- 11 Ocak 2014
- 439
- 960
- Konu Sahibi lattesizkitapsiz
- #41
İnsanın sağlığı yerinde olduğu sürece kalan her şey ilerler diye düşünüyorum ben. Hem mental hem fiziksel sağlık çok önemli.öncelikle bilmiyorum nickiniz van gogh ile mi alakalı ama kendisi sanat tarihi ile ilgilenen hatta öncelikli işi bunu yapmak isteyen benim ;aşık olduğum bir ruhtur .
yazdıklarınızı okurken fazlasıyla sonuç odaklı biri olduğumu bir kez daha anladım .
maalesef yapı olarak böyleyim ; hep sonuç sonuç ve sonuç , aşırı sabırsız biriyim ve bu özellikler ülkenin genel ekonomik durumuyla beraber beni fazlasıyla fakir ve hiçbir sey yapamayacak gibi hissettiriyor .
oysa bir şeyler için emek verip sabırlı olmanın ; değerlerine göre yaşayan bir kadın olma konusunda çok daha değerli olduğunu biliyorum ama bunu çok çok daha fazla kendime hatırtlatmam gerekiyor
patnos ağrının bir ilçesi ,
ve ailemde bana 10 miyona yolu olan bir para bırakabilir mal varlıklarına bakarak ama ben şu an onlara ait olan bu evi bile kendi evim kabul edemezken onlardan gelen paranın benim ruhsal dünyama hiçbir artısı olmayacak ve istemiyorum da
kendileri için daha doyurucu bir hayat yasayıp paralarını kendileri için harcamalarını umuyorum ki bana göre onlarla bütçem kesin olarak ayrıdır.
ailem bana 6 yıl önce doğum gübnümde bir araba hediye etti hala onu kullanıyorum , bu arada yanlıs anlasılmak istemem arabam ve diğer her sey için kendimi fazlasıyla sanslı hiisediyorum .
ama ayrıcalıklı bi hayata doğmanın ve onu sürdüremenin eğer hassas ve empatik bir insansanız ,duygusal ağırlığı oluyor ; çünkü dünyanın cok buyuk bir çogunluğu sizin gibi
yaşama sansına sahip değil.
Ve bu duygusal ağırlıkla yüzleşmemek için sanırım daha şükürsüz bir insan olmuşum ,
elime geçen parayı az ve önemsiz bulursam gerçekten asgari ücretle geçinen ailelere üzülmem çünkü ; bilinçdışı sana diyorki sen de iyi değilsin zaten vs vs umarım kalbimdekileri tam aktarabildim ...
Bunlarla yeniden yüzleşebilme fırsatı sundu yazdıklarınız ..
sonrasında ise hedef olarak ben her zaman herkesin ama özellikle kadınların cebinde 1 yıllık parası olması gerektiğine inanıyorum . bir yıl tek saat bile çalışmadan kirada oturacak şekilde seni geçindirecek bir para .. öncelikli hedefim bu olmalı aslında , borçsuz bir yaşamdan sonra .
her ne kadar enflasyon tl borcunun mantıklı olduğu söylese de ben bunu bir türlü ruhuma sindiremedim , o da ayrı bir konu .
ben hekimlik yapıyorum , 31 yasındayım .
hem üniversiteyi bir tık geç bitirdim hem calışmadığım dönemler oldu(bu borclar o zamanın)hemde hekimlerin maası bu yaza kadar cidden düşüktü
ve geldiğim yaşta meslekte elimde olan tek seyin 40 bin lira borc olması bana kendimi çok basarısız hissettiriyor çok geç kalmişim gibi hissediyorum maddi her sey için .
bu konuyu da dönüştürmem gerekiyor
30 yaşındayım ve kazancım kesinlikle sizinkine yakın bile değil.
Bugüne kadar ciddi manada para yemiş bir insan olarak söylüyorum size bunu.
Mevcut gelirim artsa da artmasa da ben köşeye mutlaka para ayırmaya çalışıyorum bir süredir.
Kendi bütçem çerçevesinde bunu yapıp istediğim hiçbir şeyden de eksik kalmamaya çalışıyorum.
Size bir para kalsa da kalmasa da, siz kendiniz geçinmeye ve ilerlemeye çalıştığınız için kendinize bir plan edinmeniz gerekiyor.
Duygusallık belirli alanlarda iyidir ancak insan kendi geleceğini inşa ederken bu duygularını belirli sınırlar içinde yaşamalı diye düşünmekteyim. Kazancınız ile borcunuzu endekslediğimiz zaman çok büyük bir miktar değil. TL ile elbette borçlanabilirsiniz. Ancak birikiminiz TL'de kalarak eriyor. Aradaki farkı belirtmek istemiştim sadece.
Umarım en kısa sürede borçlarınızı bitirir ve dilediğiniz hayata geçiş yapabilirsiniz.