Umarım doğru yere yazıyorumdur, yıllardır girmemişim. Buradaki cevaplar çok güzel, eleştirilere bile aşırı gülüyorum. Sanki evde kızkıza konuşur gibi hissediyorum. İstediğinizi yazabilirsiniz gerçekten
Aslında sorum yok, bugün modum yine kötü ve paylaşmak istedim.
30 yaşındayım, kendimi yetişkin hissetmiyorum. Bu beni çok üzüyor ama psikolojim iyi olmadı hiç, bu farkındalık beni yiyip bitiriyor
Annem babam, durumumuz orta üstü olmasına rağmen deli gibi çalıştılar 3 küçük çocuğu evde bırakıp. Ben 4, kardeşim 2, ablam 6 yaşındaydı. Üstümüze kapıyı kitleyip gittiler hep. Okuldan döner, yemeğimizi ısıtır, bulaşıkları yıkar, ortalığı toplar, ödevleri yapar, onlar gelecek diye de hazırlıklar yapıp, kitap okuyup, diş fırçalayıp yatardık. Bu arada kimse öğretmedi bize bunları. Kendi kendimize öğrendik. E tabi, her şey düzgün olsun, kimseyi rahatsız etmeyelim, sessiz sakin olalım ki azar yemeyelim gibi düşünceler de beynimizde yer aldı. Annem hep sinirli, yorgun, kavgacı, "bunlar çocuk" diyemeyen, babam da, "aman bana bulaşmayın da..." kafasında pasif, sessiz, tek derdi para kazanmak olan, 16 yıl okumuşuz, temel giderler dışında, "şu 1 lirayı alın da kantine gidersiniz" dememiş biri. Kendisi memur. Evi, yazlığı, arsası ve ek gelirleri de var. Şimdi desen ki, "5 TL var mı çorap alacam" yok der.
Annem, "şu bardağı makinenin niye sağına değil de soluna koymadın?" diye histeri nöbetleri geçirip saatlerce hatta günlerce küsüp gecenin bir yarısı, "hadi size en sevdiğiniz mantıyı açtım, gelin de yiyin" diyen dengesiz, iletişim engelli, asla özür dilemeyen, bu tavrı da herkese yapan 60 yaşında namazlı niyazlı biri. Sülalede de herkese küs. Çay koyarsın, ellerine sağlık değil de, "niye az atmışsın buna" der, millete çay ikram edersin, "tutuşa bak, becersen şaşarım" der. Bir gece gelir, "Şunu engellesene benden, bunun engelini aç, onu sil gitsin" gibi kendi kendine şeyler kurup, sofraya otursan, "30 yıl önce şu bana şunu yaptı da..." diye başlar bedduaya. Her gün insta ve WhatsApp storyler atar çocuk gibi, herkesi arayıp bütün özelimizi anlatır, bana sinirlenince ablamı arayıp beni kötüler, ona sinirlenince kardeşimi arayıp ona kötüler ama beddualı, hakaretleri şeyler.
Hele ergenken, sanırsın karşımızda sınıftaki gıcık, ergen kız arkadaşımız varmış gibi dalaşa girerdi bizimle. Hem de yer, zaman fark etmez. Düğün, bayram, arkadaş toplantısı vs. fark etmez. Hep rezil ederdi. Diğer 2 kardeşim daha çok tepki verirlerdi. Ben doğuştan da biraz sessiz olduğum için hep aralarını yaptım, "aman ağzımızın tadı kaçmasın" modunda geçti ergenliğim
Bağırdığımı, duygularımı paylaştığımı, öfkemi ifade edebildiğimi hatırlamıyorum hiç. O yüzden derslere yöneldim, kitap kurdu oldum. Hep çalışkan oldum, iyi okullarda iyi bölümde okudum ama iş konusunda öz güven sıfır. Mezun olalı 8 sene olmuş, bir o işe bir diğer işe girdim, hiçbir yere ait hissedemedim kendimi. İstikrarlı olmak, ben bunu başardım demek istiyorum ama olmuyor. Çok güzel bir işe girdim, hatta sınavla kazandım ama sürdüremedim, bir an geliyor ve orayı terk etmem gerek diye düşünüyorum.
Ben, panik atak ve biraz da OKB hissediyordum ama araştırdığıma göre Borderline karar verdim. O işten çıkma arefesinde, 8 aylık flört beni bir anda bıraktı, başta aşırı love bombing yapmıştı. İkisi birden beni intihar düşüncesine gark etti fakat yapmadım tabii ki. Günlerce çıkmadım yataktan ve bizimkiler gelip bir kez bile, "neyin var yavrum" demedi. Bu anlattıklarım normal psikoloji değil ki... Yalvardım, 1 kez ya 1 kez psikoloğa gidelim, diye ama para yok dediler tabii. Kendi kendime idare ettim. Sonra tekrar sınava hazırlanayım bari dedim, çünkü özelde tutunamıyorum. İş beğenmemezlik falan değil, dediğim gibi kendi alanımdan bir işe, yüksek puanla girdim ama çıktım maalesef. Bana ne oluyor, bende ne var diye diye Borderline ve gizli narsist kısmına takıldım. Karşıma da hep bu tarz erkekler çıkıyor. Hele, toplamda 1 yıl kafamı oyalayan bu kişi... Yazar, 1 gün iyi 3 gün düşman gibidir ama aleni yapmaz bunu.
Mesela, mesajlara dönmeyerek belli eder. Gözü hep dışarıdadır, telefonu resmen uzvu olmuş, tek derdi tipi, sosyal medyadaki imajı, para, kariyer... Çok şey var da işte, ben onu narsist sanarken kendimin de toksik olduğunu öğrendim. Yine günlerce silent treatment ile beni terbiye etmeye çalışırken (konuşmaya çalışırdım hep, bir sıkıntı mı var diye ama geçiştirirdi), buna, ikimizin birbirimize iyi gelmediğini, yolunun açık olmasını dilediğimi falan söyledim ve dönmedi. Haftalar sonra hiçbir şey olmamış gibi dönüş yapmaya çalıştı ama muhatap olmadım. Birbirimize o kadar benziyoruz ki, büyüdüğümüz ev de benziyor. Aynı memleketten de sayılırız, kültürlerimiz uyuşuyor. Ben gelecek görmüştüm, hâlâ aklımda maalesef ama 4 ay oldu. Asla ama asla istemiyorum...
Bir anda içim sıkılır ve dakikalar, saatler hatta günlerce sürebilir. Bir iş yapsam sanki herkes beni izleyip eleştirecek. Artık ortamlara da girmiyorum. Biri soracak illa ki, niye çalışmıyorsun veya evlenmiyorsun. İkisi de olmuyor. Beynimde sanki 50 sekme açık, her şeyi çok ince düşünüyorum, detaycıyım, algılarım çok açık ve hadi şu rutine başlasam desem 2 gün sürer yani o kadar istikrarsızım maalesef. Şu an ailem yazlıkta. Herkes soruyor, neden gitmiyorsun ama açıklayamıyorum ki. Anlatsam kimse inanmaz zaten. Çalışan, efendi, çocuklarını okutan, tipik orta hâlli Türk ailesiyiz işte. Dışarıdan tabii... Ama sadece ev değişiyor yazlığa giderken, içindeki annem babam aynı. Daha demin aramış, (az ötede dayımlar var) gittim de bana surat astılar da, kızı bana yan baktı da, torunu içeri girdi de... Ya ne diyeyim ki şimdi buna? Anneme babama ebeveynlik yaptık hep. Dert anlatıp da onlara bu fırsatı vermedik, versek de dinlemediler zaten.
Kardeşim de okudu çok şükür ama o da benim gibi işten işe atlıyor. Neyse ki çok iyi bir eşi ve kayınailesi var, şehir dışındalar ve iletişimi kestiler bunlardan. Kız yazlığa gidiyor bayrama, ağlatıp geri gönderiyorlar
Ablam deseniz, o da uzakta, eşinden boşandı ve çok iyi bir işi var ama anneye tapıyor, aldığı parayı kuruşuna kadar hesap verip anneme gönderiyor. Evine çöp alsa anneme sorar. Annem de sanki gizli narsist+borderline karışımı (çevrenizde böyle tipler varsa bilin ki asla düzelmiyor. Kardeşleri onun çocukken de böyle olduğunu söyler. Şimdi de 60 yaşında. Değişmiyor yani). Çocukları ya ablam gibi empat olurmuş ya da ona benzermiş (kardeşim de onun gibi sinirli, fevri).
Ben de ortaya karışık, ne olduğu belli olmayan, kişiliksiz biri oldum sanırım. Çok isterdim en azından kardeşlerimle arkadaş gibi olayım, dertleşeyim falan. Yabancı gibiyiz. Sevmek, sarılmak, yanlarında ağlamak, duygularımı paylaşmak vs. çok isterdim. Ablamın 2.5 yıllık sevgilisi varmış, şimdi öğrendim mesela. Anlatsaydı, fikir alsaydı, kavga ettiğinde falan paylaşsaydı mesela. Oturup buna ağladım, neden yeni öğrendim ki bu nasıl bir iletişimsizlik diye
Diğer kardeşim de alıngan, öfkeli, herkesten her şeyi bekleyen biri. Ben direkt bir insanım biraz, bana küstü ve hemen engelledi, 3 aydır konuşmuyor. Komple değişiğiz yani.
Şu an neyse ki, tekrardan atandım çok daha iyi bir yere. İnş kısa zamanda şehir değiştirip gidecem, ilk işim terapi almak olacak. Yüzmeyi öğrenecem (her sene yazlığa giderdik, annem kendisi korktuğu için bizi de sokmadı, korkusunu sözel olarak da aşıladı hep, yenerim inş), ehliyete yazılacam, başka kurslara da. Becerilerimi geliştirmem, sosyalleşmem lazım. İş için erteledim hep, iş çok önemli çünkü ailede de, sülalede de. "Sizin için çalıştık, o paraya tırlar alırdık." deyip dururlar. İş olmayınca kendimi, hiçbir şeyi hak etmeyen olarak gördüm yıllardır. Arkadaşlarım çağırırdı, bahane bulup gitmezdim para istemeyim diye. Hem de, e sen yetişkinsin kalkıp kendin kazan, farkındalığımla kendimi kötü hissederdim. Atanınca iletişimi kısmak istiyorum ama bir yandan da haksızlık mı ediyorum diyorum. Yıllardır YouTube'da videolar izledim, psikolojik kitaplar okudum, meditasyon yaptım.
Aile de olsa uzak kalma hakkımız olduğunu, sevmek zorunda olmadığımızı düşünüyorum ama hayatıma biri girse, nasıl açıklarım ki ailemi, kardeşlerimle toksik ilişkilerimi falan? Kafamda da çok plan var, mükemmelliyetçi de biriyim biraz, dışarıdan nasıl göründüğüme de takıntılıyım. Fiziksel değil, psikolojik olarak. Kendimi yaralı, öksüz ve yetim büyümüş hatta büyüyememiş, yetişkin görünümünde ergen, fevri, 30'a gelmiş ama bir şey yapmamış, dengesiz biri olarak görüyorum, ki böyleyim de zaten. Sevmek, sevilmek, güvenmek, temas, istikrarlı ilişki istiyorum. Düzeldikten sonra da evlilik ve çocuk...
Bu arada ikili ilişkilerde toksik olmuyorum (bana göre tabii), yani frenleyebiliyorum kendimi. Genelde o kişi beni ilişkiye sokar, bir süre sonra da uzaklaşıp biter. Yeri gelmişken, neden hep aynı tipler sizce? (Çoğu) köyde doğup büyümüş, (çoğu doğulu, biz de öyleyiz ama Ankara'da doğup büyüdüm), kısıtlı imkanlarla iyi yerlere gelmişler, tipleri çok iyi değil, başta çok ilgili olup emrivakiyle ilişki başlatıp sonra sosyal medyada fink atmalar... Özellikle baştaki özellikler neden acaba? En çok da bunu merak ediyorum
Herkes çatır çutur evleniyor, şak diye çocuk yapıyor, çalışmasa bile hiç umrunda olmuyor, gelecek kaygısı taşımıyor, el üstünde tutuluyor. Çok özeniyorum gerçekten. İnşaAllah bana da her şey nasip olur. Duaya ihtiyacım var sanırım ❤