canım haksızlık diyosun ama bence doktorlar emeğinin karşılığını alamıyolar hangi meslek gurubunda insanlar bayram demeden hafta sonu demeden gece demeden çalışıyo memeurların belli bir mesai saati var sabah 8 akşam 5 gibi mesela doktorlar da öyle bi şey yok ki hadii 5 oldu mesaim bitti benden bu kadar diyip çıkıp gidemiyosun akşam geç saatlerde acil hasta çıkabiliyo evinden yatağından kalkıp koşa koşa gidiyosun hangi meslek gurubunda var bunların hepsi Allah aşkına
Pergelin ilk önce okudugun bölümün ne kadar zor oldugunu ve ne sekilde disiplinli okumak gerektigini cok iyi biliyorum ve böyle güzel bir bölüm okudugun icinde seni tebrik ediyorum.
Herkesin kari degil, burda kücümseyenlere sizlerde okuyun herkese acik o bölümler demek istiyorum.
Sana sadece sunu söylemek istiyorum, benim durumum seninkiden daha kötüydü, ben dishekimi olacaktim ve esimde acik ögretimdeydi.
Ama birsey vardi esimde, ve bunu cok iyi gözlemlemistim, cok dürüst ve dogruydu.
Ailemi ikna edip evlendik.
Evlendigimde esim bana bir altin yüzük alacak parasi yoktu, ama simdi cok güzel bir hayat yasiyorum.
Zormuydu ilk seneler, evet cok zordu ama birbirimizi cok seviyorduk ve sevgimize inandigimiz icinde ikimizde elele (!) verip, cok seyler basardik.
Esim is adami ve hayal edemeyecegim bir hayati bana yasatiyor.
Eger bir meslektasimla evlenseydim, kesin mutsuz olurdum.
Cünkü benim icin evlenecegim insan beni parasiyla degil ama beyniyle doyurmasi gerekiyordu.
Bana statü degil, insanlik lazimdi.
Daha cok gencsin, birde bu yönden bak bakalim olaya. Yani her zaman davul dengi dengine degilde, davul beyin beyine calmasi daha mantikli degilmi sencede?
Bence sevgilin sana kizdigi icin, araba falan yok diyor, oysa o kesin hala o arabayi almak icin hirs yapmistir ve parasinida topuiyordur, eger seni gercekten seviyorsa ve seninle bir hayati paylasmak istiyorsa.
112 personeli de aynı şekilde çalışıyo, zor geliyosa başka iş yapabilirsin bu bir tercih, ayrıca kendini nöbetçi gösterip odalarda uyuyan doktorlarda var her daim uzman bulamıyo hastalar emin ol
Her mesleğin zorluğu vardır..Doktorlarda emeklerinin karşılıklarını fazlasıyla alıyor kanaatindeyim..asgari ücretle günün 12 saati it gibi çalıştırılıp eline 650 tl tutuşturulan vatandaşlarımızı unutmamak lazım.
"Sayısal" mezunu pergelin söyleyeceklerimi daha iyi anlayabilmesi için metin halinde değil madde madde yazacağım:
1. Siz erkek arkadaşınızı hiç mi hiç sevmiyorsunuz. Tahmin ettiğim kadarıyla yıllarca kafanızı kitaplardan kaldırmadan çalışmanız neticesinde karşı cinse bakacak pek vaktiniz olmamış ve gönül ilişkilerinde pek deneyim kazanamamışsınız. Belki bir iki ufak gönül ilişkisinin ardından karşınıza çıkan erkek arkadaşınıza belki de sırf "sevgilim olsun diyerek "balıklama" atlamışsınız ancak; iş ciddiye binince onun sizin için "münasip bi damat adayı" olup olmadığını sorgulamaya başlamışsınız. Eğer onu gerçekten seviyor olsaydınız, onu ailenizin beğeneceği modele oturtmaya çalışmaz, ailenize onu ne kadar sevdiğinizi açıklamaya çalışır ve onları, onu "bu haliyle" (halinde bir şey olduğunu düşündüğümden değil, sizin bunu sorun etmenizden ötürü böyle yazıyorum) kabul etmeye ikna eder, buraya yazdığınız çekincelerinizi ise aklınızın ucundan bile geçirmezdiniz. Ancak asıl mesele başkalarının söyledikleri değil, sizin aslında erkek arkadaşınızı sevmiyor oluşunuz.
2. Madem erkek arkadaşınızla denk olmak sizin için bu kadar önemli, neden her şeyi ondan bekliyorsunuz? Madem çalışmaya başlayınca ondan daha çok kazanacaksınız, varsın arabayı da siz alıverin, erkek arkadaşınız eşyaları alır, evi de ortak alırsınız misal? Ama olmaz değil mi? Çünkü sıkıntı arabanızın olmaması değil, erkek arkadaşınızın arabası olmayan biri olması. Bir sürü insan için yaşamı daha da kolaylaştıran bir araç olmaktan öteye geçmeyen araba sizin için hayat arkadaşınızı seçmek için belirlediğiniz bir kriter demek ki ve başkalarına hava atmak için kullanacağınız bir araç sadece.
3. Belki çok iyi okullarda okumuşsunuz ancak hayatın ve yaşamanın ne olduğu konusunda en ufak bir fikriniz yok. Hayat malesef laboratuarda test edebileceğiniz veya formüllerden ezberleyebileceğiniz kadar basit değil. "Doktor doktorla evlenir", "arabası olmayan erkekler evlenilmez" varsayımlarınız malesef size mutluluk getirmeyecektir küçükhanım. Önceki sayfalarda çok örneği verilmiş, sizden "daha yüksek mertebede", daha çok kazanan biriyle evli olsanız, hiç aklınıza dahi gelmeyen başka nedenlerden ötürü mutsuz olmanız hiç de uzak bir ihtimal değil. O nedenle, okul hayatınızda yaşadığınız başarının tüm hayatınızı kurtaracağı yanılgısına sakın düşmeyin. Çok başarılı bir öğrenci olduğunuz gibi çok başarılı bir doktor da olabilirisiniz, ancak mutlu olmak için yeterli mi sizce bu? Kısacası, başarılı olabilirsiniz ancak başarı her zaman beraberinde mutluluk getirmez.
4. Okuduğunuz bölüm ve sahip olacağınız mesleği bu kadar abartmanızı da anlayamadım açıkçası. Bilmem farkında mısınız ama dışarıda sizden binlercesi var. Haberleri biraz olsun takip ediyorsanız, tamgün yasası, zorunlu hizmet ve sağlık reformu gibi uygulamalar nedeniyle doktorlar kan ağlıyor. En iyi ihtimalle sizi tatmin edecek bir noktaya gelseniz dahi hayatınız boyunca yapacağınız, her gün belli sayıda hastayı hastane odanızda ya da muayenehanenizde kabul etmenizin ötesine geçemeyecek. Oysa okutman olan arkadaşınızın önü çok daha açık bana kalırsa. Üstelik sadece öğrencilerine değil, okuduğu alana akademik katkı yapabilecek olma ihtimali de cabası. Bu durumda, sizin ona layık olup olmadığınızı dahi tartışabiliriz biraz zorlarsak.
5. Başkalarının ne düşündüğü sizin için neden bu kadar önemli? Sırf arkadaşlarınız, "arabası olmayanla evlenilir mi?" diyor diye ilişkinizi gözden geçirme ihtimali duyuyorsanız, yarın birgün bir başka arkadaşınızın en ufak bir imasında boşanma davası açarsınız siz. Bilmem farkında mısınız ama okulda çok başarılı olduğunu, harika bir mesleği olacağını ve çok yüksek bir sosyal statüye sahip olacağını iddia eden siz, düşünmekten aciz ve hayatını başkalarınının ne düşündüğüne göre şekillendiren birisiniz.
6. Bu nedenle de, en azından benim gözümde "fena halde cahilsiniz".
kızlar buraya yeni üye oldum ama daha öncede hep takip okuyodum ben de derdimi dökmeye karar verdim çünkü burda herkesin birbirine çok yardımcı olduğunu gördüm bana da akıl verin ne olur
şimdi benim derdim şu. benim birlikte olduğum biri var. ama ailem pek istemiyor. ben kendim türkiyede çok ii sayılan çok saygı gören bi mesleğe sahibim daha dorusu şu anda öğrenciyim mezun olmaz üzeriyim çok ii bi okulda çok iyi bi bölümde okuyorum erkek arkadaşım ise bana nazaran biraz düşük bi meslekte gerek eğitim açısından gerek kazanç açısından. ben öğrenciyim şu anda ama bitirince ondan çok daha fazla kazanacam. yani nerden biliyosun filan diyebilirsiniz ama inanın öyle. aldığımız eğitim farklı derken ben fen lisesi mezunuyum mesela o meslek lisesi. aynı şekilde üniversitede aldığımız eğitim de çok farklı.aileme birlikte olduğumuzu söylediğimde istemediler kesinlikle olmaz bi geleceğiniz olmaz dediler bunun üzerine biz de bi geleceğimiz olmadığına birbirimize daha fazla bağlanmadan ayrılımamız gerektiğine karar verdik ve ayrıldık. ama bi kaç ay sonra yine görüşmeye başladık ve şu an görüşüyoruz. o çalışıyor ve ayrı şehirlerdeyiz ama yakın çok uzak değil. şimdi sorum şu. eskide erkek arkadaşım ailen beni kabul ersin die elimden gelen her şeyi yaparm derdi işimde kariyer yaparım ev alırım araba alırım maddi durumumu üzeltirim filan diyodu. ama ailem buna rağmen kabul etmemişti. dedğim gibi aldımız eğitim farklı.ailem kendi meslek grubumdan biri olsun istiyodu. ama ben inanıyorum ki erkek arkadaşım dediklerini yaparsa yani kariyer kaparsa biraz araba alırsa ev alırsa ben de biraz zorlarsam ailem istemeyerek de olsa beni üzmemek için kabu eder. ama ben erkek arkadışma ne zaman araba alıyosun dedim geçenlerde hatta şakayla karışık artık arabası olmayana kız vermiyolar dedim o da beni seven böyle sevsin almıycam araba filan dedi. oysa bana araba için birikimi olduğunu en kısa zamanda alacağını söylemişti. benim kafamı karıştıran bu şimdiden böyle yapan ilerde daha kötüsünü yapmaz mı mesela ben ailemi zorla ikna etsem bu defa araba da almıycam ev de almıycam düğün de istediğin gibi olmayacak basit bi düğün yaparız beni seviyosan bunları kabul edersin der mi. bi de benim arkadaşlarımın bi çoğunun sevgilisinin arabası var inanın ben beninkinin yok demeye utanıyorum çünkü yaş olarak benden büyük ve yıllardır çalışıyor. nasıl olmaz filan diyolar. ailemin karşısına bu şekilde çıkaramam onu. bi şeyler yapsın istiyorum ama yapmıyor. sizce ben bu durumda ne yapmalıyım sizce bizim birlikteliğimize devam etmemiz doğru mu ilerde ne gibi sorular yaşarım ne olur yardım edin kimseyle paylaşamıyorum
"Sayısal" mezunu pergelin söyleyeceklerimi daha iyi anlayabilmesi için metin halinde değil madde madde yazacağım:
1. Siz erkek arkadaşınızı hiç mi hiç sevmiyorsunuz. Tahmin ettiğim kadarıyla yıllarca kafanızı kitaplardan kaldırmadan çalışmanız neticesinde karşı cinse bakacak pek vaktiniz olmamış ve gönül ilişkilerinde pek deneyim kazanamamışsınız. Belki bir iki ufak gönül ilişkisinin ardından karşınıza çıkan erkek arkadaşınıza belki de sırf "sevgilim olsun diyerek "balıklama" atlamışsınız ancak; iş ciddiye binince onun sizin için "münasip bi damat adayı" olup olmadığını sorgulamaya başlamışsınız. Eğer onu gerçekten seviyor olsaydınız, onu ailenizin beğeneceği modele oturtmaya çalışmaz, ailenize onu ne kadar sevdiğinizi açıklamaya çalışır ve onları, onu "bu haliyle" (halinde bir şey olduğunu düşündüğümden değil, sizin bunu sorun etmenizden ötürü böyle yazıyorum) kabul etmeye ikna eder, buraya yazdığınız çekincelerinizi ise aklınızın ucundan bile geçirmezdiniz. Ancak asıl mesele başkalarının söyledikleri değil, sizin aslında erkek arkadaşınızı sevmiyor oluşunuz.
2. Madem erkek arkadaşınızla denk olmak sizin için bu kadar önemli, neden her şeyi ondan bekliyorsunuz? Madem çalışmaya başlayınca ondan daha çok kazanacaksınız, varsın arabayı da siz alıverin, erkek arkadaşınız eşyaları alır, evi de ortak alırsınız misal? Ama olmaz değil mi? Çünkü sıkıntı arabanızın olmaması değil, erkek arkadaşınızın arabası olmayan biri olması. Bir sürü insan için yaşamı daha da kolaylaştıran bir araç olmaktan öteye geçmeyen araba sizin için hayat arkadaşınızı seçmek için belirlediğiniz bir kriter demek ki ve başkalarına hava atmak için kullanacağınız bir araç sadece.
3. Belki çok iyi okullarda okumuşsunuz ancak hayatın ve yaşamanın ne olduğu konusunda en ufak bir fikriniz yok. Hayat malesef laboratuarda test edebileceğiniz veya formüllerden ezberleyebileceğiniz kadar basit değil. "Doktor doktorla evlenir", "arabası olmayan erkekler evlenilmez" varsayımlarınız malesef size mutluluk getirmeyecektir küçükhanım. Önceki sayfalarda çok örneği verilmiş, sizden "daha yüksek mertebede", daha çok kazanan biriyle evli olsanız, hiç aklınıza dahi gelmeyen başka nedenlerden ötürü mutsuz olmanız hiç de uzak bir ihtimal değil. O nedenle, okul hayatınızda yaşadığınız başarının tüm hayatınızı kurtaracağı yanılgısına sakın düşmeyin. Çok başarılı bir öğrenci olduğunuz gibi çok başarılı bir doktor da olabilirisiniz, ancak mutlu olmak için yeterli mi sizce bu? Kısacası, başarılı olabilirsiniz ancak başarı her zaman beraberinde mutluluk getirmez.
4. Okuduğunuz bölüm ve sahip olacağınız mesleği bu kadar abartmanızı da anlayamadım açıkçası. Bilmem farkında mısınız ama dışarıda sizden binlercesi var. Haberleri biraz olsun takip ediyorsanız, tamgün yasası, zorunlu hizmet ve sağlık reformu gibi uygulamalar nedeniyle doktorlar kan ağlıyor. En iyi ihtimalle sizi tatmin edecek bir noktaya gelseniz dahi hayatınız boyunca yapacağınız, her gün belli sayıda hastayı hastane odanızda ya da muayenehanenizde kabul etmenizin ötesine geçemeyecek. Oysa okutman olan arkadaşınızın önü çok daha açık bana kalırsa. Üstelik sadece öğrencilerine değil, okuduğu alana akademik katkı yapabilecek olma ihtimali de cabası. Bu durumda, sizin ona layık olup olmadığınızı dahi tartışabiliriz biraz zorlarsak.
5. Başkalarının ne düşündüğü sizin için neden bu kadar önemli? Sırf arkadaşlarınız, "arabası olmayanla evlenilir mi?" diyor diye ilişkinizi gözden geçirme ihtimali duyuyorsanız, yarın birgün bir başka arkadaşınızın en ufak bir imasında boşanma davası açarsınız siz. Bilmem farkında mısınız ama okulda çok başarılı olduğunu, harika bir mesleği olacağını ve çok yüksek bir sosyal statüye sahip olacağını iddia eden siz, düşünmekten aciz ve hayatını başkalarınının ne düşündüğüne göre şekillendiren birisiniz.
6. Bu nedenle de, en azından benim gözümde "fena halde cahilsiniz".
bunların hepsi ailede başlıyorr amaa anne baba neki çocuklar ne olsun..çok sinirleniyrum böyle insanlaraa acıyorumdaa allah ıslah etsinn..veren allah almasınıda bilirr..din farkı desee yaşadığı şehir farkı dese aile yapıları dese neyse üzerine düşünülürr amaa arabası yokmşş meslek lisesi mezunuymuşş..gidecek zengin biriyle evlencek sırf arabası evi var diyee sonraa hergün dayak yiyecek insan yerine konmayacakk aldatılacakk ozaman der ben nerde yanlş yaptım diye..şimdiden söyleyimm çok iyi okullardaa okumak senin yanlşınn nasıl okuduğu ortada..at gözlüklerylee dünyadan bihaber..böylee olan okadar çok insan varkii o yüzden aç yatan insanlar var..bunlarr sokak çocuklarından önce sokak köpeklerini düşünen o concon tiplerden..nasıl sinirlendim yaa..ben o adamın yerinde olsam sizin için kılımı bile kıprdatmam..sizin gibi insanlarr ne sevebilir nede aşık olablir..birbirinizin arabası hakkında yorum yapın arkadaşlarnzlaa oturup sizler evlenmeyin çocuk yetiştrmeyinn..acırım gelecek nesillere..
112 personeli de aynı şekilde çalışıyo, zor geliyosa başka iş yapabilirsin bu bir tercih, ayrıca kendini nöbetçi gösterip odalarda uyuyan doktorlarda var her daim uzman bulamıyo hastalar emin ol
dün akşamdan beri konuştuklarımızın güzel bir özeti olmuş tatlım eline sağlık...
"Sayısal" mezunu pergelin söyleyeceklerimi daha iyi anlayabilmesi için metin halinde değil madde madde yazacağım:
1. Siz erkek arkadaşınızı hiç mi hiç sevmiyorsunuz. Tahmin ettiğim kadarıyla yıllarca kafanızı kitaplardan kaldırmadan çalışmanız neticesinde karşı cinse bakacak pek vaktiniz olmamış ve gönül ilişkilerinde pek deneyim kazanamamışsınız. Belki bir iki ufak gönül ilişkisinin ardından karşınıza çıkan erkek arkadaşınıza belki de sırf "sevgilim olsun diyerek "balıklama" atlamışsınız ancak; iş ciddiye binince onun sizin için "münasip bi damat adayı" olup olmadığını sorgulamaya başlamışsınız. Eğer onu gerçekten seviyor olsaydınız, onu ailenizin beğeneceği modele oturtmaya çalışmaz, ailenize onu ne kadar sevdiğinizi açıklamaya çalışır ve onları, onu "bu haliyle" (halinde bir şey olduğunu düşündüğümden değil, sizin bunu sorun etmenizden ötürü böyle yazıyorum) kabul etmeye ikna eder, buraya yazdığınız çekincelerinizi ise aklınızın ucundan bile geçirmezdiniz. Ancak asıl mesele başkalarının söyledikleri değil, sizin aslında erkek arkadaşınızı sevmiyor oluşunuz.
2. Madem erkek arkadaşınızla denk olmak sizin için bu kadar önemli, neden her şeyi ondan bekliyorsunuz? Madem çalışmaya başlayınca ondan daha çok kazanacaksınız, varsın arabayı da siz alıverin, erkek arkadaşınız eşyaları alır, evi de ortak alırsınız misal? Ama olmaz değil mi? Çünkü sıkıntı arabanızın olmaması değil, erkek arkadaşınızın arabası olmayan biri olması. Bir sürü insan için yaşamı daha da kolaylaştıran bir araç olmaktan öteye geçmeyen araba sizin için hayat arkadaşınızı seçmek için belirlediğiniz bir kriter demek ki ve başkalarına hava atmak için kullanacağınız bir araç sadece.
3. Belki çok iyi okullarda okumuşsunuz ancak hayatın ve yaşamanın ne olduğu konusunda en ufak bir fikriniz yok. Hayat malesef laboratuarda test edebileceğiniz veya formüllerden ezberleyebileceğiniz kadar basit değil. "Doktor doktorla evlenir", "arabası olmayan erkekler evlenilmez" varsayımlarınız malesef size mutluluk getirmeyecektir küçükhanım. Önceki sayfalarda çok örneği verilmiş, sizden "daha yüksek mertebede", daha çok kazanan biriyle evli olsanız, hiç aklınıza dahi gelmeyen başka nedenlerden ötürü mutsuz olmanız hiç de uzak bir ihtimal değil. O nedenle, okul hayatınızda yaşadığınız başarının tüm hayatınızı kurtaracağı yanılgısına sakın düşmeyin. Çok başarılı bir öğrenci olduğunuz gibi çok başarılı bir doktor da olabilirisiniz, ancak mutlu olmak için yeterli mi sizce bu? Kısacası, başarılı olabilirsiniz ancak başarı her zaman beraberinde mutluluk getirmez.
4. Okuduğunuz bölüm ve sahip olacağınız mesleği bu kadar abartmanızı da anlayamadım açıkçası. Bilmem farkında mısınız ama dışarıda sizden binlercesi var. Haberleri biraz olsun takip ediyorsanız, tamgün yasası, zorunlu hizmet ve sağlık reformu gibi uygulamalar nedeniyle doktorlar kan ağlıyor. En iyi ihtimalle sizi tatmin edecek bir noktaya gelseniz dahi hayatınız boyunca yapacağınız, her gün belli sayıda hastayı hastane odanızda ya da muayenehanenizde kabul etmenizin ötesine geçemeyecek. Oysa okutman olan arkadaşınızın önü çok daha açık bana kalırsa. Üstelik sadece öğrencilerine değil, okuduğu alana akademik katkı yapabilecek olma ihtimali de cabası. Bu durumda, sizin ona layık olup olmadığınızı dahi tartışabiliriz biraz zorlarsak.
5. Başkalarının ne düşündüğü sizin için neden bu kadar önemli? Sırf arkadaşlarınız, "arabası olmayanla evlenilir mi?" diyor diye ilişkinizi gözden geçirme ihtimali duyuyorsanız, yarın birgün bir başka arkadaşınızın en ufak bir imasında boşanma davası açarsınız siz. Bilmem farkında mısınız ama okulda çok başarılı olduğunu, harika bir mesleği olacağını ve çok yüksek bir sosyal statüye sahip olacağını iddia eden siz, düşünmekten aciz ve hayatını başkalarınının ne düşündüğüne göre şekillendiren birisiniz.
6. Bu nedenle de, en azından benim gözümde "fena halde cahilsiniz".
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?