emre’ye
ben kanadım
bir tek o gördü beni.....
yüreklerinin en düşsüsüz yerinde
öyle apansız kalakaldım.
ben kötüyüm.erdem kimin adı?
bir bıçakla rüzgar sokarım içime,
sonra iyleşeceğimi söylerim.
cam kırıklarının üzerinde sevişmekten bıktım derim.
az acıyı arıyordum.kendi kanımı içiyordum derim.
dilsizim,
babamda yok benim.
bu, iki küçük kırmızı balığın öyküsü.
yüzümün yarısıyla nefes alıyorum.yüzümün yarısıyla dans ediyorum.
trenebiniyorum;ve metrolara ve otobüslere ve trenlere...yüzümün yarısıyla
balkonlardan düştü.yüzümün yarısıyla rüzgar septiler, uyandım. yüzümün yarısıyla düzdüm kalabalıkları.
sana dolmakalem çaldım,çam ağacı kopardım. ve yüzümün yarısıyla ben.
mumdan benim yüzümün yarısı;ve gölgeden çıkmış gibi terlisalyalı.
yetimim ben,istasyonlardaki bavulları çalarım; fırfırlı ne kadar külot varsa,hepsini.....
yüzümün yarısı işte.
pirin işlemeli bir aynada kırıldı yüzümün diğer yarısı.
herkes uyuyordu istanbul’da haciz makamında
ezan sesleri duyuluyordu.
yüzümün yarısı benim,yüzümün yarısıyla hep yarım öyküler anlatırım.
görünmeyen bile değilim. peki sen yarım dudaklı bir kadını öpmek ister misin....yarım bunları....
elleri tutuştuğunda onların,bir iblis gibi güleceğim.
onlara kıçımı göstereceğim.kıçımın yarısıyla güleceğim beni yarım burakanlara.
taksim parkında beş parasız ve çıplak bırakanlara,
ve beni düzen gıravatlı adamlara, pezevenklere,
’’benim yüzüm yarım ama kalbim iki tana’’
diğeceğim.
geliyorlar.her şafak vakti rüyama saldırıyorlar.
başka hayatım yok ki benim.
çekilin üstümden nefes alamıyorum.
birazçık acınız yok mu hayvanlar,ne faydası varki bana saldırmanın itoğluitler.
kocaman bir kabusun orta yerinde çıkıp gelgiler.
hey sokak orospusu dediler,
senin diyer yanın da biziz. yalan bu......inanma.
benim sevgilim her gün güller getirir bana.
aşkım der, ne güzel gülüyorsun.
cep telefonu bile var.
korkarım diye gidemiyor yanımdan . o’ na şarkı söylüyorum
doğrum yok benim, her yarım şey gibi.
ne kederli, ne de mutlu.
hiç hikayen yok mu senin? ama dinliyorum.
biliyorum ki, yarısı ölen bir kadının son isteğini yerine getirirsin.
hadi, tek bir hikaye...
ama sen de bir bok değilsin işte.
bana ancak bir pislik gerekir. bütün pis bir adam
çöpçüler sabah dörtte,her yarım şeyi toplar,en işe yaramaz oyuncağı kapıma burakırlar.
eğer o tokalara rastlamasaydım sana bunları yazıyor olur muydum? düşünme uyu! belki bir gün kapını çalmadan geçerim,sen de kapıyı çalmak için yeniden kalkarsın.
sana tek eşyam olan pirinç aynamı gösteririm.
tabii satmamışsam eğer.
şeker hastasıyım,yüzümün yarısı sık sık düşer.
çok çirkin olurum,inanamazsın.
hele regli öncesi.
hele alkol almışsam. komik aslında bütün bunlar.
ben çok gülüyorum. hadi sen de gül.
yüzünün tamına sür oramı,yüzümün yarısın arama.
hadi, sende gül. kent karla kaplandığında,
benim buzdan bir yatağım olacak.
tıpkı pamuk pirenses gibi.
üstüme basan her köpeği lanetleyeceğim.
bir daha, bir daha...taksim parkında,reklam nemalarının ışıldadtığı panolarının altında....
geldiğim yeri bulsam tekrar oraya kaçacağım
ağzı salya kokan gıravatlı pezevenkler çaldı hayatımı.......
geri verin çocukluğumu