- 11 Nisan 2022
- 1.224
- 1.022
- 25
*********
GÜNCELLEME:
Konu on bin defa görüntülenmiş. Okuyan, okumayan, paylaşım yapan herkese teşekkürler.
Yeniden bilgi aktarımınıza ihtiyacım var.
Hâlâ amcamlardayız, eve gidemiyoruz çünkü uzaklaştırma kararı olmasına rağmen baba kişisinin oldukça manyakça tehditleri var. KPSS'ye hazırlandığımı belirtmiştim. Yarım yamalak ders çalışabiliyorum çünkü burada ders çalışabilecek alan ve imkan maalesef ki pek yok. Kütüphaneye gidiyorum ama orada da zaman sınırı var, birkaç saat kalabiliyorum yalnızca. Üniversiteden mezun olduktan sonra hem ikinci lisansımı okuma hayali hem de KPSS'ye çalışmak için işe girmediğimi belirtmiştim. Bunu eleştirenler olmuş. Öncelikle ailesi düzün olan, ailesi maddi desteği sağlayan gençler dahi KPSS kasıp atanmaya çalışıyor çünkü özel sektör maaşları sadaka gibi. Hele de sağlık sektörü için ve hele de benim gibi tecrübesiz kişiler için. Bunun yanında KPSS çalışırken ekstradan mat2 ve edebiyat çalıştım. Sadece üniversite sınavına hazırlandığım, böyle bir aileden beni yeniden okutmalarını bekliyormuşum gibi bir algı da oluşmuş çünkü. Çocukluğumdan beri kimseden bir şey beklemedim, beklemiyorum da. Evde kaldığım süreçte edindiğim kitapları dahi üniversitedeyken çalışıp kazanıp biriktirdiğim paralar ile aldım. Sadece yaşım ilerlemeden yeni bir bölüme daha girebilmek istedim çünkü baskı yüzünden okuduğum bu meslekten gerçekten nefret ediyorum. İkisi bir senede aradan çıksın diye planlamıştım.
Ve maalesef olmadı. Bu kaosun içinde son haftalarda biraz bile çalışamadan tek başıma gidip üniversite sınavına girdim. Eşit ağırlıktan yüz bin, sözelden yirmi bin yaptım. Pek çok bölüm gelse de istediğim bölüm yine gelmiyor. KPSS'ye ise on gün kaldı. Ben de sınavdan sonra hemen işe girebilmek için birkaç hastaneye iş başvurusu yaptım. Dün sabah bir hastane aradı. Lojmanlarının olduğunu ve görüşmek istediklerini söylediler. Ben de kabul ettim çünkü hem birikmiş param suyunu çekiyor. Hem burada sığıntı gibi yaşıyoruz, süreç nasıl olacak hiç belli değil. Hem de sınavdan istediğim puanı alabilecek miyim, alsam bile hemen atanacak mıyım belli değil. Ancak tereddütlerim var.
Henüz görüşme için vakit var. Ama özel hastanelerin hemşire lojmanı nasıl oluyor, ben orada kalabilir miyim? Temizlik, disiplin falan nasıl? İlk yüz yüze görüşmem olacak. Ne sormalıyım, neler talep etmeliyim? Sözleşme imzalarsam ve olurda atanırsam veya çıkmak istersem şak diye istediğimde bırakabilir miyim? Bir senedir elime enjektör bile almadım, sosyoekonomik düzeyi çok yüksek hastaların geldiği bir kurum, çok sıkıntı yaşar mıyım? Evet şimdi de bunlar aklımı kurcalıyor. Özellikle lojmanlar hakkında bilgisi olan kişiler yardımcı olabilirse çok minnettar olurum.
**********
Öncelikle, belki hatırlayanlar vardır, aşağıya linkini bıraktığım konu benim önceki konum.
Babamı sevmemekte kesinlikle haklıyım, peki ya annemi sevmemekte de haklı değil miyim?
Son aylarda derslere yüklenip, Kpss'ye girip bambaşka bir şehirde tek başıma 1+1 evimde yeni bir hayat kurma planları yaparken yine hevesim kursağımda kaldı lanet olsun ki. İki gün önce babam(olayları anlatırken kişiler karışmasın diye baba diyorum, normalde şerefsiz diye bahsederim), annemi aradı ve acil notere gelip imza atması gerektiğini söyledi. Annem sorguladığında ise "Bir misafir var, çok sorgulama. Gel imza at." tarzında yanıt verdi. Annem de haklı olarak gitmeyeceğini söyledi. Önceki konularda uzun uzun bahsetmiştim zaten kendisi güvenilmez, karısını, öz çocuklarını dolandırabilecek kadar aşağılık biridir. "Gelmiyorsan, sizi öldürmeye geliyorum o zaman." diye bir şey söyleyip telefonu kapattı. Böyle olunca ben de "Kalkın, karakola gidelim." dedim.
Alelacele hazırlandık, aşağıya iniyorduk ki binadan çıkmamıza bir merdiven kala gelip önümüzü kesti. Anneme vurmaya çalıştı. Daha önceden de uğradığım şiddeti annem seyirci gibi izlediği için kendisini pek sevmediğimi söylemiştim o konuda. Lakin ben onun gibi sinema filmi seyreder gibi bakamadım. Araya girdim. "Anneme vuramazsın." falan dedim. O da çok bir şey yapamadı ama itiş kakış oldu ve annemden anahtarı alıp eve çıktı.
Sonrasında ben de hem KADES'e bastım hem de polisi aradım. Yolda falan da adresi bulamadıkları için aradılar bir defa. Bu konum açıkken butona basma olayı neden var, bilmiyorum. Yani diyelim ölüm kalım anında bastım butona, boğazıma bıçak dayalı telefonu açıp adres tarifi mi yapacağım? İkinci defa arayıp nerede kaldıklarını sordum. Sağ olsunlar on saat sonra geldiler. O ara biz binanın az ilerisinde bekliyoruz. Çünkü bize gidip evi yakacağım tarzı şeyler de söyledi. O yüzden polis eve gelsin diye bekledik.
Neyse polis geldi. Eve çıktı. Zaten daha binanın önünde "Durun bir bakalım. Bir yanlış anlama olmuştur." tarzında konuştular. Başta bize attığı yalanlardan atmaya başladı kapıya çıkınca baba şahsı. Sonra bir anda "Benim imam nikahlı karıma kimse karışamaz." diye bağırdı. Meğerse Özbek bir kadını getirecekmiş ama bizde kalacak, biz giderlerini karşılayacağız diye hem annemin hem de onun notere gidip imza vermesi gerekiyormuş. Kadın ülkeye girebilsin ve kalabilsin diye. Yani devlete yük olmayacağının taahhütü gibi. Anladığım kadarıyla bu şekilde.
Bu arada imam nikahı ifadesi tamamen polise dindar görünme çabası. P..evenk olduğunu gizleme isteği. Çünkü daha önce ki konularda da bahsetmiştim. Kendisi pis işlerle uğraşır. Konuşmalarından anladığımız baya bu kadın ticareti olaylarının içerisinde yer aldığı yönünde. Yani imamın gidip fuhuşhanede bunlara nikah kıydığını zannetmiyorum. Şerefsizliğine kılıf buluyor işte. Fuhuşa böyle şeyler karıştırınca masum görünüyor gözlerinde sanırsam.
O ara polisin yanında bizi tehdit dahi etti. "Bu yaptıklarınızı sizin yanınıza bırakmayacağım, şimdiden söylüyorum haberiniz olsun." dedi. Benim ilk defa polislik bir işim oldu. Tamam, dizi filmlerde ki gibi gözü kara polis figürü beklemiyorum. Biliyorum belirli bir görev tanımları var. Ama adam önlerinde bizi tehdit ediyor. Sürekli abi abi deyip durdular.
Polis ile aşağı indik. "Adamın kendi evi, biz bir şey yapamayız." tarzı konuştular. Ben orada bahsediyorum. "Bu nasıl rezillik? Metreslerinden birini ülkede tutmak için resmi nikahlı karısını kandırıp imza almaya çalışıyor." falan diye . Oradan bir polisi memuru da "Bizim törelerimizde çok eşlilik var." diye bir şeyler zırvalamaya başladı, peygamberler dönemine girdi. Zaten orada bir kötü oldum. Biz canımızı kimlere emanet ediyoruz diye. Tamam görev tanımında yoksa karışmıyorum de sus bari. Çağ öncesi şeyleri savunmanın da bir manası yok. Zaten on saat sonra gelmişsiniz. Bir de yolda arıyorlar, hangi bina diye. Yani farz edelim ki ölüm aşamasında ben butona bastım. Ölürken sana adres tarifi mi yapacağım? Konum açık ya zaten bu uygulama bunun için yok mu? Bir de bunu söyleyen polisi de geçtim, gencecik bir çocuk. Seksen yaşındaki dedem bile böyle çağ dışı kalmış görüşleri savunmaz. "Bütün ümidim gençliktedir. "diyen Ata'mın kemikleri sızlamıştır.
Neyse, annemleri aldım ve şubeye gittik şikayetçi olmak için. Ben, şikayetçi ol dedim. Vücudunda darp izi olmadığı ve herhangi bir tehdit mesajı falan olmadığı için şikayetçi olmamış. Polis savcılığı gidip şikayetçi olsan da beş yıl bile sürebilir, demiş. Uzaklaştırma talebinde bulundu. Eve uzaklaştırma çıkmadı bu arada, tedbir kararı çıkmış.
Şu an amcamlardayız. O gün evden nasıl kaçtıysak o kıyafetler var üzerimizde. Birkaç gün önce gece alkollüyken gelip kapıya dayandı. Polisi aradım, polis geldi. Polisi görünce gidiyordu, polis uzaklaştığında kapıya dayanıp zile basmaya başlıyordu. Ve ne hikmetse sürekli binanın çevresinde dolaşıp birkaç dakikada bir gelip zile parmağını yapıştıran sarhoş şahsı polis bulamadığını söyledi. Şubeye gidip olayı anlattığımızda "Kendi evinize gidin. Gelirse arayın, yakalayalım." diyorlar. Ee şahıs eve gidip kilidi değiştirirseniz baltayla gelip kapıyı kırıp sizi öldürürüm, diyor. Eve nasıl gidelim? Polis minimum yarım saatte geliyor. O kadar sürede bizi otuz parçaya ayırır. Amcamlarda çakılı kaldık bu yüzden.
Ne olacak hiç bilmiyorum. Baba kişisi anlaşmalı boşanalım ama ev bende kalacak, çocuklar gelip evde yaşasınlar diyor. Sorabilir miyim ben veya iki kız kardeşim böyle bir pislikle nasıl yalnız kalabiliriz? Böyleleri sıkışınca karısını, kızlarını da satmazlar mı? Evi almak istesek buradan sağ olsun bir avukat hanıma sormuştum söyledi evin hepsini almamız mümkün değilmiş. Diyorum ki iyi bir avukat tut. Çekişmeli boşanma davası açsın. Boşanma sürecinde ev sana tahsis edilir. Tedbir nafakası bağlanır. Şiddet, aldatma vs ispat edersen evin de yarısından fazlasını alabilirsin. Öyle bakıyor. İstiyor ki biri avukatı tutsun onun önüne bıraksın al bu senin avukatın diye.
Annem hayatında hiç çalışmamış ve çalışması gündeme dahi gelmiyor. İnsanlarla konuşuyor, kızın atanırsa onunla gidersin diye tonla fikir ortaya atılıyor. Geçmişte yaşadıklarımızı, onları sevmememi, istemememi her şeyi bir kenara koyuyorum, her şey güllük gülistanlık olsaydı bile ben üç kişinin maddi ve manevi sorumluluğunu nasıl üzerime alabilirim ki alt tarafı bir hemşire maaşıyla? Yıllardır bana bir şey vermemişler, benden bir şey beklemesinler diye hep çok kırıcı konuştum. Hep geri kalan hayatımda onları asla görmek istemediğimden bahsettim. Asla olumlu konuşmadım. Unutuyor mu unutmuş gibi mi yapıyor, anlamadım.
Gerçekten eskisi gibi yine şuradan atlasam nasıl olur diye intihara meyilli şeyler düşünmeye başladım. Ne yapacağım hiç bilmiyorum.
GÜNCELLEME:
Konu on bin defa görüntülenmiş. Okuyan, okumayan, paylaşım yapan herkese teşekkürler.
Yeniden bilgi aktarımınıza ihtiyacım var.
Hâlâ amcamlardayız, eve gidemiyoruz çünkü uzaklaştırma kararı olmasına rağmen baba kişisinin oldukça manyakça tehditleri var. KPSS'ye hazırlandığımı belirtmiştim. Yarım yamalak ders çalışabiliyorum çünkü burada ders çalışabilecek alan ve imkan maalesef ki pek yok. Kütüphaneye gidiyorum ama orada da zaman sınırı var, birkaç saat kalabiliyorum yalnızca. Üniversiteden mezun olduktan sonra hem ikinci lisansımı okuma hayali hem de KPSS'ye çalışmak için işe girmediğimi belirtmiştim. Bunu eleştirenler olmuş. Öncelikle ailesi düzün olan, ailesi maddi desteği sağlayan gençler dahi KPSS kasıp atanmaya çalışıyor çünkü özel sektör maaşları sadaka gibi. Hele de sağlık sektörü için ve hele de benim gibi tecrübesiz kişiler için. Bunun yanında KPSS çalışırken ekstradan mat2 ve edebiyat çalıştım. Sadece üniversite sınavına hazırlandığım, böyle bir aileden beni yeniden okutmalarını bekliyormuşum gibi bir algı da oluşmuş çünkü. Çocukluğumdan beri kimseden bir şey beklemedim, beklemiyorum da. Evde kaldığım süreçte edindiğim kitapları dahi üniversitedeyken çalışıp kazanıp biriktirdiğim paralar ile aldım. Sadece yaşım ilerlemeden yeni bir bölüme daha girebilmek istedim çünkü baskı yüzünden okuduğum bu meslekten gerçekten nefret ediyorum. İkisi bir senede aradan çıksın diye planlamıştım.
Ve maalesef olmadı. Bu kaosun içinde son haftalarda biraz bile çalışamadan tek başıma gidip üniversite sınavına girdim. Eşit ağırlıktan yüz bin, sözelden yirmi bin yaptım. Pek çok bölüm gelse de istediğim bölüm yine gelmiyor. KPSS'ye ise on gün kaldı. Ben de sınavdan sonra hemen işe girebilmek için birkaç hastaneye iş başvurusu yaptım. Dün sabah bir hastane aradı. Lojmanlarının olduğunu ve görüşmek istediklerini söylediler. Ben de kabul ettim çünkü hem birikmiş param suyunu çekiyor. Hem burada sığıntı gibi yaşıyoruz, süreç nasıl olacak hiç belli değil. Hem de sınavdan istediğim puanı alabilecek miyim, alsam bile hemen atanacak mıyım belli değil. Ancak tereddütlerim var.
Henüz görüşme için vakit var. Ama özel hastanelerin hemşire lojmanı nasıl oluyor, ben orada kalabilir miyim? Temizlik, disiplin falan nasıl? İlk yüz yüze görüşmem olacak. Ne sormalıyım, neler talep etmeliyim? Sözleşme imzalarsam ve olurda atanırsam veya çıkmak istersem şak diye istediğimde bırakabilir miyim? Bir senedir elime enjektör bile almadım, sosyoekonomik düzeyi çok yüksek hastaların geldiği bir kurum, çok sıkıntı yaşar mıyım? Evet şimdi de bunlar aklımı kurcalıyor. Özellikle lojmanlar hakkında bilgisi olan kişiler yardımcı olabilirse çok minnettar olurum.
**********
Öncelikle, belki hatırlayanlar vardır, aşağıya linkini bıraktığım konu benim önceki konum.
Babamı sevmemekte kesinlikle haklıyım, peki ya annemi sevmemekte de haklı değil miyim?
Son aylarda derslere yüklenip, Kpss'ye girip bambaşka bir şehirde tek başıma 1+1 evimde yeni bir hayat kurma planları yaparken yine hevesim kursağımda kaldı lanet olsun ki. İki gün önce babam(olayları anlatırken kişiler karışmasın diye baba diyorum, normalde şerefsiz diye bahsederim), annemi aradı ve acil notere gelip imza atması gerektiğini söyledi. Annem sorguladığında ise "Bir misafir var, çok sorgulama. Gel imza at." tarzında yanıt verdi. Annem de haklı olarak gitmeyeceğini söyledi. Önceki konularda uzun uzun bahsetmiştim zaten kendisi güvenilmez, karısını, öz çocuklarını dolandırabilecek kadar aşağılık biridir. "Gelmiyorsan, sizi öldürmeye geliyorum o zaman." diye bir şey söyleyip telefonu kapattı. Böyle olunca ben de "Kalkın, karakola gidelim." dedim.
Alelacele hazırlandık, aşağıya iniyorduk ki binadan çıkmamıza bir merdiven kala gelip önümüzü kesti. Anneme vurmaya çalıştı. Daha önceden de uğradığım şiddeti annem seyirci gibi izlediği için kendisini pek sevmediğimi söylemiştim o konuda. Lakin ben onun gibi sinema filmi seyreder gibi bakamadım. Araya girdim. "Anneme vuramazsın." falan dedim. O da çok bir şey yapamadı ama itiş kakış oldu ve annemden anahtarı alıp eve çıktı.
Sonrasında ben de hem KADES'e bastım hem de polisi aradım. Yolda falan da adresi bulamadıkları için aradılar bir defa. Bu konum açıkken butona basma olayı neden var, bilmiyorum. Yani diyelim ölüm kalım anında bastım butona, boğazıma bıçak dayalı telefonu açıp adres tarifi mi yapacağım? İkinci defa arayıp nerede kaldıklarını sordum. Sağ olsunlar on saat sonra geldiler. O ara biz binanın az ilerisinde bekliyoruz. Çünkü bize gidip evi yakacağım tarzı şeyler de söyledi. O yüzden polis eve gelsin diye bekledik.
Neyse polis geldi. Eve çıktı. Zaten daha binanın önünde "Durun bir bakalım. Bir yanlış anlama olmuştur." tarzında konuştular. Başta bize attığı yalanlardan atmaya başladı kapıya çıkınca baba şahsı. Sonra bir anda "Benim imam nikahlı karıma kimse karışamaz." diye bağırdı. Meğerse Özbek bir kadını getirecekmiş ama bizde kalacak, biz giderlerini karşılayacağız diye hem annemin hem de onun notere gidip imza vermesi gerekiyormuş. Kadın ülkeye girebilsin ve kalabilsin diye. Yani devlete yük olmayacağının taahhütü gibi. Anladığım kadarıyla bu şekilde.
Bu arada imam nikahı ifadesi tamamen polise dindar görünme çabası. P..evenk olduğunu gizleme isteği. Çünkü daha önce ki konularda da bahsetmiştim. Kendisi pis işlerle uğraşır. Konuşmalarından anladığımız baya bu kadın ticareti olaylarının içerisinde yer aldığı yönünde. Yani imamın gidip fuhuşhanede bunlara nikah kıydığını zannetmiyorum. Şerefsizliğine kılıf buluyor işte. Fuhuşa böyle şeyler karıştırınca masum görünüyor gözlerinde sanırsam.
O ara polisin yanında bizi tehdit dahi etti. "Bu yaptıklarınızı sizin yanınıza bırakmayacağım, şimdiden söylüyorum haberiniz olsun." dedi. Benim ilk defa polislik bir işim oldu. Tamam, dizi filmlerde ki gibi gözü kara polis figürü beklemiyorum. Biliyorum belirli bir görev tanımları var. Ama adam önlerinde bizi tehdit ediyor. Sürekli abi abi deyip durdular.
Polis ile aşağı indik. "Adamın kendi evi, biz bir şey yapamayız." tarzı konuştular. Ben orada bahsediyorum. "Bu nasıl rezillik? Metreslerinden birini ülkede tutmak için resmi nikahlı karısını kandırıp imza almaya çalışıyor." falan diye . Oradan bir polisi memuru da "Bizim törelerimizde çok eşlilik var." diye bir şeyler zırvalamaya başladı, peygamberler dönemine girdi. Zaten orada bir kötü oldum. Biz canımızı kimlere emanet ediyoruz diye. Tamam görev tanımında yoksa karışmıyorum de sus bari. Çağ öncesi şeyleri savunmanın da bir manası yok. Zaten on saat sonra gelmişsiniz. Bir de yolda arıyorlar, hangi bina diye. Yani farz edelim ki ölüm aşamasında ben butona bastım. Ölürken sana adres tarifi mi yapacağım? Konum açık ya zaten bu uygulama bunun için yok mu? Bir de bunu söyleyen polisi de geçtim, gencecik bir çocuk. Seksen yaşındaki dedem bile böyle çağ dışı kalmış görüşleri savunmaz. "Bütün ümidim gençliktedir. "diyen Ata'mın kemikleri sızlamıştır.
Neyse, annemleri aldım ve şubeye gittik şikayetçi olmak için. Ben, şikayetçi ol dedim. Vücudunda darp izi olmadığı ve herhangi bir tehdit mesajı falan olmadığı için şikayetçi olmamış. Polis savcılığı gidip şikayetçi olsan da beş yıl bile sürebilir, demiş. Uzaklaştırma talebinde bulundu. Eve uzaklaştırma çıkmadı bu arada, tedbir kararı çıkmış.
Şu an amcamlardayız. O gün evden nasıl kaçtıysak o kıyafetler var üzerimizde. Birkaç gün önce gece alkollüyken gelip kapıya dayandı. Polisi aradım, polis geldi. Polisi görünce gidiyordu, polis uzaklaştığında kapıya dayanıp zile basmaya başlıyordu. Ve ne hikmetse sürekli binanın çevresinde dolaşıp birkaç dakikada bir gelip zile parmağını yapıştıran sarhoş şahsı polis bulamadığını söyledi. Şubeye gidip olayı anlattığımızda "Kendi evinize gidin. Gelirse arayın, yakalayalım." diyorlar. Ee şahıs eve gidip kilidi değiştirirseniz baltayla gelip kapıyı kırıp sizi öldürürüm, diyor. Eve nasıl gidelim? Polis minimum yarım saatte geliyor. O kadar sürede bizi otuz parçaya ayırır. Amcamlarda çakılı kaldık bu yüzden.
Ne olacak hiç bilmiyorum. Baba kişisi anlaşmalı boşanalım ama ev bende kalacak, çocuklar gelip evde yaşasınlar diyor. Sorabilir miyim ben veya iki kız kardeşim böyle bir pislikle nasıl yalnız kalabiliriz? Böyleleri sıkışınca karısını, kızlarını da satmazlar mı? Evi almak istesek buradan sağ olsun bir avukat hanıma sormuştum söyledi evin hepsini almamız mümkün değilmiş. Diyorum ki iyi bir avukat tut. Çekişmeli boşanma davası açsın. Boşanma sürecinde ev sana tahsis edilir. Tedbir nafakası bağlanır. Şiddet, aldatma vs ispat edersen evin de yarısından fazlasını alabilirsin. Öyle bakıyor. İstiyor ki biri avukatı tutsun onun önüne bıraksın al bu senin avukatın diye.
Annem hayatında hiç çalışmamış ve çalışması gündeme dahi gelmiyor. İnsanlarla konuşuyor, kızın atanırsa onunla gidersin diye tonla fikir ortaya atılıyor. Geçmişte yaşadıklarımızı, onları sevmememi, istemememi her şeyi bir kenara koyuyorum, her şey güllük gülistanlık olsaydı bile ben üç kişinin maddi ve manevi sorumluluğunu nasıl üzerime alabilirim ki alt tarafı bir hemşire maaşıyla? Yıllardır bana bir şey vermemişler, benden bir şey beklemesinler diye hep çok kırıcı konuştum. Hep geri kalan hayatımda onları asla görmek istemediğimden bahsettim. Asla olumlu konuşmadım. Unutuyor mu unutmuş gibi mi yapıyor, anlamadım.
Gerçekten eskisi gibi yine şuradan atlasam nasıl olur diye intihara meyilli şeyler düşünmeye başladım. Ne yapacağım hiç bilmiyorum.
Son düzenleme: