Başkent buluşma fotaları

maşallah size bomba gibisiniz :lepi:
güsel Ankara'mızı en güzel şekilde temsil etmişiniz ..
kalimeracım mıhtarım organizatörüm, nursenim, dünyanın en güzel iyilik perisi, dilekcim yasmin sultan ,serseri çiçek sizi görmek ne güzel :asigim: ,
anacım ne ediyosunuzda bu kadar güzel , genç ve hoş görünüyorsunuz hele şu işin sırrını birde bana deyin bakeem :delphin:..
bu arada orda en son fotoda kendinin eylül olduğunu iddaa eden şahsiyet fisfisfis ,
sen eylül değilsin , benim eylülüm sarı kafaydı sen kimsin :1no2:,
eylüle ne yaptın ? yedinmi onu ? , eylül nerdeeeemafoldumben

hehheeh kışın açık renklerle üşüyorum kamuflaj yaptım canısıa.s.
 
1hafta1ayet_com_0047_1024_768.jpg



hayırlı cumalarımız olsun..
 
ALLAH CUMAMIZI MÜBAREK ETSıN ıNŞEALLAH.ALLAH BUGUNUN RAHMETıNDEN ıSTıFADE ETMEYı NASıP ETSıN.RABBıME EMANET OLUN

ankarammmmmmm kırşehirden selamlarrrrrrrr
 
buluşma planı sayfanızı da tkip etmiştim. şimdi de fotoğrafları gördüm.. ne güzel..
ben siteyi uzun süredir takip ederken bi anda kendimi üye olmuş forumda gezerken buldum :)
kimbilir bi dahaki buluşmaya benide alırsanız aranıza katılırım :dance:
 
bulusacagınız zaman benım de haberım olsun

tabiki canım
buluşma planı sayfanızı da tkip etmiştim. şimdi de fotoğrafları gördüm.. ne güzel..
ben siteyi uzun süredir takip ederken bi anda kendimi üye olmuş forumda gezerken buldum :)
kimbilir bi dahaki buluşmaya benide alırsanız aranıza katılırım :dance:

hehhheh çok memnun ve bahtiyar oluruz kk böyle işte bilmeden tiryaki oluyorsun
 
selamlar canım başkentim ne güzel sonunda ankaramda beyaz gelinligi giydi buyurun kartopu oynamaya
 
--------------------------------------------------------------------------------
Merhaba!
Siz, siz olun insani degerlerinizi öldürmeyin! Aglamaksa aglamak, gülmekse gülmek, hüzünlenmekse hüzünlenmek, sevmekse sevmek. Insan bir makina degil, duygusuyla, merhametiyle, sevgisiyle insandir.
Ve nitekim yasamak. Tek bir dokunusta, bir bakista gizli, hissetmekle kalan sahici degerler... Yapay degerlerimizde büyüttügümüz, her seyi lükste,parada, maddiyatta aramanin, hirsin, bencilligin, çürümüslügün gerçek degeri ne olaki.
Hayatimiza o kadar çok karmasa ve ucuz degerler girdiki, her gün biraz daha kaos, biraz daha karmasa içinde yasamin farkina varmadan kaybolup gidiyoruz. O kadar çok acele yasiyoruzki hayati. Bir tabloya bakarken yada bir siiri okurken bile neyi anlattigini, üzerinde durup düsünmeye firsat bulamiyoruz.
O kadar çok sevgi varki yarim kalan, bu acelecilikten sevgileri bile yasayamiyoruz, paylasamiyoruz. Dostluklar bile sahte ve çikar iliskilerinden öteye geçmiyor. Farkinda misiniz? ne kadar çok özlüyoruz dogal dostluklari ve sevgileri.
Peki biz gerçekten dost olabiliyor muyuz insanlara, çikarsiz sevebiliyor muyuz insanlari?
Neden hep yalnizligi seçiyoruz çogunlukla, neden hep boguldugumuzu sanip kaçiyoruz insanlardan? Bu acelecilik bu korku bu kaçis niye? Sevgileri gerçek dostluklari öldürmüyor muyuz hep beraber, sevgilerimizi de öldürecek kadar sevgi katili olmuyor muyuz?
“Bir gün sormuslar Bektasi erenlerinden birine:"Sevginin sadece sözünü edenlerle, onu yasayanlar arasinda ne fark vardir? "diye."Bakin göstereyim" demis ermis.
Önce sevgiyi dilden gönle indirememis olanlari çagirarak onlara bir sofra hazirlamis.Hepsi oturmuslar yerlerine. Derken tabaklar içinde sicak çorbalar gelmis ve arkasindan da dervis kasiklari denilen bir metre boyunda kasiklar.
Ermis "Bu kasiklarin ucundan tutup öyle yiyeceksiniz" diye bir de sart koymus. "Peki" demisler ve içmeye tesebbüs etmisler. Fakat o da ne? Kasiklar uzun geldiginden bir türlü döküp saçmadan götüremiyorlar agizlarina.En sonunda bakmislar beceremiyorlar,öylece aç kalkmislar sofradan. Bunun üzerine "Simdi..." demis ermis.
"Sevgiyi gerçekten bilenleri çagiralim yemege."Yüzleri aydinlik, gözleri sevgi ile gülümseyen isikli insanlar gelmis oturmus sofraya bu defa."Buyrun" deyince her biri uzun boylu kasigini çorbaya daldirip, karsisindaki kardesine uzatarak içmisler çorbalarini. Böylece her biri digerini doyurmus ve sükrederek kalkmislar sofradan.
"Iste" demis ermis."Kim ki hayat sofrasinda yalniz kendini görür ve doymayi düsünürse o aç kalacaktir.Ve kim kardesini düsünür de doyurursa o da kardesi tarafindan doyurulacaktir süphesiz.
Sunu da unutmayin:Hayat pazarinda alan degil, veren kazançlidir her zaman..."
Biliyoruz ki, düsündüklerimizle yasantimiz arasindaki ilintiler çogu kez özlenenin, umulanin disinda kaliyor. Toplum olarak da, bireysel olarak da, durmadan bir karamsarliga bir yilginliga dogru sürükleniyoruz. Bunlari söylerken edebiyat yaptigimi yada bilgiçlik tasladigimi sanmayin. salt bireycilik, bireysel saplantilar degil bunlar. toplumsal bir yangina dönüsmüs durumda.

Bunlari yazarken bir arkadasimin anlattigi ve yazarinin ismini bilmedigim kisa bir öykü geldi aklima. Hatirladigim kadariyla öykü söyleydi.
“”Daglik bir bölgede adam küçük ogluyla yürürken, oglan ayagini tasa çarpar ve can acisiyla, “Ahhhhh!”diyebagirir. Dagdan, “Ahhhhh!” diye bir ses gelir ve bu sesi duyan çocuk hayret eder. Merakla “Sen kimsin?” diye bagirir ; ama aldigi tek yanit “Sen kimsin?” olur. Çocuk bu yanita kizar ve, “Sen bir korkaksin!” diye bagirir.Dagdan aldigi yanit “Sen bir korkaksin!” dir. Babasina bakar ve “Baba ne oluyor?”diye sorar.

“Oglum, dikkat et!” diyen baba, vadiye dogru, “Sana hayranim!” diye bagirir.Ses “Sana hayranim!” diye yanitlar. Baba “Sen harikasin!” diye bagirdiginda, bu kez dagdan “Sen harikasin!” yaniti gelir. Çocuk sasirmistir, ama hala ne oldugunu pek anlayamamistir.

Baba ogluna durumu açiklar: ”Oglum, insanlar buna yanki derler ama; ama gerçekte YASAM’in kendisidir. Yasama ne verirsen sana onu yansitir. Yasam senin davranislarinin bir aynasidir. Eger yasaminda daha çok sevgi istiyorsan, insanlari daha çok sev. Eger sana saygili davranilmasini istiyorsan insanlara saygili davran. Eger baskalari tarafindan anlasilmak istiyorsan, önce baskalarini anlamaya gayret göster. Eger insanlarin sana hosgörülü ve sabirli davranmasini istiyorsan, önce sen insanlara karsi hosgörülü ve sabirli olmalisin.
Oglum yasamda ne ekersen onu biçersin. Bu doga yasasi yasamin her yönü için geçerlidir.”

Insanlarin yasami tesadüfler sonucu olusmaz; insanlarin yasami onlarin davranislarinin yansimasindan baska birsey degildir...

Bazen karsimizdakilerin varligina bile tahammül edemiyoruz, çarpik sagliksiz bir kisilige dogru sürükleniyoruz. Salt “Sevmeyi bilmek” baslikli yazimdan dolayi onlarca tehtit ve küfür maili aldigimi yazsam inanir misiniz?

Ey siz sessiz sevgilerin sessiz ortaklari... Bu serin gecenin islak damlaciklari bedeninize yayilirken, üsüyüp kaçmak yerine, Yüreginize sevginin sicakligini esir edin... Ve bunu kendinize bahsedilmis en kutsal ödül sayin. Sevin yalnizca sevin... Dünyanin en güzel seyi insanlarin sevildigini bilmesidir, daha da güzeli sevebilmesidir,sevmeyi bilmesidir. Sevmek hiç bir zaman çilginlik degildir. Sevmek insan tarafimizi bulmamizdir. Dünyada sevmeyenlere, sevemeyenlere acimali. Sevebilen insan kendini ve yasami kesfeden insandir, talihli insandir. Duygulu duyarli ve güzel insandir. Sevgidir insani yücelten, insanin yasamina anlam ve derinlik kazandiran. Sevmeyenler ve sevemeyenler ot gibi yasayip, ot gibi gidenlerdir. Ah evet, sevgisiz bir dünyada hala sevmeyi bilen siz duyarli dostlara selam, bilmeyenlere de bir mesaj iletiyorum bu sekilde...

‘”Dünyayi sairler yada çocuklar yönetse, o zaman dirlik düzenlik olur; çünkü ikisinin de yüregi sevgi doludur, ikisi de açik yüreklilikle yaklasir hem beyninin hem yüreginin sorunlarina” diyen yazara katilmamak mümkün mü?.

Beynimi beyninizin aydinligina yaslayip, yüregimi yüreginizin sicakligina, güzel, yalin yapmaciksiz duygularinizdan öpüyorum.

Yasami savunma sorumlulugu ve bilinciyle
mutluluklara
Nuri Can
 
Kızlar gec oldu ama temiz olsun didim. )))))))) hepcinizi seviyom anacumm. beni ösleyin ben sizi ösledim bile mucuksss. ben yogun bir kadınım kısa oldu kusura kalmayın emi ..))))))
 
--------------------------------------------------------------------------------
Merhaba!
Siz, siz olun insani degerlerinizi öldürmeyin! Aglamaksa aglamak, gülmekse gülmek, hüzünlenmekse hüzünlenmek, sevmekse sevmek. Insan bir makina degil, duygusuyla, merhametiyle, sevgisiyle insandir.
Ve nitekim yasamak. Tek bir dokunusta, bir bakista gizli, hissetmekle kalan sahici degerler... Yapay degerlerimizde büyüttügümüz, her seyi lükste,parada, maddiyatta aramanin, hirsin, bencilligin, çürümüslügün gerçek degeri ne olaki.
Hayatimiza o kadar çok karmasa ve ucuz degerler girdiki, her gün biraz daha kaos, biraz daha karmasa içinde yasamin farkina varmadan kaybolup gidiyoruz. O kadar çok acele yasiyoruzki hayati. Bir tabloya bakarken yada bir siiri okurken bile neyi anlattigini, üzerinde durup düsünmeye firsat bulamiyoruz.
O kadar çok sevgi varki yarim kalan, bu acelecilikten sevgileri bile yasayamiyoruz, paylasamiyoruz. Dostluklar bile sahte ve çikar iliskilerinden öteye geçmiyor. Farkinda misiniz? ne kadar çok özlüyoruz dogal dostluklari ve sevgileri.
Peki biz gerçekten dost olabiliyor muyuz insanlara, çikarsiz sevebiliyor muyuz insanlari?
Neden hep yalnizligi seçiyoruz çogunlukla, neden hep boguldugumuzu sanip kaçiyoruz insanlardan? Bu acelecilik bu korku bu kaçis niye? Sevgileri gerçek dostluklari öldürmüyor muyuz hep beraber, sevgilerimizi de öldürecek kadar sevgi katili olmuyor muyuz?
“Bir gün sormuslar Bektasi erenlerinden birine:"Sevginin sadece sözünü edenlerle, onu yasayanlar arasinda ne fark vardir? "diye."Bakin göstereyim" demis ermis.
Önce sevgiyi dilden gönle indirememis olanlari çagirarak onlara bir sofra hazirlamis.Hepsi oturmuslar yerlerine. Derken tabaklar içinde sicak çorbalar gelmis ve arkasindan da dervis kasiklari denilen bir metre boyunda kasiklar.
Ermis "Bu kasiklarin ucundan tutup öyle yiyeceksiniz" diye bir de sart koymus. "Peki" demisler ve içmeye tesebbüs etmisler. Fakat o da ne? Kasiklar uzun geldiginden bir türlü döküp saçmadan götüremiyorlar agizlarina.En sonunda bakmislar beceremiyorlar,öylece aç kalkmislar sofradan. Bunun üzerine "Simdi..." demis ermis.
"Sevgiyi gerçekten bilenleri çagiralim yemege."Yüzleri aydinlik, gözleri sevgi ile gülümseyen isikli insanlar gelmis oturmus sofraya bu defa."Buyrun" deyince her biri uzun boylu kasigini çorbaya daldirip, karsisindaki kardesine uzatarak içmisler çorbalarini. Böylece her biri digerini doyurmus ve sükrederek kalkmislar sofradan.
"Iste" demis ermis."Kim ki hayat sofrasinda yalniz kendini görür ve doymayi düsünürse o aç kalacaktir.Ve kim kardesini düsünür de doyurursa o da kardesi tarafindan doyurulacaktir süphesiz.
Sunu da unutmayin:Hayat pazarinda alan degil, veren kazançlidir her zaman..."
Biliyoruz ki, düsündüklerimizle yasantimiz arasindaki ilintiler çogu kez özlenenin, umulanin disinda kaliyor. Toplum olarak da, bireysel olarak da, durmadan bir karamsarliga bir yilginliga dogru sürükleniyoruz. Bunlari söylerken edebiyat yaptigimi yada bilgiçlik tasladigimi sanmayin. salt bireycilik, bireysel saplantilar degil bunlar. toplumsal bir yangina dönüsmüs durumda.

Bunlari yazarken bir arkadasimin anlattigi ve yazarinin ismini bilmedigim kisa bir öykü geldi aklima. Hatirladigim kadariyla öykü söyleydi.
“”Daglik bir bölgede adam küçük ogluyla yürürken, oglan ayagini tasa çarpar ve can acisiyla, “Ahhhhh!”diyebagirir. Dagdan, “Ahhhhh!” diye bir ses gelir ve bu sesi duyan çocuk hayret eder. Merakla “Sen kimsin?” diye bagirir ; ama aldigi tek yanit “Sen kimsin?” olur. Çocuk bu yanita kizar ve, “Sen bir korkaksin!” diye bagirir.Dagdan aldigi yanit “Sen bir korkaksin!” dir. Babasina bakar ve “Baba ne oluyor?”diye sorar.

“Oglum, dikkat et!” diyen baba, vadiye dogru, “Sana hayranim!” diye bagirir.Ses “Sana hayranim!” diye yanitlar. Baba “Sen harikasin!” diye bagirdiginda, bu kez dagdan “Sen harikasin!” yaniti gelir. Çocuk sasirmistir, ama hala ne oldugunu pek anlayamamistir.

Baba ogluna durumu açiklar: ”Oglum, insanlar buna yanki derler ama; ama gerçekte YASAM’in kendisidir. Yasama ne verirsen sana onu yansitir. Yasam senin davranislarinin bir aynasidir. Eger yasaminda daha çok sevgi istiyorsan, insanlari daha çok sev. Eger sana saygili davranilmasini istiyorsan insanlara saygili davran. Eger baskalari tarafindan anlasilmak istiyorsan, önce baskalarini anlamaya gayret göster. Eger insanlarin sana hosgörülü ve sabirli davranmasini istiyorsan, önce sen insanlara karsi hosgörülü ve sabirli olmalisin.
Oglum yasamda ne ekersen onu biçersin. Bu doga yasasi yasamin her yönü için geçerlidir.”

Insanlarin yasami tesadüfler sonucu olusmaz; insanlarin yasami onlarin davranislarinin yansimasindan baska birsey degildir...

Bazen karsimizdakilerin varligina bile tahammül edemiyoruz, çarpik sagliksiz bir kisilige dogru sürükleniyoruz. Salt “Sevmeyi bilmek” baslikli yazimdan dolayi onlarca tehtit ve küfür maili aldigimi yazsam inanir misiniz?

Ey siz sessiz sevgilerin sessiz ortaklari... Bu serin gecenin islak damlaciklari bedeninize yayilirken, üsüyüp kaçmak yerine, Yüreginize sevginin sicakligini esir edin... Ve bunu kendinize bahsedilmis en kutsal ödül sayin. Sevin yalnizca sevin... Dünyanin en güzel seyi insanlarin sevildigini bilmesidir, daha da güzeli sevebilmesidir,sevmeyi bilmesidir. Sevmek hiç bir zaman çilginlik degildir. Sevmek insan tarafimizi bulmamizdir. Dünyada sevmeyenlere, sevemeyenlere acimali. Sevebilen insan kendini ve yasami kesfeden insandir, talihli insandir. Duygulu duyarli ve güzel insandir. Sevgidir insani yücelten, insanin yasamina anlam ve derinlik kazandiran. Sevmeyenler ve sevemeyenler ot gibi yasayip, ot gibi gidenlerdir. Ah evet, sevgisiz bir dünyada hala sevmeyi bilen siz duyarli dostlara selam, bilmeyenlere de bir mesaj iletiyorum bu sekilde...

‘”Dünyayi sairler yada çocuklar yönetse, o zaman dirlik düzenlik olur; çünkü ikisinin de yüregi sevgi doludur, ikisi de açik yüreklilikle yaklasir hem beyninin hem yüreginin sorunlarina” diyen yazara katilmamak mümkün mü?.

Beynimi beyninizin aydinligina yaslayip, yüregimi yüreginizin sicakligina, güzel, yalin yapmaciksiz duygularinizdan öpüyorum.

Yasami savunma sorumlulugu ve bilinciyle
mutluluklara
Nuri Can
pınarım emegine yüregine saglık ablası yine döktürmüşün ne güzel anlamlı bir metin tabiki anlayana vede uygulayana paylaşımın için sagol canım benim
 
pınarcığım hepimizin yüreğinden geçenler de bunlar ne olur insanlar birbirini sadece sevse ama maalesef koyun kurt ile gezerdi fikir başka başka olmasa şarkıda olduğu gibi seni ve kk ya üye olan tanıdığım bütün arkadaşlarımı seviyorum ii geceler
 
Back