resimlere inanmıyorum ben, çünkü bu resimler nette yıllardır dolaşıyor ama bu resimlerin reklam olarak kullanıldığı zamanlar çok eski olduğundan(ve çoğu hatırlayamadığımız resimler olduğundan) bunu karşılaştırmamız mümkün değil.Yani bu gördüğümüz resimlerde fotoshop denilen tekniğin kullanılması gayet mümkün.Ama film için diyeceğim şudur ki zaten bizzihati konuyu buraya çekmek istemişlerdir ve bunu kendi filmlerinde uygulayıp akabinde medyaya duyurarak yapmışlardır.(bir olasılık olarak)
Fakat bu gizli reklam olayı gerçektir, hatta bir telkin sitesi dahi var bu konuda doğa sesleri ile kişileri psikolojik sorunlarını çözmeleri için telkin ediyorlar.bunu kötü amaçlı da kullanmak mümkün.hayatın her aşamasında bunu görebiliriz.misal bugün dikkatimi çeken bir mutfak robotu reklamında kadın mutfak robotu ile kısa sürede hazırladığı yemeği fırına koyar ve oradan çıkarıp sofraya alır.
sofrada 4-5 erkek vardır ve afiyetle yemeği yerler.erkek egemen düşünceyi nasıl da desteklediğini farkediyorsunuzdur umarım.bundan 5-6 yıl evvel bir pazarlama kitabında 1950'li yıllarda yapılmış bir araştırmadan söz ediliyor.denekler dilbilgisi sınavına alındıkları sanı ile bir labarotuar ortamına alınıyor ve anlatım bozukluğu içeren cümleleri düzeltmeleri isteniyor.burada hakim kelimeler gri,buruşuk,yorgun gibi yaşlılığı yansıtan kelimeler.ve denekler ortamdan ayrılıyor.labaratuar ortamına giriş/çıkışlarında görüntüleri alınan deneklerin gayet dinç olarak girerken çıkışlarında tıpkı yaşlı insanlar iki çıktığı gözlemleniyor.bu test kelimelerin insan üzerinde etkilerini araştırmak için yağılmış.
Asıl aklıma düşen ise şu olmuştur; o yıllarda ne için böyle bir araştırma yapma gereği duyulmuştur? peki yıl 2000'lere geldiğinde bu araştırma sizce ne kadar ilerlemiştir?
Günlük hayatımızda kullandığımız birçok aracın esasen çok önceleri keşfedildiğini sivil halka neredeyse 10 yıl sonra arzedildiğini de biliyoruz? Şu anki teknolojik cihazların neler olduğunu ancak bize sunulduğu zaman öğrenebiliriz.Peki yeterince kafanız karıştıysa bir soru sorarak bitirmek istiyorum: sizce sansasyonel bilgilere tam zamanında mı erişiyoruz yoksa onların artık yürürlükten kaltığı zaman mı duyuruyorlar bize?
şüphecilik konusunda descartes'den geri kalmayalım bence