Her şey insanlıktan geçiyor, kısırlaştırma aslında uygulanabilecek bir program, her belediye devletten ayda 9.000 TL ödenek alıyor kısırlaştırma için, bu paralar nereye gidiyor işte orası her belediyenin barınak yöneticisinin insafına kalmış.
Oturduğum yerde harika bir barınak var, 2.000 köpek bakıyorlar, var güçleriyle kısırlaştırma programı için çalışıyorlar. Barınakta iki veteriner hekim, üç tanede staj yapan veterinerlik öğrencisi ve üç de hizmetli var. Barınaklara hep şüpheli gözlerle bakarken bir gün oraya gittim ve gördüğüm manzara karşısında dilim tutuldu.
Hasta köpekler için ayrı kafesler, kediler için ayrı kafesler, müşahede bölümleri ve hayvan ambulansı (yardımseverlerin desteği ile yapılmış ambulans hizmeti) Öğrencilerden biri bana barınağı gezdirdi, kızı yolun başında gördüler mi yüzlerce köpek sevinç çığlıkları atıyor, hepsini seve seve yürüdük yollardan, bir kafes gördüm içinde iki hizmetli yerde ölü gibi yatan bir köpeğe masaj yapıyorlar, bu ne dedim, hayvan felçli araba çarpmış dedi, tedavisi sürüyor bacaklarında his var yürüteceğiz inşallah dedi. Kıza sarılıp öpesim geldi, o barınak şanslı bir yer, yöneticisi ile tanıştım hayvan uyutmaya şiddetle karşı, kendi evinde de onlarca hayvan besleyen bir veteriner hekim. Çalışanlarda çok sevince harika bir ekip çıkmış ortaya. Eksikleri var mı ; çoookkk ama bir gayret görmeniz lazım. İki yıldır her ay topladığım yardımları o barınağa gönderiyorum. Sokak hayvanlarını kısırlaştırıp, aldıkları yere bırakıyorlar, hayvan orada istenmiyorsa başka bir sokak buluyorlar, saldıkları hayvanları takip ediyorlar. Barınakta kalanlar ya hasta , ya çok yaşlı ya da insanlara uyum sağlayamayan hayvanlar.
Tek şikayetleri hayvan sever diye geçinen dernekler, bazen yetişemiyoruz diyor yönetici, boş bir su kabı görseler bizi rezil ediyorlar diyor o yüzden dernekleri sokmuyorum barınağa bizi zor durumda bırakıyorlar dedi, ama benim gibi bireysel çabaları olanları seve seve ağırlıyorlar. Bazen yardıma gidiyorum, eski elbiselerimi giyip temizliğe çıkıyorum onlarla beraber, civarda oturan insanlardan da gelip gidenler var.
Sözün kısası insanın insanlığına kalmış herşey, bu barınak ayrıcalıklı bir örnek, başka barınaklarda gördüm, veterineri bir ay olmuş uğramamış bile. İyi bir şeyler olacağına inancımı kaybetmek istemiyorum. Çalışmaya devam edeceğim.
Size tavsiyem köpeğinizi komşunuzdan olabildiğince uzak tutun, iyi geçinmeye çalışın. Zor biliyorum ama hayvana bir şey olduktan sonra ne yapsanız boş. O yüzden tedbirli olmakta fayda var, mümkünse hayvanı içeri alın, dışarıda yalnız bırakmayın ve eğer imkanınız varsa hayvanı eğitim merkezlerinden birine gönderin, sizin verdiğinizin dışında bir şey yememesi öğretilsin. Allah korusun o güzel canı, uğraşanlara da fırsat vermesin diyorum
Çok teşekkür ediyorum, bu konudaki duyarlılığınızı ve gereğini yapabilmek için olağanüstü gayretlerinizi taktir etmemek ve imrenmemek mümkün değil...
Hepimiz kendi adımıza sizin gibi olabildiğimizde çok daha iyi şeyler olacaktır mutlaka.
Anlattığınız barınak, uzun zamandır duyduğum en güzel yerlerden biri ve sanki gözümü kapatmış ve hayal bir yer canlandırmışım gibi geldi. Paylaştığınız için ve en azından oradaki canların durumu bakımından içimizi rahat ettirdiğiniz için de teşekkür ediyorum.
Her konuda olduğu gibi bu konuda da, suistimaller oluyordur mutlaka. Tamamen insanların veya görevlilerin vicdanına kalmış bir çok şeyler var. Ve bunlar kadar, eminim ki yazdığınız barınak misali, pek çok sorun ve eksikliklere ve ihtiyaçlara rağmen, kendilerinden ödün vererek, sadece bir görev değil insanlıkla bağdaştırarak birşeyler yapmaya çalışan bir dolu görevli de vardır mutlaka bilip bilmediğimiz.
Samimiyetsizlik olmasın yeter ki hiç birşeyde, önemli olan bu. Hayvanları Koruma adı altındaki yapılanmaların bazen neredeyse bütün enerjilerini, birilerini suçlamaya harcadıklarını görmek veya duymak ise bu işin ayrı bir üzüntü kısmı. Boş bir su kabı görünce bir zahmet (veya sizin de yaptığınız gibi gidip biraz yardım ediversinler) kendileri ziyaretleri esnasında olabiliyorsa dolduruversinler eğer kafeslerde böyle bir şey mümkün değilse de yardımcı hizmetlerde görevli arkadaşlara bildiriversinler. Ne olur ki? Haa bir de neden boş kabı görüyorlar ki ben onu da anlamıyorum? Sonuçta oradaki hayvanlar hala yaşıyor olduklarına göre demek ki birileri onlarla ilgileniyor. Neden kendileri kadar o su kabının düşünülemeyecek olduğu gibi bir kanıya kapılıyorlar acaba? Ne gerek var ki? Madem bu konuda bir sivil toplum örgütlenmesi üyesi olmuşlar, onların mümkün olan hergünlerini oralarda hizmet ederek geçirmeleri gerekmez mi? Aksi taktirde ne anlamı kalır ki böyle bir konumda olmalarının?
Ucuz kahramanlık yapmak en kolayı tabi...
Bir ressam büyük bir şehrin en işlek caddesine, kocaman bir resim asmış. Yanına da kocaman bir yazıyla "Resimde yanlışları işaretleyin" diye yazmış ve boya ve fırçaları bırakmış oraya.
Gece el ayak çekildiğinde gördüğü manzarayı tahmin edebiliyorsunuzdur sanırım. Evet resmin üzerinde hiç boş yer kalmamış ve tabi ki işaretlerden dolayı resim de artık görünmez haldeymiş.
Ertesi sabah daha önceden yaptığı aynı resimden, bir tane daha asmış koca binanın duvarına.
Ve bu defa yanıbaşına şunu yazmış. "Lütfen resimdeki yanlışları düzeltin"...
Sonuç: sanırım tahmin edebiliyorsunuzdur. Evet, resim üzerinde en ufak bir fırça darbesi veya işaret olmaksızın aynen olduğu gibi duruyormuş o günün gecesinde...
Konu dışı gibi oldu ama şu barınaklardaki boş su kabı için feryat figan, bahsettiğiniz şekilde canı gönülden ve herşeyden önce insan oldukları için buralarda emek veren insanlara karşı dahi ucuz kahramanlık yapmaya kalkanlar ve benzerleri, bana bu olayı çağrıştırır hep... Kıssadan hisse ...
Bir insanın olumlu birşeyi eleştirip, olumsuz yanlarını ortaya koyabilmesi için önce çok daha fazlasını kendisinin yapıyor olması lazımdır... Yoksa en kolayı, adı eleştirmek bile olamayacak şekilde can sıkıcı bir şeyler üretmektir... Zaten yeterince sorun varken, birilerinin ekstradan sorun olmak için yollara düşmesinin manası ve gereği hiç yok...
Komşumuz için kötü düşünmek istemesem de, buradaki yorumlarda bahçeye bir kap su veren üyenin, kabı bağladığı kurdelanın bile koparılmış olduğunu üzülerek yazmasını okuyunca, galiba sizin de söylediğiniz gibi dikkat etmek gerekecek, en doğrusu da bu...
Kendimiz dışındaki insanlardan yiyecek kabul etmemesi konusundaki eğitim önerinize de ayriyeten teşekkür ediyorum. Şu an bir müddet, önemli başka nedenlerden ötürü gündemime alamıyorum, ancak en kısa sürede ve birinci öncelik olarak bu konuda gereğini yapmamız onun için en iyi şey olacak.
Ne kadar dikkat etsek de, bazı nedenlerden dolayı zaman zaman mecburen gün içinde yalnız kalabiliyor ve ayrıca terasta çok daha rahat ediyor ve seviyor orayı. Hem bu bakımdan, hem de yarına çıkacağımız belli değil Allah gecinden versin veya Allah korusun ama bizlerle ilgili bir problem olursa, o daha 7 aylık ve önünde uzun bir ömrü var. Bu konuda alacağı eğitim onu ileride karşılaşabileceği böylesi bir durumdan korumak adına çok önemli. Sağolun uyarılarınız ve tavsiyeniz için.
Dünyanın ve üzerinde yaşayanların hakettiği değeri bulduğu, sevgi, saygı, paylaşmak, mutluluk, merhamet, vicdan ve barış dolu günler umut ve temennisiyle...
Saygılarımla...