AFEREZ DONÖRÜ OLABİLME KRİTERLERİ; VERİCİ VE ALICININ GÜVENLİĞİ İLE İLGİLİ TEMEL KONULAR
Doç Dr A. Türker ÇETİN
Aferez Donörü Kaynakları
Güvenli kan ve kan komponenti elde etmenin ilk basamağı sağlıklı donör bulmaktır. Bağış menfaat karşılığı yapılmıyorsa güvenli olma olasılığı daha yüksektir. Tam Kan donörleri gibi aferez donörlerinin de gönüllü donör olmaları arzu edilir. Aferezde donör kazanımları için çok çeşitli stratejiler mevcuttur. Gönüllü donörlere ulaşmak amacıyla düzenli tam kan bağışında bulunanlar ilk hedef grubu oluştururlar. Ayrıca, bu donörler kan bağışına adapte olmuş kişilerdir ve bağış işleminin bir bölümüne aşinadırlar. Zorunlu veya özel durumlarda hastanın aile bireyleri, yakın arkadaşları veya iş arkadaşları da bağış yapmaları konusunda motive edilirler.
Aferez donörleri kan donörleri gibi de kazanılabilir. Örneğin mobil ünitelerde donörler kan bağışından sonra toparlanma süreleri sırasında veya bağış sırasında aferez bağışı konusunda bilgilendirilebilir. Aferez bağışı ile ilgili kampanyalar düzenlenebilir.
Bağış zamanlarını planlamak aferez merkezinin çalışmasındaki en önemli tasarruf basamaklarından biridir. En uyumlu donörler bile bazen randevularına uyamazlar. Bu durumda yedek havuzundan donör çağırmak gerekir. Yedek havuzunu oluşturacak donörlerin merkeze yürüme mesafesinde olmasına dikkat etmelidir. Bu da mümkün değilse kan donörleri afereze yönlendirilmeye çalışılır.
Aferez Donörü Taraması
Donör taraması, donör için bağışın, alıcı için ise aferez komponenti almanın güvenli olması amacıyla yapılır. Kan ve kan komponenti desteğinin güvenliğini sağlamada en önemli basamaklardan biridir. Bu süreç anamnezin elemanlarını belirlemeyi ve kişiyi bulaşıcı hastalık riskine koyan davranış ve olayları hedef alır. Bilinçli bir bağış kararı verebilmesi için tüm vericilere hem bağış işlemi hem de alıcıya bulaşıcı hastalık geçirme riski fazla olan durum ve davranışlar onların anlayacağı şekilde öğretilmelidir. Bu amaçla çeşitli yardımcı eğitim malzemeleri kullanılabilir. Hepatit ve HIV virüsü ile ilgili ayrıntılı sorgulama yapılmalıdır. Özellikle AIDS’in semptom ve bulguları ile HIV enfeksiyonuna neden olan tutum ve davranışları anlaşılır şekilde vericiye anlatmak gerekmektedir. Onların bu konuda sorular sormaları özendirilir. Sorulan sorulara tatminkar yanıtlar verilmelidir.
Donör adayları bağışta bulunacakları gün sorgulanmalıdır. Tekrarlayan bağışlarda sorgulama kısa tutulabilir, fakat ideal olanı eksiksiz sorgulamadır. Donör sorgulaması güven verici ortamda, donörü korkutmadan yapılmalıdır.
Aferez merkezlerinde uygulamalarla ilgili standart çalışma usulleri (SOP) bulunmalı; donörleri izleyen, önceki bağış ve red işlemlerini izleyen bir sistem kurulmalıdır. Bilgisayar ortamında donörler adları, soyadları, vatandaşlık ve/veya vergi numaraları ile kaydedilmelidir. Adreslerinin ve telefon numaralarının kaydedilmesi daha sonra kayıt işlemleri veya anormal laboratuar test sonuçlarını bildirmek bakımından önemlidir.
Verici Güvenliği ile İlgili Temel Konular
Teknolojideki ilerlemeler ile piyasaya sunulan yeni aferez cihazları bağış sürecinin güvenli olmasına büyük katkılar sağlamıştır. En az bunun kadar etkili olan bir başka etken ise uygun donörlerin seçilmesidir. Bağış sürecinde donöre herhangi bir zarar gelmesini önlemek için belirlenen birtakım kriterler aşağıda sunulmuştur.
Yaş
Donörler yasal olarak belirlenen yaşın altında olmamalıdırlar. Ülkemizde yaşın alt sınırı 18’dir. Üst yaş sınırı konusunda fikir birliği yoktur. Yaşlı donörler aferez merkezinde görevli doktorun uygun görmesi halinde bağışta bulunabilirler.
Vital Bulgular
Nabız düzenli ve dakikada 50-100 atım olmalıdır. Bu sınırların dışındaki nabız hızlarında vericinin kabul edilmesi için doktor onayı gerekir. Yüksek egzersiz toleransı olan atletlerde dakikada 50 atımdan daha düşük olan nabız sayıları bile kabul edilebilir. Kan basıncı: Sistolik kan basıncı 180, diastolik kan basıncı 100 mmHg’dan yüksek olmamalıdır. Donörün dilaltından ölçülen ateşi 37.5 C yi geçmemelidir. Sağlıklı kişilerde normalden düşük olan vücut ısılarının herhangi bir önemi yoktur.
Ağırlık
Aferez işlemi süresince ekstrakorpereal kan hacmi donör ağırlığının kilogramı başına 10.5 mililitreyi geçmemelidir. Donör ağırlığı alt sınırı 50 Kg’dır. Dolayısıyla 450-500 ml kaybı donörler tolere edebilir.
Hematokrit
Trombosit veya plazma vericisinin hematokriti %38 ve üzerinde olmalıdır. Nedeni, aferez işlemi sırasında vücut dışında bulunan kan geri dönmezse donörde anemi gelişmesini önlemek içindir. Aferez sorumlusu tarafından bu alt sınır daha alt düzeylere çekilebilir. İki ünite eritrosit çekilecek donörlerde hematokrit %40 ve üzerinde olmalıdır.
Normalin üzerinde hematokrit düzeyleri pulmoner, hematolojik veya diğer sistemleri ilgilendiren bir hastalığa bağlı olabileceğinden bu kişiler donör olmadan önce bir doktor tarafından değerlendirilmelidir.
Trombosit Sayısı
İlk aferez işleminden önce trombosit sayısını belirlemek gerekli değildir. İlk işlemin üzerinden 4 hafta geçmişse sonraki bağışlarda da işlem öncesi trombosit sayısını bilmek gerekmez. Son aferez işleminin üzerinden geçen süre 4 haftadan azsa vericinin trombosit sayısının en az 150.000/µl olması gerekir. Pratik açıdan günümüzde modern aferez cihazları trombosit sayısını kullanarak işlemi ne zaman sonlandıracaklarını hesapladıklarından vericinin o andaki trombosit sayısını bilmek gerekmektedir.
Şimdiye kadar donör trombosit sayısı için bir üst sınır belirlemeye gerek olmamıştır. Bazı aferez cihazlarında veri girişi için bir üst sınır vardır.
Eritrosit Kaybı
Sitaferez donörü adayı bir ünite Tam Kan bağışında bulunmuşsa veya önceki aferez işlemi sırasında ekstrakorporeal eritrositlerin geri dönüşü mümkün olmamışsa bir sonraki aferez işlemi en erken 8 hafta sonra yapılmalıdır. Bununla beraber, aferez cihazındaki eritrosit hacmi 100 ml’yi aşmamışsa donör 8 hafta geçmeden bağışta bulunabilir. 8 haftalık ara kuralı özel durumlar için de iptal edilebilir. Örneğin alıcı için özel bir önemi olan trombosit gereksiniminde, vericinin sağlığını riske atmayacak şekilde, doktor gözetiminde aferez işlemi gerçekleşir. Vericinin yıllık eritrosit kaybı miktarı Tam Kan bağışında izin verilen maksimum miktarı aşmamalıdır.
Bağış Sıklığı
Trombosit bağışlarında iki bağış arasının en az 48 saat olması; bir haftada iki bağıştan, bir yılda 24 bağıştan fazlasının yapılmaması gerekir. Aynı alıcı için defalarca trombosit veren donörler 30 günlük bir süre içinde gereksinim olan sıklıkta bağışta bulunabilirler. 30 günden fazla süren ihtiyaçlarda ise aferez doktorunun vericiyi değerlendirmesi ve sonraki bağışlar için onay vermesi gerekmektedir. Ardarda plazmaferez yapılması düşünülen donörlerde iki bağış arasının en az 48 saat olması gerekir. Bir haftada iki bağıştan fazla bağış yapılamaz. Eritrosit kaybı haftada 25 ml’den, 8 haftada 200 ml’den fazla olmamalıdır. Plazmaferez başlamadan önce ve sonrasında 4 aylık aralarla serum protein, IgG ve IgM düzeyleri kontrol edilmeli ve düzeyler normal sınırlarda olmalıdır.
Granülosit bağışının sıklığını belirlemek için bir düzenleme yapılmamıştır. Granülosit konsantresine gereksinimi olan hastalarda donör sayısının kısıtlanması klinik açıdan daha uygundur. Bu donörler haftada iki kez bağışta bulunabilir. Aynı donörler bağışta bulunduğunda bu donörlerin enfeksiyöz hastalık yönünden test edilmeleri de daha uzun aralarla, her 30 günde bir yapılmalıdır. Granülosit bağışlarında eritrosit kaybı olduğundan sık uygulanan bağışlarda donörlerin hematokritleri yakından izlenmelidir.
Anamnez
Herhangi bir kalp rahatsızlığı veya göğüs ağrısı öyküsü mutlaka değerlendirilmelidir. Özellikle ani kan kaybı ile kardiyak problemleri ortaya çıkan adayların bağış yapmaları engellenmelidir. Bununla beraber, üfürüm duyulması bağışın iptal nedeni değildir.
Astım öyküsü semptomlar kontrol altında ise ve donör normal aktivitesine devam edebiliyorsa red nedeni değildir. Aktif tüberküloz ve diğer aktif akciğer hastalıkları red nedenidir. Donör daha önce tüberküloz geçirmişse ve başarılı bir şekilde tedavi edilmişse reddedilmemelidir. PPD pozitif olmasına karşın akciğer filminde patoloji saptanmayan donörler bağışta bulunabilir. İzoniazid kullanan ve son 12 ayda çekilmiş akciğer filmi normal olan kişiler de donör olarak kabul edilebilir.
Konvülziyon veya epilepsi öyküsü olan adaylar en az üç aydır atak geçirmiyorsa donör olarak kabul edilebilirler.
Bayanlar hamilelikleri süresince ve doğum sonrası 6 hafta süreyle bağışta bulunmamalıdır. Olağandışı durumlarda donör olabilirler. Örneğin yenidoğanda alloimmün trombositopeni varsa anne trombosit verebilir. Emziren anneler tüm diğer şartları karşılıyorlarsa bağış yapabilirler.
Alıcı Güvenliği ile İlgili Temel Konular
Aferezle elde edilen kan komponentten hastaların fayda görmemesi ve hatta zarar görmesi büyük oranda seçilecek donöre bağlıdır. Bağışta bulunacak donörlerin de bu konuyu göz ardı etmemesi gerekmektedir.
Vücut Isısı
Vericinin oral ısısı 37.5 oC yi geçmemelidir. Ateş herhangi bir hastalığın ilk belirtisi olabilir.
İlaçlar
Sadece birkaç ilaç donör olmayı kalıcı veya geçici olarak engeller. Örneğin, psöriazis tedavisinde kullanılan etretinate (Tegison) ve acitretin (Soriatane) teratojeniktir ve son dozdan sonra birkaç yıl süreyle kanda sebat eder. Etretinate kullananlar yaşam boyu, acitretin kullananlar 3 yıl süreyle donör olamazlar. Akne tedavisinde kullanılan isotretinoin (Accutane) teratojendir ve 1 ay süreyle bağışa engeldir. Benign prostat hiperplazisinde kullanılan finasteride (Proscar, Propecia) teratojendir, 1 ay süreyle bağışa engeldir. Dutasteride (Avodart) kullanımında bu süre 6 aydır.
Aspirin trombosit fonksiyonlarını inhibe ettiğinden trombosit donörlerinin bağışını 36 saat süreyle engeller. Profilaktik olarak veya akne tedavisi nedeniyle alınan antibiyotikler engel oluşturmaz, fakat antibiyotik bir enfeksiyon nedeniyle alınmışsa enfeksiyon düzelene kadar donör olmamalıdır.
Birçok diğer ilaç için önemli olan ilaç değil ilacın alınma nedenidir. Replasman amacıyla alınan hormonlar, antihipertansifler ve oral antidiyabetikler bağış için engel teşkil etmez. Yine de her ilaç alan kişinin donör olup olamayacağı aferez doktorunca ayrı ayrı değerlendirilmelidir.
Aşılar
Vericiliği erteleme süresi bağışıklamanın tipine göre değişir. Ölü viral, bakteriyel, riketsiyal aşılar veya toxoid ile bağışıklama (antraks, kolera, difteri, grip, paratifo, boğmaca, hepatit A, veba, IM polio-Salk, tetanoz, IM tifo ve tifüs) donör olmayı engellemez. Son birkaç günde hepatit B aşısı ile aşılanmış donörlerin alıcılara riski yoktur.
Canlı atenüe viral aşılarla (kızamık, kabakulak, oral polio-Sabin, oral tifo, sarı humma) aşılanmış kişilerin 2 hafta süreyle bağış yapmaları istenmez. Kızamıkçık ve su çiçeği ile aşılanmış kişilerin bağışları 4 hafta süreyle ertelenir.
Kuduz bir hayvanın ısırması sonucu insan diploid hücreli kuduz aşısı yapılan kişiler 1 yıl süreyle bağış yapamazlar. Aşılama sonrası hayvanın kuduz olmadığı anlaşılırsa; kişi afebril ve semptomsuzsa bağış için kabul edilir.
Çiçek aşısında erteleme süresi değişkendir. Aşı komplikasyonu olmayan kişilerde, kabuk kendiliğinden düşene kadar veya 21 gün süreyle bağış ertelenir. Kabuk kendiliğinden düşmediyse donör 2 ay bağış yapamaz. Aşı komplikasyonu (atopik dermatit, veziküler döküntü, vaccinia necrosum, postvaccinal ensefalit, vaccinial keratit) gelişenlerde komplikasyon sona erdikten sonra 2 hafta süreyle bağış ertelenir.
Akut Hastalık
Aferez donörlerinin sağlık durumları iyi olmalıdır. Üst solunum yolu enfeksiyonu (örn. boğaz ağrısı, prodüktif öksürük) veya grip benzeri semptomları (örn. myalji, gastroentestinal semptomlar) olan donörlerin iyi oluncaya kadar bağış yapmaları ertelenmelidir. Bu gibi durumlarda ertelemenin ne kadar süreyle yapılacağı belirlenmemiştir, fakat tüm semptomların kaybolmasından 3 gün sonra bağış için izin verilmesi mantıklı görünmektedir.
Cerrahi İşlem veya Ciddi Hastalık
Cerrahi müdahale veya ciddi hastalık geçiren kişilerin bağış yapmaları günlük aktivitelerine geri dönene kadar ertelenir. Bu kişilere transfüzyon yapılmışsa erteleme 12 aya çıkar.
Deri
Her bağışta antekubital alanlar gözden geçirilmelidir. Bu bölgelerde geçici de olsa hiçbir lezyon bulunmamalıdır. Fakat vücudun herhangi bir yerindeki ciddi deri enfeksiyonları lezyonlar düzelene kadar bağışın ertelenmesini gerektirir. İlaç bağımlılığına bağlı damar içi enjeksiyon izi varsa veya çok sayıda enjeksiyonlar sonucu gelişmiş skar dokusu mevcutsa kişi verici olamaz.
Kanser
Hematolojik bir malignite öyküsü olan kişiler hiçbir zaman donör olarak kabul edilmezler. Tersine, komplike olmayan lokal deri kanserleri bağış için engel teşkil etmez.
Diğer kanser tiplerinde bağış kabulü merkezden merkeze değişmektedir. Genel kabul gören yaklaşım, tüm tedavileri bitmiş ve 5 yıldır hastalıksız olan kişilerin donör olarak kabul edilmesidir.
Kanama Diyatezleri
Kanama diyatezi öyküsü veren tüm donör adayları reddedilmelidir. Genel olarak, kalıtsal trombosit veya koagülasyon defekti olan kişiler donör olarak kabul edilmezler. Aferez işlemi hem donör hem de alıcı için risk taşır. Kanama diyatezi olan donörlerde damara giriş aşırı kan kaybına yol açabilir. Trombosit veya plazmaya gereksinimi olan alıcılar da mevcut defekt nedeniyle komponentten faydalanamaz. Donör faktör konsantreleri ile tedavi edilen hemofilili kişi olduğunda transfüzyonla bulaşan enfeksiyon riski yüksektir.
Zührevi Hastalık
Sifiliz tarama ve doğrulama testleri pozitif çıkan adayların, sifiliz ve gonore öyküsü olanların donör olmaları gerekli tedavinin tamamlanmasından sonra 12 ay süreyle ertelenir. Çünkü bu tür organizmalarla enfeksiyonlar HIV riskini artıran göstergelerdir. Sifiliz tarama testi pozitif çıkmasına karşın doğrulama testleri negatifse bağışlanmış ünite hastaya verilebilir, ama bu etikette belirtilmelidir.
Hepatit Riski
Genelde, viral hepatit geçirmiş adaylar yaşamları boyunca kan bağışında bulunmamalıdır. Bu kuralın istisnası yaşamın ilk 10 yılında hepatit geçirenlerdir. Çocuklukta geçirilen hepatitlerin büyük çoğunluğunun hepatit A virüsüne bağlı olduğu kabul edilir. Geçirilen hepatit atağının veya karaciğer inflamasyonunun enfeksiyöz mononükleoz, sitomegalovirüs veya ilaç kullanımına bağlı olduğu ortaya konursa bu kişiler de donör olarak kabul edilebilir. Viral hepatit geçirenlerin yanı sıra daha önce yaptığı bağışlar nedeniyle transfüzyonla ilişkili hepatit bulaşıyla suçlanan kişiler ile aydınlatılmamış sarılık, karaciğer hastalığı öyküsü olanlar, hepatit testleri (anti-HCV, HbsAg) pozitif olanlar, intravenöz ilaç bağımlısı olanlar yaşamları boyunca donör olmamalıdır.
Hepatit geçiren donör adayları 12 ay süreyle bağış yapmamalıdır. Hepatit viral ise bu süre içinde testler pozitifleşecektir. Olası bir bulaş yolu da tatuaj veya “piercing”dir. Tek kullanımlık aletler kullanılmışsa, işlem yapılan bölgede enfeksiyon bulgusu yoksa donör olarak kabul edilebilir. Göz ardı edilmemesi gereken nokta, tatuaj yapılan iğnelerin tek kullanımlık olmasına karşın kullanılan mürekkep kaplarının her işlemde değişmemesidir. Bu nedenle 12 ay süreyle bağış yapmalarının ertelenmesi daha uygundur. Hepatit virüsü ile enfeksiyon riski yüksek olan kişilerin (kan veya vücut sıvıları ile kontamine olmuş bir iğnenin kazara batması, bir başkasının kanının yaralı cilt yüzeyine veya mukozaya teması, sarılık veya hepatit geçiren biriyle seksüel temas, mutfak ve temizlik malzemelerinin ortak kullanımı gibi yakın temas, kan veya kan komponentlerinin transfüzyonu, organ veya doku transplantasyonu, insan ısırıkları, intravenöz ilaç bağımlılarının seksüel partnerleri) bağış yapmaları 12 ay süreyle ertelenmelidir.
HIV riski
Donör adaylarına eğitici materyal verildikten sonra HIV enfeksiyonu riskini artıran aktiviteler hakkında sorular sorulmalıdır. Sorular adayın anlayacağı şekilde sağlık personeli tarafından sözlü olarak sorulmalıdır. AIDS’in semptom ve bulguları direkt olarak sorgulanmamalıdır.
Geçmişte veya halihazırda HIV enfeksiyonunun klinik veya laboratuar bulguları varsa, erkek erkeğe seksüel ilişki veya fahişelik söz konusuysa bu kişiler yaşam boyu donör olamazlar.
AIDS’li veya HIV testi pozitif kişiyle seksüel ilişki; daha önce bir erkekle seksüel ilişkiye girmiş bir erkekle seks yapan kadın adaylar; bir fahişe ile seksüel ilişki; hemofilili veya pıhtılaşma faktörü konsantresi uygulanan birisiyle seksüel ilişki 12 ay süreyle donör olmayı engeller.
AIDS’li hastaların bakımını sağlayan kişilerde ertelemeye gerek yoktur. Donör adaylarına pencere döneminden mutlaka bahsedilmelidir. Bu dönemde testlerin negatif olmasına karşın virüs bulaştırmanın mümkün olabildiği anlatılmalıdır. Çünkü bazı kişiler sadece HIV virüsü taşıyıp taşımadıklarını öğrenmek için bağışta bulunmak isterler.
Creutzfeldt-Jakob Hastalığı
Hipofiz kaynaklı büyüme hormonu alanlar veya dura mater transplantasyonu yapılanlar yaşam boyu donör olamazlar. Rekombinan büyüme hormonu alanlar donör olarak kabul edilir. Kan bağı olan akrabalarından birinde veya birkaçında Creutzfeldt-Jakob hastalığı olanların donör olmaları süresiz ertelenir.
Aferez Donörünün Hazırlanması, Rahatı ve Bakımı
Bağış işlemi süresince aferez donörünün rahat etmesini sağlamak amacıyla, işlem konusunda bilgilendirerek rızasını almak önemli bir basamaktır. Bağış işlemi, damar girişleri ve sayısı, bağışın süresi, kullanılan aferez malzemeleri ve aleti, uygulanan testlerin tipleri ve aferezin kısa ve uzun vadedeki etkileri hakkında donörler bilgi sahibi olmalıdırlar. Birden fazla aferez cihazı varsa vericinin tercihi göz önüne alınmalıdır. Ayrıca, bağış işlemi öncesi donörlerin tuvalet ihtiyaçlarını gidermeleri tavsiye edilmeli ve donör koltuğunda olabildiğince rahat pozisyonda olması sağlanmalıdır.
Bir veya iki kolda seçilecek ven antekubital fossada bulunan, geniş ve sert olan bir vendir. Ven seçiminden sonra, bölge aseptik alan oluşturmak üzere temizlenir. Giriş için belirlenen noktanın tüm yönlerde 4 cm uzağına kadar 30 saniye süreyle iyotlu solüsyonla ve alkolle temizlenir. Temizlik merkezden çevreye doğru yapılır. Vene giriş temizlikten en az 30 saniye sonra yapılmalıdır. Gecikme olacaksa hazırlanan bölge steril gazlı bezle kapatılır. Vene giriş noktasının proksimalinde palpasyon işlemi yapılabilir. Giriş noktası palpe edilirse temizlik işlemi yinelenmelidir. Vene giriş işlemi SOP’ye ayrıntılı olarak yazılmalıdır.
Aferez salonunun ısısı vericinin konforu açısından önemlidir. Soğuk sitratlı kanın cihazdan donöre dönmesi üşüme hissi ve titremeye yol açabilir. Bunun önüne geçmek için genellikle donörlerin üzerine hafif bir battaniye örtülür. Daha önce bağış yapmış kişilere sitratın kendilerini nasıl etkilediği sorularak bilgi alınır. Daha önceki bağışları sırasında titreme ve parestezi tanımlayanlara işlem öncesi kalsiyum tabletleri verilebilir. Donörlere meyve suyu, kurabiye, sıcak içecekler gibi besin maddeleri işlem sırasında veya sonrasında ikram edilir. Aferezde görevli personel aynı anda iki vericiyi rahatlıkla takip edebilir. İki vericinin işlemine başlama zamanları arasında 15 dakikalık bir fark varsa izleme daha rahat ve etkili olur.