- 6 Mart 2012
- 17.745
- 27.702
- 49
Prof. Dr. Fazıl Necdet Ardıç “Test yaptırılmalı çünkü 2 yaşın altındaki çocuklarda ses beyne giderse beyinde konuşmak ve duymak için bir alan ayrılır ama teşhis gecikirse çocuk artık hiç ses alamaz” dedi
Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz (KBB) Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Fazıl Necdet Ardıç, her yeni doğum yapan annenin bebeğe işitme testi yaptırması gerektiğini belirterek, “2 yaşın altındaki çocuklarda ses beyne giderse beyinde konuşmak ve duymak için bir alan ayrılır ama teşhis gecikirse çocuk artık hiç ses alamaz” dedi.
ERKEN MÜDAHALEYLE ORTADAN KALKAR
Ardıç, yeni doğan bebeklerde işitme testi yaptırılmasının sağlıklı gelişim için büyük önem taşıdığını söyledi. İşitme kaybının erken müdahaleyle ortadan kaldırılabileceğine dikkati çeken Ardıç, “Her yeni doğum yapan anne, bulunduğu hastanede, eğer hastanede doğum yapmadıysa en yakın hastaneye giderek işitme testi yaptırmalıdır. İlk yapılan testte sıkıntı çıkarsa erken müdahale yapılabilir” şeklinde konuştu.
Hamilelikte geçirilen hastalık, işitmeye zararlı ilaçlar kullanılması, doğumun sıkıntılı ve uzun sürmesi ve uzun süreli sarılığın işitme kayıplarına neden olabileceğini kaydeden Ardıç, şöyle devam etti “Ebeveynlere bebek ilk olarak doğduktan hemen sonra mutlaka işitme testi yaptırmalarını tavsiye ederim. Özellikle işitme kaybının derecesi çok önemlidir. Orta derecede bir işitme kaybı varsa, çocuklara 3 aylıkken bile işitme cihazları verebiliyoruz. Önemli olan çocuğun kulaklarında sesin mutlaka beyne gitmesidir çünkü 2 yaşın altındaki çocuklarda ses beyne giderse beyinde konuşmak ve duymak için bir alan ayrılır ama teşhis gecikirse çocuk artık hiç ses alamaz.”
İŞİTME CİHAZLARI GÖZLÜK GİBİ ALGILANMALI
Ardıç, işitme kaybı yaşayan çocukların işitme cihazlarından yararlanmasının çevreleriyle sağlıklı iletişim kurabilmeleri için önemli olduğunu belirterek, 10-12 yaş grubundaki çocukların cihazları takmak istemediklerini söyledi. “Halbuki herkes gözlüğü rahatlıkla kullanabiliyor” diyen Ardıç, “Sonuçta gözümüzdeki görme bozukluğunu düzeltmekle kulaktaki işitme sorununu düzeltmek aynı şey. İnsanlarda bu algıyı yaratmak gerekiyor” ifadelerini kullandı.