25.kare bilinç altına gizli mesaj yerleştirme.lütfen okuu!!

Öyleyse,

Ahlak sahibi bir millet iken, sadakatsiz, ahde vefasız, gözü dışarıda, elindeki ile mutlu olmayı bilmeyen, yetinmeyen, şükürsüz, teşekkürsüz bir millete dönüştüysek,

Her evde mutlaka küçük de olsa bir kütüphanesi bulunan bir milletken kitaplıklar yerine TV üniteleri kuran ve TV'lerde belgeselleri seyrettiğini iddia edip hayvanların cinsel hayatlarından öteye gidemeyen bir millet olduysak,

Bunda 25. karenin de büyük payı var demektir.
 
ayyyyyy şoktayım resmen yazık bunları yapan insanlığa yazıklar olsun nasıl bi ümmetiz biz nereye gidiyoruz bu şekilde çoluk çocuğumuz nasıl bi dünyaya kalacak görsellerden baktım biraz gerçekten şoktayım yaa çizgi filmler bile masum değil ama yavrularımız ne kadar masumca izliyo onları sonra çocuklar bu yaşta cinselliği biliyo herşeyden haberleri var diyoruz nasıl olmasın ha nasıl olmasın
 


- Bir yastıkta kocayın…

- Amin…

Başka ne diyebilirdi bu duaya, yarini çok seven, onun yolunu gözleyip nefesini dinleyen? Sanki yaşam yariyle başlamış, yariyle bitecekmiş gibi gelen; ona her dünyada bir daha ayrılmamacasına hep sarılmak isteyen?

BİR YASTIKTA İKİ KİŞİ?

Bu satırları okuyup da, yariyle uzun “bir yastık”ta uyuyan var mı?

Binlerce yıl öncesinden, masumiyet çağının bittiği yakın zamana kadar, çiftler uzun “bir yastık”a baş koyarlardı.

Birbiriyle nihayet evlenebilmişler uyurlarken sadece kolları değil, nefesleri de dolanırdı. Tabii ki dolansındı, aşkın mikrobiyolojisi olmazdı; hem o “yar”i - o olmazsa ölebileceği değil, bir el ya da bir şirketin el değmez ortağı mıydı?

“Bir yastık”lar, artık annelere değil, kimisi hala buruş buruş bir eli sımsıkı kavrayan, buruş buruş elli güzelim anneannelere, babaannelere sorulacak gelinlik kızların çeyiziydi.

Yüz elli, yüz altmış santim uzunluğundaki bu yastıkların iki başı renkli parlak satendi. Bir de satenleri gösterecek uzunlukta, iki ucu açık bembeyaz patiska kılıfları vardı. Bu yastık yüzlerinin kenarlarındaki beyaz iş, el işi, göz nuru dantel kendini gösterebilsin diye özellikle koyu renk satenin üzerine denk gelirdi. Satenin rengi genellikle saten yorgan ile aynı renkte olurdu. Bembeyaz yastık yüzünün üzerinde kimisi allı güllü, genellikle kanaviçe işi de olurdu.

Yastık yüzü içi genellikle yün ya da pamuk doldurulmuş salaşpurun, mermerşahinin üzerine geçirilirdi. Yün daha pahalıydı, ama sodayla, kül suyuyla, ya da kille tokaçlaya tokaçlaya yıkanabilirdi. Yıkanmaz – havalandırılmazsa kurtlanabilirdi.

Pamuk ise yıkanmaz, yattıkça tortop olduğundan mahalle aralarında dolaşan hallaçlara attırılırdı. Yastık yüzleri ise yıkandıktan sonra son suya azıcık çivit atıldı mı rengi çok açık mavileşirdi.

Bir de kuş tüyü yastıklar vardı ki, çok nadirdi; bu dar gelirli çoğunluğun ona da, ipek kılıfına da parası pek yetmezdi.

Kimisi yazın da yün yastıktan başkasında yatamaz, kimisi ise yaz - kış pamuk yastıkta yatardı. Her saniyesi emek dolu günlerin bitiminde, başlar her santimetrekaresi emek dolu, nur dolu yastıklara konurdu. Baş konan yastığa oturulmazdı, “oturulursa yüzde çıban çıkar...” diye çocuklar korkutulurdu.

Pof pof kabarmış, yüzü ütülenmiş sakız gibi yastıklarda yatmanın da, bir yastığa baş koyup konuşmanın da tadı doyumsuz olurdu. Eskilerin bir inanışı daha vardı; analardan çocuklara öğütlenir durulurdu:

- Kavga da etsen eşinle, yatağı terk etmeyeceksin…

Bu yüzden bizim kuşak evlilikte sınıfta kalırken,
bu inançla yaşlı kuşak, hala kol kola dolaşabiliyordu.

ÖNCE YASTIKLAR AYRILDI

Masumiyet çağı bitiyordu;
önce yastıklar ayrıldı.

O horluyordu,
o kokuyordu,
o kalın yastık seviyordu,
o kıpır kıpır kıpırdıyordu,
o terliyor, o terletiyordu;
aslında doğrusu:
o, o’ydu.

Yastıklar ikiye bölündü ve Kahraman Yeni Dünya’da özgürlük adına çıkılıp, yapayalnızlığa giden otoyoldaki “yarım yastık”lara bir de isim kondu: “KÜSTÜM YASTIĞI”.

Küstüm yastığını takip etti ayrı yataklar, ayrı odalar, ayrı evler,
ama kağıt üzerinde bitmemiş evlilikler;
yen içindeki kolu, kanadı kırılmış çiftler.

Modern Zamanlar’da, “BİZLER”in yerine kurulmuş bu “BENLER” İmparatorluğu’nda belki de artık:

- Bir şehirde kocayın… olmalıyken dilekler.

Ve güneşin battığı yerdeki “Uygarlık Birleşik Dershaneleri”nin kantininde “vücut yastıkları” satılmaya başlıyordu.

Bizim “Bir Yastık”lara “Body Pillow” adı verilmişti, ama dik olarak kullanılıyordu.

Bazıları insan bedeni şeklindeydi. Asla seyran olamayacak bir odada, kuş uçmaz güvenlik sistemleri arasında, kuş tüyünden bir yastığa yaslanarak, sarılarak, bir bacağı üzerine atarak uyunuyordu. Bir zamanların Vahşi Batı’sında, korkunç bir “yalnızlık salgını” kırıp geçirirken, psikiyatrist randevuları dolup taşıyordu.

KÜSE KÜSE SEVMEK

Evet;
elyaf ya da silikon bir küstüm yastığı yıkanabilir,
istifini bile bozmadan göz yaşlarıyla ıslanabilir,
kendileri anti alerjik, isimleri allengirik olabilir,
internetten siparişle yatağınıza kadar gelebilir,
gerektiğinde salondaki üçlü koltuğa da gidebilir.

Ama, “Yandım Ayşe’m”, “Yandım Mehmet’im” diyen yüreklere,
en genişi bile dar değil midir?


Demode damgalı aşklarda ya da Anadolu’nun bazı mütevazı hanelerinde hala bir yastığa iki baş koyar –
bir yorganın altında iki yürek atar.

Bir yastık, birlikte karı-kocamak isteyenlerin,
aynı anda susmak isteyen nefeslerin simgesidir.

Yastık sandık lekeliyken,
tencere dibin karayken,
yerin de, yenin de darken,
ama o gerçekten “yar” iken,
gerisi hikayedir.

Yaşamda en değerli kavramlar POS cihazından kartınızı geçirerek, acayip şifreler girerek sahip olduklarınız değildir.

Bir yastıkta yatabilmenin, yarinle bir uyuyabilmenin değeri tarifsizdir.

Teknolojinin çamaşırda, ütüde kolaylıklar sağlaması güzeldir, değerlendirilmelidir; ama bir yastığa iki baş koyduran duygular da korunmalı, kanaviçe gibi işlenmelidir.

BİR YASTIK SAVAŞI KAYBETTİRİLSE BİLE

Kaç yaşında olursanız olun, kalan armağan ömrünüzde,
gıcır gıcır gıcırdayan dar bir yatak,
iki başı saten, yatay “bir yastık”,
ayağa göre uzatılacak bir yorgan,
her sabah birlikte uyanacak,
son nefese kadar sarılıp uyuyacak,
ortak düşler kurup, kurduracak,
mütevazı yaşamı paylaşacak bir “yar” dileği ve
Ayşe’lerimize, Mehmet’lerimize hep sevgilerimle…

(çağ dışı) düş hekimi yalçın ergir den alıntıdır..
 

bu yazıyı muhakkak okuyalım
 

çok güzel bir yazı.
 
Ben de bir süredir merak ediyordum bu konuları. Bunun için bir çok program var artık. Bilinçaltına gizli mesaj gönderen pc programları. Keşke barış için kullanılsa böyle şeyler. Halkı bilinçlendirmek adına kullanılsa.
 
bu şekillde olan subliminal mesajlar zaten sıkça kullanılmakta özellikle lady gaga ve beyonce kliplerinin neredeyse hepsi bunlarla dolu. Bir çok film de de kullanılmakta bir çoğu illuminati denilen grubun işi zaten
 


Şoka girdim yemin ediyorum. Çok fena etkilendim bu konudan neler oluyormuş da haberimiz yokmuş. ALLAh'ım sen ıslah et ya rabbim. Çok ürkütücü gerçekten. Daha neler duyacağız acaba.

PayLaşım için teşekkürLer emeğine sağLık
 
ya boşverin kaynanam şöyle yaptı kocam böyle ya........htunlar bunu okuyunnnnn yemin ediyorummm mal gibi yaşıyormuşuz hiç bişiyden habersizz

şahane paylaşımmmmm ........keşke linklerde açılsaydıda tam şok yaşasaydımmmm....
 
Aaaa çok ilginç şok oldum resmenvay be neler varmış neler
ama linkler açılmadı bende
 
benm garibime giden ve yine bu şekilde olduğunu düşündüğüm bi reklam filmi var....bi yatak reklamı ve şevvla sam sonunca anladımki YATAKTA İYİLERMİŞ diyor....
çok garip gelmişti bana açıkcası o kısma yatak üretmekte iyilermiş demesi daha mantıklı olmazmıydı ve bu kadar büyük bi firma her kanlda yayınlancak olan reklam için böyle bişeyi
nasıl gözden kaçırır bilmem ve böyle oluncada insan ister istemez art niyet arıyor....
 
Farkında olmadan bilmedigimiz o kadar cok sey var ki...Benim bugune kadar hic dikkatimi cekmemisti. Resimlere bakınca sok oldum.
İlk sayfadaki resimlerin yer aldıgı linkler silinmis
Buradan ulasabılırsınız


blogcu.com

Bu siteye de girdim baktım teşekkürLer feen

Bu konuyu okuduğumdan beri akLımdan çıkmaz oLdu hayretLer içerisindeyim. Meğer nasıL da aLdatıLıyormuşuz neLere mağruz kaLıyormuşuz yaa. Sinirden çatLamak üzereyim. Bu yazıyı okuduğumdan beri 1 kere biLe tv.ye bakmadım. ResimLeri gördüğümden beri midem buLanıyor. İnsanLar gerçekten çok iğrenç. ÖzeLLikLe çizgi fiLmLerde yapıLan ahLaksızLıkLar... aLLahım sabır ver.

payLaşım için teşekkürLer arkadaşLar
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…