- 5 Mart 2021
- 29
- 575
Merhaba anneciğim...
Oluşumuma, gelişimime ve gidişime karar veren Cenab-ı Allah beni ve arkadaşlarımı cennet bahçelerinde yaşatıyor.
Ben de arkadaşlarım da en güzel cennet elbiselerini giyiyor en güzel nimetlerden tadıyoruz sadece anne sütünün tadını bilmiyoruz.
Burada huriler var beni ve arkadaşlarımı çok seviyorlar hatta hep bizi emzirmek istiyorlar ama biz annelerimizi, sizleri bekliyoruz. Sonra huriler ne kadar talihli olduğunuzu söylüyorlar.
Ben seni; senin karnında varlığımı öğrendiğin andan sonraki gibi yeterince tanımadan bilmeden çok ama çok seviyorum.
Sadece özlemiyorum çünkü hüzne ya da acıya sebep olacak hiçbir şeyi hissettirmiyor Rabbimiz.
Hem dünyada nefes alıp veren hemde dünyaya gelemeden anne rahminin içinde ruhu buraya alınan hiçbir arkadaşımız acının ne olduğunu bilmiyor. Nasıl rahminize düşerken acı çekmediysek buralara çağrılırken de acı çekmedik, aksine buralara gelmek için hepimiz çok istekliydik. Bu isteği yine Allah vermişti.
Hem acı; ya günahlara kefaret olsun diye yada kişinin makamı yükselsin diye çektirilirmiş ama anneciğim bizim hiç günahımız olmadı ki, hani vildan deniyor ya bize yani cennet çocukları, bizim makama da ihtiyacımız yok ki.
Hz.İbrahim sizi anlatıyor bize; dünyada doktorların sizi bizim adımıza bilgilendirmesi gibi bir şey bu ve ekliyor ''Size öğreteceklerimi kıyamet
koptuğunda sakın unutmayın annelerinizi almadan hiç biriniz cennete girmeyin. Çünkü onlar sizler yanlarından alınınca çok üzüldüler onları o kutlu günde sevindirin..''.
Anneciğim üzüntünün ne olduğunu bilmiyorum ama hissedemediğimize göre iyi bir şey olmamalı, ben şanslı bir bebeğim ve sen de şanslı bir annesin çünkü milyonlarca beden varken ben sana sen bana seçilmiştin. Ve şimdi herkesin gelmeye çalıştığı yerde seni bekliyorum ve herkesin hesap korkusuyla titrediği günde kundaktaki halimle kucağına verilicem bana kavuşmanın mutluluğuyla hesabın sana nasıl geldiğini hissetmeyeceksin bile.
Yine ben sana ortalığın kavrulduğu o sıcak günde cennetten buz gibi sular getiricem ve Rabbime ayrılığımla üzülen anne ve
babamı müsaade et bugün sevindireyim diyeceğim.
Ve bizim bir istediğimizi iki etmeyen Allah, bizi en büyük sevgiyle seven, sana sadece sevgisinin ve şefketinin en küçük zerresini veren Allah tebessüm ederek ne yapmak istediğimi soracak ben de senin ellerinden tutup cennete getiricem.
Sizin için burada hazırlıklar yapıyor Hz. Ibrahim'in her söylediğini aklıma kazıyorum.
Biz burada tekrar bir aile olunca başka insanlar sana çok özenecek çünkü ebedi hayatınızda ebeden hanenizi şenlendirecek ve hiç
büyümeyecek olan bir yavrun var ben varım...
Sen şimdi hamilelere ya da yaşayan akranlarıma özenerek bakıyorsun oysaki onlar en fazla on sene
daha sevimli olacaklar, sonra ergenlik sıkıntıları başlayacak yada başka problemler. Daha da büyüdüklerinde kendi hayatları olacak bekledikleri istedikleri gibi vakit geçiremeyecek anneleri.
Belki annelerini çok üzecek onlar, kötü şeyler yapacaklar yada başkalarının kötülüklerinden etkilenecekler.
Ama ben hiç büyümeyeceğim ve seni hiiiç üzmeyeceğim.
Anneciğim benim olduğum yer çok güzel lütfen benim için üzülme, hem kendini suçluyormuşsun bana olanlar için halbuki benim
varlığıma da yokluğuma da karar veren bir kudret var. O bizim için her zaman iyi olanı seçer.
Ama bazı şeyler görünürde o an için iyidir, bazı şeyler ise o an için kötü.
Ancak sonrası için o an göremediğimiz; akıbeti için iyidir.
Anneciğim bizim ayrılığımızda böyle, inan sonradan anlayacaksın ikimizinde seçilmiş olduğunu.
Anne benim için sahip olduğun her şeyi düşünmeden feda edebileceğini biliyorum, bana olanlar senin suçun değildi. Hem sen benim annemsin, Allah'ın kulusun, senin de benim de asıl sahibimiz o, sen onun sana verdiği şefkat ve sevgiyle bağlısın bana.
İnan ki o ikimize de zulmetmedi.
Sadece sabret lütfen isyan etme ve lütfen gücünü aşan şeyler için kendini suçlama.
Ben seni tanıyor, biliyorum mahşer günü milyonlarca insan içinde seni bulucam ve seni kendimle cennete
getirene kadar ağlayıp feryad edeceğim.
Senden isteğim; işimi zorlaştırmaman, büyük günahlardan uzak durman ve farz olanları yerine getirmen.
Çünkü şefaat hakkımı aşan günahlara sahip olursanız ben de üzülücem ...
Yanında olsaydım bana her şeyi sen öğretecektin anneciğim lütfen bana üzüntünün ne olduğunu öğretme, şefaatimi aşan günahlardan uzak dur olur mu?
Hastaneden eli boş döndüğünüz günü hatırlıyorsun değil mi ?
Aynı şeyleri bana yaşatma anneciğim, cennetteki evime sizsiz dönmek istemiyorum...
Şefaatimi aşmasından korktuğum günahlardan biri de; kaderimden kendini sorumlu tutmak.
Oysaki gidişim hem senin hemde benim kaderimdi ve lütfen kadere isyan etme çünkü ikimiz içinde en hayırlısı en iyisi buydu.
Allah sana ve bana zulmetmedi anneciğim...
Oluşumuma, gelişimime ve gidişime karar veren Cenab-ı Allah beni ve arkadaşlarımı cennet bahçelerinde yaşatıyor.
Ben de arkadaşlarım da en güzel cennet elbiselerini giyiyor en güzel nimetlerden tadıyoruz sadece anne sütünün tadını bilmiyoruz.
Burada huriler var beni ve arkadaşlarımı çok seviyorlar hatta hep bizi emzirmek istiyorlar ama biz annelerimizi, sizleri bekliyoruz. Sonra huriler ne kadar talihli olduğunuzu söylüyorlar.
Ben seni; senin karnında varlığımı öğrendiğin andan sonraki gibi yeterince tanımadan bilmeden çok ama çok seviyorum.
Sadece özlemiyorum çünkü hüzne ya da acıya sebep olacak hiçbir şeyi hissettirmiyor Rabbimiz.
Hem dünyada nefes alıp veren hemde dünyaya gelemeden anne rahminin içinde ruhu buraya alınan hiçbir arkadaşımız acının ne olduğunu bilmiyor. Nasıl rahminize düşerken acı çekmediysek buralara çağrılırken de acı çekmedik, aksine buralara gelmek için hepimiz çok istekliydik. Bu isteği yine Allah vermişti.
Hem acı; ya günahlara kefaret olsun diye yada kişinin makamı yükselsin diye çektirilirmiş ama anneciğim bizim hiç günahımız olmadı ki, hani vildan deniyor ya bize yani cennet çocukları, bizim makama da ihtiyacımız yok ki.
Hz.İbrahim sizi anlatıyor bize; dünyada doktorların sizi bizim adımıza bilgilendirmesi gibi bir şey bu ve ekliyor ''Size öğreteceklerimi kıyamet
koptuğunda sakın unutmayın annelerinizi almadan hiç biriniz cennete girmeyin. Çünkü onlar sizler yanlarından alınınca çok üzüldüler onları o kutlu günde sevindirin..''.
Anneciğim üzüntünün ne olduğunu bilmiyorum ama hissedemediğimize göre iyi bir şey olmamalı, ben şanslı bir bebeğim ve sen de şanslı bir annesin çünkü milyonlarca beden varken ben sana sen bana seçilmiştin. Ve şimdi herkesin gelmeye çalıştığı yerde seni bekliyorum ve herkesin hesap korkusuyla titrediği günde kundaktaki halimle kucağına verilicem bana kavuşmanın mutluluğuyla hesabın sana nasıl geldiğini hissetmeyeceksin bile.
Yine ben sana ortalığın kavrulduğu o sıcak günde cennetten buz gibi sular getiricem ve Rabbime ayrılığımla üzülen anne ve
babamı müsaade et bugün sevindireyim diyeceğim.
Ve bizim bir istediğimizi iki etmeyen Allah, bizi en büyük sevgiyle seven, sana sadece sevgisinin ve şefketinin en küçük zerresini veren Allah tebessüm ederek ne yapmak istediğimi soracak ben de senin ellerinden tutup cennete getiricem.
Sizin için burada hazırlıklar yapıyor Hz. Ibrahim'in her söylediğini aklıma kazıyorum.
Biz burada tekrar bir aile olunca başka insanlar sana çok özenecek çünkü ebedi hayatınızda ebeden hanenizi şenlendirecek ve hiç
büyümeyecek olan bir yavrun var ben varım...
Sen şimdi hamilelere ya da yaşayan akranlarıma özenerek bakıyorsun oysaki onlar en fazla on sene
daha sevimli olacaklar, sonra ergenlik sıkıntıları başlayacak yada başka problemler. Daha da büyüdüklerinde kendi hayatları olacak bekledikleri istedikleri gibi vakit geçiremeyecek anneleri.
Belki annelerini çok üzecek onlar, kötü şeyler yapacaklar yada başkalarının kötülüklerinden etkilenecekler.
Ama ben hiç büyümeyeceğim ve seni hiiiç üzmeyeceğim.
Anneciğim benim olduğum yer çok güzel lütfen benim için üzülme, hem kendini suçluyormuşsun bana olanlar için halbuki benim
varlığıma da yokluğuma da karar veren bir kudret var. O bizim için her zaman iyi olanı seçer.
Ama bazı şeyler görünürde o an için iyidir, bazı şeyler ise o an için kötü.
Ancak sonrası için o an göremediğimiz; akıbeti için iyidir.
Anneciğim bizim ayrılığımızda böyle, inan sonradan anlayacaksın ikimizinde seçilmiş olduğunu.
Anne benim için sahip olduğun her şeyi düşünmeden feda edebileceğini biliyorum, bana olanlar senin suçun değildi. Hem sen benim annemsin, Allah'ın kulusun, senin de benim de asıl sahibimiz o, sen onun sana verdiği şefkat ve sevgiyle bağlısın bana.
İnan ki o ikimize de zulmetmedi.
Sadece sabret lütfen isyan etme ve lütfen gücünü aşan şeyler için kendini suçlama.
Ben seni tanıyor, biliyorum mahşer günü milyonlarca insan içinde seni bulucam ve seni kendimle cennete
getirene kadar ağlayıp feryad edeceğim.
Senden isteğim; işimi zorlaştırmaman, büyük günahlardan uzak durman ve farz olanları yerine getirmen.
Çünkü şefaat hakkımı aşan günahlara sahip olursanız ben de üzülücem ...
Yanında olsaydım bana her şeyi sen öğretecektin anneciğim lütfen bana üzüntünün ne olduğunu öğretme, şefaatimi aşan günahlardan uzak dur olur mu?
Hastaneden eli boş döndüğünüz günü hatırlıyorsun değil mi ?
Aynı şeyleri bana yaşatma anneciğim, cennetteki evime sizsiz dönmek istemiyorum...
Şefaatimi aşmasından korktuğum günahlardan biri de; kaderimden kendini sorumlu tutmak.
Oysaki gidişim hem senin hemde benim kaderimdi ve lütfen kadere isyan etme çünkü ikimiz içinde en hayırlısı en iyisi buydu.
Allah sana ve bana zulmetmedi anneciğim...
Son düzenleme: