Herkese Merhaba.
Nerden başlasam bilemiyorum. Konu açmaya mecbur kaldım, forumda buna benzer bir konuya rastlamadım.
Evet sağlıklı beslenmeye karşı fazla takıntılıyım.
Bundan iki üç sene önce bir hastalığım için diyetisyene danışmıştım. İlk o farketmişti bende zaten ondan duymuştum. Daha sonra tekrar gittiğimde ortoreksiya testi uygulamıştı. (6-7 soruluk birşeydi) Sonuç olarak belirtilerini gösterdiğim ortaya çıktı. Hiç unutmam 'arkadaşlarınla çıktığın bir yemekte kırk yılda bir yediğin patates kızartmasını vücudun tolere eder zaten' diyordu. Ama ben ikna olamıyordum.
Benim için bir yiyeceğin veya içeceğin; görüntüsü,tadı,lezzetinden ziyade sağlıklı olup olmadığı, vücuda yararı var mı bunlar çok önemlidir. Tabi yerken içerken keyifte alayım ama evvela sağlıklı olsun isterim.
Yemek yapmayı severim. Eskiden beri kendi yemeğimi kendim pişiririm. Yalnız haftalık olarak ne yiyeceğimi mutlaka bilmem lazım. Bir aksama olduysa o gün yemeğim yoksa strese giriyorum.
Örneğin; geçenlerde bir alışveriş merkezine gitmek durumunda kaldım. Akşam yemeği saatine denk geldi. Yemek katına çıktım onlarca yemek yenilecek yer var ama ben hepsine bir kulp buldum bir tanesine bile oturup yemek yiyemedim. Marketten muz aldım onu yedim. Aç kalayım ama sağlıksız birşey vücuduma girmesin düşüncesindeyim.
Bu arada marketlerde mutfak alışverişi yaparken ince eleyip sık dokumadan birşey almam. Etiketleri dikkatle incelerim. Bu yüzden bazen marketlerde gereksiz zaman kaybettiğimde oluyor. Ayrıca sağlıklı ve spesifik gıdalar hangi markette varsa ben ordayım. Macro Center yaşadığım şehirde yok mesela. Neden yok diye buna da dertlenmişliğim vardır.
Bir yiyecek veya içecek sağlıklıysa ben onu ne yapar eder yerim ya da içerim. Kefir mesela herkesin pek sevmediği bir içecektir. Sağlık için içeyim diye diye başlarda tadını sevmememe rağmen damak tadını eğittim şimdi severek içiyorum. Yine yulaf ezmesi ve enginar için aynı şey geçerli oldu. Biri lif ve protein deposu diğeri karaciğer dostu. Başka bir örnek ise avokado.
Bu durum sosyal hayatımı etkiliyor tabi. Mesela en son ne zaman sinemaya gidip kola içip patlamış mısır yediğimi hatırlamıyorum bile. Dediğim gibi dışarda zaten yemek yiyemiyorum. Ve titiz biriyim. Hijyene önem veririm. Bu da tuz biber oluyor.
Genelde bayramlarda ya da misafirliklerde verilen ikramları geri çevirmek durumunda kalıyorum. Hamurişi yemem, tatlı yemem. Benim standartlarıma uygun değilse sırf hatır gönül içinde yiyemiyorum. Klasik 'bir kerecikten birşey olmaz' lafı bende etki etmiyor. Sağlığım daha önemli diyorum.
Bu konuyu açmamı tetikleyen ufak birşey oldu. Sabah markete gitmiştim. Pek tükettiğim birşey değildir ama canım ay çekirdeği istedi. Önce tuzsuz olanını alayım dedim sonra etiketindeki yağ oranına baktım. Sonuç; almaktan vazgeçtim.
Sizde ya da çevrenizde bu takıntıdan muzdarip birileri var mı? Yalnız olmadığımı bilmek beni sevindirecek. :) Paylaşmak bile bir nebze iyi geldi. Bu durumu nasıl aşabilirim fikirlerinizi rica ediyorum.
Dipnot: Kronik bir hastalığım var zaten yediğime içtiğime dikkat etmem lazım. Belli yiyecek ve içeceklerden kaçınmam gerekiyor. Ayrıca fitness ile uğraşıyorum. Yağ oranımı daha da düşürüp kas oranımı yükseltmek hedefim. Gerçek manada fit bir görünümü önemsiyorum. Temiz beslenmeye gayret ediyorum. Sınırlandırılmış bir listem var onun dışına çıkamıyorum. Bu iki durumunda aslında ortoreksiyayı tetiklediğini düşünmeye başladım.
Nerden başlasam bilemiyorum. Konu açmaya mecbur kaldım, forumda buna benzer bir konuya rastlamadım.
Evet sağlıklı beslenmeye karşı fazla takıntılıyım.
Bundan iki üç sene önce bir hastalığım için diyetisyene danışmıştım. İlk o farketmişti bende zaten ondan duymuştum. Daha sonra tekrar gittiğimde ortoreksiya testi uygulamıştı. (6-7 soruluk birşeydi) Sonuç olarak belirtilerini gösterdiğim ortaya çıktı. Hiç unutmam 'arkadaşlarınla çıktığın bir yemekte kırk yılda bir yediğin patates kızartmasını vücudun tolere eder zaten' diyordu. Ama ben ikna olamıyordum.
Benim için bir yiyeceğin veya içeceğin; görüntüsü,tadı,lezzetinden ziyade sağlıklı olup olmadığı, vücuda yararı var mı bunlar çok önemlidir. Tabi yerken içerken keyifte alayım ama evvela sağlıklı olsun isterim.
Yemek yapmayı severim. Eskiden beri kendi yemeğimi kendim pişiririm. Yalnız haftalık olarak ne yiyeceğimi mutlaka bilmem lazım. Bir aksama olduysa o gün yemeğim yoksa strese giriyorum.
Örneğin; geçenlerde bir alışveriş merkezine gitmek durumunda kaldım. Akşam yemeği saatine denk geldi. Yemek katına çıktım onlarca yemek yenilecek yer var ama ben hepsine bir kulp buldum bir tanesine bile oturup yemek yiyemedim. Marketten muz aldım onu yedim. Aç kalayım ama sağlıksız birşey vücuduma girmesin düşüncesindeyim.
Bu arada marketlerde mutfak alışverişi yaparken ince eleyip sık dokumadan birşey almam. Etiketleri dikkatle incelerim. Bu yüzden bazen marketlerde gereksiz zaman kaybettiğimde oluyor. Ayrıca sağlıklı ve spesifik gıdalar hangi markette varsa ben ordayım. Macro Center yaşadığım şehirde yok mesela. Neden yok diye buna da dertlenmişliğim vardır.
Bir yiyecek veya içecek sağlıklıysa ben onu ne yapar eder yerim ya da içerim. Kefir mesela herkesin pek sevmediği bir içecektir. Sağlık için içeyim diye diye başlarda tadını sevmememe rağmen damak tadını eğittim şimdi severek içiyorum. Yine yulaf ezmesi ve enginar için aynı şey geçerli oldu. Biri lif ve protein deposu diğeri karaciğer dostu. Başka bir örnek ise avokado.
Bu durum sosyal hayatımı etkiliyor tabi. Mesela en son ne zaman sinemaya gidip kola içip patlamış mısır yediğimi hatırlamıyorum bile. Dediğim gibi dışarda zaten yemek yiyemiyorum. Ve titiz biriyim. Hijyene önem veririm. Bu da tuz biber oluyor.
Genelde bayramlarda ya da misafirliklerde verilen ikramları geri çevirmek durumunda kalıyorum. Hamurişi yemem, tatlı yemem. Benim standartlarıma uygun değilse sırf hatır gönül içinde yiyemiyorum. Klasik 'bir kerecikten birşey olmaz' lafı bende etki etmiyor. Sağlığım daha önemli diyorum.
Bu konuyu açmamı tetikleyen ufak birşey oldu. Sabah markete gitmiştim. Pek tükettiğim birşey değildir ama canım ay çekirdeği istedi. Önce tuzsuz olanını alayım dedim sonra etiketindeki yağ oranına baktım. Sonuç; almaktan vazgeçtim.
Sizde ya da çevrenizde bu takıntıdan muzdarip birileri var mı? Yalnız olmadığımı bilmek beni sevindirecek. :) Paylaşmak bile bir nebze iyi geldi. Bu durumu nasıl aşabilirim fikirlerinizi rica ediyorum.
Dipnot: Kronik bir hastalığım var zaten yediğime içtiğime dikkat etmem lazım. Belli yiyecek ve içeceklerden kaçınmam gerekiyor. Ayrıca fitness ile uğraşıyorum. Yağ oranımı daha da düşürüp kas oranımı yükseltmek hedefim. Gerçek manada fit bir görünümü önemsiyorum. Temiz beslenmeye gayret ediyorum. Sınırlandırılmış bir listem var onun dışına çıkamıyorum. Bu iki durumunda aslında ortoreksiyayı tetiklediğini düşünmeye başladım.
Son düzenleme: