- 25 Aralık 2013
- 41
- 44
- 34
- Konu Sahibi aglakmadam
- #1
Merhaba kızlar. Uzun zamandır yazmıyordum. Burası benim kaçış alanım. Bu sefer işin içinden gerçekten çıkamadım ve yardımınıza ihtiyacım var. Hayatımda ilk kez hakikaten bu kadar ilginç bir şey yaşıyorum. Çok acayip bir ortamda yaklaşık yedi ay önce kendimden yaşça oldukça büyük, Avusturyalı ve pilot bir adamla tanıştım.
Onu ilk gördüğüm saniyeden itibaren çok etkilendim ve ilk başta gerçekten bu durumdan çok korktum. Her an, bucak bucak kaçtım ondan. O ise tam tersi her hafta gittiğim mekanda tüm işine gücüne rağmen, inatla beni görmeye, benimle aynı ortamda bulunmaya çalıştı. Etrafımda onu tanıyan birkaç kişi vardı. Bu insanlar adamı bana karşı o kadar övdüler ki mutlaka benimle bir kahve içmek istediğini, çok iyi niyetli biri olduğunu falan söylediler. Sonunda bir gece yine gittiğim ortamlardan bir tanesinde karşılaştık ve birkaç dakika aynı masada oturduk. İlginç bir şekilde birkaç dakika içerisinde birçok ortak noktamız olduğunu fark ettim. Bunu fark ettiğim an daha çok kaçmaya başladım.
Her sabah bana günaydın yazdı, nasıl olduğumu sordu. Kısa kısa mesajlaşmalar geçti aramızda ve bir gün pes ettim. Tamam dedim yarın akşam dışarıya çıkabiliriz. Çok güzel bir yerde bir şeyler içtik. İnanılmaz bir akşamdı. Ayrılırken birbirimize hiç ayrılmayacakmış gibi sarıldık. Arkasından yine her sabah mesajlaşmalar.... Sonra tekrar görüşmeler... Ben ciddi ciddi yabancı dil çalışmaya başladım. Haftada bir gün değil belki 10 günde bir buluştuk ama mutlaka bana zaman ayırdı. Korona geçirdi, kapısının önüne çorba yapıp bıraktım. Doğum günü oldu, ona video çektim gönderdim, hatta incelik olsun diye videoyu karekod haline dönüştürüp, karekodu bastırıp kutuya koydum falan. Doğum gününü ailesiyle Salzburg'da geçirdi ve saat 00:00 da ailesinin yanında kutuyu açtı falan. Aile sorunlarını konuştuk, hayatını konuştuk, ben anlattım, o anlattı...
Saatlerce görüntülü konuştuğumuz günler oldu. Yer yer gözlerime bakarken kaybolduğu anları gördüm. ve sonunda bir gece beraber kaldık. Daha önce de aramızda bir şeyler geçti ama o gece ilk kez yan yana uyuduk. Elimi tuttu uyurken. Ben hep ona sarıldım.... Öncesinde bütün gün yan yanaydık. Mükemmel bir restoranda yemek yedik, ofisime geldi... Gece zaten tek bir sorun bile yoktu öyle söyleyeyim siz anlayın. (ki bu konu beni aşırı geriyordu.)
Sabah uyandım. Benden önce kalkıp başucuma kahve koymuş. Yüzünde bir gariplik vardı. Birkaç dk sonra geçer belki kalkınca böyle oluyordur dedim ama geçmedi. Çok farklıydı, çok soğuktu bana karşı. Gece ne oldu hiç anlamadım. Ona rahat uyuyup uyumadığını sordum, çok rahat uyuyamadığını söyledi. O kadar bozuldum ki. Buz gibiydi sanki bir gece önce , yedi ay boyunca bana öyle içten öyle inanılmaz davranan adam o değil de bir yabancı, bir başkasıydı.
İstersen dedim, bir daha beraber uyumayabiliriz.
-Herşeyi çok düşünüyorsun dedi bana.
Neyse ben artık gideyim dedim. Taksi çağırdım kendime ve gittim.
O günden sonra onu bir daha hiç görmedim. Yer yer yine bana mesaj attı ama artık her sabah değildi.
Bir hafta önce beni arayıp 4 aylığına Miami'ye gitmesi gerektiğini söyledi. Üzüldüm, şaşırdım ama bunun benim için bir önemi yoktu o zaten benim onu bekleyeceğimi ve artık onun hayatında olmak istediğimi biliyordu. Bir sessizlik oldu ve görüşürüz deyip telefonu kapattım.
İnanılmazdı çünkü bu sefer üzerinden 1 hafta geçti. Tam 1 hafta boyunca bana tek kelime bile yazmadı.
İki gece önce dayanamadım ve ona bir mesaj attım.
Nerdesin? Seni çok özledim. Seni rüyalarımda görüyorum. Bunun böyle olmasını istemiyorum. dedim beş dakika sonra cevap geldi;
Çok yoğun ve yorgun olduğunu, bu günlerde hayatının karışık olduğunu, bana hak etmediğim gibi davrandığının farkında olduğunu ve bunun için çok üzgün olduğunu yazmış. Yarın seni arayacağım diye de eklemiş.
Bu sabah beni aradı. Yine soğuk bir telefon konuşması geçirdik. Bu sefer bana honey demedi mesela. Sadece işlerinden bahsetti ben de oldukça soğuk konuştum ve yüz yüze konuşmamız gerektiğini, buna ihtiyacımız olduğunu söyledim. Farkındayım dedi. Önümüzdeki hafta buluşmak üzere telefonu kapattık.
Olaylar böyle. Kafam çok karışık. Yüz yüze geldiğimde nasıl davranmam gerektiğini bilmiyorum. Yüz yüze gelsem mi? ondan bile emin değilim. Onu gerçekten çok özledim ve bunu gayet iyi bildiğini biliyorum. Bir anda onu ne bu kadar geri çekmiş olabilir? Nasıl davranmalı ve ne söylemeliyim? Bana yardımcı olursanız sevinirim.
Bu arada bu adamın benden yaşça büyük olduğunun ve hareketlerinin tutarsız olduğunun altını çiziyorum. (not: evli değil evli olmadığından eminim. Yaşından da eminim pasaportunu gördüm.)
Buyurun tartışalım ne olur bu konuyu. Ben kafayı yemeden çözelim. Adama aşık kız pozu vermek istemiyorum. Ben ne yapıyordum da bu benim peşimden koşuyordu anlayamıyorum. Adil Yıldırım izlemekten iflahım kurudu.
Teşekkürler.
Onu ilk gördüğüm saniyeden itibaren çok etkilendim ve ilk başta gerçekten bu durumdan çok korktum. Her an, bucak bucak kaçtım ondan. O ise tam tersi her hafta gittiğim mekanda tüm işine gücüne rağmen, inatla beni görmeye, benimle aynı ortamda bulunmaya çalıştı. Etrafımda onu tanıyan birkaç kişi vardı. Bu insanlar adamı bana karşı o kadar övdüler ki mutlaka benimle bir kahve içmek istediğini, çok iyi niyetli biri olduğunu falan söylediler. Sonunda bir gece yine gittiğim ortamlardan bir tanesinde karşılaştık ve birkaç dakika aynı masada oturduk. İlginç bir şekilde birkaç dakika içerisinde birçok ortak noktamız olduğunu fark ettim. Bunu fark ettiğim an daha çok kaçmaya başladım.
Her sabah bana günaydın yazdı, nasıl olduğumu sordu. Kısa kısa mesajlaşmalar geçti aramızda ve bir gün pes ettim. Tamam dedim yarın akşam dışarıya çıkabiliriz. Çok güzel bir yerde bir şeyler içtik. İnanılmaz bir akşamdı. Ayrılırken birbirimize hiç ayrılmayacakmış gibi sarıldık. Arkasından yine her sabah mesajlaşmalar.... Sonra tekrar görüşmeler... Ben ciddi ciddi yabancı dil çalışmaya başladım. Haftada bir gün değil belki 10 günde bir buluştuk ama mutlaka bana zaman ayırdı. Korona geçirdi, kapısının önüne çorba yapıp bıraktım. Doğum günü oldu, ona video çektim gönderdim, hatta incelik olsun diye videoyu karekod haline dönüştürüp, karekodu bastırıp kutuya koydum falan. Doğum gününü ailesiyle Salzburg'da geçirdi ve saat 00:00 da ailesinin yanında kutuyu açtı falan. Aile sorunlarını konuştuk, hayatını konuştuk, ben anlattım, o anlattı...
Saatlerce görüntülü konuştuğumuz günler oldu. Yer yer gözlerime bakarken kaybolduğu anları gördüm. ve sonunda bir gece beraber kaldık. Daha önce de aramızda bir şeyler geçti ama o gece ilk kez yan yana uyuduk. Elimi tuttu uyurken. Ben hep ona sarıldım.... Öncesinde bütün gün yan yanaydık. Mükemmel bir restoranda yemek yedik, ofisime geldi... Gece zaten tek bir sorun bile yoktu öyle söyleyeyim siz anlayın. (ki bu konu beni aşırı geriyordu.)
Sabah uyandım. Benden önce kalkıp başucuma kahve koymuş. Yüzünde bir gariplik vardı. Birkaç dk sonra geçer belki kalkınca böyle oluyordur dedim ama geçmedi. Çok farklıydı, çok soğuktu bana karşı. Gece ne oldu hiç anlamadım. Ona rahat uyuyup uyumadığını sordum, çok rahat uyuyamadığını söyledi. O kadar bozuldum ki. Buz gibiydi sanki bir gece önce , yedi ay boyunca bana öyle içten öyle inanılmaz davranan adam o değil de bir yabancı, bir başkasıydı.
İstersen dedim, bir daha beraber uyumayabiliriz.
-Herşeyi çok düşünüyorsun dedi bana.
Neyse ben artık gideyim dedim. Taksi çağırdım kendime ve gittim.
O günden sonra onu bir daha hiç görmedim. Yer yer yine bana mesaj attı ama artık her sabah değildi.
Bir hafta önce beni arayıp 4 aylığına Miami'ye gitmesi gerektiğini söyledi. Üzüldüm, şaşırdım ama bunun benim için bir önemi yoktu o zaten benim onu bekleyeceğimi ve artık onun hayatında olmak istediğimi biliyordu. Bir sessizlik oldu ve görüşürüz deyip telefonu kapattım.
İnanılmazdı çünkü bu sefer üzerinden 1 hafta geçti. Tam 1 hafta boyunca bana tek kelime bile yazmadı.
İki gece önce dayanamadım ve ona bir mesaj attım.
Nerdesin? Seni çok özledim. Seni rüyalarımda görüyorum. Bunun böyle olmasını istemiyorum. dedim beş dakika sonra cevap geldi;
Çok yoğun ve yorgun olduğunu, bu günlerde hayatının karışık olduğunu, bana hak etmediğim gibi davrandığının farkında olduğunu ve bunun için çok üzgün olduğunu yazmış. Yarın seni arayacağım diye de eklemiş.
Bu sabah beni aradı. Yine soğuk bir telefon konuşması geçirdik. Bu sefer bana honey demedi mesela. Sadece işlerinden bahsetti ben de oldukça soğuk konuştum ve yüz yüze konuşmamız gerektiğini, buna ihtiyacımız olduğunu söyledim. Farkındayım dedi. Önümüzdeki hafta buluşmak üzere telefonu kapattık.
Olaylar böyle. Kafam çok karışık. Yüz yüze geldiğimde nasıl davranmam gerektiğini bilmiyorum. Yüz yüze gelsem mi? ondan bile emin değilim. Onu gerçekten çok özledim ve bunu gayet iyi bildiğini biliyorum. Bir anda onu ne bu kadar geri çekmiş olabilir? Nasıl davranmalı ve ne söylemeliyim? Bana yardımcı olursanız sevinirim.
Bu arada bu adamın benden yaşça büyük olduğunun ve hareketlerinin tutarsız olduğunun altını çiziyorum. (not: evli değil evli olmadığından eminim. Yaşından da eminim pasaportunu gördüm.)
Buyurun tartışalım ne olur bu konuyu. Ben kafayı yemeden çözelim. Adama aşık kız pozu vermek istemiyorum. Ben ne yapıyordum da bu benim peşimden koşuyordu anlayamıyorum. Adil Yıldırım izlemekten iflahım kurudu.
Teşekkürler.