“Binge Eating” ile Mücadelem

nicksizuye

Yeni Üye
Kayıtlı Üye
10 Temmuz 2020
4
5
24
Merhabalar,
Ben çocukluğundan beri kilolu olan biriyim. Küçük yaşlardan beri hep diyet yapmaya çalıştım ve bozdum. Bir keresine 10 kilo vermişliğim vardı ama sınav dönemi girince yarısını aldım. Diğer yarısını hatta daha fazlasını da sonrasında aldım zaten.

Karantina günlerinde ben de o kilo vermeye çalışan gruptaydım. Ama ne yazık ki 4-5 gün yediklerime dikkat edip sonrasında birden kendimi dünyaları yerken bulduğumdan dolayı kilomda bir değişiklik olmadı. Sağlıklı beslenme ve zayıflama namına ne varsa okuyor ve araştırıyordum, hala da öyleyim. Hiçbir zaman şok diyetlerle işim olmadı. Kendime sağlıklı bir zayıflama rotası çiziyordum ama asla uzun süre sürdüremiyordum. Çevremdekiler çok uğraştığımı ve daha fazla kilo vermem gerektiğini söylüyorlardı. Yanlış anlaşılmasın, ben insanların ne dediğini pek umursayan biri değilim o yüzden oturup bunlara üzülmüyordum. Kötü olan bu dediklerine ben de katılıyorum. Fakat bir şeyi mükemmel yapma isteği yüzünden kendimi çok sıkıyorum. Ardından da patlıyor ve tıkanırcasına yiyorum..


Yakın zamana kadar bunun bir sorun olduğunu anlamamıştım, iradesizliğime veriyordum. Dün yine patlama ve tıkanırcasına yemeye başladım. Bu yeme olayını biraz daha açayım: Açlık namına hiçbir şey hissetmeme hatta canımın istememesine rağmen ne bulursam yiyiyordum. Acı olan şu ki çoğunlukla ailem etrafımda olduğu için kendimi durduruyordum. Ama içten içe biliyordum ki etrafımda kimse olmasa patlayana kadar yiyeceğim, yapmışlığım da var zaten. Buna rağmen günde yaklaşık 2500-3000 kaloriyi alıyorumdur. Nerden çıkarığımı sorarsanız sağlıklı bir şekilde beslenmeye çalışırken karbonhidrat ve onunla birlikte kalori sayıyordum. 1400 civarı kalori alıyordum. Bir haftalık seriyi tamamlamışlığım var, yaptıklarımın işe yaradığını biliyorum. Velhasıl kelam az buçuk neyin kaç kalori olduğunu bundan dolayı tahmin edebiliyorum.

Dün, yine sağlıklı beslendiğim günlerden biriydi. Sabah kahvaltıda sağlıklı ama lezzetli tarifler denemeye karar verdim. Asıl pik noktası burası oluyor zaten, yemek düşünmeye, yemekle gereksiz yere haşır neşir olmaya başlıyorum ve bu çığ gibi büyüyüp en başa dönmeme sebep oluyor.

Akıl edip bu bendeki olayı araştırmaya karar verdim ve “Binge Eating” diye bir kavramla karşılaştım. Neredeyse aynı şeyleri yaşıyordum. Benim gibi belirli bir süre diyet yapıp (bunun doğru bir tabir olmadığını biliyorum) bunu bozup krize girmişçesine yiyen birçok insan vardı. Bu bir hastalıktan ziyade bir bozukluk. Yemekle kurulmuş yanlış bir ilişkinin sonucu...

Şunu fark ettim ki eğer ben yiyeceklerle olan ilişkimi düzeltmezsem ne kilo verebilirim ne de elimdeki hayatı doğru düzgün yaşayabilirim.
Yiyecekler konusunda bir sürü yargım var: Bu çok zararlı yememen lazım, bu faydalı bundan ye, şunun kalorisi fazla, bunda katkısı maddesi var filan filan... Çoğu haklı ama sorun şu ki bu yargılar üstümde bir baskı oluşturuyor. Sonrasını tahmin edebiliyorsunuzdur. Buna ek olarak yaklaşık 6 ay sonra bir akrabamızın düğünü var ve o düğünde zayıf olup istediğim elbiseyi giymek istiyorum ama bu döngüden çıkamadığım sürece bir yere varamayacağım. Dahası psikolojik anlamda kendimi yorgun hissediyorum. Kendimle savaşmaktan ve irademi uzun süre koruyup sonra saçma sapan bir yerde kaybetmekten yoruldum.

Psikolojik anlamda rahatlamak istiyorum. Düğünlerin de kiloların da ne hali varsa görsün ama yeter! Alt tarafı yemek yemek neden bu kadar önemli bir mesele ki? Neden bununla zamanımı ve enerjimi harcıyorum ki?Bu sorunumu çözmek istiyorum.

Hiç diyet yapmasam bile aralarda aç olmama rağmen yeme gibi bir alışkanlığım var. Daha doğrusu yenecek bir şey görünce düşünmeden yeme refleksi gösteriyorum. Bundan dolayı kendi yemek yeme vakitlerimi ayarlamaya karar verdim. 2 ana (acıkırsam + 1ara öğün) yapacağım.Yemek yeme olayını sıradanlaştırmak ve üzerinde düşünmemek istiyorum. Banyo yapmak kadar normal bir şey gibi muamele etmek istiyorum. Kendime basit ve her zaman uygulayabileceğim bir plan çizdim. Buradaki amacım kendimi sıkmaktan ziyade eğer acıkır da ne yesem diye bir derde düşersem üzerinde hiç düşünmeden hemen plandaki gibi yemek.
Kahvaltı: 2 yumurta + 1 dilim peynir + 10-15 zeytin+ sebze+ kuruyemiş veya fıstık ezmesi

Ara öğün: kahve/ çay/ ayran/ yoğurt+ kuru meyve/ meyve/ kuruyemiş/ leblebi
(Seçenekleri bol tuttum ki evde ne varsa onu yiyeyim.)

Akşam yemeği: Evde pişen yemek+ salata+ ayran veya yoğurt

Kendimi bu plana uymak gibi bir zorundalığa sokmuyorum. Eğer canım makarna isterse yerim. Tatlı ikram edilmişse ve istiyorsam onu da yerim. Asıl nokta benim bunlara ulaşmak için bir çaba göstermemem. Hayat bunları karşıma çıkartıyor ve ben de canımın isteğine göre evet veya hayır diye cevap veriyorum. Bitti, daha fazla uğraşmama gerek yok. Bir kere yedim diye ne kilo alacağım ne de zehirleneceğim.

Tartılmayacağım. Tartılmak da başka bir bağımlılık oluyor. 2 haftada 1 veya ayda 1 tartılır durumuma bakarım.
Su içmeme önem göstereceğim. Su açlığımı yönetmemi sağlıyor.
Spor yapıyorum zaten ona devam edeceğim. Hem spor yapmayı seviyorum hem de bana iyi geldiğini hissediyorum.

Bilinçaltı zayıflama meditasyonları var youtube’da, bilirsiniz. Mistik şeylere pek inanmam ama bu dinletilere göz attım. Bilinçaltının gücüne inanıyorum ve yanlış kodlanmış şeylerin sorunlar çıkarttıklarını düşünüyorum. Bu dinletilerde de çoğunlukla bu sorunlar çözülmeye çalışılıyor. Tabi bire bir çalışılmadığı için mucizeler beklememek lazım ama dinletilerde çözülmeye çalışılan sorunlar en yaygın olanlar ve onlardan biri bende varsa bu bana iyi gelecektir. Ayrıca daha motive kalmamı da sağlar diye umuyorum.

Ayrıca yediklerimi hep yararlı şeyler olarak etiketleyeceğim. Yediğim her şeyin bana bir faydası var, bunu kendime öğretmeliyim. Ben hep yiyeceklerin kötü yanlarına odaklandım ve bu saçma bir takıntı halini aldı. Yemek yemek konusunda rahat olmak istiyorum.

Kendime hobilerle meşgul edeceğim. Yemeği ortadan kaldırdığıma göre bir boşluk kalacak ve bunu doldurmam gerek. Yeni yeni şeyler deniyorum, bir şey bulursam size de bahsederim.

Genel olarak bu kadar. Ben zayıflama yolculuğuna daha iyi bir bedene sahip olayım ve daha mutlu olayım diye çıkmıştım. Eğer bu beni mutsuz ediyorsa bunu yapmamın bir anlamı yok. En başında olduğu gibi şimdi de amacım daha mutlu olmak. İnanıyorum ki hayatımdaki bu sorunu çözersem daha iyi olacağım.
 
Selamlar kızlar,
Yakın bir arkadaşım diyetisyene gidiyordu ve onunla konuştuğumda kendisi beslenmeden çok kontrol altında tutulduğu için gittiğini söyledi. Düşündüm ki bu yemek yeme mevzuları ile bir diyetisyen ilgilense, ne de olsa işi bilen onlar, ve ben de sadece dediklerini uygulayıp kendi işime baksa. Ardından da randevu alıp gittim. Bu arada randevu almam ile gitmem arasında yaklaşık 3-4 gün vardı ve kendime yeme içme açısından hiçbir sınır koymadım. Kulağa komik gelen ise hiçbir atak yaşamamam ve canımın neredeyse hiçbir şey çekmemesi. Bu 3-4 günde kilo alıp almadığımı bilmiyorum ama aldığımı tahmin ediyorum.

Diyetisyen konusunda pek ekstrem bir şey olmadı. Klasik ölçümler vesaire. Ardından da bir liste yazdı. Aşağıda bire bir yazıyorum. İlk yazımdan çok da farklı değil.

Sabah uyanınca: 2 su bardağı su + 2 kuru kayısı veya hurma + 1 ceviz
(Uyanmam ve kahvaltım arasında yaklaşık 3 saat var, benim isteğime göre yazdı.)

Kahvaltı:1 yumurta, 1 dilim peynir, 4-5 zeytin, 2 dilim çok tahıllı ekmek, mevsim sebzeleri

Öğle yemeği: 8 kaşık sebze yemeği, 5 kaşık yoğurt veya aynı miktar ile ayran , 1 dilim çok tahıllı ekmek

Ara Öğün:1 su bardağı yarım Yağlı süt, 1 porsiyon meyve

Akşam yemeği: 1 porsiyon et ve salata

Bu liste benim evde yapmak istediğimden daha kolay gözüküyor. Ayrıca ilk sizle paylaştığım planımda kilo vereceğim garanti değildi, bunu bir bilen yazdı en azından. Son olarak diyetisyene gittiğim için ailem beni daha ciddiye alır diye tahmin ediyorum.

Düzeni oturttuktan sonra gerisini getirmem daha kolay olur.

Bunun yanında sporuma ve bilinçaltı şeylerime devam edeceğim.
Umarım bir sonuca ulaşabilirim.
 
Merhabalar,
Ben çocukluğundan beri kilolu olan biriyim. Küçük yaşlardan beri hep diyet yapmaya çalıştım ve bozdum. Bir keresine 10 kilo vermişliğim vardı ama sınav dönemi girince yarısını aldım. Diğer yarısını hatta daha fazlasını da sonrasında aldım zaten.

Karantina günlerinde ben de o kilo vermeye çalışan gruptaydım. Ama ne yazık ki 4-5 gün yediklerime dikkat edip sonrasında birden kendimi dünyaları yerken bulduğumdan dolayı kilomda bir değişiklik olmadı. Sağlıklı beslenme ve zayıflama namına ne varsa okuyor ve araştırıyordum, hala da öyleyim. Hiçbir zaman şok diyetlerle işim olmadı. Kendime sağlıklı bir zayıflama rotası çiziyordum ama asla uzun süre sürdüremiyordum. Çevremdekiler çok uğraştığımı ve daha fazla kilo vermem gerektiğini söylüyorlardı. Yanlış anlaşılmasın, ben insanların ne dediğini pek umursayan biri değilim o yüzden oturup bunlara üzülmüyordum. Kötü olan bu dediklerine ben de katılıyorum. Fakat bir şeyi mükemmel yapma isteği yüzünden kendimi çok sıkıyorum. Ardından da patlıyor ve tıkanırcasına yiyorum..


Yakın zamana kadar bunun bir sorun olduğunu anlamamıştım, iradesizliğime veriyordum. Dün yine patlama ve tıkanırcasına yemeye başladım. Bu yeme olayını biraz daha açayım: Açlık namına hiçbir şey hissetmeme hatta canımın istememesine rağmen ne bulursam yiyiyordum. Acı olan şu ki çoğunlukla ailem etrafımda olduğu için kendimi durduruyordum. Ama içten içe biliyordum ki etrafımda kimse olmasa patlayana kadar yiyeceğim, yapmışlığım da var zaten. Buna rağmen günde yaklaşık 2500-3000 kaloriyi alıyorumdur. Nerden çıkarığımı sorarsanız sağlıklı bir şekilde beslenmeye çalışırken karbonhidrat ve onunla birlikte kalori sayıyordum. 1400 civarı kalori alıyordum. Bir haftalık seriyi tamamlamışlığım var, yaptıklarımın işe yaradığını biliyorum. Velhasıl kelam az buçuk neyin kaç kalori olduğunu bundan dolayı tahmin edebiliyorum.

Dün, yine sağlıklı beslendiğim günlerden biriydi. Sabah kahvaltıda sağlıklı ama lezzetli tarifler denemeye karar verdim. Asıl pik noktası burası oluyor zaten, yemek düşünmeye, yemekle gereksiz yere haşır neşir olmaya başlıyorum ve bu çığ gibi büyüyüp en başa dönmeme sebep oluyor.

Akıl edip bu bendeki olayı araştırmaya karar verdim ve “Binge Eating” diye bir kavramla karşılaştım. Neredeyse aynı şeyleri yaşıyordum. Benim gibi belirli bir süre diyet yapıp (bunun doğru bir tabir olmadığını biliyorum) bunu bozup krize girmişçesine yiyen birçok insan vardı. Bu bir hastalıktan ziyade bir bozukluk. Yemekle kurulmuş yanlış bir ilişkinin sonucu...

Şunu fark ettim ki eğer ben yiyeceklerle olan ilişkimi düzeltmezsem ne kilo verebilirim ne de elimdeki hayatı doğru düzgün yaşayabilirim.
Yiyecekler konusunda bir sürü yargım var: Bu çok zararlı yememen lazım, bu faydalı bundan ye, şunun kalorisi fazla, bunda katkısı maddesi var filan filan... Çoğu haklı ama sorun şu ki bu yargılar üstümde bir baskı oluşturuyor. Sonrasını tahmin edebiliyorsunuzdur. Buna ek olarak yaklaşık 6 ay sonra bir akrabamızın düğünü var ve o düğünde zayıf olup istediğim elbiseyi giymek istiyorum ama bu döngüden çıkamadığım sürece bir yere varamayacağım. Dahası psikolojik anlamda kendimi yorgun hissediyorum. Kendimle savaşmaktan ve irademi uzun süre koruyup sonra saçma sapan bir yerde kaybetmekten yoruldum.

Psikolojik anlamda rahatlamak istiyorum. Düğünlerin de kiloların da ne hali varsa görsün ama yeter! Alt tarafı yemek yemek neden bu kadar önemli bir mesele ki? Neden bununla zamanımı ve enerjimi harcıyorum ki?Bu sorunumu çözmek istiyorum.

Hiç diyet yapmasam bile aralarda aç olmama rağmen yeme gibi bir alışkanlığım var. Daha doğrusu yenecek bir şey görünce düşünmeden yeme refleksi gösteriyorum. Bundan dolayı kendi yemek yeme vakitlerimi ayarlamaya karar verdim. 2 ana (acıkırsam + 1ara öğün) yapacağım.Yemek yeme olayını sıradanlaştırmak ve üzerinde düşünmemek istiyorum. Banyo yapmak kadar normal bir şey gibi muamele etmek istiyorum. Kendime basit ve her zaman uygulayabileceğim bir plan çizdim. Buradaki amacım kendimi sıkmaktan ziyade eğer acıkır da ne yesem diye bir derde düşersem üzerinde hiç düşünmeden hemen plandaki gibi yemek.
Kahvaltı: 2 yumurta + 1 dilim peynir + 10-15 zeytin+ sebze+ kuruyemiş veya fıstık ezmesi

Ara öğün: kahve/ çay/ ayran/ yoğurt+ kuru meyve/ meyve/ kuruyemiş/ leblebi
(Seçenekleri bol tuttum ki evde ne varsa onu yiyeyim.)

Akşam yemeği: Evde pişen yemek+ salata+ ayran veya yoğurt

Kendimi bu plana uymak gibi bir zorundalığa sokmuyorum. Eğer canım makarna isterse yerim. Tatlı ikram edilmişse ve istiyorsam onu da yerim. Asıl nokta benim bunlara ulaşmak için bir çaba göstermemem. Hayat bunları karşıma çıkartıyor ve ben de canımın isteğine göre evet veya hayır diye cevap veriyorum. Bitti, daha fazla uğraşmama gerek yok. Bir kere yedim diye ne kilo alacağım ne de zehirleneceğim.

Tartılmayacağım. Tartılmak da başka bir bağımlılık oluyor. 2 haftada 1 veya ayda 1 tartılır durumuma bakarım.
Su içmeme önem göstereceğim. Su açlığımı yönetmemi sağlıyor.
Spor yapıyorum zaten ona devam edeceğim. Hem spor yapmayı seviyorum hem de bana iyi geldiğini hissediyorum.

Bilinçaltı zayıflama meditasyonları var youtube’da, bilirsiniz. Mistik şeylere pek inanmam ama bu dinletilere göz attım. Bilinçaltının gücüne inanıyorum ve yanlış kodlanmış şeylerin sorunlar çıkarttıklarını düşünüyorum. Bu dinletilerde de çoğunlukla bu sorunlar çözülmeye çalışılıyor. Tabi bire bir çalışılmadığı için mucizeler beklememek lazım ama dinletilerde çözülmeye çalışılan sorunlar en yaygın olanlar ve onlardan biri bende varsa bu bana iyi gelecektir. Ayrıca daha motive kalmamı da sağlar diye umuyorum.

Ayrıca yediklerimi hep yararlı şeyler olarak etiketleyeceğim. Yediğim her şeyin bana bir faydası var, bunu kendime öğretmeliyim. Ben hep yiyeceklerin kötü yanlarına odaklandım ve bu saçma bir takıntı halini aldı. Yemek yemek konusunda rahat olmak istiyorum.

Kendime hobilerle meşgul edeceğim. Yemeği ortadan kaldırdığıma göre bir boşluk kalacak ve bunu doldurmam gerek. Yeni yeni şeyler deniyorum, bir şey bulursam size de bahsederim.

Genel olarak bu kadar. Ben zayıflama yolculuğuna daha iyi bir bedene sahip olayım ve daha mutlu olayım diye çıkmıştım. Eğer bu beni mutsuz ediyorsa bunu yapmamın bir anlamı yok. En başında olduğu gibi şimdi de amacım daha mutlu olmak. İnanıyorum ki hayatımdaki bu sorunu çözersem daha iyi olacağım.
Bendede ayni sorun var bende kendimi ağır yaşamlari izleyerek tedavi etmeye çalışıyorum. Ama atak gelince resmen şuur kaybı eşliğinde hayvan gibi tıkıyorum. Devam edip sonuç alabildiniz mi
 
X