- 21 Eylül 2006
- 1.453
- 28
DOĞUM KONTROL METODLARI
GEBE KALMAYI ÖNLEYİCİ METOTLAR : Gebe kalmayı önleyici metotlar arasında ağızdan alınan ve kontrseptiv denilen ilaçlar, vajinal yoldan kullanılan kontraseptiv fitiller, rahim içi araçları, diyaframlar, prezervatifler, takvim metodu ve kısırlaştırma operasyonları sıralanabilir.
RAHİM İÇİ METOTLARI NEDİR VE NASIL KULLANILIR? : Bu araçlar uterus içine vajinal yoldan konulur, plastik, bakır ve gümüşten yapılmıştır. Halk arasında spiral olarak bilinir. Doktor tarafından anesteziye gerek kalmadan takılır. En uygun zaman kanamanın kesildiği, yani adetin 4-6. günleridir. Bu araçlar röntgende rahatlıkla görülebilir. Rahim içi araçların kanama, ağrı, iltihap, düşme gibi bazı yan etkileri vardır. Ancak ağızdan kullanılan haplardan daha tehlikesizdir.
TAKVİM METODU NEDİR, NASIL UYGULANIR? : Bu metoda ritm yöntemi de denir. Kadının yumurtladığı dönemlerde cinsel birleşmeden uzak kalınır. Kadının adetinin başladığı günden itibaren sayıldığında 14. yada 15. günler yumurtalıkların karın boşluğuna yumurta bıraktığı günlerdir. Bu günlerden iki gün öncesi ve iki gün sonrası tehlikeli sayılabilir. Çünkü canlı kalabilen ovum (yumurta) ve sperm bu günlerde birbirlerini bulabilirler. Başa Dön
OVULASYON (YUMURTLAMA) GÜNÜ NASIL ANLAŞILIR? : Ovulasyon günü her kadına göre değişir. Bunu anlamak için bazal temperatür denen bir ölçüden yararlanılır. Beden derecesi ile her sabah alınan beden ısısı devamlı olarak bir takvime kaydedilir. Beden ısısının hafif yükselme yaptığı gün (çoğunlukla adetin 15. ve 16. günlerine rastlar) kadının yumurtladığı gündür. Bu metotta hesabı çok iyi yapmak gerekir. Bu yöntemle korunmak pek garantili değildir.
VAJİNAL YOLDAN KULLANILAN FİTİL VE TABLETLER NELERDİR, NASIL UYGULANIR? : Gebeliği önleyici vajinal yoldan kullanılan fitil ve tabletler genel olarak Agen, Speton ve Lorophyn gibi isimlerle satılıyor. Bu ilaçların içinde spermi öldürecek ve hareketlerini engelleyecek kimyasal bileşikler vardır. Kullanılmalarında bir sakınca yoktur. Bu metotla yüzde 85 oranında bir korunma sağlanır. Başa Dön
DOĞUM KONTROL HAPLARI NELERDİR? : Bu hapların içinde hormon cinsi ilaçlar bulunur. İlaçlar kadınlardaki yumurtlamayı hormonal yollardan geçici olarak durdurma şeklinde etki yapar. Kansızlık gibi yan tesirleri de vardır. Bazı kimselerde bulantı, kanama, meme ağrısı, adetten kesilme gibi şikayetler olabilir. Trombeflebit, astım, migren, diyabet, hipertansiyon, miyom, kalp yetmezliği, safra kesesi gibi şikayetleri olanların bu hapları kullanmaları tavsiye edilmez.
GEBELİK ve DOĞUM ÖNCESİ BAKIM
GEBELİK NEDİR? BELİRTİLERİ NELERDİR? Gebelik çocuğun ana rahmine düşüşünden doğuma kadar süren ve genellikle 280 günde tamamlanan durumdur.
Düzenli adet gören bir kadında adetin ortadan kalkması, genellikle gebe olduğunun ilk belirtisidir. Bir gebe kadının, gebe kaldıktan sonra bir veya iki kez kanama geçirdiği durumlar da vardır. Bazı kadınlarda özellikle sabahları halsizlik, bulantı ve kusma olabilir. Bunlar genellikle iki ayda belirir, dördüncü ayın sonuna doğru ortadan kalkar.
Bu belirtilerin ortaya çıkışları ve şiddetleri her gebede farklı olabilir. Bazı kadınlar gündüzleri daha rahat, gece ise rahatsız olabilirler. Gebelik döneminde çoğu kadının duygusallığı artar. Hırçınlık, terslik, alınganlık, buhran görülebilir. Bazı kadınlar da aksine kendilerini çok neşeli hissederler. Başa Dön
AŞERME NEDİR? : Aşerme bazı yiyecek maddelerine duyulan aşırı istektir. Aşerme ve günlük alışkanlıklarında görülen değişiklikler kadının duygusal değişikliklerin açığa vuruş şeklidir.
GEBELİK SIRASINDA CİLTTE GELEN DEĞİŞMELER : Vücudun belirli bölgelerinde derinin koyulaştığı görülür. Koyuluk meme başlarında ve karnın ortasında düz bir çizgi halinde ortaya çıkar. Bu durum da ikinci ayın sonunda gittikçe belirginleşir. Elde, yüzde, vajina da lekeler oluşabilir. Yüzde oluştuğunda çoğunlukla gebelik maskesi diye adlandırılır. Bu lekeler geçicidir, doğumdan sonra yok olurlar.
GEBELİK SIRASINDA RAHİMDEKİ DEĞİŞİKLİKLER : Rahim büyümeye, rahim ağzı yumuşamaya başlar. Bu belirtiler gebeliğin mevcut olup olmadığını söyler.
GEBELİK SIRASINDA GÖĞÜSLERDEKİ DEĞİŞMELER : Kan dolaşımı artar ve kan damarları deriden görülebilecek düzeye yaklaşır. İlk aydan sonra, göğüslerde iğnelenme ve ağırlık hissedilir. Son birkaç aya doğru göğüslerde bir salgı meydana gelir. Bu salgı gebeliğin son günlerinde belirginleşir ve göğüslerden akmaya başlar. Salgı beyazımsıdır. Gebeliğin 8. haftasında meme başlarında tümsekler de oluşabilir.
Başa Dön
RAHİMDE HAYAT BELİRTİSİ NASIL GÖRÜLÜR : Bebeğin ilk hareketleri 8. haftadan itibaren görülmeye başlar. On hafta sonra kalp atışları dinlenebilir.
GEBE BİR KADININ GIDA REJİMİ : Anne adayı genel olarak her zaman yediği besinleri yemelidir. Ayrıca ek olarak yeterli süt ve eskisinden daha fazla meyve ve sebze yemelidir. Süt ve süt ürünleri gerekli kalsiyumu karşılar. Ama bazen ek olarak kalsiyum vermek gerekebilir. Demir, alyuvarların oluşması için zorunludur. Eğer yeterli iyot alınmazsa bu hem annenin hem bebeğin troid bezini etkiler.
Annenin bu dönemde daha çok proteine ihtiyacı vardır. Et, balık, tavuk ve yumurta önemli protein kaynağıdır. Yağlar kısmen tereyağı, krema ve peynir şeklinde diyette yer almalıdır. Şeker, baklagiller, ekmek ve patates enerji almak için gereklidir. Yağlar, nişasta ve şeker fazla yenmemelidir. Kızartma ve yağlı yiyeceklerden, ağır soslar, mayonez, pastalar ve tatlılardan kaçınılmalıdır. Balık yağı alınmalıdır. Taze sebze ve meyveler, özellikle turunçgiller ve domates yenmelidir. Hamilelik sırasında sigara ve alkol kesinlikle alınmamalıdır. Başa Dön
GEBE BİR KADININ VÜCUT TEMİZLİĞİ : Gebelikte duş almak yada süngerle yıkanmak, banyo teknesine su doldurarak yıkanmaktan daha güvenlidir. Banyo suyu ilik olmalıdır. Sıcak hamama gitmek tehlike yaratabilir.
GEBELİK SIRASINDA YAPILMAMASI GEREKENLER : İnsanı çok yoran, zıplamak, gerinmek, uzanmak gibi tehlikeli hareketler yapılmamalıdır. Zararlı hareketler ise koşu, tenis, yüzme, ata binme, paten, kayak tır. Gebeliğin ilk aşamalarında dans edilebilir. Mümkünse son aylarda yolculuk göze alınmamalıdır.
DOĞUMUN GELDİĞİ NASIL ANLAŞILIR? : Anne ilk çocuğuna hamile ise, doğumun başladığını anlayabilmesi çok önemlidir. Rahmin hafif ağrılı kasılmaları ilk belirtilerdir. Bunlar karnın alt bölgesinde başlar, bele doğru, sonra da her iki kasığa doğru yayılır. Bir süre sonra bu kasılmalar daha etkili olmaya başlar. Doğumun başlangıcında sümüksü bir akıntı ile karışık bir kaç damla kan gelebilir. Bazı durumlarda ise su gelir. İlk kez çocuk doğuran kadının doğumu oldukça uzun sürer. Kasılmalar birkaç dakikada bir gelmeye başladığında, doğuma yaklaşılmış demektir. İkinci ve üçüncü doğumlar daha çok ilerler. Başa Dön
GEBELİK TESTLERİ : Beklenen adet günü 2 hafta geçtiğinde gebe olduğundan şüphe edilen kadının sabah ilk idrarı temiz bir kaba alınarak labaratuvara gönderilir. Gebeliğin var olup olmadığı anlaşılır. Ayrıca eczanelerden satın alacağınız gebelik teşhis aletleri de kullanabilirsiniz.
KÜRTAJ : Kendinden meydana gelen düşüklerden sonra ya da tıbbi sorun sonucu gebeliğe son vermek için yapılan operasyona kürtaj denir. Bu operasyonda önce rahim ağzı genişlemekte, sonra değişik büyüklükteki küretler kullanılarak rahim içi boşaltılmakta ve kazınmakta yani kürtaj yapılmaktadır. Ayrıca rahim içine kanül şeklinde ince tüpler sokarak ve vakum ile içeridekiler emilerek de değişik bir yöntem kullanılabilir.
NORMAL DOĞUM : Çocuk, kadının uterus denilen cinsiyet organı içinde büyür. Günü geldiğinde uterus adalesinin çalışmaya başlamasıyla doğum kanalından dışarıya atılır. Bu olaya normal doğum denir.
ERKEN DOĞUM VE DÜŞÜK : Rahim içindeyken 12. haftaya kadar embriyo, daha sonra fetüs adını alan çocuğun 28. haftadan evvel dışarı atılmasına düşük denir. Ufak veya gününden önce doğan çocuklara prematüre ve bu doğum olayına ise erken doğum denir.Başa Dön
ÇOCUK DOĞUM SIRASINDA NASIL ÇIKAR? : Her doğum olayında doğacak çocuk bir obje olarak kabul edilebilir. Bir canlı varlığın rahim içinde başlayan bir yumuşak doğum kanalından ve pelvis kemiklerinin oluşturduğu bir çatıdan geçerek dışarı çıkması gerekmektedir.
DOĞUM NASIL GERÇEKLEŞİR? : Çocuk rahim içinde genellikle başı aşağıda olmak üzere durur ve doğum kanalını başı ile zorlayarak ilerler ve perineden çıkar. Bu doğum şekline başla geliş şekli denir. Daha az olarak çocuk rahim içinde başı yukarıda yani makat gelişi şeklinde veya yan olarak (%1) yan geliş şeklinde durur. Makat gelişlerinde doğum olayı, dışarı önce çocuğun önce makatının ve ayaklarının çıkması suretiyle gerçekleşir, ancak yan gelişlerde su kesesinin patlamasından sonra kolun aşağı sarkması doğumu imkansız hale sokar. Bu durumda ya eskiden yapıldığı gibi çocuğu parçalayarak almak, yada çocuğu ve anneyi kurtarmak için derhal sezaryan operasyonu yapmak gerekirlidir. Doğumun başlaması ya kollum tıkacının açılmasının işareti olarak gelen bir kan lekesinin görülmesi (nişan bozulması) veya düzgün aralıklarla gelen rahim kasılmalarının ağrı şeklinde duyulması ile anlaşılır. Bazen su kesesinin patlaması sonucu bir miktar suyun akması ile de doğum başlayabilir.
Başa Dön
DOĞUMU KOLAYLAŞTIRMAK İÇİN YAPILANLAR : Doğumu kolaylaştırmak için başlangıçta sedatif denilen ilaçlar kullanılmaktadır. Kollumun açılma devresinde ise antispamodik denilen gevşetici ilaçlar (dolantin, buscopan) ağrı devresini kısaltmaktadır. Ayrıca ağrı sırasında gaz anestezikler koklatılmaktadır. İkinci devrede indifa, yani çocuğun dışarıya çıktığı devredir. Normalde kollum tam açıldıktan sonra çocuğun içinde bulunduğu su kesesi dediğimiz amnios zarının yırtılası ile başlar. Yarım saat veya bir saat kadar sürebilir. İtici, akıntılı ağrılar 2-3 dakikada bir gelmeye başlar ve 60-70 saniye kadar sürer. Doğumun sonuna doğru çocuk başının perineye indiği ve çıkıma yaklaştığı devrede ise perineye, bölgesel anestezi (lokal anestezi) yapılmaktadır. Böylece anne, çocuğun çıkışını duymamakta, epizyotomi denen çıkımın genişletilmesi operasyonu kolaylıkla sağlanabilmektedir. Başa Dön
SEZARYEN NEDİR? : Normal doğum kanalından sonuçlanması mümkün olmayan veya gecikmesi anne ve bebek için tehlike yaratacak doğumlarda karın duvarının ve rahmin açılarak çocuğun alınmasına sezaryen denir. Normalden farklı olarak rahim içinde yan veya çarpık duran çocuğu duğuma daha uygun bir duruma döndürmeye versiyon ve çocuğu ayaklarından tutup çekerek çıkarmaya da ekstraksiyon denir. Eskiden daha sık başvurulan çocuğu parçalayıcı doğum ameliyatlarına buğün pek sık rastlanmaz.
DOĞUMDA BEBEĞİ BEKLEYEN TEHLİKELER : Gebelik süresince rahimde, amnios suyu içinde yüzen fetüs bu suyun az olması halinde ve çoğu gebeliklerin bir çoğunda uterus içindeki duruş şekline ve zorlanmalara bağlı olarak bazı şekil bozuklukları (ayak çarpıklığı, boyun eğriliği, vb gösterebilir. Doğum sırasında ise doğum kanalından çıkarken çocuğun başı kemik ve adaleler arasında bazen sıkışmalar olur. Ayrıca zor doğumlarda uygulanan forsepsi vakum gibi araçların çocuk başı üzerine ezici ve emici etkileri olabilir. Böylece baş kemiklerinde kırık veya damar yırtılması sonucu oluşan hematom denilen kab toplanması gibi komplikasyonlar meydana gelebilir.
Normal bir doğumda bile başın uzun zaman çıkımda kalması doğru değildir. Emici etki yapan negatif basınç, başın yumuşak kısımlarında da doğum tümseği yada bos denilen ödemli bir şişikliğin meydana gelmesine neden olur. Çok defa kan oturması yada ekimoz vardır. Birkaç günde organizma tarafından geri emilir ve kaybolur.
Başa Dön
MENOPOZ
Genç kızlık bir dönemdir, ama genç kızlıktan ayrılıp kadınlığa adım atıldığında da yeni bir dönem başlar. Kadınlık döneminden, yaşdönümüne kadar kadın doğurganlığını sürdürür. Bu dönemden sonra kadınlık fonksiyonu devam etse de doğurganlığı artık kalmaz. Çoğu kadın, yaşdönümünü birşeylerin bittiğine işaret olarak görür. Oysaki durum sanıldığı gibi değildir. İşte size bu dönemle ilgil, kadınları ve kadınların bu dönemlerini aydınlatıcı bilgiler vereceğiz.
YAŞ DÖNÜMÜ (MENOPOZ) NEDİR? : Yaş dönümü yada bir diğer adıyla menopoz, kadının adetten kesilip doğurganlığını yitirdiği devredir. Bu devrede yumurtalıkların kadınlık hormonlarından biri olan östrojenleri daha az salgılaması kadınlarda birtakım değişiklikler meydana gelmesine neden olur. Bu değişiklik çeşitli şikayetleri ortaya çıkarır. Başa Dön
MENOPOZ KADINLARI NASIL ETKİLER : Kadından kadına büyük değişiklikler gösteren menopozun kadından kadına değişik etkileri görülür. Bazı kadınlarda bünye itibariyle menopoz fark edilmeden geçer. Bazı kadınlarda ise, çoğunluk bu guruba girmektedir., gerek vücutça, gerekse ruhsal yapı olarak değişik derecelerde şikayetler olur.
MENOPOZ SIRASINDA OLUŞAN ATEŞ BASMALARI : Ateş basması kadında baş göstermeye başladığı zaman gecikmeden doktora başvurmalıdır. Ateş basmaları, vücudumuzun hormon (içsalgı) dengesinin değiştiğinin bir işaretidir. Doktora başvurulduğu zaman, bu durum doktor tarafından tanımlanıp, gerekli tedavi uygulanacaktır. En uygun tedavi, eksileni yerine koymak şeklinde olacaktır. Bir başka deyişle vücudun artık üretemediği kadınlık hormonlarından östrojen verilecektir.
MENOPOZ SIRASINDA OLUŞAN KAŞINTILAR : Menopoz sırasında vücudun kadınlık hormonlarının üretimi azalır. Kadınlık hormonlarının en önemlilerinden biri olan östrojenler, aynı zamanda vajinanın içini çevreleyen ince deride nemliliği ve kalınlığı sağlar. Böylece bu bölgeyi mikroplardan korumuş olur. Menopoz meydana gelince bu hormonlar artık üretilemez olurlar. Böylece kaşıntı ve akıntı gibi şikayetler ortaya çıkar. Doktor kontrolü altında bulunulduğu süre içerisinde bu kaşıntılardan eser kalmayacaktır. Başa Dön
MENOPOZ SIRASINDA DUYULAN CİNSEL İSTEKSİZLİK VE BU DÖNEMDE EŞLERİN GÖREVLERİ : Bu dönemde kendini bir boşlukta hisseden kadın için en pratik çözüm yolu hobi anlamında yeni uğraşlar edinmektir. Ancak bu da kesin çözüm yolu değildir. İsteksizlikler, sıkıntılar ve sinirlilik bu dönemin sık sık rastlanan belirtilerindendir. Bu konuda çözüm doktorunuzun önerdiği tedavi olacaktır. Böyle anlarda kadınların kendilerini salıp koyuvermeleri, evleriyle ve eşleriyle yeteri kadar ilgilenmemeleri gibi durumlar görülür. Kocalar eşlerini eleştirebilirler. Bu durum normaldir. Ancak kocaların da eşlerinin bu döneminde ne gibi sıkıntıları olabileceğini düşünüp ona göre davranmaları gerekmektedir. Kocalar genellikle eşlerinin bu gibi özel durumları kendilerine açıklandığında anlayış göstermektedir. Başa Dön
MENOPOZ SIRASINDAKİ AŞIRI İDRAR ARTIŞI : Mesane kontrolünün kaybı, menopozda sık görülen bir durumdur. Kadınlarda sık sık idrar çıkma durumu, zaman zaman da idrar kaçırma meydana getirebilir. Bunda korkulacak bir durum yoktur. Doktorunuzun tavsiyelerinize kulak verin.
MENOPOZDA DOĞUM KONTROLÜ UYGULANACAK MI? : Menopozda kadın adetten kesilse de doktorlar korunmanın mutlaka sürmesi gerektiğini söylüyorlar. Doktorlar kadının adet kesilmesinden sonra bir yıl süreyle doğum kontrolüne devam etmelerinin gerekli olduğunun altını çiziyorlar. Başa Dön
MENOPOZDA ÖSTROJEN EKSİKLİĞİ KADININ CİNSEL TEMASINI VE FİZİKSEL GÜZELLİĞİNİ NASIL ETKİLER? : Menopoz sırasında azalan östrojen salgısı cinsel temasları da etkiler. Bu dönemde östrojen eksikliği yüzünden vajinada bir kuruluk meydana gelebilir. Bu yüzden cinsel temaslarda zorluklar ve acılar meydana gelebilir. Bunun çaresi kolaydır. Doktora başvurulduğu takdirde östrojen hapları vererek bu sıkıntıdan uzaklaşılabilir. Menopoz yüzünden çoğu kadın kendisinin çirkinleştiğini düşünse de bu doğru değildir. Kadın çocuk doğurma devrelerini geçirdikten sonra daha rahat bir evlilik dönemine girer. Bu dönemde artık orta yaş güzelliği başlar. Bu kadınların bir kısmı hayat tecrübeleri ve güzellikleriyle çevrelerini sık sık etkilemektedirler. Kadınların bu dönemi endişe içinde geçirmeleri için hiçbir sebep yoktur. Başa Dön
Kadınlardaki Meme Hastalıklarına Karşı Alınacak Önlemler
Bilindiği gibi insanın sağlığını koruması için elinden geleni yapması kadar doğal bir şey yoktur. Kışın kalın, yazın ince giyinmek, alınan besine dikkat etmek hep aynı amaca yöneliktir. Bu kapsamda ufak gayretler gerekir.
Bilindiği üzere meme hastalığı çoğu kadının korkusudur. Doktora baş vurmaktansa çok basit bir biçimde kendi kendinize ellerinizle yapacağınız muayene kadınları bu kaygılarından kurtarabilir.
Her ay adetin bitiminden hemen sonra 10 dakika içinde memeler basit bir yöntemle kontrol edilebilir. Aylık kontrolün seyri şunlardır;
*
Bir aynanın önüne geçerek kollar iki yana sarkıtılır. Memeler dikkatle incelenir. Bir meme diğerinden farklı mıdır? Deride, çukurlaşma buruşma var mıdır? Meme uçlarından bir her zamankinden farklı olarak içeriye dönükmüdür? Meme uçları sıkıldığında ucunda bir sıvı görülüyor mu?
*
İkinci aşamada kollar yukarıya doğru kaldırılır ve anlatılan özellikler bu pozisyonda da aranır.
*
Daha sonra yatağa sırt üstü yatılır ve sol omuzun altına bir yastık yerleştirilir. Sol el başın altına konulur. Sağ el, sol memenin üst-iç kısmında daireler çizilerek dolaştırılır. Bunu yaparken, sağ el parmakları kıvrılmadan düz tutulacaktır. Daire çizmeye göğüs kemiğinin üstünden başlayıp meme ucuna doğru ilerlenir. Ele opaklar ya da sertleşmiş kısımlar geliyor mu?
*
Aynı işlem memelerin alt iç bölümünde de yapılır. Burada gergin ve sert dokuya rastlanabilir. Korkulacak bir durum yoktur.
*
Bundan sonraki işlemde sol kol yana uzatılır. Aynı dairesel parmak hareketleri memenin üst-dış kısmına uygulanır. Bu sefer meme ucundan, koltuk altına doğru bu hareket yapılır.
*
Aynı uygulama alt-dış bölümde, dıştan meme ucuna doğru giderek tekrarlanır. Bu muayene parmaklar kıvrılmadan, düz tutularak yapılır.
*
Yine düz tutulan parmaklarla koltuk altları muayene edilir. Herhangi bir şişlik ve sertlik geliyor mu?
*
Bu aşamada ise iki avuç göğse konur, meme biraz yukarı itilir. İşaret parmakları hafifçe kaldırılarak iki el birbirine yaklaştırılır. Bu yapılırken parmakların altından kayan, ufak, yumuşak şişkinlikler ele gelebilir ve onları yeniden ellemek ya da yakalamak istenildiğinde bulunmayabilir. Bunlar memenin normal dokusunu oluşturduğundan endişeye gerek yoktır.
*
Bu işlemler bittikten sonra yastık sağ omuzun altına konularak sağ meme de aynı biçimde kontrol edilebilir.
Memede görülen patolojik olayların büyük kısmı, memenin üst-dış kadranında meydana gelir
GEBE KALMAYI ÖNLEYİCİ METOTLAR : Gebe kalmayı önleyici metotlar arasında ağızdan alınan ve kontrseptiv denilen ilaçlar, vajinal yoldan kullanılan kontraseptiv fitiller, rahim içi araçları, diyaframlar, prezervatifler, takvim metodu ve kısırlaştırma operasyonları sıralanabilir.
RAHİM İÇİ METOTLARI NEDİR VE NASIL KULLANILIR? : Bu araçlar uterus içine vajinal yoldan konulur, plastik, bakır ve gümüşten yapılmıştır. Halk arasında spiral olarak bilinir. Doktor tarafından anesteziye gerek kalmadan takılır. En uygun zaman kanamanın kesildiği, yani adetin 4-6. günleridir. Bu araçlar röntgende rahatlıkla görülebilir. Rahim içi araçların kanama, ağrı, iltihap, düşme gibi bazı yan etkileri vardır. Ancak ağızdan kullanılan haplardan daha tehlikesizdir.
TAKVİM METODU NEDİR, NASIL UYGULANIR? : Bu metoda ritm yöntemi de denir. Kadının yumurtladığı dönemlerde cinsel birleşmeden uzak kalınır. Kadının adetinin başladığı günden itibaren sayıldığında 14. yada 15. günler yumurtalıkların karın boşluğuna yumurta bıraktığı günlerdir. Bu günlerden iki gün öncesi ve iki gün sonrası tehlikeli sayılabilir. Çünkü canlı kalabilen ovum (yumurta) ve sperm bu günlerde birbirlerini bulabilirler. Başa Dön
OVULASYON (YUMURTLAMA) GÜNÜ NASIL ANLAŞILIR? : Ovulasyon günü her kadına göre değişir. Bunu anlamak için bazal temperatür denen bir ölçüden yararlanılır. Beden derecesi ile her sabah alınan beden ısısı devamlı olarak bir takvime kaydedilir. Beden ısısının hafif yükselme yaptığı gün (çoğunlukla adetin 15. ve 16. günlerine rastlar) kadının yumurtladığı gündür. Bu metotta hesabı çok iyi yapmak gerekir. Bu yöntemle korunmak pek garantili değildir.
VAJİNAL YOLDAN KULLANILAN FİTİL VE TABLETLER NELERDİR, NASIL UYGULANIR? : Gebeliği önleyici vajinal yoldan kullanılan fitil ve tabletler genel olarak Agen, Speton ve Lorophyn gibi isimlerle satılıyor. Bu ilaçların içinde spermi öldürecek ve hareketlerini engelleyecek kimyasal bileşikler vardır. Kullanılmalarında bir sakınca yoktur. Bu metotla yüzde 85 oranında bir korunma sağlanır. Başa Dön
DOĞUM KONTROL HAPLARI NELERDİR? : Bu hapların içinde hormon cinsi ilaçlar bulunur. İlaçlar kadınlardaki yumurtlamayı hormonal yollardan geçici olarak durdurma şeklinde etki yapar. Kansızlık gibi yan tesirleri de vardır. Bazı kimselerde bulantı, kanama, meme ağrısı, adetten kesilme gibi şikayetler olabilir. Trombeflebit, astım, migren, diyabet, hipertansiyon, miyom, kalp yetmezliği, safra kesesi gibi şikayetleri olanların bu hapları kullanmaları tavsiye edilmez.
GEBELİK ve DOĞUM ÖNCESİ BAKIM
GEBELİK NEDİR? BELİRTİLERİ NELERDİR? Gebelik çocuğun ana rahmine düşüşünden doğuma kadar süren ve genellikle 280 günde tamamlanan durumdur.
Düzenli adet gören bir kadında adetin ortadan kalkması, genellikle gebe olduğunun ilk belirtisidir. Bir gebe kadının, gebe kaldıktan sonra bir veya iki kez kanama geçirdiği durumlar da vardır. Bazı kadınlarda özellikle sabahları halsizlik, bulantı ve kusma olabilir. Bunlar genellikle iki ayda belirir, dördüncü ayın sonuna doğru ortadan kalkar.
Bu belirtilerin ortaya çıkışları ve şiddetleri her gebede farklı olabilir. Bazı kadınlar gündüzleri daha rahat, gece ise rahatsız olabilirler. Gebelik döneminde çoğu kadının duygusallığı artar. Hırçınlık, terslik, alınganlık, buhran görülebilir. Bazı kadınlar da aksine kendilerini çok neşeli hissederler. Başa Dön
AŞERME NEDİR? : Aşerme bazı yiyecek maddelerine duyulan aşırı istektir. Aşerme ve günlük alışkanlıklarında görülen değişiklikler kadının duygusal değişikliklerin açığa vuruş şeklidir.
GEBELİK SIRASINDA CİLTTE GELEN DEĞİŞMELER : Vücudun belirli bölgelerinde derinin koyulaştığı görülür. Koyuluk meme başlarında ve karnın ortasında düz bir çizgi halinde ortaya çıkar. Bu durum da ikinci ayın sonunda gittikçe belirginleşir. Elde, yüzde, vajina da lekeler oluşabilir. Yüzde oluştuğunda çoğunlukla gebelik maskesi diye adlandırılır. Bu lekeler geçicidir, doğumdan sonra yok olurlar.
GEBELİK SIRASINDA RAHİMDEKİ DEĞİŞİKLİKLER : Rahim büyümeye, rahim ağzı yumuşamaya başlar. Bu belirtiler gebeliğin mevcut olup olmadığını söyler.
GEBELİK SIRASINDA GÖĞÜSLERDEKİ DEĞİŞMELER : Kan dolaşımı artar ve kan damarları deriden görülebilecek düzeye yaklaşır. İlk aydan sonra, göğüslerde iğnelenme ve ağırlık hissedilir. Son birkaç aya doğru göğüslerde bir salgı meydana gelir. Bu salgı gebeliğin son günlerinde belirginleşir ve göğüslerden akmaya başlar. Salgı beyazımsıdır. Gebeliğin 8. haftasında meme başlarında tümsekler de oluşabilir.
Başa Dön
RAHİMDE HAYAT BELİRTİSİ NASIL GÖRÜLÜR : Bebeğin ilk hareketleri 8. haftadan itibaren görülmeye başlar. On hafta sonra kalp atışları dinlenebilir.
GEBE BİR KADININ GIDA REJİMİ : Anne adayı genel olarak her zaman yediği besinleri yemelidir. Ayrıca ek olarak yeterli süt ve eskisinden daha fazla meyve ve sebze yemelidir. Süt ve süt ürünleri gerekli kalsiyumu karşılar. Ama bazen ek olarak kalsiyum vermek gerekebilir. Demir, alyuvarların oluşması için zorunludur. Eğer yeterli iyot alınmazsa bu hem annenin hem bebeğin troid bezini etkiler.
Annenin bu dönemde daha çok proteine ihtiyacı vardır. Et, balık, tavuk ve yumurta önemli protein kaynağıdır. Yağlar kısmen tereyağı, krema ve peynir şeklinde diyette yer almalıdır. Şeker, baklagiller, ekmek ve patates enerji almak için gereklidir. Yağlar, nişasta ve şeker fazla yenmemelidir. Kızartma ve yağlı yiyeceklerden, ağır soslar, mayonez, pastalar ve tatlılardan kaçınılmalıdır. Balık yağı alınmalıdır. Taze sebze ve meyveler, özellikle turunçgiller ve domates yenmelidir. Hamilelik sırasında sigara ve alkol kesinlikle alınmamalıdır. Başa Dön
GEBE BİR KADININ VÜCUT TEMİZLİĞİ : Gebelikte duş almak yada süngerle yıkanmak, banyo teknesine su doldurarak yıkanmaktan daha güvenlidir. Banyo suyu ilik olmalıdır. Sıcak hamama gitmek tehlike yaratabilir.
GEBELİK SIRASINDA YAPILMAMASI GEREKENLER : İnsanı çok yoran, zıplamak, gerinmek, uzanmak gibi tehlikeli hareketler yapılmamalıdır. Zararlı hareketler ise koşu, tenis, yüzme, ata binme, paten, kayak tır. Gebeliğin ilk aşamalarında dans edilebilir. Mümkünse son aylarda yolculuk göze alınmamalıdır.
DOĞUMUN GELDİĞİ NASIL ANLAŞILIR? : Anne ilk çocuğuna hamile ise, doğumun başladığını anlayabilmesi çok önemlidir. Rahmin hafif ağrılı kasılmaları ilk belirtilerdir. Bunlar karnın alt bölgesinde başlar, bele doğru, sonra da her iki kasığa doğru yayılır. Bir süre sonra bu kasılmalar daha etkili olmaya başlar. Doğumun başlangıcında sümüksü bir akıntı ile karışık bir kaç damla kan gelebilir. Bazı durumlarda ise su gelir. İlk kez çocuk doğuran kadının doğumu oldukça uzun sürer. Kasılmalar birkaç dakikada bir gelmeye başladığında, doğuma yaklaşılmış demektir. İkinci ve üçüncü doğumlar daha çok ilerler. Başa Dön
GEBELİK TESTLERİ : Beklenen adet günü 2 hafta geçtiğinde gebe olduğundan şüphe edilen kadının sabah ilk idrarı temiz bir kaba alınarak labaratuvara gönderilir. Gebeliğin var olup olmadığı anlaşılır. Ayrıca eczanelerden satın alacağınız gebelik teşhis aletleri de kullanabilirsiniz.
KÜRTAJ : Kendinden meydana gelen düşüklerden sonra ya da tıbbi sorun sonucu gebeliğe son vermek için yapılan operasyona kürtaj denir. Bu operasyonda önce rahim ağzı genişlemekte, sonra değişik büyüklükteki küretler kullanılarak rahim içi boşaltılmakta ve kazınmakta yani kürtaj yapılmaktadır. Ayrıca rahim içine kanül şeklinde ince tüpler sokarak ve vakum ile içeridekiler emilerek de değişik bir yöntem kullanılabilir.
NORMAL DOĞUM : Çocuk, kadının uterus denilen cinsiyet organı içinde büyür. Günü geldiğinde uterus adalesinin çalışmaya başlamasıyla doğum kanalından dışarıya atılır. Bu olaya normal doğum denir.
ERKEN DOĞUM VE DÜŞÜK : Rahim içindeyken 12. haftaya kadar embriyo, daha sonra fetüs adını alan çocuğun 28. haftadan evvel dışarı atılmasına düşük denir. Ufak veya gününden önce doğan çocuklara prematüre ve bu doğum olayına ise erken doğum denir.Başa Dön
ÇOCUK DOĞUM SIRASINDA NASIL ÇIKAR? : Her doğum olayında doğacak çocuk bir obje olarak kabul edilebilir. Bir canlı varlığın rahim içinde başlayan bir yumuşak doğum kanalından ve pelvis kemiklerinin oluşturduğu bir çatıdan geçerek dışarı çıkması gerekmektedir.
DOĞUM NASIL GERÇEKLEŞİR? : Çocuk rahim içinde genellikle başı aşağıda olmak üzere durur ve doğum kanalını başı ile zorlayarak ilerler ve perineden çıkar. Bu doğum şekline başla geliş şekli denir. Daha az olarak çocuk rahim içinde başı yukarıda yani makat gelişi şeklinde veya yan olarak (%1) yan geliş şeklinde durur. Makat gelişlerinde doğum olayı, dışarı önce çocuğun önce makatının ve ayaklarının çıkması suretiyle gerçekleşir, ancak yan gelişlerde su kesesinin patlamasından sonra kolun aşağı sarkması doğumu imkansız hale sokar. Bu durumda ya eskiden yapıldığı gibi çocuğu parçalayarak almak, yada çocuğu ve anneyi kurtarmak için derhal sezaryan operasyonu yapmak gerekirlidir. Doğumun başlaması ya kollum tıkacının açılmasının işareti olarak gelen bir kan lekesinin görülmesi (nişan bozulması) veya düzgün aralıklarla gelen rahim kasılmalarının ağrı şeklinde duyulması ile anlaşılır. Bazen su kesesinin patlaması sonucu bir miktar suyun akması ile de doğum başlayabilir.
Başa Dön
DOĞUMU KOLAYLAŞTIRMAK İÇİN YAPILANLAR : Doğumu kolaylaştırmak için başlangıçta sedatif denilen ilaçlar kullanılmaktadır. Kollumun açılma devresinde ise antispamodik denilen gevşetici ilaçlar (dolantin, buscopan) ağrı devresini kısaltmaktadır. Ayrıca ağrı sırasında gaz anestezikler koklatılmaktadır. İkinci devrede indifa, yani çocuğun dışarıya çıktığı devredir. Normalde kollum tam açıldıktan sonra çocuğun içinde bulunduğu su kesesi dediğimiz amnios zarının yırtılası ile başlar. Yarım saat veya bir saat kadar sürebilir. İtici, akıntılı ağrılar 2-3 dakikada bir gelmeye başlar ve 60-70 saniye kadar sürer. Doğumun sonuna doğru çocuk başının perineye indiği ve çıkıma yaklaştığı devrede ise perineye, bölgesel anestezi (lokal anestezi) yapılmaktadır. Böylece anne, çocuğun çıkışını duymamakta, epizyotomi denen çıkımın genişletilmesi operasyonu kolaylıkla sağlanabilmektedir. Başa Dön
SEZARYEN NEDİR? : Normal doğum kanalından sonuçlanması mümkün olmayan veya gecikmesi anne ve bebek için tehlike yaratacak doğumlarda karın duvarının ve rahmin açılarak çocuğun alınmasına sezaryen denir. Normalden farklı olarak rahim içinde yan veya çarpık duran çocuğu duğuma daha uygun bir duruma döndürmeye versiyon ve çocuğu ayaklarından tutup çekerek çıkarmaya da ekstraksiyon denir. Eskiden daha sık başvurulan çocuğu parçalayıcı doğum ameliyatlarına buğün pek sık rastlanmaz.
DOĞUMDA BEBEĞİ BEKLEYEN TEHLİKELER : Gebelik süresince rahimde, amnios suyu içinde yüzen fetüs bu suyun az olması halinde ve çoğu gebeliklerin bir çoğunda uterus içindeki duruş şekline ve zorlanmalara bağlı olarak bazı şekil bozuklukları (ayak çarpıklığı, boyun eğriliği, vb gösterebilir. Doğum sırasında ise doğum kanalından çıkarken çocuğun başı kemik ve adaleler arasında bazen sıkışmalar olur. Ayrıca zor doğumlarda uygulanan forsepsi vakum gibi araçların çocuk başı üzerine ezici ve emici etkileri olabilir. Böylece baş kemiklerinde kırık veya damar yırtılması sonucu oluşan hematom denilen kab toplanması gibi komplikasyonlar meydana gelebilir.
Normal bir doğumda bile başın uzun zaman çıkımda kalması doğru değildir. Emici etki yapan negatif basınç, başın yumuşak kısımlarında da doğum tümseği yada bos denilen ödemli bir şişikliğin meydana gelmesine neden olur. Çok defa kan oturması yada ekimoz vardır. Birkaç günde organizma tarafından geri emilir ve kaybolur.
Başa Dön
MENOPOZ
Genç kızlık bir dönemdir, ama genç kızlıktan ayrılıp kadınlığa adım atıldığında da yeni bir dönem başlar. Kadınlık döneminden, yaşdönümüne kadar kadın doğurganlığını sürdürür. Bu dönemden sonra kadınlık fonksiyonu devam etse de doğurganlığı artık kalmaz. Çoğu kadın, yaşdönümünü birşeylerin bittiğine işaret olarak görür. Oysaki durum sanıldığı gibi değildir. İşte size bu dönemle ilgil, kadınları ve kadınların bu dönemlerini aydınlatıcı bilgiler vereceğiz.
YAŞ DÖNÜMÜ (MENOPOZ) NEDİR? : Yaş dönümü yada bir diğer adıyla menopoz, kadının adetten kesilip doğurganlığını yitirdiği devredir. Bu devrede yumurtalıkların kadınlık hormonlarından biri olan östrojenleri daha az salgılaması kadınlarda birtakım değişiklikler meydana gelmesine neden olur. Bu değişiklik çeşitli şikayetleri ortaya çıkarır. Başa Dön
MENOPOZ KADINLARI NASIL ETKİLER : Kadından kadına büyük değişiklikler gösteren menopozun kadından kadına değişik etkileri görülür. Bazı kadınlarda bünye itibariyle menopoz fark edilmeden geçer. Bazı kadınlarda ise, çoğunluk bu guruba girmektedir., gerek vücutça, gerekse ruhsal yapı olarak değişik derecelerde şikayetler olur.
MENOPOZ SIRASINDA OLUŞAN ATEŞ BASMALARI : Ateş basması kadında baş göstermeye başladığı zaman gecikmeden doktora başvurmalıdır. Ateş basmaları, vücudumuzun hormon (içsalgı) dengesinin değiştiğinin bir işaretidir. Doktora başvurulduğu zaman, bu durum doktor tarafından tanımlanıp, gerekli tedavi uygulanacaktır. En uygun tedavi, eksileni yerine koymak şeklinde olacaktır. Bir başka deyişle vücudun artık üretemediği kadınlık hormonlarından östrojen verilecektir.
MENOPOZ SIRASINDA OLUŞAN KAŞINTILAR : Menopoz sırasında vücudun kadınlık hormonlarının üretimi azalır. Kadınlık hormonlarının en önemlilerinden biri olan östrojenler, aynı zamanda vajinanın içini çevreleyen ince deride nemliliği ve kalınlığı sağlar. Böylece bu bölgeyi mikroplardan korumuş olur. Menopoz meydana gelince bu hormonlar artık üretilemez olurlar. Böylece kaşıntı ve akıntı gibi şikayetler ortaya çıkar. Doktor kontrolü altında bulunulduğu süre içerisinde bu kaşıntılardan eser kalmayacaktır. Başa Dön
MENOPOZ SIRASINDA DUYULAN CİNSEL İSTEKSİZLİK VE BU DÖNEMDE EŞLERİN GÖREVLERİ : Bu dönemde kendini bir boşlukta hisseden kadın için en pratik çözüm yolu hobi anlamında yeni uğraşlar edinmektir. Ancak bu da kesin çözüm yolu değildir. İsteksizlikler, sıkıntılar ve sinirlilik bu dönemin sık sık rastlanan belirtilerindendir. Bu konuda çözüm doktorunuzun önerdiği tedavi olacaktır. Böyle anlarda kadınların kendilerini salıp koyuvermeleri, evleriyle ve eşleriyle yeteri kadar ilgilenmemeleri gibi durumlar görülür. Kocalar eşlerini eleştirebilirler. Bu durum normaldir. Ancak kocaların da eşlerinin bu döneminde ne gibi sıkıntıları olabileceğini düşünüp ona göre davranmaları gerekmektedir. Kocalar genellikle eşlerinin bu gibi özel durumları kendilerine açıklandığında anlayış göstermektedir. Başa Dön
MENOPOZ SIRASINDAKİ AŞIRI İDRAR ARTIŞI : Mesane kontrolünün kaybı, menopozda sık görülen bir durumdur. Kadınlarda sık sık idrar çıkma durumu, zaman zaman da idrar kaçırma meydana getirebilir. Bunda korkulacak bir durum yoktur. Doktorunuzun tavsiyelerinize kulak verin.
MENOPOZDA DOĞUM KONTROLÜ UYGULANACAK MI? : Menopozda kadın adetten kesilse de doktorlar korunmanın mutlaka sürmesi gerektiğini söylüyorlar. Doktorlar kadının adet kesilmesinden sonra bir yıl süreyle doğum kontrolüne devam etmelerinin gerekli olduğunun altını çiziyorlar. Başa Dön
MENOPOZDA ÖSTROJEN EKSİKLİĞİ KADININ CİNSEL TEMASINI VE FİZİKSEL GÜZELLİĞİNİ NASIL ETKİLER? : Menopoz sırasında azalan östrojen salgısı cinsel temasları da etkiler. Bu dönemde östrojen eksikliği yüzünden vajinada bir kuruluk meydana gelebilir. Bu yüzden cinsel temaslarda zorluklar ve acılar meydana gelebilir. Bunun çaresi kolaydır. Doktora başvurulduğu takdirde östrojen hapları vererek bu sıkıntıdan uzaklaşılabilir. Menopoz yüzünden çoğu kadın kendisinin çirkinleştiğini düşünse de bu doğru değildir. Kadın çocuk doğurma devrelerini geçirdikten sonra daha rahat bir evlilik dönemine girer. Bu dönemde artık orta yaş güzelliği başlar. Bu kadınların bir kısmı hayat tecrübeleri ve güzellikleriyle çevrelerini sık sık etkilemektedirler. Kadınların bu dönemi endişe içinde geçirmeleri için hiçbir sebep yoktur. Başa Dön
Kadınlardaki Meme Hastalıklarına Karşı Alınacak Önlemler
Bilindiği gibi insanın sağlığını koruması için elinden geleni yapması kadar doğal bir şey yoktur. Kışın kalın, yazın ince giyinmek, alınan besine dikkat etmek hep aynı amaca yöneliktir. Bu kapsamda ufak gayretler gerekir.
Bilindiği üzere meme hastalığı çoğu kadının korkusudur. Doktora baş vurmaktansa çok basit bir biçimde kendi kendinize ellerinizle yapacağınız muayene kadınları bu kaygılarından kurtarabilir.
Her ay adetin bitiminden hemen sonra 10 dakika içinde memeler basit bir yöntemle kontrol edilebilir. Aylık kontrolün seyri şunlardır;
*
Bir aynanın önüne geçerek kollar iki yana sarkıtılır. Memeler dikkatle incelenir. Bir meme diğerinden farklı mıdır? Deride, çukurlaşma buruşma var mıdır? Meme uçlarından bir her zamankinden farklı olarak içeriye dönükmüdür? Meme uçları sıkıldığında ucunda bir sıvı görülüyor mu?
*
İkinci aşamada kollar yukarıya doğru kaldırılır ve anlatılan özellikler bu pozisyonda da aranır.
*
Daha sonra yatağa sırt üstü yatılır ve sol omuzun altına bir yastık yerleştirilir. Sol el başın altına konulur. Sağ el, sol memenin üst-iç kısmında daireler çizilerek dolaştırılır. Bunu yaparken, sağ el parmakları kıvrılmadan düz tutulacaktır. Daire çizmeye göğüs kemiğinin üstünden başlayıp meme ucuna doğru ilerlenir. Ele opaklar ya da sertleşmiş kısımlar geliyor mu?
*
Aynı işlem memelerin alt iç bölümünde de yapılır. Burada gergin ve sert dokuya rastlanabilir. Korkulacak bir durum yoktur.
*
Bundan sonraki işlemde sol kol yana uzatılır. Aynı dairesel parmak hareketleri memenin üst-dış kısmına uygulanır. Bu sefer meme ucundan, koltuk altına doğru bu hareket yapılır.
*
Aynı uygulama alt-dış bölümde, dıştan meme ucuna doğru giderek tekrarlanır. Bu muayene parmaklar kıvrılmadan, düz tutularak yapılır.
*
Yine düz tutulan parmaklarla koltuk altları muayene edilir. Herhangi bir şişlik ve sertlik geliyor mu?
*
Bu aşamada ise iki avuç göğse konur, meme biraz yukarı itilir. İşaret parmakları hafifçe kaldırılarak iki el birbirine yaklaştırılır. Bu yapılırken parmakların altından kayan, ufak, yumuşak şişkinlikler ele gelebilir ve onları yeniden ellemek ya da yakalamak istenildiğinde bulunmayabilir. Bunlar memenin normal dokusunu oluşturduğundan endişeye gerek yoktır.
*
Bu işlemler bittikten sonra yastık sağ omuzun altına konularak sağ meme de aynı biçimde kontrol edilebilir.
Memede görülen patolojik olayların büyük kısmı, memenin üst-dış kadranında meydana gelir