A'dan Z'ye Maden Suları

Nevreste

Yeniden ☀
Yönetici
Editor
16 Ağustos 2010
293.974
605.066
43

Maden suları dünyada ilk çağlardan bu yana sağlık amacıyla kullanılmaktadır. Ülkemizde de milattan önce Hititler, Frigyalılar daha sonra Romalılar, Bizanslılar, Selçuklular ve Osmanlılar zamanında şifa amaçlı kullanılmıştır. Ancak Türkiye'de maden suyu tanıtımı yapılmadığı için, tüketici bu ürünü kendi bulguları doğrultusunda, hazmı kolaylaştırıcı bir ürün olarak benimsemiş ve sadece yemeklerden sonra içmeyi alışkanlık haline getirmiştir. Ayrıca yanlış bilgilendirme neticesinde sağlığa son derece yararlı olan maden suları; sanki tansiyonu artırıcı, mideyi tembelliğe alıştıran bir ürün gibi gösterilmiş, öncelikle kadınlar ve çocuklar tarafından hiç tercih edilmemesi gereken bir içecekmiş gibi nitelendirilmiştir. Halbuki maden suları, içerdiği karbondioksit gazı sebebi ile hazmı kolaylaştırdığı gibi mide bulantısını da engellemektedir. İçmenin yanı sıra dışarıdan sürme yoluyla da cildi canlandırmada ve güzelleştirmede etkili olmaktadır. Uzmanlar günde 2 litre kadar su ve maden suyu gibi “yararlı sıvı” içilmesini önermektedir. Her gün 1-2 su bardağı maden suyu içilmesi son derece yararlıdır.

Maden Suyu ile Soda Arasındaki Fark Nedir?
Maden suyu, içerdiği tüm mineraller ve karbondioksit gazı ile birlikte yeraltındaki çatlaklardan yol bularak yeryüzüne çıkar ve tamamen “doğaldır”. Soda ise, içilebilir özellikteki suya yapay mineraller ve karbondioksit gazı eklenerek elde edilen ve tamamen “yapay” olan bir içecektir. Yapay minerallerin vücuda katkıları sınırlıdır. Her ikisi de mideyi rahatlatma özelliğine sahiptir, ancak sodanın bundan başka hiçbir işlevi yoktur. Oysa maden suyu aynı zamanda doğal bir mineral deposudur. Dolayısıyla aradaki fark şu şekilde yorumlanabilir: Maden suyu bir ihtiyaç, soda ise bir tercihtir !

Süt ile maden suyu karşılaştırıldığında

her iki besinin de vücuda yararlı olan mineralleri benzer derecede içerdiği

bilimsel olarak ortaya konmuştur.

Maden Suları Asit İçeriyor mu?
Gazlı içecek üretiminde çok özel proseslerle üretilen ve %99,9 saflıkta besin üretimi için özel karbondioksit gazı kullanılır. Halk arasında “asitli” denilen içeceklerde aslında karbondioksit gazı bulunmaktadır. Maden sularının yapısında doğal olarak bulunan bu gaz, dil ile temas ettiğinde geçici olarak tat algılayıcıları uyuşturduğu için içimi kolaylaştırmaktadır. O nedenle gazı kaçmış maden sularının kendine has karakteristik buruk, acımsı tadı ön plana çıkar.

Çocuklar veya Hamile Bayanlar Maden Suyu İçebilir mi?
Maden suyunun bilinen hiçbir zararı olmayıp, aksine vücuda sayısız yararları vardır. Büyüme çağındaki çocuklar kalsiyum, demir, çinko, florür gibi minerallere yetişkinlerden daha fazla ihtiyaç duyarlar. Bu ihtiyacı karşılamanın en iyi yolu, yeterli miktarda süt ve doğal suları tüketmekten geçmektedir. Maden suyunun içerdiği kalsiyum kemik yapısının, florür ise ağız ve diş sağlığının gelişmesi için son derece yararlıdır.

Hamilelik, beslenmenin daha da ön plana çıktığı fizyolojik bir dönemdir. İnsan vücudu bebeği besleyebilmek ve gelişmesini sağlamak için normalden daha fazla besin, sıvı, vitamin ve minerale ihtiyaç duyar. Bu katkıyı doğal yoldan sağlayabilmek için, hamilelikte düzenli olarak maden suyu tüketimi tavsiye edilmektedir.

Peki, Diyet Yaparken Maden Suyu İçilebilir mi?
Yukarıda da belirtildiği üzere maden suları içerdiği mineraller ve özellikle bikarbonat sayesinde sindirimi kolaylaştırıcı etki gösterir. Alkali yapılarından ötürü mide asitliğini nötralize eder ve dengeler. Böylelikle sindirim sistemine yararlı etkiler gösterir ve mideyi rahatlatır. Dolayısıyla zayıflama diyeti uygulayanlar için rahatlıkla önerilebilir. Sosyal aktivitelerde ve davetlerde hazır meyve suları, meşrubatlar veya alkollü içecekler yerine, enerji içermeyen en iyi seçenektir.

Burada bir konunun altını çizmek gerekmektedir: Meyve aromalı maden sularının büyük çoğunluğunda rafine şeker kullanılmaktadır. Bu nedenle gazlı soğuk meşrubatlar gibi lezzetlidir. Ancak zayıflama programlarında ve şeker hastalığı gibi durumlarda rafine şeker tüketiminden kaçınmak gerekir. Formuna dikkat eden bireylerin ve şeker hastalarının, meyve aromalı maden sularında yapay tatlandırıcı ile hazırlanan alternatifleri tercih etmeleri gerekmektedir. Halkımızda etiket okuma alışkanlığı yok denecek kadar azdır. Genelde son kullanım tarihine bakılmaktadır. Halbuki “içindekiler” kısmı dikkatlice okunmalıdır. Aspartam ve Asesülfam K gibi yapay tatlandırıcı içeren meyve aromalı maden sularının tercih edilmesi rafine şeker alımını ortadan kaldırmak adına daha sağlıklı olacaktır.

Ülkemizde Maden Suyu Tüketimi Ne Durumdadır?
Ülkemizde 15 yaş ve üzerindeki yetişkinler ile yapılan bir araştırmaya göre, insanların %60'ının henüz maden suyu ile tanışmamış olduğu saptanmıştır. İçenlerin de %51'inin maden suyunu haftada bir veya daha seyrek tercih ettiği düşünülürse tüketimin ne denli düşük olduğu görülmektedir. Halbuki Avrupa'da kişi başına yılda 150 litre maden suyu tüketilirken bu oran Türkiye'de 3 litre civarındadır. Oluşumu için binlerce yıl gereken maden suları açısından, dünyanın en zengin mineralli ve yüksek debili kaynaklarına sahip olmamıza rağmen kaynaklarımızın %1'i şişelenmekte, %99'u boşa akıp gitmektedir. Maden sularının sahip olduğu bu değerler ön plana çıkarılırsa ülke ekonomisine bile katkıda bulunulabilir.

Peki Maden Suları Hangi Mineralleri İçerir?
Sağlık için gerekli biyokimyasal görevleri ile önem taşıyan, sodyum, potasyum, kalsiyum, magnezyum, fosfor, kükürt ve klor başta olmak üzere demir, mangan, bakır, iyot, çinko, florür, krom, kadmiyum gibi mineralleri içeren maden suları daha çok tüketilirse çocukların boyları daha fazla uzayacak, dişleri ve kemik yapıları daha sağlam olacak, kadınların osteoporoz problemleri biraz olsun giderilecek, özellikle magnezyum eksikliğinin neden olduğu kardiyolojik birtakım rahatsızlıkların, genç yaşta ölümlerin önüne geçilebilecektir.

Öte yandan, halk arasında yüksek tansiyonu olan bireyler tarafından maden sularının içilmesinin sakıncalı olduğu düşünülmektedir. Sodyum içerdikleri için maden suyu tüketiminden çekinmek veya vazgeçmek yanlış bir tutumdur. Doğru olan, sodyum alımı kısıtlanan kişilerin içtikleri maden sularındaki sodyum düzeylerine dikkat etmeleridir. Avrupa Su Yönetmeliği'nde litresinde 20 mg'dan az sodyum içeren sular “düşük sodyumlu sular” hatta Almanya'da “sodyumsuz (sodyumdan fakir) su” sınıfına girer. Ülkemizde bulunan maden sularının pek çoğu düşük sodyumludur. O nedenle endişe etmeden içilebilirler.


Kaynak=doktor sitesi
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…