Popüler Konu 24 Haziran Başkanlık seçimi anketi ;

Başkanlık seçiminizde oyunuzu kime vereceksiniz ?

  • AKP ile MHP ortak adayı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan

    OY: 891 37,9%
  • CHP adayı Yalova Milletvekili Muharrem İnce

    OY: 1.067 45,4%
  • HDP adayı İstanbul Milletvekili Selahattin Demirtaş

    OY: 67 2,9%
  • İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener

    OY: 274 11,7%
  • SP Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu

    OY: 42 1,8%
  • VP Genel Başkanı Doğu Perinçek

    OY: 8 0,3%

  • Ankete Katılan
    2.349
  • Anket Kapalı .
Tamamını okuduğunuzda düşüncelerinizi paylaşırsanız sevinirim
 



Bir Ekonomik Tetikçinin İtirafları - John PERKİNS

Sene 2005 Türkiye ile bir alâkası olmayan John Perkins kitabında anlatıyor; "Kendi otomobilini üretemeyen ülkeye borç verip otobanlar yaptırırız. Sonra onlara arabalarımızı satarız. Sonra bankalarını satın alırız. O bankalardan halka ucuz krediler verip daha çok araba almalarını sağlarız. Böylece verdiğimiz o krediyi arabamızı satarak geri alırız, hem de faiziyle. O ülkeye dünya bankası ya da kardeş kurumlardan kredi ayarlarız. Ayarlanan kredi "ASLA" o ülkenin hazinesine gitmez. O ülkede ‘proje‘ yapan bizim şirketlerimizin kasasına girer.

Enerji santralleri, sanayi alanları, limanlar, dev havaalanları yapılır. Aslında insanların işine yaramayan bir yığın beton. Bizim şirketlerimiz kazanır o ülkedeki birileri de nemalandırılır. Toplum bu düzenekten hiçbirşey kazanmaz. Ama ülke büyük bir borcun altına sokulmuş olur. Bu o kadar büyük bir borçtur ki ödenmesi imkansızdır.


Plan böyle işler.

Sonunda ekonomik danışmanlar/tetikçiler olarak gider onlara deriz ki; "Bize büyük borcunuz var ödeyemiyorsunuz. O zaman petrolünüzü satın, doğal gazınızı bize verin, askeri üslerimize yer gösterin, askerlerinizi birliklerimize destek olmaları için savaştığımız bölgelere gönderin, Birleşmiş Millletler de bizim için oy verin! Elektrik su kanalizasyon sistemlerinizi özelleştirin! Onları Amerikan şirketlerine ya da diğer çok uluslu şirketlere satın..." Sosyal hizmetleri, teknik sistemleri, eğitim kurumlarını, sağlık kurumlarını hatta adli sistemleri ele geçiririz. Bu, ikili, üçlü, dörtlü bir darbeler serisidir."

________________________________ Bir Ekonomik Tetikçinin İtirafları - John Perkins
 
Aşağıdaki yazı Facebooktan takip ettiğim Yunanistanda çalışan pırıl pırıl bir Türk gencinin

yazısı.Hani battı dediğiniz Yunanistan.

Özellikle yurtdışında yaşayanlar bir okusun.




Barış Balcı, Oía, Kikladhes, Greece'da.

19 Mayıs, 19:26 ·
Şimdi müsadenizle yurtdışında yaşayan binlerce arkadaşıma birde buradan seslenmek istiyorum... Bende sıradan bir Avrupa Birliği ülkesinde 3.sınıf bir memur statüsünde çalışarak vasat bir maaşa tabi tutuluyorum.Departman şefi olarak bu yılki zamla beraber aldığımız maaş 2.450 Euro,yani 5 yıllık bir öğretmen ile aynı maaşı alıyoruz.Personelimizin aldığı maaş ise 2000 Euro ortalamasında... Evet,bizler ülkemize tatile gittiğimiz zaman 1000 Euro karşılığında en güzel otellerde krallar gibi tatil yapıyoruz.Bakın bu bizim maaşımızın yarısı bile değil !. Doğru Türkiye güzel,ama yalnız bize güzel !. Birde orada 1600 Liraya çalışan ve çalıştığının yarısını kiraya veren insanlara bir sorun bakalım Türkiye güzel mi?.. Kusura bakmayın Türkiye sadece Bodrum'a gidip orada iki kıç salladıktan sonra Gümbet'ten kadın kız götürerek sevilmiyor arkadaşlar ! .. Emin olun ki o kadınlar fahişe değil,düzen fahişe olduğu için size bakıyorlar,yoksa aynı kendi ülkenizdekiler gibi onlarda yüzünüze bakmazlar !... Ülkemizde 12 saat köle gibi çalışan bir işçinin 8 katı maaş alıyoruz burada,üstelik eğitim sağlık her şey bedava,nitekim bunların yanında birde kira,yol,yıpranma payı,kıdem parası ve çocuk başı 500 Euro'luk sosyal yardımlar alıyoruz,hepsi bir kenara işsiz dahi bırakılsak devlet bize iş bulana kadar 1500 Euro geçim ücreti veriyor,yani 8 Bin lira !.. Belki bilmiyorsunuz ama Türkiye'de ise bu maaş sadece 600 lira ve yalnızca 6 ay veriliyor !.. Her yıl bizim öğrencilerimiz aldığı öğrenim burslarıyla Türkiye'ye tatile gidiyorlar,hatta otel kapatıp düğün bile yapıyorlar.Bodrum otelleri yine işsizlik maaşlarıyla gelen gurbetçilerin kiralık son model Mercedes'leri,BMW'leriyle dolu !.. Yani yatarak aldığımız paralarla dahi 5 yıldızlı otellerde rahatça kalabiliyoruz değil mi? Ayrıca ülkemizdeki yüzüne bakmadığımız o arabaların fiyatına bizler burada Lamborghini'ye biniyoruz,üstelik hem vergisi düşük,hemde benzini ülkemizde satılan fiyatın yarısı bile değil !.. Evet Türkiye tabii ki bize güzel,uzaktan davulun sesi hoş gelirmiş birde orada yaşayanlara bir sorun bakalım 1600 Liraya nasıl geçiniyorsunuz diye !.. Eğer ülkemizdeki insanları anlamak istiyorsanız önce empati yapmalısınız,alırsınız avucunuza 1600 lirayı gidersiniz o tatil yaptığınız yerlerde önce bir ev kiralarsınız sonrada kalan parayla 1 ay geçinmeye çalışırsınız.Tabii paranız kalırsa !.. Hadi o zaman söyleyin kolaysa ''Türkiye çok güzel bee,oh ne güzel herşey ucuz'' diye !... Şimdi asıl konumuza gelelim; Bizler Türkiye'de ikamet etmediğimiz halde Türkiye'de yaşayan insanların ekmeğini,emeğini,geleceğini çalıyoruz arkadaşlar,Çünkü bu ülkenin her seçiminde tatilden başka hiçbir alakası olmayan bizler %6 oyumuzla orada yaşayan insanların kaderlerini değiştiriyoruz.Bakın ülkeyi felakete götüren bu kötü zihniyete her defasında %6 oyu biz ilave ediyoruz,Çünkü Avrupa'dan en az %72 AKP çıkıyor arkadaşlar !.. Eğerki bizden %6 yerine %3 oy çıkmış olsaydı,emin olunki bugün ülkemizin fabrikaları,bankaları,limanları,yolları,havaalanları,ormanları,madenleri ve hatta toprakları satılmamış olacaktı !. Sırf Esad'a şahsi düşmanlık için suriye'de binlerce gencimiz şehit olmayacaktı,sıfır terörle alınan bu ülke yine terörsüz kalacaktı.İnsanlarımız İngiliz-İsrail bankalarına borçlandırılmayacaktı.İşsizlikten insanlar kendilerini yakmayacaktı !.. Aklınızı başınıza alın artık,bırakın herşeyi güllük gülistanlık gösteren şu aptal TRT'yi,ATV'yi,A Haber'i izlemeyi !.. Sizin doğan çocuğunuza her ay 2600 lira yardım yapılıyorken orada insanlar 1600 Liraya geçinmeye çalışıyorlar. Bizim hiç yaşamadığımız bir yerdeki o gariban insanların hayatlarını çalmaya ne hakkımız var !.. Kırdırtmayın bana Osmanlı Tuğralı Alman Plakalı o aptal arabalarınızın camlarını,YA DOĞRU DÜZGÜN ADAM GİBİ HALKTAN YANA ATIN OYLARINIZI YADA HİÇ KULLANMAYIN ADAM DİYE ANALIM GURBETÇİ YOLDAŞLARIMIZI !..
 
Tebrikler Bilgi okumaktan gelir bişeyi atlamışsınız kullanın lazım olur
SAYGI; Değeri, üstünlüğü, yaşlılığı, yararlılığı, kutsallığı dolayısıyla bir kimseye, bir şeye karşı dikkatli, özenli, ölçülü davranmaya sebep olan sevgi duygusu, hürmet, ihtiram
Okumanızı tavsiye ederim
 
Kesinlikle benim de içim rahat en azından kandırılmadım
 
Bende bunu izlemenizi tavsiye ederim.
 
Güvenliği tehlikeye girermiş

Bu ülkede o yaşta bir tek o var söylerse kabak gibi bulurlar sanıyor herhalde.
Aklıma Cem Yılmaz'ın CIA esprisi geldi

Her şeyi yaşamış insan yaşım xx der gocunmaz şu dönemi yaşadım diye anlatır.

Yaşım 24 ülkemin durumunu hiç beğenmiyorum düzelsin istiyorum. Çocukluğumdan beri olanların farkındayım. Daha eski dönemleri belgesellerden ve ailemdeki her görüşten insanın anlattıklarından biliyorum.


Tüh yaşımı söyledim şimdi. Güvenliğim elden gitti. Beni evimden alırlarsa hakkınızı helal edin.
 
Avrupanın en iyi ülkelerinden birinde, özgür, çalıştığı paranın karşılığını alabilen, en iyi eğitim ve sağlık hizmeti alan ve vergilerinin karlışığını fazlası ile alabilen biri olarak, yazının altına imzamı atıyorum.
Oy kullanmak istemiyorum. Akepe getirdi bu sistemi istemedik, ilk zamanlarda kullanmadım ama baktıkki iş böyle değil, akepeliler koşa koşa başka illerden gelip oy kullanıyorlar artık oyumu mutlaka kullanıyorun ve üzgünüm...
 


Ahanda tanıdım seni sen Truman Showsun
 

Duyarlılığınıza nerdeyse inanacağım ama bu ülkede yeteri kadar yaşayınca kelimeler , onların nasıl ve ne amaçla kullanıldığı hakkında epey fikrim var. Türkiye ' de dini ve etnik azınlıklara karşı uygulanan katliamlarda: sayıca çoğunluk olan ve aynı zamanda devleti de elinde bulunduran dini ve etnik yapı, mağdur olan halk kesimiyle empati yapmak onların hakkını korumak , hak ve hukuk ve adalet taleplerinin yanında durmak yerine, çoğunlukla katliamcıları kendi içlerinden çıkardıkları için, mağdurla değil, zanlıyla özdeşlik kurarlar... bu özdeşlik , katliamlara " katliam " demek yerine,sanki küçük ıkı grubun kavgası sonucu ,birbirlerinin kaşını gözünü morartmak ile sınırlı bir hadıseymıs gibi davranırlar... ," olay", " tatsızlık" diye kelimerler ile durumu geçiştirir, sanki mağdurlar ve sanıklar eşit derece zarar görmüşler gıbı lanse edilir, ve yer yer mağdurlar neredeyse suçlu ilan edilir...

Yani sizin güya " Alevi kardeşlerinizi" düşündüğünüzü iddia etmeniz ile katliama katliam demek yerine " Madımak olaylarında" gibi bir tercih de bulunmuş olmanız; yanında durduğunuz tarafın, empati yaptığınız grubun ne olduğu açıkça belirtiyor... bence zerre umrunuzda olmayan insanlar hakkında trıbune oynamayın!
 
Son düzenleme:
Korkut Boratav iyi bir akademisyendir. Onun yakın zamanda basılan bir söyleşisinden bazı bölümleri aktaracağım, devamını isteyen linkten okur.

" Peki Türkiye’nin gidişatı ne yönde olacak?

24 Haziran’da iktidara kim gelirse gelsin, IMF’ye gitmek zorunda.

Aksi halde?

Bu durumda uygulanması gereken önlemler, Türkiye toplumunun yaygın kesimlerinde, sermayedarlarda, sıradan orta sınıflarda ve bu yansımaların tedirgin edeceği emekçi kesimlerde tahammül edilme sınırını zorlayacaktır.""

"
Bazı analistler hükümetin ekonomideki kötü gidişata kasten göz yumduğunu, böylece topluma “bunu ancak ben çözerim, ben gidersem kriz gelir” mesajı verdiğini ileri sürüyor. Faiz artırımının bu yüzden özellikle engellendiği de ileri sürülüyor…

Hükümetin şu andaki ekonomik kargaşayı açıklamasının tek yolu “ben bir komployla karşı karşıyayım” demesidir. Buna karşı muhalefetin “kendini saldırıya açık hale getirdin ve o yüzden sorumlu sensin” demesi lazım. AKP, baştan beri kabul ettiği bütün kuralları iki-üç yıldır reddetmeye çalışıyor. Muhalefetin şunu sorması lazım: İktidara geldiğin 2002 yılından 2013’e kadar yüksek faiz-ucuz döviz politikasını niye kabul edip sürdürdün? Dışarıdan gelen para yüzünden döviz cinsinden milli gelirin yükselmesiyle, üstelik bu yapay bir yükselme olduğu halde, bununla niye övündün? Şimdi niye reddediyorsun? AKP, iktidardan uzaklaşması halinde “2017’de bile Türkiye’yi yüzde 7.4 oranında büyüten bir ekonomiyi devraldınız ve ne hale getirdiniz” diyecek. Ama ben Cumhurbaşkanı’nın böyle bir senaryoyu dahi düşündüğünü “ileride iyi muhalefet yaparım” rehaveti içinde olduğunu sanmıyorum."

"
Buna rağmen AKP’yi 16 yıldır iktidara taşıyan temel unsurlardan biri ekonomi politikası değil miydi?

AKP’nin seçim zaferlerinin arkasında yüksek borç yükü altında, tüketimlerini gelirlerinin üzerine çıkarabilmiş olan büyük emekçi kitleler vardır. Ama bu rehavet Türkiye toplumu açısından sürdürülemez noktaya geldi. Bunu arkada bırakıp yeni bir toplumsal sözleşmeye gitmek zor olacak. Ne yazık ki iktidara aday görünen muhalefet de bize bu türden bir senaryoyu vaat etmiyor. CHP’nin muhalif kanadından Selin Sayek Böke bile 2007’ye kadarki programın iyi olduğunu söyledi. Oysa derin bağımlılığı getiren tam da o dönemdir. Muhalefet ise “Türkiye dış borçları için pazarlığa otursun, dış finansman baskısını tasfiye etsin ki, kendi ayakları üzerinde duran sağlıklı bir ekonomiyi getirelim” diyemiyor.

Mevcut muhalefet seçimlerden galip çıkarsa, AKP’nin batırdığı dükkânı toparlamak zorunda kalacak. Bunun için de gelirinin üstünde tüketime alışmış olan toplumsal kesimleri, kemer sıkma politikasıyla karşısına almak durumunda kalacak. Yeni iktidar bu açmazı nasıl aşabilir?

Syriza’yı teslimiyete zorlayan, Yunanistan orta ve hatta emekçi sınıflarının Euro’dan ayrılmama tutkusu ve Avrupalı olmaktan çıkma endişesiydi. Türkiye’de de döviz hesaplarının TL’ye çevrilmesini göze alamayacak kalabalık orta sınıflar var. Muhalefetin parlamenter çoğunluğu elde etmesi HDP’nin barajı aşmasına bağlıdır. Bu senaryo gerçekleşir ve seçimleri muhalefet kazanırsa halk sınıflarına dönük baskı hafifletilmeye çalışılacak. Kredi, bütçe ayarlamaları yapılırken, emekçilere dönük maliyetleri hafifletilmesi gözetilecek. Alternatif bir iktidardan beklenecek olan budur.

AKP tekrar iktidara gelirse, muhalefet nasıl bir yol alabilir?

HDP’yi de katarak oluşturulacak geniş bir sol muhalefet, Türkiye’nin geleceğini sola taşıyabilir. Aksi halde bugünkü iktidarın devamı IMF’li veya IMF’siz, faşizmi zaten gündeme getirmiş vaziyette.""

https://www.gazeteduvar.com.tr/yaza...dara-kim-gelirse-gelsin-imfye-gitmek-zorunda/
 
Çok hoşsun :)) 31 yaşında üniversite mezunu yıllardır çalışan biriyim ülkede neyin ne olduğunu biliyorum çok şükür .hay Allah yaşımı söyledim açığa çıktım millet kamuflem bozuldu şuan :)
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…