Kuyumcuya girildiği anda avcı konumundaki kuyumcu ağabeyin kafası karışık kızı gözüne kestirip erkeğe ağabey sen dur sana seçtiği modelin benzer gümüşünü yaptırırız diyerek erkeği ekarte ettikten sonra zavallı kızın (bu ben oluyorum) kafasını daha da karıştırmak için zilyon tane yüzük çıkarıp ne hikmetse hep en kalın ve ağırları için "bu çok özel bir model, herkese çıkarmıyorum" diyerek kandırmaya çalıştığı yüzük seçememe hali.
Anlamı çifte özel olması gerekirken daha kalın daha gösterişli daha renkli olması gerektiği insanlara kabul ettirilip anlamı yitirilen zavallıcık.
kadın: aşkııım, bu mu bu mu? :44: erkek: sen bilirsin canım kadın: bunu daha cok beğendim ama kaba durdu sanki, şunun da taşları güzel durmuyor, öteki de ince durdu sanki söz yüzüğü gibi, beriki çok iğreti durdu sanki.... bıd bıd bıd ....:89: erkek: hangisini beğendiysen onu alalım bitanem kadın: şunu beğendim sanırım,sen beğendin mi, hadi sen de erkek için olanını taksana.. (erkek takar) aaaaaaaa yok yok olmadı o sana,hiç güzel durmadı...vır vır vır... erkek: seçemedin mi, başka yere bakalım istersen
...........
bu diyaloğa 23451 dükkanda sebep olan,ama beğenildi mi de "en güzeli benimki" diye hissettiren maddi değerinden ziyade manevi değeri yüksek bir bağlılık nişanesi...:123:
sözlü, nişanlı, ya da evli çiftlerin parmağında olan, pırlanta çeşitleri tüm kadınların hayalinin süsleyen, nedense erkeklerin evli de olsa genelde sağa, kadınların bekar da olsa sola taktığı, her zaman bağlılık göstergesi olarak gördüğüm için çok saygı duyduğum fakat son 1-2 yıldır 13 yaşndaki mini mini çocukların bile parmaklarında olmasından dolayı ifrit olduğum takı :))
tabiisi gerekli zamanda ve durumda takıldığında bağlılık nişanesi olarak görürüm kendilerini ...
Mısırlılardan günümüze gelen bir adetmiş. Halka şeklinin bir başlangıç ve bitiş noktası olmadığı için sonsuzluğu simgelediğine inanırlarmış. Yüzük de o evliliğin sonsuza dek süreceğinin işaretiymiş.