok. ben seni fizik olarak beğenmesem seninle neden evleneyim?sakın kendine olan güvenini kaybetme. sen çok güzel birisin. ama bizim frekanslarımız tutmadı seninle işte. olmadı bişeyler. bişeyler eksikti. ben çok büyük hatalar yaptım evliliğimiz boyunca ve hatta sen evden gittikten sonra da çok büyük yanlışlar yaptım. bunları çok daha iyi anlıyorum şu anda. resmen evliliğimizi ben batırdım. bu kadar inat etmeyip çözmeliydim bunu. dünyanın hiçbir yerinde hiçbir erkek bu konuda eksik olduğunu kabul etmez. ben de etmedim doğal olarak. ama kabul etmeliydim ben. bana yakışmadı bu hareket. bu iş biraz da pratik işi. yıllarca ara vermem yüzünden de bunları yaşadık. seni ezdim resmen. kendimden daha da uzaklaştırdım böylece. seni çaresiz bıraktım. sonra senden şans istedim ama sen de bana olan güvenini kaybettin ve şans vermedin tekrar. olabilir. bu senin tercihin. buna karışamam. güven olmadıktan sonra hiçbirşey olmaz zaten. biz birbirimize göre değildik aslında. sadece bu konuda değil genel olarak. ayrılık süreci bunu daha iyi gösterdi" işte böyle bir konuşma yaptı benimle.
sonra mahkeme günü 2 yabancı gibiydik resmen. ben tahminimden çok daha güçlü hissediyordum kendimi. ailem yanımdaydı. onun da ailesinin geleceğini tahmin ediyordum ama gelmemişler. sadece yakın bir ardkşı gelmişti. ben o gün çok şık giyindim. hatta çok güzel de makyaj yaptım. sırf ailesi ve eşim beni güçlü, yıkılmamış görsün diye. neyi kaybettiklerini daha iyi anlasınlar diye. ailemin de desteğiiyle o gün güçlüydüm. adliye koridorunda beklerken gergindim ama hiç ağlamadım. sabahtan da antidepresan içtim tabii bikaç tane. iyi olayım diye. tam salona girerken biraz tansiyonum düştü ama belli etmedim. sonrasında da içerde geçen birkaç dakika sonrasında her şey bitti. çıkışta eşimle veda gibi bir durum olmadı. yanında ardkşı vardı çünkü bir de. sadece eşyalar konusunda birkaç kelime ettik eşimle o kadar. "eşyaları ne zaman alacaksınız" gibi birkaç kelime. ailem zaten onunla hiç konuşmadı. sonrasında da eve gidip eşyalarımı toplamaya devam ettik çünkü ertesi gün kamyon gelecekti. bu gerginliğin üzerine bir de bu... olmak zorundaydı ama. sonraya bırakamazdım. bu haftasonuyla beraber artık rahat uyku uyuyacağım günler gelmeliydi. buna ihtiyacım vardı.
sonrasında eve geldik ailemle gece. o gece çok zor geçti benim için. vücudum çok yorgun gibiydi. tarif edilemez bir haldeydim. sonra ağlama krizine girdim. bağıra bağıra ağladım resmen. durduramıyordum kendimi. antidepresanlardan güçlü olanlardan aldım yine. bir tanesi içtikten yarım saat sonra uyku getiren bir ilaçtı. ben bağıra bağıra ağlarken annem de gelip yanıma yattı. dualar okuyup duruyordu. sonra dalmışım öylece. ama 30 saniyede bir vücudum titriyormuş. yarım saat sonra da heralde ilacın etkisiyle titremem de kesilmiş...
işte böyle arkadaşlar. biraz uzun oldu ama kusura bakmayın. son yaşadklarımı da sizlerle paylaşmak istedim. neredeyse 1 yıla yakın burada günlük gibi yazılar yazdım. günü geldi eşimden gizli yazayım diye cep telefonundan internete girip yorumları okuyup oradan yazıyordum tuvalette. bana bunca zaman destek olan, yardım etmeye çalışan, derdimi paylaşan, merak eden, soran, bir cümleyle dahi olsa destek olmaya çalışan, hatta sadece okuyarak takip eden herkese çok ama çok teşekkür ederim. dert ortağım oldunuz. umarım benim yaşadıklarımı kimse yaşamak zorunda kalmak. boşanmak da başlı başına çok zor bişeymiş. bir de bu yaşadıklarım. Allah evliliğinde sorun yaşayan herkesin yardımcısı olsun. herkese sevgiler...
Konumu takip edenler bilirler. 2010 nisan ayında burada konu açmıştım. eşimle olan sorunlarımdan, eşimin cinsellik konusundaki tutumundan, bundan kaçmasından, evliliğimizin başından beri bunu yaşayamamamızdan, bunun evliliğimizi nasıl etkilediğinden, olayların daha sonra ailelere kadar gitmesi ve sonrasında eşimle iyice kopuşumuz, hala bu konuda hiçbir gelişme göstermemiş olması, aksine benim üzerime gelmeye, beni küçümsemeye, aşağılamaya devam etmesi, bu olayların duyulmasından önce ve sonra ailemle her görüşmemizde sorun çıkartması ve kendinden iyice soğutması... benim psikolojimin tamamen çökmesi, psikologlarda, psikiyatrlarda dolaşmam, çözüm aramaya çalışmam ama eşimin hiçbir şekilde çaba göstermemesi, ilaçsız gezemiyor hale gelmem...
böyle acı bir hikayem var işte. evliliğin ne olduğunu anlayamadan boşandım arkadaşlar. eşimle birbirimizi çok severek evlenmiştik. çıkarken ve nişanlıyken her şey ne kadar da güzeldi oysa ki. bu kadar kısa bir süre sonra bu aşamaya gelmek ve sonrasında boşanmak aklımın ucundan bile geçmezdi. o beni çok seviyordu çünkü. ben de onu. sevgimiz her şeyin üstesinden gelirdi. eşim etrafımdaki hiçbir erkeğe benzemiyordu. aşkın, sevginin, benim kıymetimi bilen bir insandı. ama gelin görün ki bunları yaşadık. çok yıprandım. şimdi sudan çıkmış balık gibi hissediyorum kendimi.
geçen cuma günü resmen boşandık. boşanmadan birkaç gün önce eşimle mesajlaştık bir konuda. sonra ben kızdım buna. o kadar bencil bir insan ki. şimdi dışardan baktıkça her şey daha iyi anlaşılıyor gerçekten. o gün tartıştığımız konu şuydu: eşime, boşanmadan önceki cumartesi sabah erken eve geleceğimizi ve ailemle beraber eşyalarımı toplayacağımızı söyledim. sabah saat 11 gibi geliriz dedim. eşimin yazdığı cevap: "koca hafta doğrudürüst uyuyacağım tek gün olan cumartesi günü de sabah erkenden kalkamam. bari 12de gelin" !?! ben de açtım ağzımı yumdum gözümü. sanki ben bayılıyorum da sabah erkenden oraya gidp eşya toplamaya!! zaten oraya her gidişim benim için daha derin bir acı. bir de üstüne bunu duyunca çıldırdım. tartıştım telefonda(bu arada işyerindeyim o saatte. dışarı çıktım sırf onunla telefonda tartışmak için). sonra ona bana net olarak bunun ne olduğunu söyleme borcu olduğunu söyledim. yani bu cinsellik konusundaki yaşadığmız şeyin tam olarak ne olduğunu. çünkü sanki benden sakladığı birşeyler de var gibi geliyor. kafamda büyüyor her şey. her geçen gün başka birşey geliyor aklıma. bunu telfonda konuşmak istemedi ama sonra konuştu. "aslında daha önce söylediklerimden daha farklı bişey söylemiycem sana. olayın kesinlikle seninle bir alakası yok. ben seni fizik olarak beğenmesem seninle neden evleneyim?sakın kendine olan güvenini kaybetme. sen çok güzel birisin. ama bizim frekanslarımız tutmadı seninle işte. olmadı bişeyler. bişeyler eksikti. ben çok büyük hatalar yaptım evliliğimiz boyunca ve hatta sen evden gittikten sonra da çok büyük yanlışlar yaptım. bunları çok daha iyi anlıyorum şu anda. resmen evliliğimizi ben batırdım. bu kadar inat etmeyip çözmeliydim bunu. dünyanın hiçbir yerinde hiçbir erkek bu konuda eksik olduğunu kabul etmez. ben de etmedim doğal olarak. ama kabul etmeliydim ben. bana yakışmadı bu hareket. bu iş biraz da pratik işi. yıllarca ara vermem yüzünden de bunları yaşadık. seni ezdim resmen. kendimden daha da uzaklaştırdım böylece. seni çaresiz bıraktım. sonra senden şans istedim ama sen de bana olan güvenini kaybettin ve şans vermedin tekrar. olabilir. bu senin tercihin. buna karışamam. güven olmadıktan sonra hiçbirşey olmaz zaten. biz birbirimize göre değildik aslında. sadece bu konuda değil genel olarak. ayrılık süreci bunu daha iyi gösterdi" işte böyle bir konuşma yaptı benimle.
sonra mahkeme günü 2 yabancı gibiydik resmen. ben tahminimden çok daha güçlü hissediyordum kendimi. ailem yanımdaydı. onun da ailesinin geleceğini tahmin ediyordum ama gelmemişler. sadece yakın bir ardkşı gelmişti. ben o gün çok şık giyindim. hatta çok güzel de makyaj yaptım. sırf ailesi ve eşim beni güçlü, yıkılmamış görsün diye. neyi kaybettiklerini daha iyi anlasınlar diye. ailemin de desteğiiyle o gün güçlüydüm. adliye koridorunda beklerken gergindim ama hiç ağlamadım. sabahtan da antidepresan içtim tabii bikaç tane. iyi olayım diye. tam salona girerken biraz tansiyonum düştü ama belli etmedim. sonrasında da içerde geçen birkaç dakika sonrasında her şey bitti. çıkışta eşimle veda gibi bir durum olmadı. yanında ardkşı vardı çünkü bir de. sadece eşyalar konusunda birkaç kelime ettik eşimle o kadar. "eşyaları ne zaman alacaksınız" gibi birkaç kelime. ailem zaten onunla hiç konuşmadı. sonrasında da eve gidip eşyalarımı toplamaya devam ettik çünkü ertesi gün kamyon gelecekti. bu gerginliğin üzerine bir de bu... olmak zorundaydı ama. sonraya bırakamazdım. bu haftasonuyla beraber artık rahat uyku uyuyacağım günler gelmeliydi. buna ihtiyacım vardı.
sonrasında eve geldik ailemle gece. o gece çok zor geçti benim için. vücudum çok yorgun gibiydi. tarif edilemez bir haldeydim. sonra ağlama krizine girdim. bağıra bağıra ağladım resmen. durduramıyordum kendimi. antidepresanlardan güçlü olanlardan aldım yine. bir tanesi içtikten yarım saat sonra uyku getiren bir ilaçtı. ben bağıra bağıra ağlarken annem de gelip yanıma yattı. dualar okuyup duruyordu. sonra dalmışım öylece. ama 30 saniyede bir vücudum titriyormuş. yarım saat sonra da heralde ilacın etkisiyle titremem de kesilmiş...
işte böyle arkadaşlar. biraz uzun oldu ama kusura bakmayın. son yaşadklarımı da sizlerle paylaşmak istedim. neredeyse 1 yıla yakın burada günlük gibi yazılar yazdım. günü geldi eşimden gizli yazayım diye cep telefonundan internete girip yorumları okuyup oradan yazıyordum tuvalette. bana bunca zaman destek olan, yardım etmeye çalışan, derdimi paylaşan, merak eden, soran, bir cümleyle dahi olsa destek olmaya çalışan, hatta sadece okuyarak takip eden herkese çok ama çok teşekkür ederim. dert ortağım oldunuz. umarım benim yaşadıklarımı kimse yaşamak zorunda kalmak. boşanmak da başlı başına çok zor bişeymiş. bir de bu yaşadıklarım. Allah evliliğinde sorun yaşayan herkesin yardımcısı olsun. herkese sevgiler...