Follow along with the video below to see how to install our site as a web app on your home screen.
Not: This feature may not be available in some browsers.
Eee ne fayda çıkardın ?
Nasıl davranmam gerektiği hususunda yol gösterici oldu.
Nasıl davranmam gerektiği hususunda yol gösterici oldu.
Okuduğunuzu okumakta başarılı olmadığınızı vurgulamıştım, bunu bir kez daha kanıtladınız tebrikler.
"gizli" kısmını bir kenara bırakıyorum derken, hani o konuda hemfikiriz (ama tabi zahmet edip benim bu konudaki mesajlarımı okumadığınız için hemfikir olduğumuzdan da bihaber olabilirsiniz), siz başka bir detay üzerine yazmışsınız, ben de aynı detay üzerine yazayım demek istemiştim çünkü siz o kısmın altını çizip, etik değil deyip, o konuyu orada noktaladınız.
"birbirlerine birşey hissetme ihtimalleri çok hoşmuş" demişsiniz, neye dayanarak böyle dalga geçmişsiniz merak ettim?
doktor olduğunuz için İngilizceniz olduğunu düşünüyorum
buyrun bir okuyun
http://www.scientificamerican.com/article/men-and-women-cant-be-just-friends/
bu sadece bir makale değil, Harvard Üniversitesinde doktora yapan ve Colorado Üniversitesinde Danışmanlık yapan bir psikoloğun araştırması.
veya bunu okuyun
https://www.psychologytoday.com/blog/the-attraction-doctor/201304/can-men-and-women-be-just-friends
"Bu durumda mesela siz çocukluk arkadaşı iki insanın evlendiklerinde birbirleriyle sürekli görüşürlerse birbirlerine bir şeyler hissedeceklerini (yüksek ihtimalle) varsayıyorsunuz." demişsiniz
burada lise veya üniversite gibi sürekli arkadaş ortamında olduğumuz dönemleri tartışmadığımızın farkındasınız zaten.
Evli olan insanlarda, çocukluk arkadaşlarıyla veya normal arkadaşlarla "sürekli görüşmek" isteği varsa, normal olanı eşli de görüşmek değil midir? Yani benim çocukluk arkadaşım varsa, evliyse ve sürekli görüşmek istiyorsam, eşimle de tanıştırırım, eşiyle de tanışırım, birlikte görüşürüz, gayet de keyifli olur. Neden illa yalnız görüşeceğim diye ısrar edeyim ki? Herhalde sürekli görüşmeden anladığınız şey 3-4 ayda bir içilen bir kahve değildir. Ayrıca, buradaki konunun ve dolayısıyla yaptığımız yorumların "çocukluk arkadaşlarıyla" ilgisi yok. Çocukluk arkadaşlıklarının çok farklı arkadaşlıklar olduğunun sanırım farkındasınızdır, haklı çıkabilmek için konuyu tamamen saptırmışsınız.
Kim "eşimizin çevresini daraltalım"ı savunmuş ki? Ben her zaman bunun tam aksini savunmuşumdur ki bunu şimdi uzun uzun yazamayacağım size, isterseniz açıp diğer tüm konulara yazdığım mesajlardan okursunuz.
Eğer bu forumda hiçbirşey, hiç kimseyi ilgilendirmez ise nasıl yorum yapacağız???
Hala ve ısrarla "Asıl problemin apaçık bir şekilde gizli görüşülmesi olduğu bir konuda evliliğe ve karşı cinsle arkadaşlığa vurgu yapılması tamamen niyeti gösteriyor zaten." yazıyorsunuz ya, buna sadece gülebiliyorum ve bir kez daha vurguluyorum, okuduğunuzu anlamakta çok başarılı değilsiniz.
İnsan yargılamayı tabi ki hakaret olarak algılamıyorum, "böyle yapıyorum, hatalı mıyım" diye forumda soran bir insana "biz seni yargılayamayız" mı diyelim? tabi ki görüşlerimizi yazacağız, ama konu sahibi lehine ama aleyhine.
Bekar insanlarla evli insanları farklı değerlendirmemin tek sebebi de bekar insanların yalnızca kendilerine, evli insanların ise kendileriyle birlikte eşlerine ve çocuklarına karşı da sorumlulukları olmasıdır. Size göre yanlışsa da, benim doğrum budur. Bunun kötü birşey olduğunu düşünmüyorum.
Bu arada, bu size yazdığım son cevaptır. Ne yazarsanız yazın, bir kez daha cevap yazmayacağım. Çünkü konuları aynı çizgi üzerinde tartışabildiğinizi düşünmüyorum. Yazdığınız ilk mesajdaki "elma ile armutu karıştırmak" tabiri sizde fazlasıyla mevcut.
Not: "Fazla rahat olma"nın anlamını da yanlış biliyorsunuz. Fazla rahat olmak,olaylara herkes kadar üzülmeyen, olayları herkes kadar umursamayan, insanlara rahatsızlık vermek gibi bir kaygısı olmayan, herşeyden çok çabuk etkilenmeyen, empati kurmayı düşünmeyen, bulunduğu çevrede kimin ne düşüneceğini önemsemeden hareket eden, kime ne hissettirdiğini kafasına takmayan insan demektir. Akılları sürekli iğneli cümlelere ve sivri dile çalışan insanlar da haklı olarak bu kelimeyi hakaret olarak algılarlar. Oysa "fazla" değil "aşırı" rahat olduğu halde çevresi tarafından olduğu gibi kabullenilen ve sevilen çok insan vardır.