Alıntılar...

ınsanların çoğu kaybetmekten korktuğu için,sevmekten korkuyor.
Sevilmekten korkuyor,kendisini sevilmeye layık görmediği için.
Düşünmekten korkuyor,sorumluluk getireceği için.
Konuşmaktan korkuyor,eleştirilmekten korktuğu için.
Duygularını ifade etmekten korkuyor,reddedilmekten korktuğu için.
Yaşlanmaktan korkuyor,gençliğinin kıymetini bilmediği için.
Unutulmaktan korkuyor,dünyaya iyi birşey vermediği için.
Ve aslında ölmekten korkuyor,yaşamayı bilmediği için.

Shakespeare
 
İste Ben Böyle Bir Hal İcindeyiiiiim
Aaaslında Derin Keder İcindeyim
Bazen Bilmeyerek Ne Yaptıgıiiimıiii
İyi-Kötü, Güzel-cirkin Her Bicimdeyim,
 
"Bu gece imla kurallarına uyulmuş edebi bir intihar mektubu ile sabahla;
ona de ki: Farkındayım, ölsem, cesedimi gerçekten teşhis edebilecek tek insan odur;
ceset de olsam, hainim hala... "

Küçük ıskender
 
"Artık aramızdaki uzaklıktan şık bir matem giysisi diktirebilirsin kendine. Bir tek hücreni bile istemiyorum.Televizyonumun çekmediği bir kanal gibisin çünkü. Sen git bambaşka hayatların yatak odalarında sıradan insanların tenlerini süsle..."

Küçük ıskender
 

içimden dedim beraber yürüyelim olur mu
varsın gemilerimizi taşıyamasın sular
varsın yarı yolda uyuya kalsın
bize gönderilen bahar

içimden dedim gömülü bir ırmağın yalnızlığıdır bu
beraber yürüyelim olur mu…
 
Vardığımda yoktu bütün kapılar.
Ben yitik zamanın altında kaldım
Silindi kapılar ben dışarda kaldım
Bu soğuk, bu kimsesiz karanlıkta
Yalnızım, ellerimden başka yok fenerim.
 
Bir gece söyle bir düsünüp hayatımi okudum. ıkinci gün kitaplarımı degistirdim
 
Son düzenleme:
"lanet olsun, anlamıyor musun? Dedim editöre, alışveriş merkezlerini sevmiyorum! Alışveriş merkezlerinde olmaktan hoşlanmam! Orada oturup mermer fıskiyeyi seyredersin. Bir karınca geçer, ya da bir tür böcek can çekişmektedir önünde, bir kanadı hareketli diğeri hareketsiz. Yabancısındır. İki-üç kişi sana buz gibi bakar. Sonra garson gelir nihayet. Kirli külotunu bile koklatmaz sana, ama kazulet karının tekidir ve bunun farkında bile değildir. İstemeye istemeye siporişini alır. Bir kola. Sıcak ve bükülmüş bir kağıt bardakta getirir kolayı. Canın kola filan çekmiyordur aslında. İçersin. Böcek hala can çekişmektedir. Otobüs hala gelmemiştir. Mermer fıskiye toz kaplıdır. Herşey yapaydır, anlıyor musun? Tezgaha gidip bir paket sigara almak istersen biri gelene kadar beş dakika geçer. Oradan çıktığında dokuz kez tecavüze uğramış gibi hissedersin kendini."

c.bukowski
 
“Benim şu anda gözlemlenen LSD çılgınlığına itirazım hippiler, salaklar ve çoluk çocuk tarafından ruh yerine kullanılması. Bu işin özü şu, sanatçıyla sıradan insan arasında toplumun para kazanan kesimi tarafından dışlanan tavşan beyinli bir kitle var. Bunlar aslında diğer sınıfa dahil olmayı arzular, ama bunu yapamazlar. Bu yüzden de sanatçıdan bir sayfa çalıp toplumu reddettiklerini söylerler. Sanatçıdan bir sayfa çaldıktan sonra da bütün kitabı çalmaya kalkarlar –ama yaratma gücünden yoksundurlar çünkü aslında orta sınıfa aittirler. Bu yüzden sıradan insanla sanatçı arasında sıkışıp kalmışlardır, ne para kazanmayı becerirler ne de yaratmayı. Bu ikisini de yapamamak suç değildir tabii ki. Ama gerçeği kabullenemedikleri için, aynaya bakamadıkları için, Ruhçuluk oynamaya başlarlar; bot, sakal, bere, hip, pop, bop, ne olursa. Uzun saç, mini etek, sandalet, psikadelik partiler, resim, müzik, psikadelik greyfurt, psikadelik gerila cephesi, güneş gözlüğü, bisiklet, yoga, disko, Jefferson Airplane, Hell’s Angels, ne olursa, yeter ki ait olsunlar. Bob Dylan’dır onların ruhları: “Bir şeyler oluyor ve senin ne olduğundan haberin yok, değil mi, Bay Jones?”. Beatles onların ruhu, Judy Collins ve Joan Baez.”

Charles Bukowski
 
Madem oyun oynuyorduk... Hazır sen bu
kadar kaptırmışken rolüne kendini... Perdeler kapanmadan son bir
kez, hayran bıraksaydın beni kendine... Öyle ki bende alkışlarla
uğurlasaydım seni.. Cezmi Ersöz
 
Sorun çıkaralım diyorum.. Mesela bir taksiye binip, takip et diyelim şu karıncayı.. İ. Tenekeci
 
ey aşk, yaptığını beğendin mi:

yetimler gibiyim ziyafetten aç dönen

ters yakılan sigara, hemencecik söndürülen-

yoksulluk ile vakit geçer mi…



uyanmış kalmışım, nasıl bir şey bu

toprağa baktım, yerinde yoktu;

şiirden aşağıya attım kendimi

düşerken düşündüm, ölmesem mi.


anlatıyorum, hiç konuşmadan,

buğdayın içini dökmesi gibi…

i.tenekeci..
 
Bir tek kelime kaldı avuçlarımda
Onu da en iyi yerde kullanacağım
Deliliği aklının vergiden düşüren şairin hayaliyle
Stoklarında özlemi uyutanların düşleriyle
Bloke edilmiş merhametleri yaşatmaya çalışanlarla
Kahrı averajla değil açık farkla önde tutanlarla
Kullukta yolu şaşırmayan bir kaç adamla
Yıllara meydan okuyarak
Bir seferlik
Kırk yılda bir gel

zahir ertekin
 
Beni tanırsın sen! Küfür ederken de utanmadım, ciğerlerimi patlatıp ağlarken de. Bir, "seni seviyorum" derken kızarırdı cemalim. Hala da içimden sevmeyi tercih ederim...

Uğur ARSLAN - Beni Tanırsın Sen
 
Adem Havva'yı sevmiş. Keşke kanıt bulunsaydı. De ki gerçek yaşamışlar. De ki gerçekten sevmiş. Sever miydi Havva'yı, başka kadın olsaydı...

"İlyas Salman"
 
Bu gül birşeyin anısı olacak,
ama neydi unuttum.

Kimbilir belki de sabah sabah,
yeniden açan umudum...

"Can Yücel/1926-1999"
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…