Öncelikle herkese merhaba..
Kişisel gelişimler de dahil herşey kendini tanımakla başlar.
Cilt bakımı, saç bakımı vs de durum böyledir.
Cildinizi tanıyor musunuz asıl ve ilk soru bu olmalıdır?
Kuru mu , karma mı yoksa yağlı mı?
Yapacağınız tedaviler ondan sonra belirlenmelidir.
Kendimden bahseder isem, ergenlik yıllarımdan başlayarak cildimden ve dolayısı ile kendimden nefret ettim durdum. Cildim yağlı hatta yağdan pasparlak, sivilceli, siyah noktalı ve devasa gözenekli idi. Bunun bi çaresi olabileceği aklımın ucundan dahi geçmedi ve makus talihimi, zavallı kaderimi yani 'çirkinliğimi' kabul edip kendime küstüm. Halbuki yeryuzünde her insan diğerinden farklıdır. Farklılıklarımızı kabul etmek, onları sevmek ve gerekiyorsa olumlu yönde düzenlemek bizi daha ileri taşır. Ancak o yıllar bunu keşfedemeyecek kadar cahildim
hele ki beyaz tenli, bebek poposu gibi yüze sahip, sıfır gözeneksiz ve sivilcesiz arkadaşımı gördükçe durum iyice kötüleşiyordu.. "Neden bu kadar çirkinimmmm???"
Gel zaman git zaman yavaş yavaş cilt bakımı hakkında bilimçlendim.
Sanırım ilk kullandığım avon'un şu genç ciltler için olan bakım setleri oldu. Yalnız tam bir facia. Sıfır etki çokça zarar. Daha sonra dove peeling etkili sabuna başladım. Evet yüzde bıraktığı etki koku vs süperdi lakin çare miydi? Hayır.
Daha sonra ise askıya aldım cilt bakımımı, nasılsa fondotenleri keşfetmiştim.. Artık yalnızca banyoda keselemek ile yetiniyordum yüzümü.. Ancak alt yapı temiz ve sağlıklı olmayınca üstüne en pahalı ürünleri de vursan sonuç vasat oluyordu.. En sonunda bi kozmetikçiye girip Roc'un ürünlerinden bir set yaptırdım ve o zamanın parası 200 tl ile çıktım.. Kullandım ve ne mi oldu? Yüzüm tam tersi etki gösterip daha da kötüye gitti. Verdiğim paraya mı yanayım yıkılan hayallere mi?
Ve en son kimyasal ürünleri komple çöpe attım..
Keşfettiğim ilk şey maden suyu ile yüzü silmek oldu. Çokça iyi geldiğini hatırlıyorum lakin devamlılığını getiremedim.
Daha sonra bu cildin peelinge ihtiyacı var diyip içtiğim TÜRK KAHVESI TELVESI'nin içine limon ve zeytinyağı ekleyip ovdum her yerimi. Bu ilk mucizevi buluşumdu
kahvenin cilde faydaları saymakla bitmiyor! Doğal bir peeling bulmuştum yaşasınnnn! Ama tonik de lazımdı.. Maden suyu, limon, salatalık suyu vs derken en son sirke ve gül suyunda kaldım. Bakın buraya dikkattt! SIRKE VE GUL SUYU! Bu ikili yüzünüzde mucizeler yaratacak sadece sabır! Önce sirke ile saf elma sirkesi olacak ama, su katmıyorum; tampon yaparak tüm yüzüme emdiriyor daha sonra kuruyunca siliyor ve en son gül suyu ile aynı yöntemi uyguluyorum. En son nemlendirici olarak BEBAK ACI BADEM SÜTÜ'mü tüm yüzüme sürüyorum. Ve derinlemesine temizlik adına sivilce ve siyah noktalara çok iyi gelirken aynı zamanda cilt lekelerini de yok eden mucizevi sabun BITTIM SABUNU ile cildimi her gün bu işlemlerden önce yıkıyorum.. Ve yatıyorum.. Sabahına cildim pürüzsüz
Uzun bir zamandır bunları uygulamaktayım. Size bir şey diyeyim mi? Gözeneklerim yok olmak üzere..
Siyah noktalarım da öyle.
Cildim bebek cildi gibi oldu..
Hele makyaj yapınca hafif bile olsa; porselen gibi duruyor cildim..
Özetlemek gerekirse;
*Bıttım sabunu ile cildimi temizliyor.
*kahve telvesi ile peeling yapıyor
*sirke ve gül suyu ile tonikliyor
*ve son olarak bebak acıbadem sütü ile nemlendiriyorum.
*ayrıca yazımda bahsetmedim lakin ayda bir yaş maya ile sütü macun kıvamına getirip maske yapıyorum bu da cildin pürüzsüzleşmesi için olanak sağlıyor.
Baya uzun oldu lakin faydalı olmasını umuyorum.
Mucize uzaklarda değil, mutfağınızda
Deneyin, pişman olmayacaksınız ancak sabır lazım..
Iki gün kullanıp "olmadı" demeyin emi..
Hepinizi öpüyorum