M I N E R V A
İzaha gerek yok, gördünüz yürüdüm çıktım. 🚶🏻♀️
tek ayak cezası
Anneler Kulübü
Kayıtlı Üye
- 30 Ağustos 2017
- 3.615
- 9.650
- 88
- Konu Sahibi M I N E R V A
- #1
Marketten çıkmış, ana caddeye ulaşmak için yolda ilerliyorum. Şansıma ya okul çıkış saatine denk gelmiş.
Yaya geçidi olmasına rağmen kimse yaya geçidini kullanmıyor, gelişi güzel yola atlıyor. Çoğu ise efendim yolun iki tarafında kaldırım olmasına rağmen yolun ortasında yürüyor. Çünkü araba durmak zorunda onlara göre. Hadi bunlar daha çocuk diyorsun.
Az daha ilerliyor, hafif virajı dönüyorsun karşına öğrenci ordusu ve biri bebek arabalı üç velinin keyfe keder yolun ortasında yürüdüğünü, karşıdan gelen aracın durmuş yayaların kendisine yol vermesini beklediğini görüyorsunuz. Aracın geçebileceği kadar kenara çekiliyorlar neyseki zahmet edip.
Sizde bir kazaya sebep olmamak için zaten yavaş gidiyorken, insanların vurdum duymazlığına karşı iyice yavaşlıyor ve yayaların peşinden tın tın ilerliyorsunuz. Lakin ana caddeye daha çok var, sabır ise mümkün değil. Tam korna ile uyaracakken daha önce yaşanan korna deneyimleri geliyor aklınıza vazgeçiyorsunuz. Yine yetişkin insanları ve çocukları düşünüyor, korkmasınlar diyorsunuz. Yine herhangi bir kazaya sebebiyet vermemek için aracı durduruyor ve camınızı açıp, sesli uyarıda bulunuyorsunuz. Çocuklar oralı olacak gibi oluyor ama bakıyorlar ki herkes aynen devam tekrar önlerine dönüp yürüyorlar. Onlara öncülük eden üç hanımefendi de bilmem hangi koyu muhabbetin ortasına dalmış şen şakrak yürüyorlar. Bu defa kornaya basıyorsunuz bir defa ve hep birlikte yerlerinden sıçrıyorlar. Dönüp suratlarını ekşitip bir şeyler söyleniyorlar, yoldan çekilmek akıllarına gelmiyor.
Sabır diyor, arabayı durduruyor el frenini çekiyor ve arabadan iniyor, hanımlar yol verseniz artık, kaldırım varken araba yolunda yürümenin manası nedir, diye gayet sakin söyleniyorsunuz sizde. Fakat haklı çıkmanıza imkân yok. Aralarından bir hanımefendi, "Benim de ehliyetim var, trafikte öncelik yayalarındır," diyor. İçinizden, o ehliyeti nasıl almayı başardığına dair düşünceler geçiyor. Tabii hemen yanlış bilgi ile hareket ettiğini söylüyor ve doğrusunu açıklıyorsunuz. Mümkün değil, haklı olan onlar olmalı. Her neyse geçebilir miyim artık diye bir de izin istiyorsunuz. Söylene söylene kenara çekiliyorlar ama sizin içiniz rahat etmiyor ve insan olarak en azından etrafınızdaki okul çağı çocuklarına duyurmak için uyarma gereğinde bulunuyorsunuz.
"Hanımefendiler, araba yolları araçlar için kaldırımlar ise yayalar güvenli yürüyebilsinler diye yapılmıştır. Araba yolunda sırf yanyana yürüyüp keyfekeder sohbet etmek için yürümek suçtur. Çocuklara da kötü örnek olmayın lütfen," diyor ve olay büyümesin diye arabanıza biniyor, çalıştırıp hemen oradan uzaklaşıyorsunuz. Lakin dikiz aynasına baktığınız zaman eski konumlarına geri dönüyor olduklarını görüyor ve bu ülkeden artık umudu kesiyorsunuz.
Bu insanlara şaşıp kalmamak elde değil. Olayı bir saat olmayacak aynen bu şekilde yaşadım. Sadece bugün değil, defalarca böyle şeylerle karşılaştım. Sadece bir hafta içinde 2 defa kaldırım olmasına ve kaldırımda yürümeye engel bir şey olmamasına rağmen, farklı günlerde araba yolunda yürüyen iki bebek arabalı insan ile karşılaştım. Nedir bu yozlaşmışlık! Bilgisizlik, yanlış bilgi kirliliği? Bu ülkede teorik derslere girmeden yazılı ve direksiyon sınavından geçtiği için ehliyet alan insan sayısı azımsanamayacak kadar çok. Bazen sakin kalmakta inanın ki çok ama çok zor.
Yaya geçidi olmasına rağmen kimse yaya geçidini kullanmıyor, gelişi güzel yola atlıyor. Çoğu ise efendim yolun iki tarafında kaldırım olmasına rağmen yolun ortasında yürüyor. Çünkü araba durmak zorunda onlara göre. Hadi bunlar daha çocuk diyorsun.
Az daha ilerliyor, hafif virajı dönüyorsun karşına öğrenci ordusu ve biri bebek arabalı üç velinin keyfe keder yolun ortasında yürüdüğünü, karşıdan gelen aracın durmuş yayaların kendisine yol vermesini beklediğini görüyorsunuz. Aracın geçebileceği kadar kenara çekiliyorlar neyseki zahmet edip.
Sizde bir kazaya sebep olmamak için zaten yavaş gidiyorken, insanların vurdum duymazlığına karşı iyice yavaşlıyor ve yayaların peşinden tın tın ilerliyorsunuz. Lakin ana caddeye daha çok var, sabır ise mümkün değil. Tam korna ile uyaracakken daha önce yaşanan korna deneyimleri geliyor aklınıza vazgeçiyorsunuz. Yine yetişkin insanları ve çocukları düşünüyor, korkmasınlar diyorsunuz. Yine herhangi bir kazaya sebebiyet vermemek için aracı durduruyor ve camınızı açıp, sesli uyarıda bulunuyorsunuz. Çocuklar oralı olacak gibi oluyor ama bakıyorlar ki herkes aynen devam tekrar önlerine dönüp yürüyorlar. Onlara öncülük eden üç hanımefendi de bilmem hangi koyu muhabbetin ortasına dalmış şen şakrak yürüyorlar. Bu defa kornaya basıyorsunuz bir defa ve hep birlikte yerlerinden sıçrıyorlar. Dönüp suratlarını ekşitip bir şeyler söyleniyorlar, yoldan çekilmek akıllarına gelmiyor.
Sabır diyor, arabayı durduruyor el frenini çekiyor ve arabadan iniyor, hanımlar yol verseniz artık, kaldırım varken araba yolunda yürümenin manası nedir, diye gayet sakin söyleniyorsunuz sizde. Fakat haklı çıkmanıza imkân yok. Aralarından bir hanımefendi, "Benim de ehliyetim var, trafikte öncelik yayalarındır," diyor. İçinizden, o ehliyeti nasıl almayı başardığına dair düşünceler geçiyor. Tabii hemen yanlış bilgi ile hareket ettiğini söylüyor ve doğrusunu açıklıyorsunuz. Mümkün değil, haklı olan onlar olmalı. Her neyse geçebilir miyim artık diye bir de izin istiyorsunuz. Söylene söylene kenara çekiliyorlar ama sizin içiniz rahat etmiyor ve insan olarak en azından etrafınızdaki okul çağı çocuklarına duyurmak için uyarma gereğinde bulunuyorsunuz.
"Hanımefendiler, araba yolları araçlar için kaldırımlar ise yayalar güvenli yürüyebilsinler diye yapılmıştır. Araba yolunda sırf yanyana yürüyüp keyfekeder sohbet etmek için yürümek suçtur. Çocuklara da kötü örnek olmayın lütfen," diyor ve olay büyümesin diye arabanıza biniyor, çalıştırıp hemen oradan uzaklaşıyorsunuz. Lakin dikiz aynasına baktığınız zaman eski konumlarına geri dönüyor olduklarını görüyor ve bu ülkeden artık umudu kesiyorsunuz.
Bu insanlara şaşıp kalmamak elde değil. Olayı bir saat olmayacak aynen bu şekilde yaşadım. Sadece bugün değil, defalarca böyle şeylerle karşılaştım. Sadece bir hafta içinde 2 defa kaldırım olmasına ve kaldırımda yürümeye engel bir şey olmamasına rağmen, farklı günlerde araba yolunda yürüyen iki bebek arabalı insan ile karşılaştım. Nedir bu yozlaşmışlık! Bilgisizlik, yanlış bilgi kirliliği? Bu ülkede teorik derslere girmeden yazılı ve direksiyon sınavından geçtiği için ehliyet alan insan sayısı azımsanamayacak kadar çok. Bazen sakin kalmakta inanın ki çok ama çok zor.