Bir sergi kararsızlığı: Yerimde olsanız ne yapardınız?

Yorumlar için teşekkür ederim arkadaşlar; resimlerimin bir kısmını rastgele yüklüyorum (Zaten hepsi birbirinin aynı sayılır), bunlardan birkaçını verip geçeceğim. Yetersizler derken ciddiydim; hepsi eksik, hepsinde sonlara doğru sıkılganlık belli, istediğim gibi değil benim için; bazılarının hataları ise bariz bağırıyor.

Ama bu huyumu kırmam gerektiğine karar verdim yoksa ilerleyemeyeceğim ve aynı yerde saydıkça canımı sıkıp hiçbir şey yapmadan geberip gideceğim, yorumlarınızın etkisini göz ardı edemem; sergiye katılacağım bunlardan artık hangisini isterse hoca.
Teşekkür ederim vakit ayıran herkese.
Allllah seni napmasin. Bunlar mı olmamış 😮😮😮😮😮😮
 
Resim çook ama çok göreceli bir sanat dalı . Bir resim bazısının dikkatini bile çekmezken kimine olağanüstü gelebilir . Sonuçta sizin el emeğiniz . Bir çaba harcadınız , kendinizden birşeyler kattınız . Kusurlarıyla dahi o sergide yer almayı hakediyorlar bence :)

Edit: resimlerinizi şimdi gördüm ve tek kelimeyle tarzınıza BA-YIL-DIMMM
 
Ben kendi adıma çok beğendim. Sanırım alma fırsatını olsa birkaç tanesini özellikle beğendim, alır evime asardim yani. O derece güzeller. Herkese farklı şeyler çağrıştırır derlerdi doğruymuş. Renkler ne kadar parlak ve albeniliyse o kadar da gizemli, pozitif hissettirdi ama bir yandan da tuhaf bir karanlık. Vay anasını 😁 normalde resimler bende bir his uyandirmaz
 
ya yapma gangsta ,katılacaksın tabi ki.biliyorsun benim resimleri ,ben bile sergiye katıldım.hatta biliyorsun atölye açmıştık(malesef yürütemedik,kapatıyoruz)orada göçebe tuvaller diye bir sergi oldu.tanınmış ressamlar falan ,fiyatları görsen 10000 tl den başlıyor ki,çoğunu beğenmedim.senin bir tarzın var.sen olmuşsun bizim hocanın deyimiyle.
ben de bu süre zarfında bir tarz oluşturdum.taklit ve röprodüksiyondan yavaş yavaş kurtuluyorum.istanbul sokakları çalışmaya devam edeceğim ama.onun yeri ayrı.
kendi özgün çalışmalarımı bir ara insta ya yüklerim.gülmekten ölürsün.on da bile hocamız sağolsun yüreklendirdi.
bir değil birkaç resmin katılmalı sergiye.keşke göçebe tuvaller sergisini haber verseydim sana,katılırdın belki.yine de face ten takip edebilirisin,ara ara illeri gezip,sergi açıyorlar.senin resimlerin sergilenmeye değer.bu kadar mütavazi olma.
 
Bunların arasında yüzümü tam veren çalışma, şu ortasından yılan geçen, gözleri kapalı, otopsi izi olan kadın (Onda da asimetrik çalıştım). Diğerleri yüzümün bozuk halleri. Çeneden ve burundan bir miktar çekilmiş gibi düşünebilirsin, bazılarında ise yüz şiş; evet, kendimden başlayıp bozarak yapıyorum. Teşekkür ederim, baktığımda gördüğüm genelde fırça izleri, sıkılınıp uğraşılmamış ayrıntılar (Mesela ellerin ayrıntıları beni acayip sıkıyor ve çoğunda atlayıp geçiyorum, sonra da gözüme batıyor işte), ters boyanmış halka ve yuvarlaklar (3. boyutu vereyim diyorum ama iki boyutlu bırakıp geçiyorum, buna da sinirleniyorum)

Başlayacağım bu sefer. Kaçmak yok.
Merhaba. Yetenekli olduğunuz anlaşılıyor. Resim yaparken neyi önemsediğinizi bilemiyorum ama resimde önemli bulduğum ayrıntıları düşünerek yorumlamak istedim resimlerinizi. Ben yaptığım işlerde analiz içeren yorumlar duymayı beklediğim için "oo bunlar süper, katıl mutlaka." gibi bir yorum yapamayacağım.

Öncelikle resimlerinizi çok kasvetli buldum. Bu bir eleştiri değil, neyi yansıtmak isterseniz onu çizersiniz, ne düşündürmek isterseniz onu çizersiniz, sanat böyle bir şey. Resimlerdeki çok parlak renkler, yoğun kontrast göz yorucu. Ben biraz daha baktıkça rahatladigim resimleri severim. Sizin resimlerinizde buhran, kaos, keskin ve fazla tehditkar net bir tavır görüyorum. Sizi buradaki yazilarinizdan tanımıyor olsam da aynı şeyi daha yuvarlak tabirlerle yine söylerdim sanırım.

Beden duruşları ve oranlar özenilmemiş hissi veriyor. Bu ayrıntı sizin için önemli olmayabilir, özellikle orantısız çiziyor da olabilirsiniz tabi. Fırça darbelerinin belirgin olması bence tek başına acemi havası veren unsur değil. Hatta kimi resimlerde dagitilmadan konmuş renkler, çok belirgin fırça darbeleri birleştiğinde çok etkileyici bir bütün yaratır. Sizin çizimlerinizdeki fırça izleri "Boyut vermek istiyorum ama şu an nasıl yapmam gerektiğinden pek emin değilim. Gözlem yapmam gerek, bir kaç çalışma incelemem ve daha çok ugrasmam gerek. Ama kafamda çoktan yeni resmimin ayrıntıları şekillendi, bundan da sıkıldım, bitirivereyim, yenisine geçeyim. En özensiz bıraktığım bile nasılsa ortalama üstü." diyor bana.

İçimi en açan görüntü otopsi konulu olan. Renkler gerçeğe yakın ve daha yumuşak dokunuşlar olduğu için sanırım. Ama konu benim için hala fazla iç bunaltıcı. Bunu yazarken derin nefesler alıyorum :)

Portre çalışmayı ben de çok severim. Fakat uzayan işleri hiç sevmiyorum. Kısa süreli çok yoğun konsantrasyon gösterebilirim. Uzun zaman isteyen işlerde konsantrasyonum ortalama altı oluyor. Başladığım resim çok zaman alıyorsa öyle yarım bırakırım. Tamamlama iştahı gelene kadar o resimden sıkılmış ve soğumuş olurum. O resim yarım beklediği için de yeni işlerime motive olamam. Sizin de sanırım böyle bir probleminiz var. Ben daha az uğraş istediği ve daha guzel işler cikarabildigim için dijital resim yapmaya başladım. Çok eğleniyorum, çok güzel vakit gecirebiliyorum ve kesinlikle kağıttan daha özgür bir çalışma ortamında daha özgün isler çıkarabiliyorum. Bilgisayarda iyiyseniz bir deneyin derim.

Son olarak sergiye katılın bence de. En azından yeniden bir sergiye katılmak istiyor musunuz, bir sergi açmak istiyor musunuz, onu netlestirmis olursunuz.
 
Resimlerinizde bazı noktaları hep saklamissiniz ya da çok oynasmissiniz eller gibi mesela.

Ruh haliniz çok karmaşık. Rengarenk ama kasvetli bir havası var. Sanki bu hava sergiden sonra kaybolup gidecek gibi duruyor :)

Genel itibariyle beğendim gercekten. Karakterli resimlerimiz var.

Resim çok göreceli yorumlar alır. Herkes baska açıdan bakar.

Önemli olan sizin gercekten begenerek sunmaniz. O enerjiyi vermelisiniz.
 
ya yapma gangsta ,katılacaksın tabi ki.biliyorsun benim resimleri ,ben bile sergiye katıldım.hatta biliyorsun atölye açmıştık(malesef yürütemedik,kapatıyoruz)orada göçebe tuvaller diye bir sergi oldu.tanınmış ressamlar falan ,fiyatları görsen 10000 tl den başlıyor ki,çoğunu beğenmedim.senin bir tarzın var.sen olmuşsun bizim hocanın deyimiyle.
ben de bu süre zarfında bir tarz oluşturdum.taklit ve röprodüksiyondan yavaş yavaş kurtuluyorum.istanbul sokakları çalışmaya devam edeceğim ama.onun yeri ayrı.
kendi özgün çalışmalarımı bir ara insta ya yüklerim.gülmekten ölürsün.on da bile hocamız sağolsun yüreklendirdi.
bir değil birkaç resmin katılmalı sergiye.keşke göçebe tuvaller sergisini haber verseydim sana,katılırdın belki.yine de face ten takip edebilirisin,ara ara illeri gezip,sergi açıyorlar.senin resimlerin sergilenmeye değer.bu kadar mütavazi olma.

Hunter abla ya beni sıkılganlığım, bıkmalarım bitiriyor. İdare eder-vasat iş çıkarmaktan fenalıklar geldi ve git gide artıyor. Başta özenerek ve pürdikkat başladığım resmin devamı "Bitsin öff" haline dönmüş fırça izi ve geçiştirmeler ile kaynıyor. Kendi kendimi bu konuda terbiye edemedikçe de deliriyorum. Şu hayatta şu meseleyi taktığım kadar daha bir şeyi takmıyorum, bi bunu düzgün yapayım en iyisini yapayım bunun diyorum ama sanırım bu kadarım, benden bu kadar diyorum sonra. İşimi, mesleğimi ne varsa bıraktım, bi çocukluk hayaline yapıştım. İnsanın hedefe kilitli, sabırlı ve gayretli olması gerekir bu kadar uğraşmış, hayatını sıfırlamışken, ince ince işlemesi gerekir ama kendi kendimi sabote ediyorum işte.

Sizin grubu face'te ekledim diye hatırlıyorum ya da bakıp çıktım mı hatırlayamadım şimdi; ya bi de güzel işler gördükçe daha bi can sıkar oldum. :) Çocuk gibi oluyorum ya.

Merhaba. Yetenekli olduğunuz anlaşılıyor. Resim yaparken neyi önemsediğinizi bilemiyorum ama resimde önemli bulduğum ayrıntıları düşünerek yorumlamak istedim resimlerinizi. Ben yaptığım işlerde analiz içeren yorumlar duymayı beklediğim için "oo bunlar süper, katıl mutlaka." gibi bir yorum yapamayacağım.

Öncelikle resimlerinizi çok kasvetli buldum. Bu bir eleştiri değil, neyi yansıtmak isterseniz onu çizersiniz, ne düşündürmek isterseniz onu çizersiniz, sanat böyle bir şey. Resimlerdeki çok parlak renkler, yoğun kontrast göz yorucu. Ben biraz daha baktıkça rahatladigim resimleri severim. Sizin resimlerinizde buhran, kaos, keskin ve fazla tehditkar net bir tavır görüyorum. Sizi buradaki yazilarinizdan tanımıyor olsam da aynı şeyi daha yuvarlak tabirlerle yine söylerdim sanırım.

Beden duruşları ve oranlar özenilmemiş hissi veriyor. Bu ayrıntı sizin için önemli olmayabilir, özellikle orantısız çiziyor da olabilirsiniz tabi. Fırça darbelerinin belirgin olması bence tek başına acemi havası veren unsur değil. Hatta kimi resimlerde dagitilmadan konmuş renkler, çok belirgin fırça darbeleri birleştiğinde çok etkileyici bir bütün yaratır. Sizin çizimlerinizdeki fırça izleri "Boyut vermek istiyorum ama şu an nasıl yapmam gerektiğinden pek emin değilim. Gözlem yapmam gerek, bir kaç çalışma incelemem ve daha çok ugrasmam gerek. Ama kafamda çoktan yeni resmimin ayrıntıları şekillendi, bundan da sıkıldım, bitirivereyim, yenisine geçeyim. En özensiz bıraktığım bile nasılsa ortalama üstü." diyor bana.

İçimi en açan görüntü otopsi konulu olan. Renkler gerçeğe yakın ve daha yumuşak dokunuşlar olduğu için sanırım. Ama konu benim için hala fazla iç bunaltıcı. Bunu yazarken derin nefesler alıyorum :)

Portre çalışmayı ben de çok severim. Fakat uzayan işleri hiç sevmiyorum. Kısa süreli çok yoğun konsantrasyon gösterebilirim. Uzun zaman isteyen işlerde konsantrasyonum ortalama altı oluyor. Başladığım resim çok zaman alıyorsa öyle yarım bırakırım. Tamamlama iştahı gelene kadar o resimden sıkılmış ve soğumuş olurum. O resim yarım beklediği için de yeni işlerime motive olamam. Sizin de sanırım böyle bir probleminiz var. Ben daha az uğraş istediği ve daha guzel işler cikarabildigim için dijital resim yapmaya başladım. Çok eğleniyorum, çok güzel vakit gecirebiliyorum ve kesinlikle kağıttan daha özgür bir çalışma ortamında daha özgün isler çıkarabiliyorum. Bilgisayarda iyiyseniz bir deneyin derim.

Son olarak sergiye katılın bence de. En azından yeniden bir sergiye katılmak istiyor musunuz, bir sergi açmak istiyor musunuz, onu netlestirmis olursunuz.

Özelden yazdığım mesajımın bir kısmını buraya ilave edeyim:

Renk kullanışım ile ilgili çok şey söylüyor hocam (Eski hocalarım da söylerdi); zıt renkleri, bakanı uyaracak şekilde resim içine yedirebiliyormuşum, bu öğretilemezmiş, yetenekmiş-ruhmuş (Ama farkında olarak yapmıyorum) ama çok çabuk bıktığım için acelecilikten kaybediyormuşum, biraz dişimi sıkmalı ve geçiştirmemeliymişim. Genellikle hocamın gazlaması olarak düşünüyordum bu söylemlerini ama daha sık duyar oldum bunu, bu yüzden şaşırıyorum "Cidden bi havası var galiba, olmadı diye kaldırıp atmamalıyım" da diyorum.

Bipolar hastasıyım, depresyonun da maninin de (Yani çöküşün en ucu ve yaşamın en heyecanlı ve istekli anlarını da), hissettim; bu da renklerle çıkıyor galiba ortaya. Biraz da düzgün çizimle çıksaydı iyi olurdu. :) Ölçülü çizmeyi öğrendim, 6 ay boyunca anatomi de gördük ama bunları da bozuyorum istemsizce, yüzün oranını, kol ve bacakların uzunluğunu, hepsini değiştiriyorum, işte sonra bir de ona sinirleniyorum. Eski hocam bunun hata değil üslup olduğunu ve bozarak ahenk verdiğimi, ölçülere uyup uymamayı bırakıp, bunu geliştirmem gerektiğini çünkü tarzımın bu olduğunu söylerdi. Yeterli gelmiyor, vallahi şuraya aynı konunun laciverti minvalinde konular açmaktan da yıldım. Hiperrealist ressamlara takmış durumdayım, ki assla öyle olamayacağımı biliyorum. Tamamen elim dışı bir tarz çünkü. Kendi tarzımda da yerimde sayıyorum işte.

Sana hatalarımı söyleyeyim:
1)Kontrolü bir noktadan sonra kaybedecek, henüz alışkın olmadığım tuval boyutlarını kendimi denemek ve görmek için çalışmayı tercih ediyorum. Bu da bol hatalı resim olarak geri dönüyor. Atıyorum 50x50lerde çalışırken ara veriyor ve bir anda 200x200lere çıkarıyorum. Daha büyük alanda hakimiyet kurmak için kendimi sıkıyorum, bıkıyor ve çekiliyorum.

2)Bir resimden sıkıldığımda, onu kendi haline bırakmıyor, inatla sürdürüyorum. Hocalarım ve ressam bir teyzem beni bu konuda çok uyardı ve verdikleri tavsiyelere bir miktar uymaya da çalıştım. Mesela "Aynı anda 2-3 resme başla illa yapmak istiyorsan, sıkıldığını bırak diğerine geç" de dediler. Yok, inatla elimdeki işi bitireceğim derken kendimi bunaltıp aceleci davranıyorum, denk gele fırça sallıyorum bir süre sonra.

3)Temiz ve aynı yöntemle çalışmıyorum; bazen boyayı cam bir tabağa sıkıp adam akıllı karıştırırken, bazen direkt tuval üzerine sıkıp "Hadi kurumadan yetiştir bakalım" challengeı yapıyorum. Bunu neden yapıyorum bilmiyorum; kendi kendimi sabote ettiğimi, resmin bozulacağını-boyanın yetişmeyeceğini bilerek yapıyorum üstelik.

4)Ne zaman gerçekçi renklerle başlasam, üzerine başka renkler atmadan duramıyorum, yeterli gelmiyor. Mesela oradaki resimlerden birinde sarı renkli bir kız var, hani hayaletler etrafını sarmış; o resmin iki kat daha altı var.

Ve dahası...
Elime koluma sahip olamıyorum bazen, benim dışımda ilerliyor; kafamla elim yarışıyor konu resim olunca. Hani nasıl düzgün tarif edebilirim bu durumu onu da bilmiyorum, böyle anlatınca baya baya ruh hastalığı gibi duruyor :))
 
Hunter abla ya beni sıkılganlığım, bıkmalarım bitiriyor. İdare eder-vasat iş çıkarmaktan fenalıklar geldi ve git gide artıyor. Başta özenerek ve pürdikkat başladığım resmin devamı "Bitsin öff" haline dönmüş fırça izi ve geçiştirmeler ile kaynıyor. Kendi kendimi bu konuda terbiye edemedikçe de deliriyorum. Şu hayatta şu meseleyi taktığım kadar daha bir şeyi takmıyorum, bi bunu düzgün yapayım en iyisini yapayım bunun diyorum ama sanırım bu kadarım, benden bu kadar diyorum sonra. İşimi, mesleğimi ne varsa bıraktım, bi çocukluk hayaline yapıştım. İnsanın hedefe kilitli, sabırlı ve gayretli olması gerekir bu kadar uğraşmış, hayatını sıfırlamışken, ince ince işlemesi gerekir ama kendi kendimi sabote ediyorum işte.

Sizin grubu face'te ekledim diye hatırlıyorum ya da bakıp çıktım mı hatırlayamadım şimdi; ya bi de güzel işler gördükçe daha bi can sıkar oldum. :) Çocuk gibi oluyorum ya.



Özelden yazdığım mesajımın bir kısmını buraya ilave edeyim:



Sana hatalarımı söyleyeyim:
1)Kontrolü bir noktadan sonra kaybedecek, henüz alışkın olmadığım tuval boyutlarını kendimi denemek ve görmek için çalışmayı tercih ediyorum. Bu da bol hatalı resim olarak geri dönüyor. Atıyorum 50x50lerde çalışırken ara veriyor ve bir anda 200x200lere çıkarıyorum. Daha büyük alanda hakimiyet kurmak için kendimi sıkıyorum, bıkıyor ve çekiliyorum.

2)Bir resimden sıkıldığımda, onu kendi haline bırakmıyor, inatla sürdürüyorum. Hocalarım ve ressam bir teyzem beni bu konuda çok uyardı ve verdikleri tavsiyelere bir miktar uymaya da çalıştım. Mesela "Aynı anda 2-3 resme başla illa yapmak istiyorsan, sıkıldığını bırak diğerine geç" de dediler. Yok, inatla elimdeki işi bitireceğim derken kendimi bunaltıp aceleci davranıyorum, denk gele fırça sallıyorum bir süre sonra.

3)Temiz ve aynı yöntemle çalışmıyorum; bazen boyayı cam bir tabağa sıkıp adam akıllı karıştırırken, bazen direkt tuval üzerine sıkıp "Hadi kurumadan yetiştir bakalım" challengeı yapıyorum. Bunu neden yapıyorum bilmiyorum; kendi kendimi sabote ettiğimi, resmin bozulacağını-boyanın yetişmeyeceğini bilerek yapıyorum üstelik.

4)Ne zaman gerçekçi renklerle başlasam, üzerine başka renkler atmadan duramıyorum, yeterli gelmiyor. Mesela oradaki resimlerden birinde sarı renkli bir kız var, hani hayaletler etrafını sarmış; o resmin iki kat daha altı var.

Ve dahası...
Elime koluma sahip olamıyorum bazen, benim dışımda ilerliyor; kafamla elim yarışıyor konu resim olunca. Hani nasıl düzgün tarif edebilirim bu durumu onu da bilmiyorum, böyle anlatınca baya baya ruh hastalığı gibi duruyor :))
e ben de sıkılıyorum .yarım olan o kadar resmim var ki.birini hoca çok beğenmişti.tamamen doğaçlama bir çalışmaydı.bir yerde tıkandım kaldım.elim, tabloya gitmiyor.bunun gibi en az 10 tane var.birini karşıma alıyorum saatlerce seyrediyorum 1 fırça darbesi atıyorum,tekrar uzun uzun bakıyorum.en sonunda birşeyler çıkacak diyor hocam ama çıkmıyor işte.sabırla bekliyorum.benim de yapıp yapıp bozduğum resimlerin haddi hesabı yok.ama ben biraz da olursa olur havasında yapıyorum .sen daha mükemelliyetçisin bana göre.akışına bırak bence.yaptıkların gerçekten çok güzel.
bu ara da 2. madde tam da uyguladığım madde.bütün hocaların söylediği bu sıkılınca bırak.canın isteyince 2 fırça darbesi sür.ve birkaç resimi bir anda yap.hadi göreyim seni.:sampiyon: çok iyi yerlere geleceksin.
 
Hunter abla ya beni sıkılganlığım, bıkmalarım bitiriyor. İdare eder-vasat iş çıkarmaktan fenalıklar geldi ve git gide artıyor. Başta özenerek ve pürdikkat başladığım resmin devamı "Bitsin öff" haline dönmüş fırça izi ve geçiştirmeler ile kaynıyor. Kendi kendimi bu konuda terbiye edemedikçe de deliriyorum. Şu hayatta şu meseleyi taktığım kadar daha bir şeyi takmıyorum, bi bunu düzgün yapayım en iyisini yapayım bunun diyorum ama sanırım bu kadarım, benden bu kadar diyorum sonra. İşimi, mesleğimi ne varsa bıraktım, bi çocukluk hayaline yapıştım. İnsanın hedefe kilitli, sabırlı ve gayretli olması gerekir bu kadar uğraşmış, hayatını sıfırlamışken, ince ince işlemesi gerekir ama kendi kendimi sabote ediyorum işte.

Sizin grubu face'te ekledim diye hatırlıyorum ya da bakıp çıktım mı hatırlayamadım şimdi; ya bi de güzel işler gördükçe daha bi can sıkar oldum. :) Çocuk gibi oluyorum ya.



Özelden yazdığım mesajımın bir kısmını buraya ilave edeyim:



Sana hatalarımı söyleyeyim:
1)Kontrolü bir noktadan sonra kaybedecek, henüz alışkın olmadığım tuval boyutlarını kendimi denemek ve görmek için çalışmayı tercih ediyorum. Bu da bol hatalı resim olarak geri dönüyor. Atıyorum 50x50lerde çalışırken ara veriyor ve bir anda 200x200lere çıkarıyorum. Daha büyük alanda hakimiyet kurmak için kendimi sıkıyorum, bıkıyor ve çekiliyorum.

2)Bir resimden sıkıldığımda, onu kendi haline bırakmıyor, inatla sürdürüyorum. Hocalarım ve ressam bir teyzem beni bu konuda çok uyardı ve verdikleri tavsiyelere bir miktar uymaya da çalıştım. Mesela "Aynı anda 2-3 resme başla illa yapmak istiyorsan, sıkıldığını bırak diğerine geç" de dediler. Yok, inatla elimdeki işi bitireceğim derken kendimi bunaltıp aceleci davranıyorum, denk gele fırça sallıyorum bir süre sonra.

3)Temiz ve aynı yöntemle çalışmıyorum; bazen boyayı cam bir tabağa sıkıp adam akıllı karıştırırken, bazen direkt tuval üzerine sıkıp "Hadi kurumadan yetiştir bakalım" challengeı yapıyorum. Bunu neden yapıyorum bilmiyorum; kendi kendimi sabote ettiğimi, resmin bozulacağını-boyanın yetişmeyeceğini bilerek yapıyorum üstelik.

4)Ne zaman gerçekçi renklerle başlasam, üzerine başka renkler atmadan duramıyorum, yeterli gelmiyor. Mesela oradaki resimlerden birinde sarı renkli bir kız var, hani hayaletler etrafını sarmış; o resmin iki kat daha altı var.

Ve dahası...
Elime koluma sahip olamıyorum bazen, benim dışımda ilerliyor; kafamla elim yarışıyor konu resim olunca. Hani nasıl düzgün tarif edebilirim bu durumu onu da bilmiyorum, böyle anlatınca baya baya ruh hastalığı gibi duruyor :))
O renkler orada olmak için sizi zorluyorsa tarzınız demek ki bu. Önemli olan siz bundan ne kadar memnunsunuz. Tarzınızdan memnun değilseniz resme sizden yansıyan o duygudan gerçekte rahatsizsiniz belki. Tarzınızdan memnunsaniz renklerin gerçeğe benzememesinin bir önemi yok bence.

Sıraladığınız hataları bilerek yinelemek, koyvermek, dağıtmak, geçiştirmek belki bunlar da bipolar olmakla ilgilidir. Sonuç olarak aynı şeyi yeniden söylüyorum, size iyi gelip gelmeyeceğini görmek için bu sergiye katılın. Ama bence sırf resim yeteneğiniz var diye kendinizi resme mecbur da hissetmeyin. Ben sizin durumunuzda sanırım sadece acaba kendi kendimi mi engelliyorum sorusundan kurtulmak için katılırım sergiye. Sanat bence onu gören başkaları olmadığı müddetçe onu üretene haz verebilecek bir şey değil. Bir sergiye katılmadan, bu konuda olduğu gibi bir şekilde insanları bu resimlerden haberdar etmeden sizin de çizerek tatmin olamayacağınıza inanıyorum.
 
Bende amatör olarsk resim yapıyorum o kadar çok isterdim ki böyle bir fırsatım olmasını...
Bu kadar ısrar ettiklerine göre eminim ortaya güzel şeyler çıkarmışsınızdır
Çok heveslendim gerçekten
 
Yokuspokus Yokuspokus kanki naber ya ahhsjs. Şimdi arkadaşım resimlerine baktım uzun uzun. Ben de resim yapardım bir zamanlar eğitim de aldım. Profesyonel olamayacak kadar sıkılgan bir insan olduğum için bıraktım. Karakalem seviyorum ben zaten. Fırça ruhumu daraltıyor.

Nacizane fikrim, en çok beğendiğim resmin şu otopsi dikişi olan. Tabi doğru anladıysam. Otopsi dikişi değil mi o? Bypass da olabilir tabi. İki adet resmin inanılmaz özensiz göründü bana. Sadece ikisi ama moralin bozulmasın :) diğerleri gayet güzel. Ben fazla renkten ve hızlı geçişlerden hoşlanmıyorum lakin senin resimlerinde bulunan sarmalları sıkça kullanırdım ben de. Neden yılan anlatsana biraz ahahjsjs.

Tamam ciddileşiyorum. Gayet başarılısın ve tarzın hoş. Sadece sıkılganlığın ilk başta söylediğim resim dışında tüm resimlerinde hissediliyor. Birkaç teknik hata var belki de bilerek yapılmıştır bilemiyorum. Sergiye katılmalısın. Çok daha kötü resimler gördüm çeşitli sergilerde. Kendine haksızlık etme.
 
e ben de sıkılıyorum .yarım olan o kadar resmim var ki.birini hoca çok beğenmişti.tamamen doğaçlama bir çalışmaydı.bir yerde tıkandım kaldım.elim, tabloya gitmiyor.bunun gibi en az 10 tane var.birini karşıma alıyorum saatlerce seyrediyorum 1 fırça darbesi atıyorum,tekrar uzun uzun bakıyorum.en sonunda birşeyler çıkacak diyor hocam ama çıkmıyor işte.sabırla bekliyorum.benim de yapıp yapıp bozduğum resimlerin haddi hesabı yok.ama ben biraz da olursa olur havasında yapıyorum .sen daha mükemelliyetçisin bana göre.akışına bırak bence.yaptıkların gerçekten çok güzel.
bu ara da 2. madde tam da uyguladığım madde.bütün hocaların söylediği bu sıkılınca bırak.canın isteyince 2 fırça darbesi sür.ve birkaç resimi bir anda yap.hadi göreyim seni.:sampiyon: çok iyi yerlere geleceksin.

İnşallah ya, kendime çok uyuz oluyorum artık. Kendi kendime ediyorum.
Bunların hepsi kafadan sallamasyon, hayal ürünü. Sadece kızılderili başlığının kafada nasıl göründüğünü anlamak için netten bir fotoğrafa baktım, gerisi yine gelişi güzel. Evet, ben "Olursa olur" diyemiyorum, kafamda bi resim oluşuyor, her ayrıntısı ile belirleniyor rüya gibi; sonra onu yapmaya çalışırken abuk subuk hallere giriyor resim, asabım bozuluyor. Bir de o resmi olduğu gibi çıkarabileceğimi biliyorum ya, sadece doğru anda resimden uzaklaşmam, bırakmam, kalemle işaretlemem ölçmem ve o ölçüye uymam gerekiyor. Yok... Kalemle ne işaretleme var, ne ölçme biçme, ne bekleme; hurra denk gele... Eh sonuç da haliyle istediğimden farklı çıkıyor, ne umuyorsam.
Yok kendimi aşmam lazım bu konuda.

Bir ablamız var kursta, kadına imreniyorum ya imreniyorum, onun disiplini bende olsaydı ah diyorum. Kadın en ince detayına kadar işaretliyor, ölçüyor; ben elime cetvel almıyorum ya... Yok, bu huyumu da kıracağım, olmuyor ya. Kendimle uğraşmalarım bi bitmedi.

O renkler orada olmak için sizi zorluyorsa tarzınız demek ki bu. Önemli olan siz bundan ne kadar memnunsunuz. Tarzınızdan memnun değilseniz resme sizden yansıyan o duygudan gerçekte rahatsizsiniz belki. Tarzınızdan memnunsaniz renklerin gerçeğe benzememesinin bir önemi yok bence.

Sıraladığınız hataları bilerek yinelemek, koyvermek, dağıtmak, geçiştirmek belki bunlar da bipolar olmakla ilgilidir. Sonuç olarak aynı şeyi yeniden söylüyorum, size iyi gelip gelmeyeceğini görmek için bu sergiye katılın. Ama bence sırf resim yeteneğiniz var diye kendinizi resme mecbur da hissetmeyin. Ben sizin durumunuzda sanırım sadece acaba kendi kendimi mi engelliyorum sorusundan kurtulmak için katılırım sergiye. Sanat bence onu gören başkaları olmadığı müddetçe onu üretene haz verebilecek bir şey değil. Bir sergiye katılmadan, bu konuda olduğu gibi bir şekilde insanları bu resimlerden haberdar etmeden sizin de çizerek tatmin olamayacağınıza inanıyorum.

Kesinlikle öyle, çok benim dışımda akıyor renkler; önceden "Şurayı şöyle boyayayım" demiyorum, orası geliyor ve atıyorum kafamda 3 renk yanıyor, 2. rengi de istesem 1. rengi vurmuş oluyorum zaten; sanırım bu benim hastalığımla ilintili evet, hastalığım kendi resmini istiyor. :))) Psikologum ile de bu sanat işlerini konuşmuştuk, "İstediğimi yapabileceğimi biliyor ama yapamıyorum, kendi kendimi saptırıyorum" diye. O da kendi kendimle yarışmayı bırakmamı ve olduğu gibi ne çıkıyorsa akmasına izin vermemi, resmi kendimi sıkmak değil rahatlamak için bir araç olarak görmemi söylemişti, bu tip bir konuşma yaşadık.

Sergiye katılmaya karar verdim, seçimi hocama bırakıp hiç bulaşmamayı düşünüyorum çünkü hiçbir resmimden memnun değilim şu an, kendisi hangilerini istiyorsa çıkarsın.
 
Merhaba hanımlar, nasılsınız? Nasıl gidiyor hayat?

Ben biraz "Hiçbir şeyi beğenemediğim" bir dönemde gibiyim.
Elimden çıkan resimler, aklımdaki karşılığını bulamadığı için gözüme tuhaf görünür oldu. Sanırım fazla beklemek ve incelemenin yan etkilerini yaşıyorum, ya da kendini sabote eden aksi yönüm şu ara pek bir baskın, belki de gerçekten berbatlar ve yeni fark ediyorum, bilmiyorum.

4-5 güne kadar kursumuzun sergisi olacak, hocamız resimlerimizi toplamaya başladı, wtsp grubumuzdan çağrı yapıp katılım istiyorlar.
Ben ise kaçıyorum-kaçıyordum.

Günlerdir ölü taklidi yapıyor, kursu ekiyor ve kendi telaşeleri içinde beni unutmalarını umuyordum ama unutmadılar; bugün, az önce cevap vermek zorunda kaldım ısrarla sorulduğu için, artık cevap vermesem ayıp olacaktı. Ben de durumumu söyledim;

Eki Görüntüle 2263045 Eki Görüntüle 2263046

Reddedemedim ama kesin bir tamam da diyemedim, kafam karıştı.
Çıkardığım işlerden memnun değilim, ama resim hocamız sergiye katılımımı istiyor, yeterli görüyor.

Yerimde olsanız ne yapardınız arkadaşlar?
Memnun olmadığınız işi, hocanız istiyor ve beğeniyor diye herkesin inceleyeceği bir sergiye dahil eder miydiniz, yoksa kibarca reddeder, biraz daha açıklar geri mi çekilirdiniz?
Selam.
Bence kaçmayın. Bazen bir çizgi demek bana koca bir şiir için ilham demek. Lütfen katılın. Hatta İstanbul da ise gitmek ısterım
 
Yokuspokus Yokuspokus kanki naber ya ahhsjs. Şimdi arkadaşım resimlerine baktım uzun uzun. Ben de resim yapardım bir zamanlar eğitim de aldım. Profesyonel olamayacak kadar sıkılgan bir insan olduğum için bıraktım. Karakalem seviyorum ben zaten. Fırça ruhumu daraltıyor.

Nacizane fikrim, en çok beğendiğim resmin şu otopsi dikişi olan. Tabi doğru anladıysam. Otopsi dikişi değil mi o? Bypass da olabilir tabi. İki adet resmin inanılmaz özensiz göründü bana. Sadece ikisi ama moralin bozulmasın :) diğerleri gayet güzel. Ben fazla renkten ve hızlı geçişlerden hoşlanmıyorum lakin senin resimlerinde bulunan sarmalları sıkça kullanırdım ben de. Neden yılan anlatsana biraz ahahjsjs.

Tamam ciddileşiyorum. Gayet başarılısın ve tarzın hoş. Sadece sıkılganlığın ilk başta söylediğim resim dışında tüm resimlerinde hissediliyor. Birkaç teknik hata var belki de bilerek yapılmıştır bilemiyorum. Sergiye katılmalısın. Çok daha kötü resimler gördüm çeşitli sergilerde. Kendine haksızlık etme.

Otopsi evet :)
Neden yılan, yılan seviyorum ya; klas hayvan. :))))
Ya hepsinde var kuzum sadece iki resim değil; hepsinin en az 3-4 yerinde bkluk var. Hocaya bırakacağım karar verme kısmını, bence hiçbiri iyi değil, artık hoca baksın kendi istediklerini alsın.

Bir KK klasiği olarak özelden resim at güzel mi çirkin mi biz karar verelim😂

Resimler konunun aralarında bir yerlerinde umuma açık halde Miss, bakabilirsin :)
 
Resimler konunun aralarında bir yerlerinde umuma açık halde Miss, bakabilirsin :)

Hepsini cok cok begendim kiz, cok degisik bir tarz
Bence katil, 3 numarayi aslinda almak da isterim ofisime asmak icin. Ofisim icin tablo zaten uzun zamandir ariyordum, bir tane Tizian (reproduksiyon elbette:KK19:) getirdim ofise ama yonetici begenmedi, cok karanlik buldu. Sonuc olarak asmadim. Ben de balik burcu bir insanim, ozellikle icinde mavi, balik ve denizkizi olan resimler icimi bir hos etti yahu:eek:
 
X