Ben evlendiğimde öğrenciydim, dersler de yoğun olunca buzluğu aktif olarak kullanma başladım. Oğluma hamileyken de, doğumdan sonra da aynı şekilde dondurucu kurtarıcım oldu.
Mesela hem yaprak hem lahanayla sarmayı sarıyorum, pişireceğim tencereye dizip donduruyorum. Bir akşam öncesinden çıkarıp çözdürüp pişiriyorum. (Etlide de zeytinyağlıda da pirinçlerimde kırılma olmadı benim hiç)
Dr oetkerin kurabiye unlarından alıp yoğurup dondurucuya atıyorum. Yassı halde donduruyorum 3-4 saatte çözünüyor, çabuk oluyo hazırlaması. Misafir için kurtarıcı oluyor.
Yufkadan su ve zeytinyağlı harç ile ıslatıp sardığım börekleri de donduruyorum. Onlar da 3-4 saate çözünüyor ortalama.
Köfteleri hazırlayıp donduruyorum. Hem hamburger köftesi, hem tavada kızartmalık köfte, hem sulu köfte ya da ekşili köfte çorbaları için köfteleri ayrı ayrı yapıp poşetlerini ayrı ayrı koyuyorum.
Parça etleri tek pişirimlik streçleyip gene yassı halde paketleri inceltip dondurucuya atıyorum. (Ne kadar yassı olursa poşetler; çözünmesi için o kadar az zaman kaybediyorum) aynı şekilde antrikot gibi etleri de tek pişirimlik paketleyip atıyorum dondurucuya.
Dondurucumda barbunya, bamya, bezelye, haşlanmış nohut, haşlanmış buğday, taze fasülye oluyor. (Taze fasülyeleri doğrayıp renkleri dönene kadar haşlayıp atınca kokmuyor) Ha yıkanmış doğranmış ıspanak veya pazıyı mutlaka bulunduruyorum, hemen bi soğan kavurup pazı ya da ıspanağı çözdürmeden üstüne atıp pişince de bi yumurta kırdım mı öğünü kurtarıyor :) Yazın domates doğrayıp gene dondurucuya yolluyorum.
Bu sene közlenmiş patlıcan da atmayı planlıyorum ama bakalım.. Tüm bu dondurucu hazırlığı ya oğlum eşimdeyken ya da annem babam oğlumu sevmeye geldiklerinde yapabiliyorum..
Temizlik için haftada bir gün yardımcım geliyor. Bir gün de ben süpürüp toz alıyorum. Oğlum öğlen uykusuna yatmadan genelde temizliği yapıyorum. Beni her odada görebileceği tek yerim giriş antrem. Önce orayı süpürüp oğlumu oyun halısıyla oraya oturtuyorum. Hızlı hızlı odaları süpürürken arada oğluma görünüyorum ben burdayım demek için, eğer durmazsa kucağımda ev süpürdüğüm de oldu.. :)
Çamaşır işi için de akşam yatmadan çamaşırları ayırt ediyorum. Sabah eşimi işe yollayınca hemen ilk postayı atıyorum. Çıkardığım çamaşırları oğlum uyuyorsa asıyorum, yok bekleteceksem çamaşır sepetini alıp oğlumun yanına geçip katlıyorum ıslak çamaşırları ve o uyuduğunda (en kötü gece) asıyorum. Eğer ıslakken katlarsam ütüm az çıkıyor. Ütüyü ben yapacaksam vakitten kazanıyorum, yardıma gelen abla yapacaksa da ütü çabuk bitiyor başka iş yapmaya vakti kalıyor.
Bende böyle işte :) gün içerisinde oğlum uyanıkken hep onunla ilgilenmeye çalışıyorum. İlgilenmem gereken projem falan varsa ya oğlum uyurken bakmaya çalışıyorum, ya eşim geldiğinde oğlumu ona atıp bakıyorum, ya da en olmadı bebeyi ve baba kişisini uyutup ver elini bilgisayarım diyorum :) Oyunmuş, parkmış, arabasıyla hava aldırmakmış falan günümüz bitiyor. Benim işler tamam da, benim kendime vaktim kalmıyor işte.. Arada denk getirip arkadaşlarla bi kahve molası verebilirsem ne ala..
Amma uzun yazmışım
ama ya en önemlisini yazmamışım. Elime ne geçerse üşünmeden ait olduğu yere koymaya çalışıyorum. Yapamazsam da en azından hepsini tek odada oturma odamda tutuyorum. Gece yatmadan önce herşeyi yerine yerleştiriyorum. Yoksa dağılmış dağınıklığı toplamaktan hiç bir iş yapmaya vaktim kalmıyor..