Bir anlık gönül kayması ve pişmanlıklarım

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.

kamu34

Geçici Olarak Hesap Pasiftir !
tek ayak cezası
Kayıtlı Üye
18 Şubat 2018
1
12
39
Nereden nasıl başlayacağımı bilemediğim bir konu. 8 yıllık evliyim. Yada evliliğimin son zamanları desem daha uygun olur sanırım. Eşimle ayrılmanın eşiğindeyiz. Belkide çoğunuz bu yazıyı okurken her şey bitmiş olacak benim adıma. Çok değil yaklaşık 3- 4 ay öncesine kadar aslında her şey olması gerektiği gibiydi. Ev, iş çocukların kreşi, ev işleri, akraba ziyaretleri v.s.

Peki ne oldu da bu hale geldik? İlk baştan başlayayım. Ailece görüştüğümüz dostlarımız arkadaşlarımız vardı bizimde. Genelde hepsi bizim gibi evli çiftler. Benim için sıradan olan sohbetler, espriler arkadaşlıklar. Maalesef içlerinde biri için sıradan değilmiş. Ben bunu çok geç anladım. Anladığımda iş işten geçmiş oldu.

Bir gün iş yerinde çalışırken ailece görüştüğümüz arkadaşımın kocası geldi. Çok şaşırdım. Çünkü benim yaptığım işle onun hiç bir kesişme noktası yoktu. Selam, kelam, sohbet, çay kahve derken dişe dokunur bir şey sormadan gitti. Yarım saat sonra telefonuma 'teşekkür ederim' şeklinde bir mesaj gönderdi. Çok üzerinde durmasam da acaba dedim. Ertesi gün günaydın mesajı, nasılsınlar falan derken konuşmaya mesajlaşmaya başladık. O kadar çabuk gelişti ki her şey, ben ne yapıyorum diye düşünmeye bile fırsat bulamadım. Gün içinde gizli saklı mesajların yerini öğle kahvesi, öğle yemeği almaya başladı zamanla. Konuşmaları, iltifatları hoşuma gitmişti.

Akşam olup eve gelince sanırım suçluluk duygusundan olsa gerek eşime daha fazla ilgi alaka gösteriyordum. Olabildiğince dikkatli idim. Görüştüğüm kişiyi bir kadın ismi ile telefonuma kaydetmiştim. Mesajları aramaları siliyordum eve gelmeden önce mutlaka. Sonra hayatımın en büyük hatasını yaptım. Birlikte oldum. Neden yaptım, gerek varmıydı. Çok hırpaladım kendimi ama vazgeçemedim bir türlü. Eşimizi boşamaktan, evlenmekten bahsetmeye başlarken buldum kendimi. Pişmanlıklarım vardı tabi ki. Bulutların üstünde gibi de olsam eşimi çocuklarımı düşündükçe kahroluyordum. Bir noktada ne kadar dikkatli bir kadın olsanız da açık vermeniz kaçınılmaz oluyormuş. Eşim laptobumdan açık kalan mailime bakmış. Orada ayrıntılı gelen telefon faturamda kiminle saatlerce konuştuğumu bulması zor olmamış tabiki. Normal bir güne uyandığım günün ilerleyen saatleri ızdırap olacakmış meğer benim için.

O gün iş çıkışı eşim aldı beni. İnanılmaz sinirli, üzgün, dinlemiyor bile beni. Gerçi dinlese ne diyecektim. Sonra arabayı otoparka çekti. Onunla ne boyuttasın anlat bana dedi. Altta kalmadım. Nasıl böyle bir şeyi bana yakıştırırsın falan diye üste çıktım. Çünkü belge yoktu elinde. Güçlü durdum. Sakinleşti azda olsa. Olayın üzerinden sonra üç beş gün küs kaldı bana. Konuşmadı hiç. Sonra azda olsa daha rahat davranmaya başladı. Hiç bir daha konuyu açmadık. Yavaş yavaş normale dönmeye başladık. Sanırım yanıldığını, benim öyle biri olmadığımı düşündü. Olayın ertesi günü saçma sapan olan diğer ilişkimi bitirmek için ofis dışında bir görüşme ayarladım. Durumu anlattım. Sonuçta ikimizde evliydik sonuçta kaybedecek şeylerimiz ağır olacaktı. Bir daha görüşmemek üzere ayrıldık. Konu kapanmıştı o an için. Telefonu sildim. Engelledim.

Aradan üç hafta geçmişti. Benim için her şey normale dönmüştü. Ta ki yasak ilişkimin başrolünün 'seni özledim' mesajına kadar. Başka bir numaradan yazmış. Bana çok alıştığını bensiz mutsuz olduğunu, her şeyi göze aldığını belirtir uzun uzun cümleler. İnsan elindekine emin olunca hata yapmaktan korkmuyormuş. Ama elindekinden de bu kadar emin olmamak gerekiyormuş. Tekrar başladık. Telefon hattını kullanmadık. Daha dikkatli idik. İnternet üzerinden konuşuyor. Buluşmayı bu şekilde ayarlıyorduk. Bir ay kadar geçti böyle.

Eşim her ne kadar bana hiç belli etmese de şüpheleniyormuş. Bir gün başka bir telefondan görüştüğüm adamın, bendeki engelli telefonuna benim adıma mesaj yazmış. Ne yapıyorsun, neredesin diyerek. O da cevap olarak oldukça sıcak mesajla cevap verince dayanamayıp aramış, kavga kıyamet, küfürler derken sonrasında beni arayan eşim telefonda ettiği binbir hakaretle beni terkettiğini söyleyerek benden gitti. Ne benim aileme, nede onun ailesine hiçbir şey diyemedik. Tek taraflı boşanma isteği ile mahkemeye başvurmuş. Ne konuşuyor benimle. Ne telefonuma cevap veriyor. İş yerine gitmeye, karşısına çıkmaya cesaretim yok. Hiç bir şey konuşmadan ayrılan ilk çift olacağız sanırım. Görüştüğüm adam sıfatlı insan müsveddesi asla onu aramamı söyleyerek mutlu hayatına çoktan döndü. Bir ben kaldım kapkara bir gecenin sessiz ve yalnızlığında ve bunu fazlasıyla hakettim.
 
Nereden nasıl başlayacağımı bilemediğim bir konu. 8 yıllık evliyim. Yada evliliğimin son zamanları desem daha uygun olur sanırım. Eşimle ayrılmanın eşiğindeyiz. Belkide çoğunuz bu yazıyı okurken her şey bitmiş olacak benim adıma. Çok değil yaklaşık 3- 4 ay öncesine kadar aslında her şey olması gerektiği gibiydi. Ev, iş çocukların kreşi, ev işleri, akraba ziyaretleri v.s.

Peki ne oldu da bu hale geldik? İlk baştan başlayayım. Ailece görüştüğümüz dostlarımız arkadaşlarımız vardı bizimde. Genelde hepsi bizim gibi evli çiftler. Benim için sıradan olan sohbetler, espriler arkadaşlıklar. Maalesef içlerinde biri için sıradan değilmiş. Ben bunu çok geç anladım. Anladığımda iş işten geçmiş oldu.

Bir gün iş yerinde çalışırken ailece görüştüğümüz arkadaşımın kocası geldi. Çok şaşırdım. Çünkü benim yaptığım işle onun hiç bir kesişme noktası yoktu. Selam, kelam, sohbet, çay kahve derken dişe dokunur bir şey sormadan gitti. Yarım saat sonra telefonuma 'teşekkür ederim' şeklinde bir mesaj gönderdi. Çok üzerinde durmasam da acaba dedim. Ertesi gün günaydın mesajı, nasılsınlar falan derken konuşmaya mesajlaşmaya başladık. O kadar çabuk gelişti ki her şey, ben ne yapıyorum diye düşünmeye bile fırsat bulamadım. Gün içinde gizli saklı mesajların yerini öğle kahvesi, öğle yemeği almaya başladı zamanla. Konuşmaları, iltifatları hoşuma gitmişti.

Akşam olup eve gelince sanırım suçluluk duygusundan olsa gerek eşime daha fazla ilgi alaka gösteriyordum. Olabildiğince dikkatli idim. Görüştüğüm kişiyi bir kadın ismi ile telefonuma kaydetmiştim. Mesajları aramaları siliyordum eve gelmeden önce mutlaka. Sonra hayatımın en büyük hatasını yaptım. Birlikte oldum. Neden yaptım, gerek varmıydı. Çok hırpaladım kendimi ama vazgeçemedim bir türlü. Eşimizi boşamaktan, evlenmekten bahsetmeye başlarken buldum kendimi. Pişmanlıklarım vardı tabi ki. Bulutların üstünde gibi de olsam eşimi çocuklarımı düşündükçe kahroluyordum. Bir noktada ne kadar dikkatli bir kadın olsanız da açık vermeniz kaçınılmaz oluyormuş. Eşim laptobumdan açık kalan mailime bakmış. Orada ayrıntılı gelen telefon faturamda kiminle saatlerce konuştuğumu bulması zor olmamış tabiki. Normal bir güne uyandığım günün ilerleyen saatleri ızdırap olacakmış meğer benim için.

O gün iş çıkışı eşim aldı beni. İnanılmaz sinirli, üzgün, dinlemiyor bile beni. Gerçi dinlese ne diyecektim. Sonra arabayı otoparka çekti. Onunla ne boyuttasın anlat bana dedi. Altta kalmadım. Nasıl böyle bir şeyi bana yakıştırırsın falan diye üste çıktım. Çünkü belge yoktu elinde. Güçlü durdum. Sakinleşti azda olsa. Olayın üzerinden sonra üç beş gün küs kaldı bana. Konuşmadı hiç. Sonra azda olsa daha rahat davranmaya başladı. Hiç bir daha konuyu açmadık. Yavaş yavaş normale dönmeye başladık. Sanırım yanıldığını, benim öyle biri olmadığımı düşündü. Olayın ertesi günü saçma sapan olan diğer ilişkimi bitirmek için ofis dışında bir görüşme ayarladım. Durumu anlattım. Sonuçta ikimizde evliydik sonuçta kaybedecek şeylerimiz ağır olacaktı. Bir daha görüşmemek üzere ayrıldık. Konu kapanmıştı o an için. Telefonu sildim. Engelledim.

Aradan üç hafta geçmişti. Benim için her şey normale dönmüştü. Ta ki yasak ilişkimin başrolünün 'seni özledim' mesajına kadar. Başka bir numaradan yazmış. Bana çok alıştığını bensiz mutsuz olduğunu, her şeyi göze aldığını belirtir uzun uzun cümleler. İnsan elindekine emin olunca hata yapmaktan korkmuyormuş. Ama elindekinden de bu kadar emin olmamak gerekiyormuş. Tekrar başladık. Telefon hattını kullanmadık. Daha dikkatli idik. İnternet üzerinden konuşuyor. Buluşmayı bu şekilde ayarlıyorduk. Bir ay kadar geçti böyle.

Eşim her ne kadar bana hiç belli etmese de şüpheleniyormuş. Bir gün başka bir telefondan görüştüğüm adamın, bendeki engelli telefonuna benim adıma mesaj yazmış. Ne yapıyorsun, neredesin diyerek. O da cevap olarak oldukça sıcak mesajla cevap verince dayanamayıp aramış, kavga kıyamet, küfürler derken sonrasında beni arayan eşim telefonda ettiği binbir hakaretle beni terkettiğini söyleyerek benden gitti. Ne benim aileme, nede onun ailesine hiçbir şey diyemedik. Tek taraflı boşanma isteği ile mahkemeye başvurmuş. Ne konuşuyor benimle. Ne telefonuma cevap veriyor. İş yerine gitmeye, karşısına çıkmaya cesaretim yok. Hiç bir şey konuşmadan ayrılan ilk çift olacağız sanırım. Görüştüğüm adam sıfatlı insan müsveddesi asla onu aramamı söyleyerek mutlu hayatına çoktan döndü. Bir ben kaldım kapkara bir gecenin sessiz ve yalnızlığında ve bunu fazlasıyla hakettim.

eleştirmek istemiyorum ama sizin bu yaptığınızın baya benzerini çok kısa bir süre önce yakın arkadaşımıza yaptı eşi
o adam neler çekti, kadın neleri nasıl yaptı o kadar net biliyorum ki sizinle empati yapabilmem mümkün değil
size tek bir tavsiyem var, bu sevgili durumlarının çocuklarınızın önüne geçmesine izin vermeyin, arkadaşımızın karısı verdi
ve maalesef sizde de o potansiyel varmış gibi geldi bana
 
Adamın karısına da söyle bari . Dallas’a dönsün olay iyice.
Ne diyelim önünüze bakın artık . Her şey gönlünüzce olsun .
Birazdan seni yerden yere vuracaklar zaten ,ben şimdiden iyi niyetlerimi iletiyim dedim .moral olsun .
 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
X