Oncelikle basiniz sagolsun demek istiyorum. Umarim bir daha boyle bir tecrube yasamak durumunda kalmazsiniz ve biran evvel toparlanirsiniz.
Ben doktor degilim; fakat bayagi bir zamandir bu isin icinde oldugum icin yaptigim arastirmalara ve tecrubelerime dayanarak benim de nacizane tavsiyelerim olacak. Arkadaslar da yazmislar detayli, tekrar olsa da en azindan daha guven duymanizi saglar.
Bana da uc sene kadar once dogal yolla olur dedi bir doktor, bir seneme mal oldu. Su anda bunyemle ve dogurganligin ne kadar mucizevi (bilhassa bizim yasimiz) oldugu ile ilgili bildiklerimi o zaman biliyor olsaydim asla dinlemezdim. Evet, dogal yolla olnasi da ihtimallerden biri. Lakin yasadiginiz travma, ve yasinizla ilgili daha bircok olumsuzluk ihtimalini (kromozomal bozukluklar gibi) gozonune aldiginizda, maddi durumunuz da elveriyorsa, bence riski en az olan yola girin derim. Cunku bu yasta her ay degerli.
Yumurta ve embryolarinizin sayi ve kalitesine gelelim. Ben 39 yasimda takviyesiz olarak ilk tup bebek denememi yapmistim. O tedavimde sadece yedi yumurta toplandi, alti tanesi dollendi ve iki adet embryom besinci gune gitti, transferim kimyasal gebelikle sonuclandi.
Sonrasinda kullandigim takviyelerle en son bu senenin basinda 16 adet yumurtam toplandi, yarisi besinci gune gitti.
Ben bu surede bes kere havuz yapip iyi kalite embryolarimin hepsini (20 adet) NGs’ye gonderdim; sadece iki adet saglikli geldi. (Kesinlikle NGS olmadan tup bebek yapmayin, oglunuzu neden kaybettiginiz de cok onemli bu durumda; fakat bir arkadasimin da belirttigi gibi doktorlarin sizin fikrinizi degistirmesine izin vermeyin, bu yasta NGSsiz her hamilelik bir kumar bence ve dusuklerin rahme verdigi zarar her seferinde biraz daha artiyor. Ben bu hataya dustugum icin bu konuda gercekten sizi uyarmam gerektigini dusunuyorum)
Bu yuzden soyleyebilecegim su: sayinin fazla olmasi da onemli degil, onemli olan kaliteleri. Sadece yumurta da degil, sperm kalitesi de onemli ama benim o konuda tecrubem yok, benim pasam boyle seylere hic yanasmadi, sanki cocuk benim sadece. Neyse...
Dolayisiyla kullandigim takviyelerin sayimi artirdigina kesinlike inaniyorum; lakin kromozomal bozukluklar icin ne kadar faydali oldular bilemiyorum.
Kullandigim takviyeler sunlardi (bunlardan omega ve ubiquinol u ben zaten normal hayatimda da kullanirdim, fakat tup bebek tedavisi icin ubiquinol un miktarini artirdim).
(Ayrica en onemli husus, tedaviye baslamadan once bir kan sayimi, onemli vitamin ve minerallerinize baktirmanizi tavsiye ederim.)
1. Gunde ortalama EPA+DHA seviyesi 3 - 3,5 gr olan bir Omega3. Aldiginiz urunun IFOS 5 yildizli olmasi onemli, yoksa piyasada cok balik yagi adi altinda satilan cop var. Ben normalde 1,5-2 gr kullanirdim, tup bebek tedavisi icin bu seviyeye cikardim. Bunun icin test yaptirmaniza gerek yok, esansiyel bir yag oldugu vucudumuza hergun azami 3-3,5 gr in hicbir zarari yoktur, her bunyenin de ihtiyaci vardir.
2. Gunde 400-600 mg arasi Ubiquinol- gun icinde bolusturulerek aliyorum. Bu bizim yasimizda dogurganlik disinda da onemli oldugu icin hep kullanilmasi lazim aslinda. Vucudumuzdaki hucrelerimize hasar vererek bizim yaslanmamiza ve yangisal (inflammatory) hastaliklara sebep olan serbest radikallerin etksiiz hale getirilmesi icin gerekli. Normalde gunde 100-200 arasi kullanirdim, tup bebek tedavisinde bu orana yukselttim.
3. D vitamini: kesinlikle seviyenizi olcun once, sonra gerekiyorsa takviyeye baslayin. D vitamini yuzyilimizin en onemli kesiflerinden biri. Eksikligi bircok yangisal hastaligin sebebi oldugu kanitlanmis, dogurganlikla da direk iliskilendirilmektedir. Bilim dunyasi optimal seviyeler hususunda ikiye bolunmus vaziyette; ben sahsi olarak kendi tecrube ettiklerimle seviyemi 80-100 arasinda tuttugumda optimal fayda elde ettigimi biliyorum. Benim seviyeme standart ekolden gelen cogu doktor toksik der, fakat benim takip ettigim ekol de aksini iddia ediyor. Bu oranin toksisitesi de kanitlanmis bir iddia degil. Misal, benim alerjilerim vardi bu sekilde gecti, ayrica hic hastalanmam insanlar gripten kirilirken falan yani cok faydasini gordum. Ama mutlaka once seviyenize baktirin. D vitaminiii almanin en uygun yolu guneslenmek, fakat gunesin Turkiye’ye D vitamini uretebilmek icin gerekli olan gelis acisi olan minimum 55 derece, mayis ve agustos aylari arasinda oldugu icin, bu aylarin disinda takviye almak sart. Gunluk ideal doz da hicbir gunes gormeden kilo basina 100IU olarak oneriliyor. Ama tabi dengeyi kendiniz bulacaksiniz olcumlerle.
4. K2 vitamini: D vitamini benim gibi yuksek oldugunda kalsiyum emilimi artiyor. Kalsiyumun damarlarda birikmemesi, bobreklerde tas yapmamasi, kemikler ve disler gibi gereken yerlere yonlendirilmesi icin K2 vitamini gerekiyor. Gunde 100’luk tabletler kafidir.
5. C vitamini: ben gunde 1000 mg kullaniyorum, vucut zaten ihtiyac fazlasini idrarla atiyor, o yuzden tereddut etmeye gerek yok.
6. B12: Mutlaka once kendi seviyenizi olcturun, ben 800-1000 pg/ml arasi tutuyorum seviyemi. Metilkobalamin en dogal formudur, kullanmaniz gerekirse bu formu olan dil alti tabletleri tercih edin.
7. Arisutu: dogal bir urun bulun, ben gunde 1000 mg kullanmistim.
8. Ve tabi ki Folik asit: ben gunde 800 mcg aliyorum, 5mthfr formunda olani en iyisi.
Daha once de belirttim, bunlari ben kullandim. Erkek kisminda cok tecrubem yok; ancak diger arkadaslar yeterli miktarda tavsiye vermisler zaten.
Umarim size bir faydasi olur bunlarin. Unutmak belki mumkun degil ama yasadiklarinizi hafifletecek gunler umarim cok yakindir sizin icin. Bir bebek icin, bilhassa rahminize dustukten sonra beslenen umudun ve bu umudun bosa cikmasinin hissettirdiklerini inanin bizden iyi kimse anlayamaz. Tanri sizi korusun ve o guzel gunlere kavustursun.