- 6 Mart 2012
- 17.731
- 27.703
- 49
Neden 22 Kasım?
Ülkemizin ilk dişçilik yüksekokulu olan “Dişçi Mekteb-i Aliyesi” Tıp Fakültesi bünyesinde 22 Kasım 1908 tarihinde kurulmuştur.1996 yılından bu yana her yıl 22 Kasım günü “Dişhekimliği Günü”, 22 Kasım’ı içine alan hafta ise “Ağız Diş Sağlığı Haftası” olarak kutlanmaktadır.
"Ağız ve Diş Sağlığı" neden önemlidir?Sağlık “fiziksel, ruhsal ve sosyal olarak tam iyilik hali” olarak tanımlanmakta, sağlıklı olma durumu ise ancak vücuttaki tüm organ ve dokuların sağlıklı olması ile mümkün olur. Ağız ve diş sağlığı da genel sağlığın, dolayısıyla yaşamsal fonksiyonların ve yaşam kalitesinin vazgeçilmez bir unsurudur.
Dünya Sağlık Örgütü(DSÖ); diş ve dişeti rahatsızlıklarını yaygınlığı ve tekrarlama oranları nedeni ile insanların karşılaştığı en büyük sağlık sorunlarından biri olarak tanımlamaktadır. “Ağız hastalıklarının” birçok ülkede yüksek oranda görülmesi ve bu hastalıkların “Bulaşıcı Olmayan Hastalıklar” ile ortak risk faktörlerine sahip olmaları DSÖ’nün ağız diş sağlığının korunmasına yönelik programlara birinci derecede öncelik vermesine yol açmıştır.
Ağzımız vücudumuzun giriş kapısıdır.Özellikle sindirim sisteminin düzgün çalışması besinlerin sindirime hazır hale getirildikten sonra yutulması ile mümkündür. Dişlerin eksikliğinde çiğneme yeterince yapılamaz. Dişler ve çevre dokulardaki problemler konuşmayı güçleştirir ve estetik sorunlara yol açabilir.
Ağzımız aynı zamanda vücudumuzun aynasıdır.Pek çok hastalık dişetlerini, tükrüğün miktar ve kalitesini etkiler. Diş hekimi muayenesi sırasında görülen ağız bulguları ve testler sonrasında ilk kez diyabet olduğu fark edilen ve dahiliye kliniğine yönlendirilen diyabet hastası sayısı azımsanmayacak kadar çoktur. Genel sağlıkla ağız diş sağlığı birbirini etkiler. Bazı durumlarda da mevcut hastalık ağız diş sağlığını bozabilir. Yapılan araştırmalar kötü ağız hijyeninin, bireylerde kardiyovasküler sorunlar, osteoporoz, üst solunum yolları enfeksiyonları, diyabet ve endokardit riskini, gebelerde ise düşük doğum ağırlığı ve erken doğum riskini arttırdığını göstermiştir
Ağız ve diş sağlığını bozan faktörler nelerdir?
En sık görülen ağız ve diş sağlığı sorunları diş çürükleri ve dişeti hastalıklarıdır. Hastalıkların oluşması sürecinde dişlerin yapısı, dizilimleri, tükrüğün yapısı ve akış hızı, beslenme tarzı ve ağız bakım alışkanlıkları gibi kişiye ait özellikler rol oynar.
Bakteri plağı çürük oluşmasına neden olur. Diş çürüğü ve dişeti hastalıklarının en önemli nedeni bakteri plağıdır. Ağız ortamında bulunan bakteriler besin artıklarını ve salgıları kullanarak bakteri plağını oluştururlar. Dişe yapışık ince bir tabaka olan ve gözle görülmeyen plak tabakası dişten uzaklaştırılmadığı takdirde şeker ve ağızda parçalanarak şekere dönüşen nişastalı besinleri kullanarak asit üretir, sonuçta diş minesi etkilenir ve çürük oluşur. Nişastalı, karbonhidrat içeren besinler, asitli içecekler, şekerli gıdalar ve yapışkan besinler çürük için riskli besinlerdir.
Bakteri plağı dişetlerinin iltihaplanmasına neden olur.Dişetleri kanamalı ve şiş hale gelir. Bakterilerin yan ürünleri diş ve dişeti bağlantısını bozar, sonuçta dişeti, dişten ayrılır, diş ve dişeti arasında temizlenemeyen cep adı verilen boşluklar oluşur. İlerleyen süreçte cep derinleşir, dişin içinde bulunduğu kemik yuva da etkilenir, dişler sallanır ve dökülür. Plak tükrükteki kalsiyum ve fosfat ile birleşerek diş taşı oluşumuna da neden olur, diş taşlarının temizlenmemesi destek dokuları (periodontal dokuları) etkiler. Bakteri plağı başlangıçta etkin bir ağız temizliği ile uzaklaştırılabilir. Ancak diştaşı mutlaka dişhekimi tarafından ortadan kaldırılmalıdır.
Diş çürüğü ve dişeti hastalıklarının temel nedeni kötü ağız hijyenidir. Bu hastalıklar diş ve çevre dokuların doğru bir yöntemle ve düzenli olarak fırçalanması, doğru diş ipi kullanımı, sağlıklı beslenmenin düzenlenmesi, düzenli diş hekimi kontrollerinin aksatılmaması ile önlenebilir.Diş minesinin güçlenmesi amacıyla dişlerin florlanması veya diş hekiminin önereceği diğer koruyucu uygulamalar ihmal edilmemelidir.
Beslenmenin düzenlenmesi son derece önemlidir. Özellikle büyüme ve gelişme çağında kalsiyum, fosfor ve flor içeren besinlerin tüketilmesi gereklidir. Ağız ve diş sağlığı için A, D ve C vitamininden zengin besinler de tüketilmeli, et, süt, süt ürünleri yeşil yapraklı sebzeler, yumurta, balık, sarı sebze ve meyveler, narenciye, domates, çilek gibi gıdaların yeterince tüketilmesine özen gösterilmelidir. Nişastalı ve şekerli gıdaların tükrük akışının daha çok olduğu yemek sırasında tüketilmesi daha uygundur. Yemek aralarında dişlere zararlı ürünler değil, elma, havuç, yer fıstığı gibi mekanik temizliğe yardımcı olan ve tükrük akışını arttıran gıdalar tüketilmelidir.
Ağız ve dişlerin etkin olarak temizlenmesinde dişlerin tüm yüzeylerinin temizlenmesi, dişetine masaj yapılarak kan dolaşımının sağlanması esastır. Dişlerin dudak ve yanağa bakan yüzeyleri, dile bakan yüzeyleri dişetinden dişe doğru dairesel hareketlerle, çiğneyici yüzeyleri ise ileri geri hareketlerle fırçalanmalıdır. Dişler her yemekten sonra, günde an az 2 kez fırçalanmalı, uçları yuvarlatılmış, yumuşak kıllı bir fırça tercih edilmeli, diş macunu miktarı nohut boyutunda olmalıdır. Diş macununda bulunan ve dişlerin korunmasında etkisi olan florun etkili olabilmesi için fırça su ile ıslatılmamalı, fırçalama işlemi 2 dakika sürmelidir. Dişlerin birbirlerine komşu olan ara yüzleri ancak diş ipi ile etkin olarak temizlenebilir. Dilin fırçalanması da ihmal edilmemelidir. Ara öğünlerde ya da fırçalama olanağı olmadığı zamanlarda ağzı çalkalamak veya su içmek yararlı olacaktır.
Düzenli diş hekimi kontrolleri aksatılmamalıdır. Ağız ve dişlerin zaman zaman kişinin kendisi tarafından aynaya bakarak kontrolü yapılmalı, 6 ayda bir düzenli olarak diş hekimi kontrolüne gidilmeli, tedavi gerektiren ağız ve diş sağlığı sorunları diş hekiminin belirlediği tedavi programına uyularak çözümlenmelidir. Kişinin farkında olmadığı basit bir diş sorunu ilerde tedavi sürecini zorlaştıracak kadar problemli bir hale gelebilir.
Flor uygulamaları diş minesinin güçlenmesi, ağızdaki asit ortamın nötralize edilerek bakteri plağının etkisinin azaltılması amacıyla kullanılır. Flor; diş macunu, flor gargarası, flor jeli, flor verniği gibi formlarda uygulanır.
Hamilelik süreci ve ağız diş sağlığı
Hamilelerin ve henüz doğmamış bebeklerinin hem genel sağlıklarının hem de ağız diş sağlıklarının korunması için anne adayları ağız diş sağlığını önemsemeli, sağlıklı beslenme programı oluşturmalı, her zamankinden daha özenle ağız diş bakımı sağlamalı, koruyucu uygulamalar hakkında diş hekimi desteği almalıdır. Hamilelikte hormonal dengenin değişmesinin ağızda da bir dizi değişikliğe neden olabileceği unutulmamalıdr.“Her hamileliğin bir diş kaybına neden olduğu” şeklindeki yanlış inanıştan da vazgeçilmelidir.
Biberon ile uzun süre ve tatlandırılmış sıvılar verilmesi, emziklerin bal, pekmez, reçel gibi maddelere batırılarak verilmesi, bebeğin bütün dişlerini etkileyen ve çok hızlı ilerleyen çürüklerin oluşmasına sebep olur. Biberon çürüğü dediğimiz bu çürük tipi ağrı ve iltihaplanmalara, süt dişlerinin erken kaybına ve beslenmenin olumsuz yönde etkilenmesine neden olabilir. Bebeklerin ağızlarında biberon varken uyutulmaları da doğru değildir.
6. ayda çıkmaya başlayıp, 2.5 yaş civarında tamamlanan süt dişleri gelecekteki daimi diş dizisinin garantisidir. Süt dişleri ağızda göründükleri andan itibaren beslenme sonrasında temizlenmeli, 1 yaşından itibaren diş hekimi kontrolüne başlanmalıdır. Çürük olması durumunda zaman geçirmeden tedavi edilmelidir.
Sonuç olarak
Ağız diş sağlığının korunması ve geliştirilmesi sürecinde çocuklarımızın eğitimi, diş fırçalama alışkanlığı kazanmaları son derece önemlidir. Anne ve babalar kendi dişlerini fırçalarken çocuklarına da örnek olacaklardır. Evde anne ve babanın rol model olması, okulda öğretmenin diş fırçalamayı ya da doğru beslenmeyi özendirmesi çocukların ağız ve diş sağlığı açısından doğru tutum ve davranış edinmelerine yardımcı olacaktır.
Bu nedenle;
Doğru ve düzenli ağız bakımını alışkanlık haline getirelim,
Beslenmemizi düzenlerken çürük oluşturmayan besinleri seçelim,
Ne yediğimiz kadar ne zaman yediğimizin de önemli olduğunu unutmayalım.
Sert, kabuklu gıdaları dişlerimizle kırmayalım.
Diş hekimi kontrollerini aksatmayalım.
Diş hekimimizin önerdiği koruyucu flor uygulamalarını ihmal etmeyelim.
“Dişlerimize gözümüz gibi bakmamız” gerektiğini hatırlatıyor ve halkımızın “Ağız Diş Sağlığı Haftası”nı, diş hekimlerimizin “Dişhekimliği Günü”nü kutluyoruz.
Günde 2 kez dişlerinizi fırçalarsanız güvenle GÜLÜMSEYEBİLİRSİNİZ.
Siz Gülerken, Dişlerinizde Gülsün...
Kaynak:Sağlık Bakanlığı