Bir Hikaye

tuar

Aktif Üye
Kayıtlı Üye
12 Temmuz 2006
52
1
23 yıl sonra rastladığı gençlik aşkıyla evlendi. Ama bu kez araya azrail girdi

Turizmci Kayhan Arsoy 1974 yılında 23 yaşındayken, çalıştığı otelde Hülya Tüzüntürk'e gönlünü kaptırdı. Birbirlerine aşklarını bir grev sırasında açıkladılar. İlişkileri 4 yıl sürdü. Aileler evliliğe karşı çıkınca parasızlıktan ayrıldılar.

Otobüste yan yana geldiler
Aşkının başkasıyla evlendiğini duyan Arsoy da evlendi. Yıllar geçti. İkisi de eşlerinden ayrıldı. 23 yıl sonra eski arkadaşların toplantısında görüşüp kucaklaştılar. Bir gece sonra otobüste yan yana geldiler. Bir daha hiç ayrılmamaya söz verdiler.

Üç ay önce evlendiler
Üç yıl rüya gibi geçti. Tüzüntürk'e kanser teşhisi kondu. Arsoy, sevdiği kadını üç ay önce evliliğe ikna etti. Hülya Hanım perukla nikah masasına oturdu. Üç gün önce ölürken Arsoy'a "Seni öldükten sonra da seveceğim" diyordu...

23 yıl beklediği aşkını kaybetti

Turizmci Kayhan Arsoy, yıllar önce sevip ayrıldığı kadını ikinci baharında yine buldu. Yıllar sonra evlendi ancak o 3 gün önce kanserden öldü.

Turizmci Kayhan Arsoy, tam 32 yıl önce yani 23 yaşındayken çalıştığı otelde kendisinden bir yaş büyük Hülya Tüzüntürk'e gönlünü kaptırdı. Güzelliği ile herkesi peşinden koşturan Hülya da bu aşka sessiz kalmadı. İki aşık birbirlerine olan sevgilerini sendikalarının düzenlediği grevde itiraf edebildiler. Sevgililerin mutluluğu tam dört yıl sürdü. 1978 yılına geldiklerinde evlenmeye karar verdiler. Ancak ailelerin engeliyle karşılaştılar. Her iki gencin de ailesi ekonomik nedenlerle bu evliliğe karşı çıkıyor, nuh deyip peygamber demiyordu. Kayhan da, Hülya da çaresiz kaldı. Aşklarını kalplerine gömüp, ayrıldılar... Her ikisi de iki ayrı hayata doğru yola çıktı. Hülya kısa süre sonra bir başkasıyla evlendi. Sevdiği kadının evlendiğini duyan Kayhan Arsoy da Hülya'yı bir türlü aklından çıkaramamasına rağmen başka bir kadınla, tek oğlunun annesiyle hayatını birleştirdi. Zaman hızla geçti ve sevgililer birbirlerini bir daha 'asla' aramadı. Artık orta yaşlı bir kadın olan Hülya, bir süre sonra evlendiği adamla, kızının babasıyla yollarını ayırdı. Kayhan Arsoy da, kısa süre sonra eşinden ayrıldı.

İLK GÜNKÜ GİBİ...
Kalplerindeki o eski aşk dinmemiş, birbirlerine olan özlemleri her geçen gün artmıştı. Ta ki 30 yıl önce karşılaştıkları otel, eski çalışanlarını bir araya getirmek için bir gece düzenleyene kadar... Hayatlarının ikinci baharlarını yaşayan Hülya ve Kayhan, 2001 yılında, otelin gecesinde karşı karşıya geldiklerinde ilk günkü heyecanla kucaklaştılar. Ancak gece kısaydı ve yolları yeniden ayrılacaktı. Birbirlerine ikinci kez hüzünle veda eden sevgililerin yolu, bir gece sonra bir şehirlerarası yolcu otobüsünde kesişti. Yaşamını Antalya'da sürdüren Kayhan Aksoy'un bindiği otobüse Hülyada Afyon'daki bir cenazeye katılmak için bindiğinde küllenmeyen aşk yeniden alevlendi. Yol uzundu ve konuşulacak çok şey vardı... Yan yana oturdukları koltuklarda sabahın ilk ışıklarına kadar sohbet eden eski aşıklar, bir daha ayrılmamak için birbirlerine söz verdiler. Arsoy, sevdiği kadın için ikinci kez İstanbul'a geldi. Yıllar sonra bir araya gelen çift, aynı evi paylaşmaya başladı. Mutluluğu geç de olsa yakalamışlardı. Tam 3 yıl rüya gibi geçti. Ancak 2004 yılında Hülya'ya kanser teşhisi konuldu. Acı gerçeğe karşı ne Hülya ne de Kayhan Arsoy umudunu yitirmedi. Birbirlerini geç bulmuşlardı, kolay bırakmayacaklardı. Kayhan Arsoy, sevdiği kadını 3 ay önce nikah masasına oturtmaya ikna etti. Gördüğü tedavi nedeniyle saçları dökülen Hülya'nın peruk taktığı nikah töreninde sevgililer birbirlerine ölünceye kadar birlikte olma sözü verdiler. Ve sözlerini de tuttular... Zorla geçen günlerin ardından Hülya 3 gün önce hayata gözlerini yumdu.

"MELEK GİBİYDİ"
Şimdi sevdiği kadının arkasından gözyaşı döken Kayhan Arsoy, "Yıllarca nereye gitsem 'keşke burada Hülya da olsaydı' dedim. Melek gibiydi. Onun tarafından sevilmek gerçekten gurur vericiydi" diyordu. Hülya'nın ölümünden bir hafta önce, yeğeninin düğününde tüm sevdikleriyle vedalaştığını anlatan Arsoy geç bulduğu aşkıyla yaşadığı son anları anlatırken de gözyaşlarını tutamıyordu: "30 Ağustos gecesi ağırlaştı. Ambulansla hastaneye giderken 'Beni görebiliyor musun' diye sordum. Gözlerini açıp, 'Seni görmez miyim' diye yanıt verdi. Yoğun bakımda kimseye gözünü açmadı. Ama bana gözlerini açtı ve 'Öldükten sonra da seni seveceğim' dedi. Bir gün sonra onu kaybettim
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…