Kucukken cok evlenmek isterdim, kendi ailem olsun derdim- benim ailem ben kucukken dagildi belki de bundan... Zamanla tanidigim, birlikte oldugum adamlar sayesinde buna ihtiyacim olmadigini, insanin isterse kendi kendisinin bile kendisine aile olabilecegini anladim, hayat seve seve ogretiyor :) Umutsuzluk mu usengeclik mi inancsizlik mi adi bunun bilmiyorum belki oyle belki de baska bir kelime tarifi...Icimde bir cocugum olsun istegi hic yok o saat bende henuz calismadi, yesermedi ya da vakti gelmedi, cevremde o kadar bosanan varken sirf evlenmis olmak icin de evlenemem. Iliskilerden bana kalan iyi kotu hatiralar var ama onlar da artik birisine asik olabilmeyi, sevmeyi gectim inanmayi zorlastirdilar. Gecmisimde kaldigi halde icten ice donse diye bekledigim; ama bugun donse kendisine yapamayiz biz diyecek kadar gucumu topladigim su yasimda ve gunlerimde kesfettigim yegane sey kabullenmek...Evet sanirim o kelime kabullenmek- biraz once tarifini yapamadigim sey...kabullenmekten ve simdi'de var olup ne gecmis ne gelecek hic bir seyi fazla dusunmeden, zihnimi susturup, blofunu vesvesesini gorup sadece anda var olmaktan baska yolu yok huzurlu olmanin... Tam ve butun oldugumda bu baslik bile anlamini yitiriyor. Kendime yetiyor ve kurban psikolojisinden cikiyorum... Imrenmiyor muyum mutlu ciftlere, imreniyorum, ama olmadiysa olmamistir, hosgelsin 35ler 40lar 50ler yapacak bir sey yok. Hayatimda biri olup da beni yine mutsuz veya huzursuz edecekse omur boyu bekar kalayim ailem kendim olayim, yeter ki huzurum ve kendime yetisim olsun...