Anonim Şiirler

Ey Azrail (A.S.) ! Bilirim, bu sözlerim çok yersiz,
Neden böyle ansızın,geliverdin habersiz ?...
Ne olurdu üç beş yıl, önce haber verseydin.
Hiç değilse rüyama , bir kerecik girseydin...

Aşk,meşk,derken, dünyadan bir türlü kopamadım.
Senden özür dilerim, hazırlık yapamadım...
Görüyorsun yanımda , ne valiz var, ne bavul.
Uykum öyle ağır ki ; ne zil duydum, ne davul..

Yaşım yetmiş olsa da, gör ki; fıkır fıkırım.
Bu cümbüşlü âlemi , ben nasıl bırakırım?..
Hani bir söz vardır ya ; ''Yaş yetmiş, işi bitmiş.''
İnan ki, bu bir yalan , bunu diyen halt etmiş...

Ey Azrail (A.S.)! Dur biraz , sana yalvarıyorum
Yasal haklarım için ; bir avukat arıyorum...
Hayallerim, düşlerim, yarım kalan işlerim.
Estetik yapılacak, daha burnum, dişlerim.

Elli yaşımda ancak,
voleyi vurabildim.
Hortumlar sayesinde, holdingi kurabildim...
Gerçi ucuza verdim, şerefin kilosunu.
Ama böyle kazandım, şu uçak filosunu...

Ey Azrail (A.S.)! Ne olur, bozulmasın pazarım.
Sana şöyle yüklüce, bir çek bile yazarım...
Şu masmavi havuzlu, sarayıma baksana.
O daracık mezarda, yazık olmaz mı bana?..

Bazen çoluk çocuğa, içimden kızıyorum.
Ölmemi bekliyorlar, inan ki;
seziyorum...
Arkamdan göstermelik, iki damla gözyaşı.
Bir de şöyle büyükçe, yaldızlı mezar taşı.

Tahmin ediyorum ki; mevlid de okuturlar.
Ortalığı birazcık, gülsuyu kokuturlar.
Araya reklam konur; bir ilahi aryası.
Mevlid bitince başlar, dedi-kodu furyası.

Etlerim, kemiklerim, didik didik edilir.
Ben az gelirsem eğer, köklerime gidilir...
Ey Azrail (A.S.)! İnan ki, hazırlığım yok daha,
Hele şu dinkonusu, çok karışık bir saha.

Bazı büyük abiler, köşeleri tuttular.
İrtica diye diye, beni de korkuttular.
İlâhiyat adına ; ekranda iki kaçık.
Kimlerin kuklaları oldukları
apaçık.

Alim zalim karıştı, renkleri seçilmiyor.
Velisiz kaldı sokak; deliden geçilmiyor.
Bu cinnet kervanına, kocabaşlar dahiller
Tuz bozulmuş, ne yapsın bizim gibi cahiller ?..

Henüz daha gündemde, ne oruç var, ne zekat.
Ne Kur'an'la tanıştım, ne de kıldım bir rekat.
Edemedim bir türlü, şu nefsimi terbiye.
Ortalıkta ne görse; tutturuyor ver diye.

Ey Azrail (A.S.) !
Bilirim, gelince beklemezsin.
Tükenen vadelere, saniye eklemezsin.
Bu satırlar boş geçen, bir ömrün hikayesi.
İbret alanlar için, son pişmanlığın sesi...
Bilmem ki, bir duvarda, bu mütevazi çaba;
Bir küçücük pencere, açacak mı acaba?..
 
Kime olduğunu, neye olduğunu bilmeden kırgınım.
Belki hayata, belki kendime kırgınım sadece.

Kırgınım
Yüreğim bir yanardağ gibi kaynayarak yanarken,
Nasıl oluyor da bir buz dağı oluveriyorum bir anda.

Kırgınım
İçim sevgi ile kavrulurken neden böyle yıkıcı,
Parçalayıcı oluyorum,
En çok sevdiğim varlıkları biranda kırıp,
Un ufak ediyorum,

Kırgınım

Öfkeme, tat almayan yüreğime,
Sevmenin, sevilmenin değerini bilmeyen
Kalbime,

Kırgınım,
Yeşilin huzurunu, mavinin derinliğini,
Görmeyen gözlerime...
Kuşların nidasını işitmeyen kulaklarıma
Kırgınım,

Kırgınım,
Mantığımla kalbimin arasında gidip gelen
Benliğime,

Kırgınım,
Sonuçlandıramadığım sevgilerime,
Sarılmaya korktuğum sevgililerime,

Kırgınım çok kırgınım,
Beceriksizliğime, korkaklığıma,
Kırgınım,
Belkide bir hayalden ibaret oluşuma

Sair ?
(beni iyi anlatiyor su siralar bu dizeler ) )
 
Dostmusun?
Oyleyse canin canimdir
Aynan olmaliyim
Yuzune soyleyebilmeliyim herseyi
Hem sakinmadan ,mertce
Hani bilirsin ,esirgemem lafimi,
Ne sekil gelirse , oylece
Hazirim tum ictenligimle konusmaya, ama
Seni dupduru isterim karsimda

Dostsan
Gozlerimin icine baka baka yaka silk benden
Arkamdan sikayetlenme
Yigit ol!! Gerekirse yigitce azarla cekinme!
Laf degil , icraat beklerim senden!
Oyle bakki, hislerini gorebileyim
Oyle hisset ki, guvenle bakabileyim
Sevmem, olenin ardindan agit yakmayi
Dil donerken soylenmeli hersey
Kulak duyarken anlatilmali
Gozbakarken bakmalyim sana
Can sagken sarilmali
Keskelere meydan vermemeli hayatim
Pismanliklarla yogrulmamali..
Hayir!
Dirime selam vermeyen
Olumede fazla yaklasmasin!
Hakliysam yasarken savun beni
Yasarken yanimda ol
Inanmissan bana kimse cevirmesin seni yolundan
Ve inanmamissan , sakin rol yapma
Her soyledigimi onaylaman sart degil
Her yaptigimi begenmen de gerekmez
Dostsan,rahatca elestir, fikrini rahatca soyle sikilma.
Yadirgayabilirsin beni.
Ve bende seni tuhaf bulursam sasirma
Kandirmani asla kabul edemem
Her dedigini, her yaptigini hosgorurum ama.
Beni, bana sorgulamadan yargilama
Her yedigimiz ayni olmaz belki,
Her dakikamiz birlikte gecmez
Her guldugunde gulmeyi garanti edemesemde
Agladiginda seninle birlikte oturup aglarim
Belki her cagirdiginda gelemem fakat,
Derdine ortak ararsan kosarim....
Bende, herkes gibi insanim elbet,
Ne goklere cikar beni,nede yerin dibine sok!
Senin isin bu degil
Benim zaten bir yerim var herkes gibi yer ile gok arasında

Dostsan
Kucumsemeden ,kufretmeden
Sevgiyle,saygiyla ve huzurla gel sokagima...
Dinlenmek istediginde hic dusunme ,sana ozel bir limanim
ama
Yoruldugum zamanlarda
Diledigimce siginabilmeliyim koylarina
Seni bir cocuk kadar saf sevebilrim
Ve bir deli kadar artniyetsiz
Ugruna seve seve hesabi sasiririm
Gormezden gelebilirim yanlislarini...
Baskalari enayilik sayabilir,
Baskalari akilsizligima yorabilir
Bunlari dert bile etmem ama,
Sen aslinda aptal olmadigimi
Her an tekrar tekrar hatirla!
Ve sakin beni aptal yerine koymaya kalkisma
Seviyorsan , cimrilik etme soyle!
Muhabbeti varken, yokmus gibi yapanlar,
Hic sevmedigi halde yilisip durana sinir olurum.
Neyse o olmali insan
Kendisi olmaktan korkmamali
Kendisi olmaktan kacmamali
Bilki,sensin diye seni birakmam ama
Ben oldugum icin birakirsan beni
Yasda tutmam arkandan!
Bedelmi?
Odemeyeceksen cikma yola!
Ä°cten pazarlik edersen,ancak kendine edersin,
Kendince kuser barisir ,ancak kendini yersin,
Dostsan mevsimince yag
Kissan kar ol, guzsen yagmur.....
Soguguna,sicagina,esip savurmana itiraz etmem.
Senden illede bahar olmani beklemem ama,
Dayanmalisin en siddettli firtinalarima
Belkide cok geldi bunca talep
Bana karsi hic birmecburiyetin yok, korkma
Sana fazla geldigim ilk anda
Arkana hic bakmadan, donup gidebilirsin
Gecip Gidebilirsin , borcluluk hissetmeden,
Mutlaka bir aciklamada beklemem senden ama
Gitmeye davranirsam birgun
Sende karsimda set olma

Dostmusun?
Oyleyse canin canimdır
Yoluna bas koymaya hazirim ya
Basinida yollarimda isterim unutma!!!

ALINTI
 
Seni seviyordum...
Toprak yollarda yürürken,
Dere otlarına bakarken,
Eski köprüden geçerken,
Adımlarımda binbir telaş,
Yüreğimde titreyişler;
Çıkmaz sokağına girerken

Seni seviyordum...
Anadolu yollarında,
Otobüs pencerelerine yaslı başımla
Her gurbete dönüşte,
Senden yana kaçamak bakışlarımla
Ayrılığın, hücrelerime
Karışırdı usul...

Seni seviyordum...
İstanbul’un kalabalık caddelerinde
Adımlarken sensizliği;
Boğazın maviliğine doğru
Dağılıvermese de saçların,
Karlar uçuşmasa da omuzlarımıza
Ellerimdeyken, ellerin...
Yakamı bırakmayan hatıralarınla,
Banklara çökmüş bir gönüldü taşıdığım
Haliç kıyılarında, bir zaman...

Seni seviyordum...
Göksu’yla seni,
Körpe yüreğime dokunduğun günle seni,
Üstüne varamadığım ürkekliğimle seni,
Yalnız yolculuklarımla seni,
Sana kavuşmaya yasak koyan aşkla seni,
Baştan kaybettiğimi anladığım senle seni,
N’olur, n’olur sevme beni;
“Ben seni bir daha sevmeyeceğim”...

ŞAİR:kays
 
Temizlik yaptım bugün..
Hem de tüm benliğimde.
Bütün kaslarımı, sinirlerimi, kemiklerimi hatta kanımı bile temizledim.
En küçük yerlerine, kıvrımlarına girmiş, sinmiş tüm pislikleri attım.
Kırgınlıklarımı dışarı çıkardım ilk önce.
Görmenizi isterdim.
Nasıl da çok yer kaplıyorlarmış, inanmazsınız.
Bağışlamayı yerleştirdim yerine özenle.
Titizlikle her birinin üstüne ektim tohumlarını.
Her yere, görebildiğim, göremediğim her yere serptim.
Atarken kırgınlıklarımı, bakmadım neydi onlar diye.
Geçmişimden de bir parça kalsın istemiyordum.
Gelecek geçmişten çok daha fazla yaşanası.
Bakmadım, merak da etmedim.
Bağışlamayı ekerken tekrar kırılmaktan korkuyordum belki.
Kıskançlığımı çıkardım.
Meğer ben ne az kıskançmışım. Çok kolay oldu.
Sevindim.
Sanki kaybetmiş bir eşyamı bulmuş gibi oldum.
Çok şükür ki kin ve nefret yoktu yüreğimde.
Nasıl temizlerdim hiç bilmiyorum.
Sıra korkularıma gelmişti.
Çıkarmaya bile korktum önce.
Ne de çok alışmışım onlarla yaşamaya.
Bunca acı ve endişeye nasıl alışılır,
İçten içe bir sevgi nasıl duyulur anlayamadım.
Yerini, toprağını sevmiş mor bir menekşeydiler.
E... ne de olsa iyi bakmıştım onlara.
Her gün yeni yeni korkular ekleyip, endişelerimle sulamıştım.
Mutluluklarımı , ümitlerimi ne de çok ihmal ettiğimi anladım o an.
Bu ilgiyi onlara verseydim, her gün onları düşünüp birer umut daha
ekseydim; almadan verip, beklemeden sevseydim.
Her şeyden önce içimdeki gücün ve sevginin daha fazla farkında olsaydım,
böyle bahar temizliklerine ihtiyacım kalmazdı.
Çok zorlandım korkularımla.
Birbirlerinin içine halkalar misali girmişlerdi.
Kenetlenmişlerdi adeta.
Ama onları da sevgiyle çıkardım. .
Bir bebek şefkatiyle , öperek, severek, okşayarak.
ve onları yaşamaktan, hem de bir zamanlar bir kabus gibi yaşamaktan,
pişmanlık duymadan çıkardım. .
Kızsaydım onlara, bağırıp çağırsaydım.
yine dönüp dolaşıp geleceklerini biliyordum.
Güzel kokular geliyor içimden. .
Saçlarım hep parlak gibi dururdu ama parlak değilmiş. .
Ellerim her zamankinden daha yumuşak, .
tenim hiç olmadığı kadar duru. .
Bir su gibi sesim.

Temizlik yaptım bugün. .
Bahar temizliği.
Neşe ektim, hoşgörü, güven, sevgi ektim. .
Almadan vermeyi, sevilmeden de sevmeyi, paylaşmayı ektim. .
Sağlık ektim, bol sıhhat...
Korkusuzlukları ektim alabildiğine...
Saatlerce ektim korkusuzluğu...
Çılgınlık ektim , doğallık. Sonsuzluk...
Bağışlama ektim.
Aşk ektim her hücreme.
Coşku, heyecan, sessizlik ektim.
Tüm güzel fikirler sessizken geliyor bana...
Kabullenme ektim. Başeğme değil. Olduğu gibi kabullenme.

yazarı bilinmiyor.
 
Yeni bir başlangıç yapamayacak kadardı kırgınlıklarım,

Düşlerim hep uzaktan bakıp güldü,

Ya hayata tutunduklarım,

Elimde var hüzün,

Saksımda,

Zehirli sarmaşıklarım,



Öylesine zordu seni yaşamak,

Öylesine ağırdı seni sevmek,

Her şeye rağmendi,

Sende var olmak,

Her gözyaşımda,

Bittiğim anlardaydı sana başlangıçlarım,



Benim bittiğim yerde,

Sen başlıyordun içimde,

Mutlu,

Umutlu gülümseyen gözlerinle,

Sen doğuyordun seher vakti kızıllığında,

Karanlık gecelerin sabahına,



Sesimi duyuramadım,

Dokunamadığım,

Doyasıya bakamadığım.

Soluğumdun,

Soluyamadığım,

Ağladığımda omzuna yaslanamadığım.



Her nefes alışımda,

Seni her damarlarıma dolduruşumda,

Benim sonum oldun,

Seninse yeni başlangıçların,

Bir duvar gibi karşımda sözlerin,

Altında kaldığım,



Sesim çıkmaz bilirsin,

Sözlerim, içime akan kanlı gözyaşında,

Öyle derindeki yaralarım

Ulaşamadığın uzaklıkta.

Benim gerçeklerim, senin düşlerin,

Rüzgâr misali esiyor başucumuzda.



İmkânsızdı, imkânsızlıkta kaybolduk,

Adı konmamış bir aşk masalında.

Alıntıdır...
 
Sevmek zor iştir.

Bunu bilemezsin, bilirim dediğin diller yalan...

Sevmek zaman alır..

Bunu bilemezsin,

Zaman sende yok. Sözünü getiremezsin....

Şimdi ister pardon de,
İster Sus....

İkisini de haklı sayar bu gönlüm...

Bakma sen, gönlüm hovarda, maneviyatım sükut!!!
Şimdi istersen özle,
İstersen unut!!!
Bu hayatın kevgirinden kavgayla geçerken seni bırakabilirim....
Yaşadıklarımı yanıma alıp,
Yeni aşklara yol açabilirim....
Şimdi istersen üzgünüm de,
İstersen Yeniden....
Yürek seven,
Yürek korkuya giden....
Ve yürek
Çok yorgun ihanetlerden....
 
yorgunum Kalkmaz Elim Kolum
Tükendim Bitmez Sana Gelen Yolum
Belir şu Ufkumun Sonunda Ne Olur.
Yetişmesede Sana Uzanan Ellerim,
Gözlerim Belki Gözlerini Bulur.

O Bakiş Bir ömrün önünde Secde Eder
Gönlümden Kopan Sancili Kiyametler.
Cehennemin Ateşine Itmeden Ruhumu
Merhamet Et De Ufkumda Doğ Ne Olur
Isyankar Ruhum O Anda Teseli Bulur.

Karanlik Bulut Gibi Dolaşan Başimda
Bir Gölge Görsem Her Bakişimda
Görünür Hayalin Sanki Karsimda
Sarmaş Dolaş Olur Gönlüm Gönlüne
şarhoşluktur Değmesede Elin Elime

Sana Sevdam Dünyamin Bedeli
Bu Ateş Kiyamate Kadar Sönmemeli
Saramadiğim Beli Tutamadiğim Eli
Hele Beni Yakan O Güzel Gözleri
Ruhum Birdafa Mutlak öpmeli.
 
Sen bir çiçek değilsin ki ;
sonbahar geldiğinde dal dal kuruyacaksın
sen bir gün değilsin ki ;
gece olunca karanlığa karışacaksın
sen bir şiir değilsin ki ;
son satırında sonra noktayla sonlanasın
sen nesin biliyor musun?
Yasadıkça seninle devam edip seninle biten
içimdeki nefessin sen..
Ve biliyorsun ki ben nefessiz yaşayamam.
 
Gönderdiğin o güzel sözler
Yerlere saçılmış bana gelirken
Hepsini topladım tek tek yerden
Dizdim bir tespih gibi itinayla
İçinde bir sözün var ki....
Bir ucu bende, öbür ucu sende biter
Hasretin dayanılır gibi değil,
Vuslat ne zaman diyorsun
Ya ben? ...
Tıka basa doluyum özleminle
İçimde taşıyamaz oldum....
Tutkum taştı bedenimden....
Biraz önce savurdum oturduğum şehrin en yüksek tepesinden
İçinde onlarca kalp atışı taşıyan çağıl çağıl aşk cümbüşü vardı
Bedenimdeki bütün azalarım birer meşale olup
Sıra sıra dizildiler
Hepsini bir arife telaşı sardı
Bir semavi zikri edercesine adını söylediler
Sanki hepsi birer yüreğimin tercümanıydılar
Yürek dili bu, kolay mı?
Bir reçineye sardım huysuzlaşan umutlarımı
Bıraktım kendimi sana doğru akan zamana
Zamanı bile geçtiler hızla....
Sana varmışımdır bile çoktan
Bir nefes alacağım dudaklarından
Yüzünde gezinecek sıcak nefesim birazdan
 
Aşk ekti yalnızlığım
Hasadında maviydi sevişmeler...

Omuzuna konulan bir içimlik öpücükler
Sarhoş gönüllerin tesellisi niyetindeydiler

Bir güvercin yüreğinde gizlemlerim
Salınır mavi dalgaların hayat salıncaklarında
Süzülür perdelerinden ihtişamı nazların
Usulca kavuşur göz yaşları gönül koyaklarına

Yaşanası kazınır usuma divane aşklar
Vurur dalgalar sevdayı çığlık çığlığa
Masalımsı kesişmelerin derinlik korkularında
Manolyalar alevlenir gün batımı sohbetlerinde

Çobanaldatan kuşu uyanıklığında gözler
Tarar gönül arşlarını sûkut özlemleriyle
Işıltılar nağmelenir viyolonsel kıvrımlarında
Çığlıklar sarar sevdayı söz dönüşümleriyle

Silinmiyor karanlığın izdüşümlerindeki iz
Terketmiyor yüz çizgilerimde saklı hatıralar
Maestro fırçasıyla uçuşuyor kanundan musiki
Dökülüyor sahneye konfeti yağmuru fasıllar

Bir imkansız huşu içinde temaşadayken sevdalar
Kayan yıldızlara adandı dilekler yakamozlarla...
 
sönmez bir ateşe su yetiştirmek gibi, hevesli bedenlerimize eş yetiştirmek
bir tek ten ısıtıyor teni , her an , her şey değişir , bir koku , bir bakış kafi
sınırı yok ki suyun , yinede çizeceksin, bu ilk oyun
tersi aldatma , yaralama , yaralanma
bir yandan bir şey yok bunda , insan hali , diğer yandan insanın ilk kavga
ve ilk cinayet sebebi
şaşırıyor insan ellerine, diline, kendine
sadece onunla doluyken , başka bedenlerle boşalabilmek
ilk kurtulduğunda bedensel çekimden , kalbin mahkemesinde müebbet mahkumiyet
tahliyesi olmadığını bilebile aynı suça bu kadar meyil
ama öyle büyük yerden ki emir.....
 
Bu Görsel Silinmiş veya Bulunamadı!
Genç adamın biri,
Dermiş babasına her gün;
‘Benim de dostlarım var, sendeki dost gibi’
Baba, itiraz eder,
Olmaz öyle çok dost, hakikisi
Belki bir, belki iki,
Fazlasını bulamazsın gerçek, hakiki…
Devam eder durur konuşma…
Aralarında başlar bir tartışma,
Karar verirler bir sınava,
Dostun hakikisini anlamaya…
Bir akşam bir koyun keserler,
Ve koyarlar çuvala.
Baba der ki oğluna,
‘Hadi al bu çuvalı, şimdi götür dostuna’.
Çuvaldan kanlar damlamakta,
Sanki öldürmüşler de bir adamı,
Koymuşlar çuvala,
Dıştan böyle sanılmakta.
Delikanlı sırtlar çuvalı,
Gider en iyi bildiği dostuna,
çalar kapıyı.
O dost, bakar ki bir çuvala
hem de kanlı,
Kapar hızla kapıyı delikanlının suratına,
Almaz içeri arkadaşını,
Böylece tek tek dolaşır delikanlı,
Kendince tanıdığı, sevdiği dostlarını.
Ne çare, hepsinde de sonuç aynıdır.
evlat geriye döner.
Ama içten yıkılır…
Babasına dönerek; ‘haklıymışsın baba’ der.
Dost yokmuş bu dünyada ne sana, ne de bana.
Baba ‘hayır Evlat’ der, benim bir dostum var bildiğim.
Hadi, çuvalı alda bir kerede git ona.
Genç adam, çuvalı sırtlar tekrar.
Alnından ter, çuvaldan kanlar damlar…
Gider, baba dostuna. Kabul görür, sevinir.
O dost, delikanlıyı alır hemen içeri.
Geçerler arka bahçeye.
Bir çukur kazarlar birlikte,
Çuvaldaki koyunu gömerler adam diye,
Üzerine de serpiştirirler toprak.
Belli olmasın diye
dikerler sarımsak…
Genç adam gelir babasına;
‘Baba, işte dost buymuş’ diye konuşunca,
Babası; ‘daha erken, o belli olmaz daha.
Sen yarın git O’na, çıkart bir kavga,
Atacaksın iki tokat, hiç çekinmeden ona,
işte o zaman anlaşılacak, dostun hakikisi.
Sonra gel olanları anlat bana…’
Genç adam, aynen yapar babasının dediğini,
Maksadı anlamaktır dostun hakikisini,
babasının dostuna istemeden basar iki tokadı!
Der ki tokadı yiyen DOST;
‘Git de söyle babana, biz satmayız Sarımsak tarlasını
böyle iki tokada’!
Sevilecek biri olmadığın zamanlarda bile Seni
Sevmeli…
Sarılacak biri olmadığın zamanlarda bile Sana
Sarılmalı…
Dayanılmaz olduğun zamanlarda bile Sana Dayanmalı…
Dost dediğin;
fanatik olmalı;
Bütün dünya seni üzdüğünde Sana moral vermeli.
Güzel haberler aldığında seninle dans etmeli,
Ve ağladığında, seninle ağlamalı…
Ama hepsinden daha çok;
Dost matematiksel olmali;
Sevinci çarpmalı…
Üzüntüyü bölmeli…
Geçmişi çıkarmalı…
Yarını toplamalı…
Kalbinin derinliklerindeki ihtiyacı hesaplamalı…
Ve her zaman bütün parçalardan daha büyük olmalı…
İşi bitince seni bir tarafa atmamalı…
 
Bu Görsel Silinmiş veya Bulunamadı!
çocuklar ölmesin

Doğduğum gün nekadar mutluydunuz
dünyanın en güzel varlığı bu diyerek
beni ne çok sevmiştiniz
çocukluğumu yaşamaya çalışırken
sevginin öneminden
barış ve kardeşliğin güzelliğinden
paylaşmanın ne kadar hoş birşey olduğundan
bahsettiniz
beni dünyanın en nadide çiçeği olarak
gördünüz
koklarken bile
incinir diye
nekadarda özen gösteriyordunuz
sonra
evet sonra
iyi bir insan gibi görünürken
neden böyle oldu
neden canavarlaştınız böyle
anlayamadım
bizlere
barış içinde sevgiyle yaşamayı
öğretmeye çalışırken
sizler neden savaşların
ölümlerin tutsağı oldunuz
din savaşlarını
sınır savaşlarını
çıkar savaşlarını
terör savaşlarını
neden çıkardınız
paylaşmanın
çok hoş birşey olduğunu
sizler bizlere söylerken
paylaşamadığınız neydi
işte yine
mutluluğu kaybettiniz
sevgiyi katlettiniz
barış kardeşliği
çirkinleştirdiniz
insan onuruyla yaşamak
size çokmu ağır geldi
şimdi söyeyin bana
mutlumusunuz
bombalarla mermilerle
açlıkla öldürülen ölen
çocuklar değilmiydi
hani bizleri çok seviyordunuz
çemberimle bilyemle oynamayı
elma şekerimi pamuk helvamı
kırmızı pabuçlarımı uçurtmamı
sokağımızda arkadaşlarımla
el ele yürümeyi
yüzümdeki sevgi dolu gülümsemeyi
YAŞAMAYI EVET YAŞAMAYI
bana ve arkadaşlarıma çokmu gördünüz
suçumuz doğmak
sevgiyle yaşamak istemekmi
yeter
artık yeter
şu kısacık hayatta
artık
ANALAR ağlamasın
ÇOCUKLAR yaşasın
ÇOCUKLAR ölmesin
alıntı..
 
DOGMAMIS BEBEĞİME
bilmecelere ısınamadım asla
hele de senle ilgiliyse sevemedim sualleri
cevaplarım yetersiz kaldı
içime sinmemişti duydugum yanıtların yarım
parcalandı ellerinde kum duvarlarım
ne hakla yarımı benden aldın
yıne de bir gunahkar goremedım seni
susar dudaklarım
bir bahada yolumu kaybettim
susar bu kuru dudakılarım
alıskanlıklarıma yoklama yaptım
gırme sakın sınırıma cephanen yoksa
vurrum tek atısta gozunun yasına bakmadan
toz ol....bende basta bir cocuktum
sende oyuncak oldun
tarıhın sayfa aralarına kırmızı gulumu coktan koydum
alaca karanlık geriye cektı gunesi
bir içim tutun tadın
kadın topragın buruk nefesi
kım derkı ben hayatın mınık bebeği
bir yaz aksamında hayata attım goz bebeğimi
bebeğim öldÜ..........
DAYAN
SABIR GEREK
YOLUN UZUN
VAKIT KISA
OLUM YAKIN
TANRIM ONA ACI
SEBEP SONUC
GECEM HUZUN..........
 
umut çiçegim

bu kışta üşüyorum.
kimbilir kaç kış daha üşüyeceğim.
sana yanacağım bu yazda.
ve kim bilir kaç yaz daha.
kaç bahar seni açacak bütün çiçekler,
senden uçacak bütün böcekler.
arılar seni koyacak kovanlarına,
kaç ülke gezecek seni göçmen kuşlar...
ama sen hep umut çiçeğim olacaksın.
yaşayacağız yaşlanacağız seninle.
sürekli değişen dünyamda değişmeyecek tek gerçeğim olacaksın ömür boyu.
 
gidiyorum ben

gidiyorum bu son bakışım olsun sana
hırçın dalğalara yelken açıp uzaklara
rüzgarla uçan sonbahar yapraklarıyla
gidiyorum bu son gülüşüm olsun sana
gidiyorum elveda demeden
merhaba diyen ellerin üzülerek söyleyen dilin
titrek sesiyle söylüyorum sana
gidiyorum ben
gidiyorum ben aydınlıgın karanlıkla başladıgı
yerde sesizlikle biten zamanda
sana son bakışımda
gidiyorum ben
bir dünüm vardı birde bugün oda bitti kalmadı günüm
sen üzülme yer yoksa kalbinde gülüm
geldim ve işte gidiyorum
gidiyorum ben
 
hayal kiriklarim anilarimi derin kesti..
aramizdaki antlasmanin murekkebi uctu gitti..
simdi tum ordularim, ciplak elle saldirmak icin sana, komut bekliyor..
sen destek beklerken dis mihraklardan,
saldirimin sarsintisindan yarali,
teslim olmak isteyeceksin..
bende esaretin bile kabul gormez artık,
hep sikayet ettigin yalnizligin simdi oldurecek seni..
guzel bir cocuktun..
en buyuk savunma stratejisini asla ogrenemedin..
yalnız kalmak zordu sana..
iste ittifaklarin da yenildi bana,
buyuyemeden oldun guzel cocuk..
elveda..

Yazarını bilmiyorum ama her okuyuşumda içimi sızlatır sizlerlede paylaşmak istedim
 
* Sitemdir..!

Sözlere inanmadığı için
Aşk' a inanmadığı için
Kendine inanmadığı için
Yüreğine sitem

Seni dünyası yapıpta
Dünyayı yıkamadığını görünce
Utanmadan hala yaşayan
Yüreğime sitem...

Her günümü zehir ettiği için
Yaşamayı haram ettiği için..
Sitemdir bu sitem..
Seni benden ayırdığı için
kadere sitem..

***

sahipsizlik için..
karşı gelememezlik için
asalak gibi yaşamak için
dünyaya.. insanlara sitem..

***

Sitemse al işte sitem..
Yüreğimi sana emanet ettiğim için
KENDİME SİTEM...!
 
ve sen gıdıyorsun yaşananları yok sayarak
cami kapısına pıc burakırcasına ardına bile bakmadan gıdıyorsun
ve sen gıdıyorsun dunumuzu sılerek
bugunumuzu kırık dokerek yarınımızı yok ederek gıdıyorsun
ve sen gıdıyorsun oylemı sensız olamıcagımı yanımdayken bıle senı ozledıgımı
sacının bır telıne bıledahi kıyamadıgımı bıle bıle gıdıyorsun PRENSESIM

ben şimdı kımın gozlerınde olcegım
ben sımdı kımın duızınde yatıp kımın elllerını tutacagım
kabuslar gordugum karabasanlarla sarmaşdolasoldugum
sehbalı hazan düşlerınde kımı uyandırıp kımın omuzlarında aglıcagım
senden baska kımsenın kımsenın ama kımsenın yanında aglıyamadıgımı
bıle bıle gıdıyorsun oylemı ve sen gıdıyorsun
kafamı duvarlara vura vura hucre hucre parcalasam
işkencılerın sorgucuların yapAmadıgını yapsam kendıme
kendımı icten ice yesem bıtırsem yok etsem bıle
kapının onune cıkınca gonlum olsada yıkık
yıne alnım ak yıne basım dık olacagını
sankı sen gıtmemısın sankı hıc bır sey olmamışgıbı davranacagımı
BILE BILE GIDIYORSUN YEŞİLGOZLUMMM
ve sen gıdıyorsun vesen gıdyorsun oylemı
sensızlıkden cıldırsam ecelım olacagını sonum olacagını ölumum olacagını bılsemde
sana gıtme dımeyecegımı sana yalvarmıcagımı sana kal demıcegımı BILE BILE GIDYORSUN OYLEMI
VELASIL KELAM SEVDIGIM
ugruna omrumu verdgım ugruna geclerımı carmaga gerdıgım
sensız yapamıcagımı sensız yaşayamıcagımı sensız bır hıc olacagımı bıle bıle gıdıyorsun
VE SEN GIDIYORSUN OYLEMI GIT GITTT GIT

BENI HAYALLAERIMLE BENI TERK EDILMISLIGIMLE
BENI BENIMLE BENI SENSIZLIKLE BASBAŞA BURAKARAK GIT ARTIK GİTTTTTTTTTTTTTTTTT
VE SEN GİTTİN VE SEN GİTTİN
BENSENSIZ YOKUM BEN SENSIZ BITMISIM BEN SENSIZ BIR HICIM ARTIK
AMA GIDERKEN BIR SEY UNUTMADINMI GULUM??????????


......SEN VARYA SEN SEN ARTIK BENSIZ HIC BILE DEILSINSIN......PRENSESIMMMM....


(((((((((((( ......... söz ..KUNTAY BALKANLI YOZGAT...
Erkek dedigin...

Yüregi tutkulu sevdasi mert olmali,
Hasrete dayanmali Kadinina doymamali,
Gözü disarda olmamali,
Namusu icin yasamali,
Basi dik Gözü acik olmali,
Yüregi mert sözleri keskin olmali,
Bir kadini kalem gibi tutmali defter gibi yazmali!

Siir gibi okumali, Kadini bir Ok gibi kalbine saplamali

ERKEK DEDIGIN, ADAM GIBI SEVMELI!!!
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…