Of canım ya ben Allahıma hep dedim hayırlısı olsun..
Burakla çok mutlu olalım demedim ya da şücayı bir daha görmeyeyim demedim..
Ya da burak gitsin şücam gelsin de demedim.
Hep dedim ki dualarımda, ben neyin hayırlı neyin hayırsız olduğunu bilemem.
Gelecekte neyin hayırlı olduğunu ancak sen bilirsin, sen beni doğru yola ilet diyerek yalvardım hep..
Önce şücanın annesinin kanserinin nüksettiğini ve apar topar konyaya döndüklerini öğrendim.
Arasam mı aramasam mı diye kararsız kaldım ve sonunda aradım geçmiş olsun demek için.
Aradım söyledim aynı zamanda helallik de istedim.
Şüca bana dedi ki benim hakkım sana helaldir ama ben inanıyorum bizim daha görüşeceğimize dedi.
Ben de sanmıyorum dedim dedi ki sen bana hala kızgın kırgın mısın dedi.
Ben de dedim ki seninle durumumuz aynı ben arayıp insanlığımı yaptım sadece dedim.
O da hımm dedi tabii biraz yıkıldı.
Dedi ki belki de yıllar sonra karşına çıkarım olmaz mı dedi..
Ben de olmaz beni bekleme dedim hayatını yaşa dedim, çünkü beklerdi biliyorum.
Sonra işte telefonu bir şekilde kapattık.
Face'ten ona dedim ki "Şüca beni bekleme, kaderde varsa olur ama sen bekleme hayatını yaşa" dedim.
Bir hafta sonra beni aradı.
Dedi ki sen böyle bir şey yazmışsın demek ki kaderde olabilir yani bir yandan da bekleme diyorsun.
Kafam karıştı dedi.
Sonra bana dedi sen mükemmel bir insandın ben seni hep üzdüm kırdım falan...
Annemin başına gelenlerin de senin ahından olduğunu düşünüyorum dedi...
Ben de dedim saçmalama asla annen ya da sen hakkında kötü bir şey istemem falan dedim.
O da biliyorum ama Allahımın adaleti işte dedi..
Dedi ki senden beni affetmeni diliyorum affetmezsen de bu hayatta ne yaparım bilmiyorum savrulurum dedi..
Artık hiçbir beklentim kalmayacak tek istediğim sendin tek beklediğim sen de olmazsan ne yaparım bilmiyorum dedi..
Ağladı bana anlattı bir sürü şey dedi cumartesi günü şileye geliyorum senden benimle buluşmanı istemeye hakkım yok dedi.
Sonra ben de evet dedim..
O da dedi ki iyice düşün sınavların ne zaman bitiyor ben seni aramak istiyorum dedi..
Ben de cuma bitiyor demiştim işte o zaman..
Beni cuma akşamı aradı yine ağladı anlattı beni övüp durdu kendi kusurlarını söyledi özür diledi binlerce..
Cumartesi beni dershane aradı gel burada işler var sbs kontrolleri falan dedi.
Gittim meğerse beni şüca çağırtmış...
Sözde ayrıyız ama birbirimizi görür görmez sarıldık hemen ağladık.
Dedi ki beni affediyor musun? seni asla affetmeyeceğim falan dedim..
Beni doğum günümde buluşmaya çağırmıştı ama gitmemiştim bir dondurmanın üzerine mum dikip getirdi
Kutladık sonra oradan gittik gezdik...
Sarıldık öptük afediyor musun dediğinde hayır asla dedim ama gülümsüyorduk falan...
Bu arada abedeye dönüyorum...
Cuma günü twittera sınıf arkadaşlarımla attığım resimleri görmüşsündür Öykü'm.
Hani erkek arkadaşlarımla falan vardı..
Abd onları gördü kıyameti kopardı sana asla güvenmiyorum falan dedi.
Ben de bitmesin diye ikna etmeye çalıştım 3-4 saat boyunca...
Ama olmadı ikna edemedim ve benden ayrıldı..
Bir gün sonra ben helallik istedim çünkü çok yalvarmıştım ki istemeye istemeyeydi.
Yani kısacası Allah'ım yine bizi birleştirdi.
Ondan sonra ne abd mesaj attı, ne şüca beni üzdü.
El eleyiz..