Konuyu sahte olduğunu bile bile okudum. Sırf saçmalıkta daha ne kadar aşırıya kaçılabilirliği görmek için :)
Konu sahibi bir kere yazmış bırakmış konuyu zaten maksadı hikayesini yazıp sonra o hikayenin okuyucular tarafından tutup tutmayacağını ölçmek. Belki de bundan sonra romana falan
başlamak istiyordur. Bu konu onun için bir denemeden ibarettir. :)
Yalnız romanlarda bile hayalperestlik bir yere kadar uygulanır.
Ben uçuk hayallerle yazdığınız hikayenizdeki kopukluklardan biraz söz etmek istiyorum.
Öncelikle 3 gün odasından çıkmayan bir şey yiyip içmeyen bir insan açlıktan olmasa bile susuzluktan mutlaka bilinç kaybına uğrar. Belkide ölür.
İkinci olarak anneniz sizi kapı dışarı ettiğinde soluğu sizi küçükken taciz eden ablanızın yanında almazsınız.
Üçüncüsü 50 veya 10 TL vermekten çekinen bir baba hele de öyle bir anne varken sizi yıllığı 20.000 Tl den başlayan ki bu normal bir üniversintenin ortalama yıllık harcıdır ki
Türkiye'nin en iyi üniversitelerinden bahsediyorsak bunun 3 katına bile çıkma olasılığı var bu parayı verme olasılığı sıfırın altında alfadır. :)
Dördüncüsü bina sahiplerinin çocukları kapıcılardan dayak yemez.
Beşincisi 23 yıllık ömründe ailesinden sevgi yerine sadece şiddet görüp hakaret işiten kimse başarılı bir üniversite hayatı yaşayıp hele de üniversiteyi bırak birincilikle
bitirmeyi belki de hiç bitiremez bile.
Son olarak mantığıma en çok ters düşen nokta hiçbir insan üniversiteye gitmese dahi mutlaka iş bulabilir. Yeter ki istesin...
Umarım düşüncelerim size ışık tutar da bundan sonraki hikayelerinizi daha akla mantığa uygun yazarsınız. :)
Konu sahibi bir kere yazmış bırakmış konuyu zaten maksadı hikayesini yazıp sonra o hikayenin okuyucular tarafından tutup tutmayacağını ölçmek. Belki de bundan sonra romana falan
başlamak istiyordur. Bu konu onun için bir denemeden ibarettir. :)
Yalnız romanlarda bile hayalperestlik bir yere kadar uygulanır.
Ben uçuk hayallerle yazdığınız hikayenizdeki kopukluklardan biraz söz etmek istiyorum.
Öncelikle 3 gün odasından çıkmayan bir şey yiyip içmeyen bir insan açlıktan olmasa bile susuzluktan mutlaka bilinç kaybına uğrar. Belkide ölür.
İkinci olarak anneniz sizi kapı dışarı ettiğinde soluğu sizi küçükken taciz eden ablanızın yanında almazsınız.
Üçüncüsü 50 veya 10 TL vermekten çekinen bir baba hele de öyle bir anne varken sizi yıllığı 20.000 Tl den başlayan ki bu normal bir üniversintenin ortalama yıllık harcıdır ki
Türkiye'nin en iyi üniversitelerinden bahsediyorsak bunun 3 katına bile çıkma olasılığı var bu parayı verme olasılığı sıfırın altında alfadır. :)
Dördüncüsü bina sahiplerinin çocukları kapıcılardan dayak yemez.
Beşincisi 23 yıllık ömründe ailesinden sevgi yerine sadece şiddet görüp hakaret işiten kimse başarılı bir üniversite hayatı yaşayıp hele de üniversiteyi bırak birincilikle
bitirmeyi belki de hiç bitiremez bile.
Son olarak mantığıma en çok ters düşen nokta hiçbir insan üniversiteye gitmese dahi mutlaka iş bulabilir. Yeter ki istesin...
Umarım düşüncelerim size ışık tutar da bundan sonraki hikayelerinizi daha akla mantığa uygun yazarsınız. :)
Son düzenleme: