Mesela 20 li yaslarinda olsan ne yapardin.Bir kadının en güzel çağı 30 ve sonrasıdır bana göre. 20 li yaşlarda insan daha gözü kara oluyor. Sanırım kazık yeme skalamız 30 da doluyor, sonra aniden gelen aydınlanma ile kısa sürede iade ediyoruz.
20 li yaşlarımda, şu an ki aklımla olsaydım keşke
Kıskançlık ve cimrileşme harici bende de var bu değişimler. Ek olarak ben para harcamayı sever oldum:)34 yaşımı dolduruyorum aralık ayında
Son zamanlarda iyice anlıyorum artık o 20li yaşlarımın enerjisi, coşkusu, dinamikliğinin geride kaldığını.. demek istediğim yaşlanmak değil dinamiklik ruhun gençliği. Umarım anlaşılır farklı yöne çekilmez:) herşeyi kafama takan umursayan arkadaşlarına deli gibi değer veren bir insandım. Elim öyle açıktı ki hep paylaşayım mutlu edeyim mutlu olalım kafasında yaşıyordum. Herkesi kendim gibi sandığımdan herkesin mutlu olmasını diler kimseyi kıskanmaz imrenmez onlar adına mutlu olurdum. Hırslarım yoktu çünkü istersem herşeyi başarabileceğimi sanırdım.
Bir yıl kadar önce arkadaşım kendine sıfır bir araç aldı tahminim benim fitili ateşleyen kıvılcım burada başladı. Çünkü cesaret edemiyordum araç sürmekten korkuyordum. Evlendikten sonra araç almıştım ama eşim kullanıyordu. Neyse bu durumu kıskandığımı farkettirm bakın imrenmek değil bildiğiniz kıskanmak. O yapıyorsa ben neden yapamayım ki? Dedim ve o gazla sürmeye başladım aktif bir yıldır kullanıyorum (iyi oldu baya rahatladım otobüslerden kurtuldum) sonrasında çevremdeki insan kalabalığından sıkıldığımı hissettim o her çağırılan yere giden kişiden evimde sessiz sedasız kafa dinlemeyi arzulayan birine dönüştüm.
Alışveriş yapmayı avm gitmeyi çok seven biriyken cimrileşmiş gibi asla birşey almak istemiyorum kendi eşyalarımı paylaşmak istemiyorum. Mesela kahve makinemi satıp daha işlevsel bir makina aldım sonra sattığım makineme çok üzüldüm niye o kadar bağlanmışım anlamadım. Var olan hiçbir düzeni değiştirmek istemiyorum. Sade sakin düzeyde kalmak istiyorum. Müzik zevkim bile değişti.
Karman çorman örnekler verdim galiba ama kendimde olan bu değişimler beni bazen tedirgin ediyor. Eskiden susan içine atan biriyken sevmediğim bir hareket olunca hemen tepki verip o kişiyi kırabiliyorum. Bu da dün iş yerinde oldu personel arkadaşı biraz üzdüm galiba ama haketmişti de. Sizce benim neyim var kötü bir insana mı dönüştüm ben? Hayatımda iş stresi dışında şükür olumsuz birşey yok ama ben negatif biri olmaktan korkuyorum. Geçiş dönemi mi nedir? Çocuğumu bile biri sevse kıskanıyorum saçma sapan. Çocuk bana yanlışlıkla anneanne dedi diye bozuldum (annem bakıyor tabi ki alışkanlık olması normal halbuki)
İşte böyle böyle delirdim galiba yazarken anladım
Kıskançlık durumu hoş olmamış ama o da bir kereliğine olmuşsa sorun yok, insansın sonuçta. :)34 yaşımı dolduruyorum aralık ayında
Son zamanlarda iyice anlıyorum artık o 20li yaşlarımın enerjisi, coşkusu, dinamikliğinin geride kaldığını.. demek istediğim yaşlanmak değil dinamiklik ruhun gençliği. Umarım anlaşılır farklı yöne çekilmez:) herşeyi kafama takan umursayan arkadaşlarına deli gibi değer veren bir insandım. Elim öyle açıktı ki hep paylaşayım mutlu edeyim mutlu olalım kafasında yaşıyordum. Herkesi kendim gibi sandığımdan herkesin mutlu olmasını diler kimseyi kıskanmaz imrenmez onlar adına mutlu olurdum. Hırslarım yoktu çünkü istersem herşeyi başarabileceğimi sanırdım.
Bir yıl kadar önce arkadaşım kendine sıfır bir araç aldı tahminim benim fitili ateşleyen kıvılcım burada başladı. Çünkü cesaret edemiyordum araç sürmekten korkuyordum. Evlendikten sonra araç almıştım ama eşim kullanıyordu. Neyse bu durumu kıskandığımı farkettirm bakın imrenmek değil bildiğiniz kıskanmak. O yapıyorsa ben neden yapamayım ki? Dedim ve o gazla sürmeye başladım aktif bir yıldır kullanıyorum (iyi oldu baya rahatladım otobüslerden kurtuldum) sonrasında çevremdeki insan kalabalığından sıkıldığımı hissettim o her çağırılan yere giden kişiden evimde sessiz sedasız kafa dinlemeyi arzulayan birine dönüştüm.
Alışveriş yapmayı avm gitmeyi çok seven biriyken cimrileşmiş gibi asla birşey almak istemiyorum kendi eşyalarımı paylaşmak istemiyorum. Mesela kahve makinemi satıp daha işlevsel bir makina aldım sonra sattığım makineme çok üzüldüm niye o kadar bağlanmışım anlamadım. Var olan hiçbir düzeni değiştirmek istemiyorum. Sade sakin düzeyde kalmak istiyorum. Müzik zevkim bile değişti.
Karman çorman örnekler verdim galiba ama kendimde olan bu değişimler beni bazen tedirgin ediyor. Eskiden susan içine atan biriyken sevmediğim bir hareket olunca hemen tepki verip o kişiyi kırabiliyorum. Bu da dün iş yerinde oldu personel arkadaşı biraz üzdüm galiba ama haketmişti de. Sizce benim neyim var kötü bir insana mı dönüştüm ben? Hayatımda iş stresi dışında şükür olumsuz birşey yok ama ben negatif biri olmaktan korkuyorum. Geçiş dönemi mi nedir? Çocuğumu bile biri sevse kıskanıyorum saçma sapan. Çocuk bana yanlışlıkla anneanne dedi diye bozuldum (annem bakıyor tabi ki alışkanlık olması normal halbuki)
İşte böyle böyle delirdim galiba yazarken anladım