Üniversiteyi yeni kazanmıştım. ankaraya geldim ailem zaten isteksizce göndermişti. sinopta oturuyordum samsunda okumamı istemişlerdi. böylece ablamda kalacaktım gözleri arkada kalmayacaktı. onlara göre kız çocuğu herşey olabilir.
ankaraya geldim kaydımı yaptırdım. zaten yurt çıkmıştı. en fazla iki hafta yurtta kaldım abim polis ankaraya tayini çıktı annem inanılmaz mutlu oldu. abim ankaraya gelince ev tuttuk bende yurttan çıktım. abim genel türk erkeği olarak beni çok kısıtlardı ders bittimi hiç oyalanmadan eve gelirdim. tek rahat gezebildiğim zaman iki ders arası uzun olduğu zamanlardı.
okulun bahçesinde kafede oturuyordum ders notlarıma göz gezdirirken karşı masada bir çocuğun bana baktığını farkettim. yapı olarakda utanan birisiyimdir daha önce hiç erkek arkadaşım olmamıştı aslında güzel olduğumu düşünüyorum daha önce hoşlandığım kişilerden hep arkadaşlık teklifi gelmişti ama küçük yerde yaşadığım için abimler hemen duyardı. neyse bende çocuğa bakmaya başladım çok hoş birisiydi. ders zamanı geldiği için masadan kalktım sınıfa doğru giderken yanındaki arkadaşıyla aynı koridorda yürüdüğümüzü farkettim. yanıma gelerek mrb dedi sanırım aynı bölümde okuyorduk. ben vedat ikinci sınıftayım derken konuşmaya başladık. arada görüşürüz diyerek o da bende derse girdik. aralarda arkadaş grubuma gelip bizle oturup sohbet ediyordu. ertesi gün o çocuğu yine gördüm vedatla birlikte ama vedat bana hiçbirşey söylemiyordu sadece adının erdem olduğunu öğrendim oda konuşma arasında. okuduğum fakültede eski öğrencilerle yeni öğrencileri kaynaştırmak için tanışma partisi düzenlenmişti. partiye gitmem abimden dolayı imkansızdı. arkadaşlarım gideceği için bende gitmek istiyordum ve abim gitmeme izin vermişti arabayla bırakır çıkıştada gelir alırım demişti.
parti çok eğlenceli geçiyordu. vedat erdemle birlikte yanımıza geldi çok heyecanlanmıştım konuşmam imkansızdı yanaklarım alev alev yanıyordu kendimi onun beni görmeyeceği şekilde geri çektim biraz uzağa gidip telefonla ablamı aradım niye aradığımıda bilmiyorum ordan uzaklaşmak için.
bana doğru geliyordu mrb dilek dedi adımı biliyordu. ben inşaat mühendisliğinde okuyorum bu sizin fakültenizin tanışma partisi ama buraya seninle tanışmak için geldim dedi senden çok hoşlanıyorum dedi. sevgili olalım demiyorum ama sende istersen birbirimizi tanıyalım dedi. ben erdemin yüzüne boş boş bakıyordum ne diyeceğimi bilemedim. böyle üç dört dakika geçti benden çıt yok erdem yanımda duruyordu bişeyler içiyordu oda bende bişeyler dememi bekliyordu. diyecek bişey bulamıyorum dedim sen beni bende seni tanımıyorum derken arkadaş olalım dedi zaman ne olacağını gösterir dedi bende gülümseyerek tamam dedim. arkadaş grubu içinde parti devam etti erdem beni tanımak için sorular soruyordu. parti bitiminde eve bırakıyım dedi o arada abim aradı polis olduğu için görevi çıkmıştı gelemiyorum dedi. taksiye bin ama mutlaka önce plakasını al dedi saçmalığa bakarmısınız.
erdem ben bırakıyım dedi. bir öğrenci için lüks bir arabası vardı ailesi hakkında bişey bilmediğim için. abim evde olmadığı için rahattım evin önünde bıraktı ama yarın görüşürüz derken yanağımdan öptü çok şaşırdım oysa daha sevgili değildik.
mutluluktan havalarda uçuyordum abim sen bu aralar çok mutlusun hayırdır diye dalga geçmişti.böyle bişey olduğunu bilse :))
buraya kadar herşey güzeldi ama erdem hafta sonları çıkıp görüşemediğimiz için sürekli tartışma çıkarıyordu. sadece hafta içi ders aralarında görüşüyorduk hatta çoğu zaman günlerce görüşemediğimiz oluyordu çünkü onun fakültesi benim okuluma 15km uzaklıktaydı çoğu zaman seni çok özledim diye dersleri asıp geliyordu.
bir hafta sonu istanbula gezi düzenlenmişti. otobüs fakültenin önünden kalkacaktı abim otobüsün kalkacağı yere kadar ilkokula çocuk götürür gibi kendi bırakmıştı. erdem beni arabayla başka yerde bekliyordu. yolda otobüsten indim erdemle buluştuk aslında bizde istanbula gittik ama erdem illa baş başa gidelim dedi. grupla gezmedik beni teyzesine götürdü. teyzesi çok harika bir insandı. mutlaka burda kalın diye ısrar etmişti. gece dışarda saatlerce gezdik sonra teyzesinde kaldık bize ayrı odalar hazırlamıştı. erdem gece yanıma gelmişti uyuyamıyorum diye birlikte sabaha kadar oturduk sadece sımsıkı sarıldı o gün ona daha bir farklı aşık olmuştum.
koca bir sene böyle bitti abim okul bitince beni hemen sinop'a postaladı. yaz okulumda yoktu. erdemle bu sebep yüzünden kavga etmiştik. babasının inşaat şirketi vardı illa sana orda yaz dönemi için iş ayarlayım dedi böyle bişey asla kabul edemem dedi başka bir yerde iş ayarlayım dedi onuda abim kabul etmedi annem özledi seni ne biçim evlatsın parayamı ihtiyacın var diye kızdı.erdem sen ikimiz için mücadele etmiyorsun diye benimle kavga etti sonuç olarak beni sinopa abim bıraktı. erdem beni günlerce aramadı arıyordum açmıyordu telefonunu. bende aramayı bıraktım aradan bir hafta geçti aradı ben sinoptayım hemen görüşelim diye. liseden arkadaşlarımla ayancıka pikniğe gitmiştik. ama ben sinopa iki saat uzaklıktayım dedi tamam oaraya geliyorum dedi. yollar bozuk olduğu için yolda bana telefon açtı sen buraya nasıl geldin buralar hep ıssız ankarada olsan kapı dışarı çıkmazsın dedi suratıma kapattı telefonu. sonunda buluştuk yanımda liseden arkadaşları görünce bozuldu. üç erkek üç kızdık. bu arkadaşlarımda abimleriin çok sevdiği ailece görüşütğümüz kişiler. ne işin var bu erkeklerle dedi anlatsamda anlamadı arkadaşlarıma surat astı. sinirli sinirli hadi gidelim dedi nereye dedim konuşabileceğimiz bir yere dedi. ayancık şehir merkezine geldik bir yerde oturduk niye surat astın dedim ne işin var erkeklerle dağ başında dedi. onlar benim kardeşim dedim ama anlamadı bağırdı çağırdı bitti bu ilişki dedi sonra kalkıp gitti. bunca yolu bunları söylemek için mi gelmişti.
beni iki ay boyunca aramadı, bende aramadım.
okul başladı ankaraya geldim ikinci sınıfa başlamıştım erdem'in de son senesiydi sabah okulda vedatı gördüm. biraz soğuk davrandı oysa erdemle ilgili hiçbirşey sormadım. vedat niye böylesin dedim erdem ne anlattı sana dedim bişey anlatmadı erdem senin yüzünden günlerce kendine gelemedi dedi. ben ne yaptım dedim. yeterli fedakarlığı göstermedin dedi. vedat seni arkadaş olarak çok sevdiğimi bil dedi ama erdemi unut dedi neden dedim erdemin başka sevgilisi var dedi. büyük şaşkınlık içindeydim nasıl olsa erdem dayanamaz barışırız diyordum ama gerçekten bitmişti. o günlerce ben aylarca kendime gelemedim ve erdemi hiç görmedim yarıyıl tatili olmuştu.
bir cumartesi evine gitmeye karar verdim vedatla birlikte bilkentte oturuyorlardı aslında erdemin ailesi burdaydı ama ayrı oturuyordu. apartmanı çıktım kapıyı çaldım çok heyecanlıydım sevgilisi olduğuna nedense inanmıyordum çünkü hiç görmemiştim. kapıyı bir kız açtı üzerinde kısa şort tipi bir pijama vardı belli orda kalmıştı içerde masada kitaplar vardı erdem sırtı dönük oturuyordu kapıda beni görünce kusura bakmayın yanlış gelmişim dedim ve hemen orayı terk ettim nefes alamıyordum boğazım düğümlenmişti karnım ağrıyordu tuhaftım orda bir kafeye oturdum bişeyler içtim kendime geldim ve hemen eve gittim içim boşalana kadar ağladım. kendimi toparlayınca abime yatay geçiş yapmak istediğimi söyledim abim şaşırdı samsuna yatay geçiş yapmak istiyorum dedim. neden diye çok irdeledi bende okulda rahatsız eden biri var dedim tabi abim çok sinirlendi bağırdı çağırdı ablamı aradım eniştem ondokuz mayıs üni. öğretim görevlisi işlemler yapıldı zaten puan daha düşük olduğu için hemen oldu. eşyalarımı toparladım. vedat'a da bişey söylemedim. erdem o gün defalarca aradı ama açmadım okula da gitmedim. numaramı değiştirdim. işlemler bitmeden samsuna gitmiştim ablamın evinde kalcaktım. orda okuyan liseden arkadaşlarım vardı onların orda olması beni çok rahatlatmıştı. en zor günlerimde yanımda olmuşlardı. okula başladığım sıralarda tıp bölümünde okuayn bir son sınıf öğrencisinden arkadaşlık hastanede asistanlık yapıyordu. erdeme hissettiğim şeyler yoktu ama anlayışlı biriydi. eniştemde tanıyordu eve yemeğe falan gelirdi. ilişki biraz evliliğe doğru gidiyordu. evlensem mutlu olabileceğim biriydi. ablam evleneceğin kişi yakışıklı olmasın sen daha üstün ol sana değer versin yüzünü gözlesin derdi. mert yakışıklı değildi ama üstüme çok düşüyordu. ailesi geldi nişan yapalım dediler. okulunuza yine devam edersiniz dediler. aile arası nişan yaptık. bu arada facebook çıkmıştı bende kendime sayfa açtım mert ilişki durumunu nişanlı diye belirtmemi istemişti mert ile nişanlı diye belirtmiştim. vedatı aradım ordan erdemi buldum fotoğraflarını görünce ağlamaya başladım çünkü birlikte çekindiğimiz resimleri koymuştu. ertesi gün mesaj geldi gönderen erdemdi
mutlumusun yoksa mutluluk oyunu mu oynuyorsun yazıyordu.ertesi gün erdem karşımdaydı nerdeyse bir yıl olmuştu konuşmalıyız bu nişan olayı da ne dedi. bir yıl sonra bana hesap soruyordu. gittik şehir dışında bir kafede oturduk saatlerce konuştuk. başkasıyla evlenmene dayanamam diyordu. daha neler benim için bu ilişki asla bitemez dedi.kafam allak bullak oldu onu çok sevdiğimi unutamadığımı anladım. diğer tarafta mert eve gittiğimde ablama mert ile ayrılmak istediğimi söyledim herkes ayağa kalktı erdemi de ablam dışında kimse bilmiyor. okulda kayıt dondurdum bu olaydan sonra sinopa döndüm abimler kapı dışarı çıkarmıyorlardı çünkü onların karşı çıkmalarına rağmen mertten ayrıldım tabi erdemi anlatmadım. zaten nişanlanalı iki hafta anca olmuştu. onlara göre adım çıkmıştı. erdem telefon ile yeni bir hat göndermişti. onun okulu bitmek üzereydi ailemden istemeye gelceklerdi ama ben bu durumu nasıl anlatacağımı bilmiyordum. erdemin önünde askerlik vardı. askerlikten önce evlenmeliyiz diyordu.anneme durumu açtım ama annem mertten bunun için ayrıldığımı anladı ve kesinlikle hayır dedi o çocukla evlenirsen sütümü helal etmem evladım değilsin dedi. abimler bilmiyordu annem ve ablam biliyordu. eniştem zaten anlam veremiyordu olanlara erdem ankaraya gel burda tek başımıza evlenelim diye baskı yapmaya başladı. ailen ne diyor diyince gelmek istiyorlar dedi. ertesi gün annesi aradı kızım oğlum seni çok seviyor dedi. annenle ben konuşuyum dedi
ankaraya geldim kaydımı yaptırdım. zaten yurt çıkmıştı. en fazla iki hafta yurtta kaldım abim polis ankaraya tayini çıktı annem inanılmaz mutlu oldu. abim ankaraya gelince ev tuttuk bende yurttan çıktım. abim genel türk erkeği olarak beni çok kısıtlardı ders bittimi hiç oyalanmadan eve gelirdim. tek rahat gezebildiğim zaman iki ders arası uzun olduğu zamanlardı.
okulun bahçesinde kafede oturuyordum ders notlarıma göz gezdirirken karşı masada bir çocuğun bana baktığını farkettim. yapı olarakda utanan birisiyimdir daha önce hiç erkek arkadaşım olmamıştı aslında güzel olduğumu düşünüyorum daha önce hoşlandığım kişilerden hep arkadaşlık teklifi gelmişti ama küçük yerde yaşadığım için abimler hemen duyardı. neyse bende çocuğa bakmaya başladım çok hoş birisiydi. ders zamanı geldiği için masadan kalktım sınıfa doğru giderken yanındaki arkadaşıyla aynı koridorda yürüdüğümüzü farkettim. yanıma gelerek mrb dedi sanırım aynı bölümde okuyorduk. ben vedat ikinci sınıftayım derken konuşmaya başladık. arada görüşürüz diyerek o da bende derse girdik. aralarda arkadaş grubuma gelip bizle oturup sohbet ediyordu. ertesi gün o çocuğu yine gördüm vedatla birlikte ama vedat bana hiçbirşey söylemiyordu sadece adının erdem olduğunu öğrendim oda konuşma arasında. okuduğum fakültede eski öğrencilerle yeni öğrencileri kaynaştırmak için tanışma partisi düzenlenmişti. partiye gitmem abimden dolayı imkansızdı. arkadaşlarım gideceği için bende gitmek istiyordum ve abim gitmeme izin vermişti arabayla bırakır çıkıştada gelir alırım demişti.
parti çok eğlenceli geçiyordu. vedat erdemle birlikte yanımıza geldi çok heyecanlanmıştım konuşmam imkansızdı yanaklarım alev alev yanıyordu kendimi onun beni görmeyeceği şekilde geri çektim biraz uzağa gidip telefonla ablamı aradım niye aradığımıda bilmiyorum ordan uzaklaşmak için.
bana doğru geliyordu mrb dilek dedi adımı biliyordu. ben inşaat mühendisliğinde okuyorum bu sizin fakültenizin tanışma partisi ama buraya seninle tanışmak için geldim dedi senden çok hoşlanıyorum dedi. sevgili olalım demiyorum ama sende istersen birbirimizi tanıyalım dedi. ben erdemin yüzüne boş boş bakıyordum ne diyeceğimi bilemedim. böyle üç dört dakika geçti benden çıt yok erdem yanımda duruyordu bişeyler içiyordu oda bende bişeyler dememi bekliyordu. diyecek bişey bulamıyorum dedim sen beni bende seni tanımıyorum derken arkadaş olalım dedi zaman ne olacağını gösterir dedi bende gülümseyerek tamam dedim. arkadaş grubu içinde parti devam etti erdem beni tanımak için sorular soruyordu. parti bitiminde eve bırakıyım dedi o arada abim aradı polis olduğu için görevi çıkmıştı gelemiyorum dedi. taksiye bin ama mutlaka önce plakasını al dedi saçmalığa bakarmısınız.
erdem ben bırakıyım dedi. bir öğrenci için lüks bir arabası vardı ailesi hakkında bişey bilmediğim için. abim evde olmadığı için rahattım evin önünde bıraktı ama yarın görüşürüz derken yanağımdan öptü çok şaşırdım oysa daha sevgili değildik.
mutluluktan havalarda uçuyordum abim sen bu aralar çok mutlusun hayırdır diye dalga geçmişti.böyle bişey olduğunu bilse :))
buraya kadar herşey güzeldi ama erdem hafta sonları çıkıp görüşemediğimiz için sürekli tartışma çıkarıyordu. sadece hafta içi ders aralarında görüşüyorduk hatta çoğu zaman günlerce görüşemediğimiz oluyordu çünkü onun fakültesi benim okuluma 15km uzaklıktaydı çoğu zaman seni çok özledim diye dersleri asıp geliyordu.
bir hafta sonu istanbula gezi düzenlenmişti. otobüs fakültenin önünden kalkacaktı abim otobüsün kalkacağı yere kadar ilkokula çocuk götürür gibi kendi bırakmıştı. erdem beni arabayla başka yerde bekliyordu. yolda otobüsten indim erdemle buluştuk aslında bizde istanbula gittik ama erdem illa baş başa gidelim dedi. grupla gezmedik beni teyzesine götürdü. teyzesi çok harika bir insandı. mutlaka burda kalın diye ısrar etmişti. gece dışarda saatlerce gezdik sonra teyzesinde kaldık bize ayrı odalar hazırlamıştı. erdem gece yanıma gelmişti uyuyamıyorum diye birlikte sabaha kadar oturduk sadece sımsıkı sarıldı o gün ona daha bir farklı aşık olmuştum.
koca bir sene böyle bitti abim okul bitince beni hemen sinop'a postaladı. yaz okulumda yoktu. erdemle bu sebep yüzünden kavga etmiştik. babasının inşaat şirketi vardı illa sana orda yaz dönemi için iş ayarlayım dedi böyle bişey asla kabul edemem dedi başka bir yerde iş ayarlayım dedi onuda abim kabul etmedi annem özledi seni ne biçim evlatsın parayamı ihtiyacın var diye kızdı.erdem sen ikimiz için mücadele etmiyorsun diye benimle kavga etti sonuç olarak beni sinopa abim bıraktı. erdem beni günlerce aramadı arıyordum açmıyordu telefonunu. bende aramayı bıraktım aradan bir hafta geçti aradı ben sinoptayım hemen görüşelim diye. liseden arkadaşlarımla ayancıka pikniğe gitmiştik. ama ben sinopa iki saat uzaklıktayım dedi tamam oaraya geliyorum dedi. yollar bozuk olduğu için yolda bana telefon açtı sen buraya nasıl geldin buralar hep ıssız ankarada olsan kapı dışarı çıkmazsın dedi suratıma kapattı telefonu. sonunda buluştuk yanımda liseden arkadaşları görünce bozuldu. üç erkek üç kızdık. bu arkadaşlarımda abimleriin çok sevdiği ailece görüşütğümüz kişiler. ne işin var bu erkeklerle dedi anlatsamda anlamadı arkadaşlarıma surat astı. sinirli sinirli hadi gidelim dedi nereye dedim konuşabileceğimiz bir yere dedi. ayancık şehir merkezine geldik bir yerde oturduk niye surat astın dedim ne işin var erkeklerle dağ başında dedi. onlar benim kardeşim dedim ama anlamadı bağırdı çağırdı bitti bu ilişki dedi sonra kalkıp gitti. bunca yolu bunları söylemek için mi gelmişti.
beni iki ay boyunca aramadı, bende aramadım.
okul başladı ankaraya geldim ikinci sınıfa başlamıştım erdem'in de son senesiydi sabah okulda vedatı gördüm. biraz soğuk davrandı oysa erdemle ilgili hiçbirşey sormadım. vedat niye böylesin dedim erdem ne anlattı sana dedim bişey anlatmadı erdem senin yüzünden günlerce kendine gelemedi dedi. ben ne yaptım dedim. yeterli fedakarlığı göstermedin dedi. vedat seni arkadaş olarak çok sevdiğimi bil dedi ama erdemi unut dedi neden dedim erdemin başka sevgilisi var dedi. büyük şaşkınlık içindeydim nasıl olsa erdem dayanamaz barışırız diyordum ama gerçekten bitmişti. o günlerce ben aylarca kendime gelemedim ve erdemi hiç görmedim yarıyıl tatili olmuştu.
bir cumartesi evine gitmeye karar verdim vedatla birlikte bilkentte oturuyorlardı aslında erdemin ailesi burdaydı ama ayrı oturuyordu. apartmanı çıktım kapıyı çaldım çok heyecanlıydım sevgilisi olduğuna nedense inanmıyordum çünkü hiç görmemiştim. kapıyı bir kız açtı üzerinde kısa şort tipi bir pijama vardı belli orda kalmıştı içerde masada kitaplar vardı erdem sırtı dönük oturuyordu kapıda beni görünce kusura bakmayın yanlış gelmişim dedim ve hemen orayı terk ettim nefes alamıyordum boğazım düğümlenmişti karnım ağrıyordu tuhaftım orda bir kafeye oturdum bişeyler içtim kendime geldim ve hemen eve gittim içim boşalana kadar ağladım. kendimi toparlayınca abime yatay geçiş yapmak istediğimi söyledim abim şaşırdı samsuna yatay geçiş yapmak istiyorum dedim. neden diye çok irdeledi bende okulda rahatsız eden biri var dedim tabi abim çok sinirlendi bağırdı çağırdı ablamı aradım eniştem ondokuz mayıs üni. öğretim görevlisi işlemler yapıldı zaten puan daha düşük olduğu için hemen oldu. eşyalarımı toparladım. vedat'a da bişey söylemedim. erdem o gün defalarca aradı ama açmadım okula da gitmedim. numaramı değiştirdim. işlemler bitmeden samsuna gitmiştim ablamın evinde kalcaktım. orda okuyan liseden arkadaşlarım vardı onların orda olması beni çok rahatlatmıştı. en zor günlerimde yanımda olmuşlardı. okula başladığım sıralarda tıp bölümünde okuayn bir son sınıf öğrencisinden arkadaşlık hastanede asistanlık yapıyordu. erdeme hissettiğim şeyler yoktu ama anlayışlı biriydi. eniştemde tanıyordu eve yemeğe falan gelirdi. ilişki biraz evliliğe doğru gidiyordu. evlensem mutlu olabileceğim biriydi. ablam evleneceğin kişi yakışıklı olmasın sen daha üstün ol sana değer versin yüzünü gözlesin derdi. mert yakışıklı değildi ama üstüme çok düşüyordu. ailesi geldi nişan yapalım dediler. okulunuza yine devam edersiniz dediler. aile arası nişan yaptık. bu arada facebook çıkmıştı bende kendime sayfa açtım mert ilişki durumunu nişanlı diye belirtmemi istemişti mert ile nişanlı diye belirtmiştim. vedatı aradım ordan erdemi buldum fotoğraflarını görünce ağlamaya başladım çünkü birlikte çekindiğimiz resimleri koymuştu. ertesi gün mesaj geldi gönderen erdemdi
mutlumusun yoksa mutluluk oyunu mu oynuyorsun yazıyordu.ertesi gün erdem karşımdaydı nerdeyse bir yıl olmuştu konuşmalıyız bu nişan olayı da ne dedi. bir yıl sonra bana hesap soruyordu. gittik şehir dışında bir kafede oturduk saatlerce konuştuk. başkasıyla evlenmene dayanamam diyordu. daha neler benim için bu ilişki asla bitemez dedi.kafam allak bullak oldu onu çok sevdiğimi unutamadığımı anladım. diğer tarafta mert eve gittiğimde ablama mert ile ayrılmak istediğimi söyledim herkes ayağa kalktı erdemi de ablam dışında kimse bilmiyor. okulda kayıt dondurdum bu olaydan sonra sinopa döndüm abimler kapı dışarı çıkarmıyorlardı çünkü onların karşı çıkmalarına rağmen mertten ayrıldım tabi erdemi anlatmadım. zaten nişanlanalı iki hafta anca olmuştu. onlara göre adım çıkmıştı. erdem telefon ile yeni bir hat göndermişti. onun okulu bitmek üzereydi ailemden istemeye gelceklerdi ama ben bu durumu nasıl anlatacağımı bilmiyordum. erdemin önünde askerlik vardı. askerlikten önce evlenmeliyiz diyordu.anneme durumu açtım ama annem mertten bunun için ayrıldığımı anladı ve kesinlikle hayır dedi o çocukla evlenirsen sütümü helal etmem evladım değilsin dedi. abimler bilmiyordu annem ve ablam biliyordu. eniştem zaten anlam veremiyordu olanlara erdem ankaraya gel burda tek başımıza evlenelim diye baskı yapmaya başladı. ailen ne diyor diyince gelmek istiyorlar dedi. ertesi gün annesi aradı kızım oğlum seni çok seviyor dedi. annenle ben konuşuyum dedi