Sizi çok iyi anlıyorum. 58 - 60 kilo civarında biriyken yaşadığım travmatik şiddet olayları sebebiyle majör depresyona girerek 40 kilo aldım ve 100 kiloya çıktım. Daha önce sürekli zeytinyağlı sebze, salata, meyve, yoğurt, bulgur bunlar en sevdiği yemekler olan, hareketsiz de olsa sürekli yürüyen biriydim (ortakoyden başlardım yürümeye sultanahmete veya ters istikamette Rumeli hisarina kadar yürürdüm sırf zevkine, bir kahve içer dinlene dinlene geri yürürdum).
Atipik majör depresyon yeme bozukluğu yaptı üstelik kilo alınca bambaşka biri oldum. Çok ama çok acıktım sürekli. Sürekli açtım diyebilirim kendimi tanıyamıyordum. Üstelik çok çabuk yoruluyordum asla yürüyüş yapamiyordum.
Bu seneler içinde 100 kilodan 80e düştüm daha çok tek öğün ve ketojenik beslenme ile. Sonrasında Gaziantepe geldim ve biraz da stresten diyeti tamamen bozarak 87ye çıktım. Yine bir "ben bu işi beceremiyorum ameliyat olacağım " kafasına girdim. Hatta buraya konu açtım çok güzel öneriler geldi. Annem dedi ki ameliyat olmadan son bir kez dene. Annem cerrah haliyle ameliyatın zorluklarını iyi biliyor dedi verebilirsin. Annemi ve burada yorum yazan arkadaşları dinledim. Tamam dedim reformer pilatese yazıldım ve diyetisyene gittim. Ise yürümeye başladım ve akşam serinliğinde yürüyüşlere çıktım. Diyetisyen klasik ketojenik lowcarb değil klasik ana öğün ara öğün sebze düşük kalorili dengeli diyet verdi. O da bana çok iyi geldi şu dönemde. Ac kalmadım. Şu an 76 kiloyum. Yavaş yavaş veriyorum. Daha devam edeceğim inşallah. Bu bir süreç pes etmek yok. Ve yani eski açligim yok artık. Cidden yok kalmadı. Gözüm dönmüş gibi yiyesim kalmadı. Ve antep gibi bir yerdeyim ama bunun yemeyi sevmekle de alakası yok. Yine tadına bakıyorum az yiyorum ve size yemin ederim çok da zorlanmiyorum. Vücut biraz kendine gelince insan çılgın gibi yemek yemek istemiyor. Şeker isteğim de cok azaldı. O yüzden gerçekten size de uzmanlarla çalışmayı tavsiye ederim. Doktor, diyetisyen, psikolog... anneniz psikologdu sanırım ama onunla değil mümkünse başka biriyle çalışın bence. Ve insanların sözlerine kulağınızı tikayin. Size saygı duymamalari sizinle ilgili değil. Biz kilolu insanlar tembel ve iradesiz bulunuruz ama öyle olmadığımızı, neler yaşadığımızı ancak biz biliyoruz. Bizlerin vücudu zayıf insanların vücudu ile aynı derecede açıkmiyor. Ama inanın diyetin 2. Ayından itibaren vücudunuz o tempoya alışacak. Arada elbette bozacaksiniz. Onu takmayın ya hep ya hiç şeklinde düşünmeyin. Bu bir süreç ve mükemmel uymak diye bisey yok. Amac yaşam tarzını değiştirmek. Pes etmeyin.
Bakın size biraz before after fotoğraflarımı koyayım belki biraz motive eder. 2 fotoğraf 95-100 kilo arası birkaç sene öncesi. Son 2 fotoğraf bu haftadan 76 kilo. Su an 76 kiloyum boyum 163 ve daha verecek 15 kilom var en az ama yine de şimdiden yaşam kalitem arttı. Daha az yoruluyorum fiziksel olarak. Ozguvenim arttı. Çok zor veriliyor bazen duraksama oluyor, dediğim gibi 3 ay önce yine 87ye çıkmıştım, 11 kiloyu 12 haftada verdim. Ama işte iyi bir diyetisyenle çalışınca ondan dolayı pes etmiyorsunuz normal olduğunu ve sabırlı olmayı da öğreniyorsunuz. Acelemiz yok yavaş yavaş verebiliriz. Bir anda 55 olamayız ama o 5 kiloyu vermek bile insanın yaşam kalitesini artırıyor. Ve sonrası için motive ediyor. Ameliyat olmamaya karar verirseniz bence 30 kiloyu yine de verirsiniz ve inanın o kadar zor bisey diil.