2011 Ekim Anneleri


cnm arkadasım bmm güzel yüreklimm.eminim çoğumuzun iiçindeki yaradır bu.ama hep ertelediğimiz.Ünv yurtdayken bazı arkadaslarım yuvaya,huzur veınd ebayramda felan gider hediye alırlardı..çok istedim ama hiç nasıp olmadı.Bende cok istiyorum böyle şeyleri yapmayı.etrafımda varsa el atıyorum gücüm yettiğince,ama o yurtları cpok merak edıyorum..

Gel kartopum ayarlayalım bişey yapalım böyle bi kuruma,bütcemize göreee...Yemek olur, maddi katkı olur..
 
Sabahtan beri ağlama modundayım zaten.. Vara yoğa ağlıyorum bugün. 2 yaşındaki kalp hastası bebek de ölmüş, haberlerde izlemiştim koca bi makineyle dolaşıyordu. Cıvıl cıvıl konuşuyordu ama nakile kalbi dayanmamış. Allah onun ailesine de kalbi bağışlayan aileye de sabırlar versin. Allah bizim çocuklarımıza uzun ömürler versin. Sağlığımızın kıymetini bilelim.
 

organlarınızı bağışladınız mı?? Ben cok istiom ama eşim istemıo niyeyse, yani bana bşy olursa onun onayı olmadan bağış yapılamıomuş sanırım.öle dedi ..Beni mi kandırdı acaba, doğru mu,hiç arastırmadım..

ilik bankasınıda arastırıdm ona da niyetlendim,fakat emzirme döneminde ne kan ne ilik bağışı olmuomuş.Bizde zor muş,ilik olayı..
 

allah rahmet eylesın el kadar bebekler ne zorluklar cekıyolar heryerınde makıneler rabbım bu mınık meleklerın hıc bırıne acı yasatmasın ınsallah
 

ayy yavruu yaaaaa pugff kızlar bittim ben bugünn hamile gibi sürekli uykum geliyor elim kolum kalkmıyodu şimdide ağlak naciye oldum allah ailesine sabır versin
 

Ben bağışlamak istiyorum ama galiba almazlar benimkini. Çünkü kan bile veremiyorum ben. Anneme siroz teşhisi konunca hepatit testi yaptırmıştım, kanımda hepatit B'ye karşı antikor oluşmuş. Yani o hastalığa karşı korumalıymışım. Ama Akdeniz Üniversitesinde bir hastaya kan vermek için form doldururken bunu yazdığım için kanımı almadılar. Detayını da bilmiyorum, aslında öğrenmek lazım. Organ bağışı çok hayırlı bişey.

İlla eşinin onay vermesi gerekmiyor galiba, onay alınacak kişiyi sen belirleyebiliyorsun diye biliyorum ben. Ama eşin varken babana sorarlarsa, eşin olmaz derse yine de olmaz
 

sevozy, organ bağışı yapılsa bile , öyle bir durumda aile onayı gerekiyor,aile de onay verirse bağış geçerli oluyor,eşin doğru söylemiş canım
 

ben tatil dönüşü yapmayaı planlıyorum zaten, netten araştırıyordum şimdi ,anadolu yakasındaki yerleri,eşimede söyledim,dışarıda bir organizasyon olursa daha iyi olu diye düşünüyorum hem çocuklarda dışarı çıkmış olurlar. zaten önümüz Ramazan zamanlamada çok iyi.ben bakayım sanada haber veririm. sevozy.
 

tamam cnm bu yakada oturan sen ,ben , zefey elimizden geldiğince..mutlkaa yapalım ..arada bsyler götürüz yani hep kontak halinde oluruz yani..
 
tamam cnm bu yakada oturan sen ,ben , zefey elimizden geldiğince..mutlkaa yapalım ..arada bsyler götürüz yani hep kontak halinde oluruz yani..

evet kızlar yanlarınaa gideriz hoşlarına gideraradadaa ama önce yazıştığımızı gerçekleştiririzzz çok içimden geldi şimdiiii yavrular sevinsin içim burkuldu yaaaa
 
evet kızlar yanlarınaa gideriz hoşlarına gideraradadaa ama önce yazıştığımızı gerçekleştiririzzz çok içimden geldi şimdiiii yavrular sevinsin içim burkuldu yaaaa

önce inşallah,kartopum kurumu bulur, sonra yemek işini halledriz.sonrada ordakılerle konusur neler yapabiliriz, ziyaretleri felan konusuruz..senın zefeyim blog için hazırladığın mamalardan ,bizden,ikramlıklar hazırlarız..ne bılım palyonco tutulur,lunapark olur,buyakada görüom özel yuvadakı bebeleri oyunevi varya oraya götürüolar onu gibi..Gücümüz neye yeterse..
 
kartopum yazdıkların beni de duygulandırdı,

evet her işte hayır vardır ve senin kalp gözün farklı bir şekilde açılmış oldu,
ben daha önce böyle bir organizasyona şahit olmuştum, ataköy'de burger king'e 10-15 kişilik çocukları
getirmişlerdi, 2-3 bayan organize olmuş yurttan çocukları almış getirmişlerdi, yemekten sonra bir de oyun
oynamaya götüreceklerdi, onların halini hatırladıkça gözlerim yine doldu,

istersen maddi olarak ta yardım yapabiliyorsun ama para olarak istemiyorlar, kız ve erkek çocukları için
çorap, iç çamaşırı ve belli başlı 1-2 şey daha, bizim müdüriyette para toplanmış ve b.evler çocuk esirgeme
kurumu ile konuşulup oraya yardım yapılmak istenmişti, görevliler sadece alınabileceklerin listesini söylemiş
bizimkilerde alıp götürmüşlerdi,

annemlerde yanlış hatırlamıyorsam 2-3 yıl önce kurban mıydı, adak mıydı bilemiyorum ama b.evler çocuk
esirgemeye bağışlamışlardı, yani orada kesip onlara vermişlerdi
 
üsküdar veya küçükyalıdaki yuvalar uygun alıp bir yerler götürebilmek için,yaş aralığı 7-12 imiş.

göztepeyede gidip orada faaliyette bulunulabıilinir bizim bebelerle. orası 0-6 yaş.
 
Ben atatürk orman çiftiliğnde staj yaparken stajyer arkadaşlarla çiftliğin hemen yanındaki kurumu ziyarete gitmiştik o çokcukları bir görmeniz lazımdı etrafımızda pervane oldular hele birisinin abla lütfen beni sev diye bacağıma yapıştığını hiç uutamam birisi tokalarını alıp gelmişti abla saçlarımı toplar mısın diye aklıma geldikçe hala içim ürperir tekrar tekrar gitmeyi çok istedim ama hiç cesaret edemedim keşke ankara da da böyle bir organizasyon olsa da gidebilsek arkadaşlarla ne fırtınalar var o çocukların içlerinde allah hiç bir çocuğu ailesinden sıcak yuvasından ayırmasın
 

üff şuan ağladığımı görmesinler diye dışarıyı izliyorum üfff allahımm hiç bişi alamasan bile aslında yanlarındamı olsak belirli peryotlarda gitsek
 
üff şuan ağladığımı görmesinler diye dışarıyı izliyorum üfff allahımm hiç bişi alamasan bile aslında yanlarındamı olsak belirli peryotlarda gitsek

Bence en çok ihtiyaç duydukları şey bu. Saçlarını toplayacak, kıyafetini düzeltecek.. Nasıl bir ortam acaba? Yurt gibi soğuk mu, yoksa yerlerde halılar falan olup ayakkabısız geziyorlar mı?
 
üff şuan ağladığımı görmesinler diye dışarıyı izliyorum üfff allahımm hiç bişi alamasan bile aslında yanlarındamı olsak belirli peryotlarda gitsek

zeynep buna dayanmak o kadar zor ki ilk ziyaretinden sonra hep onları düşünüyorsun üzüntünden yemek bile yemek gelmiyor içinden ben çok yıprattım kendimi ama sen bunu kaldırabileceğini alışabileceğini düşünüyorsan zaman zaman gidip onlara hiç bişey veremesen de sevgini verebilirsin böyle söylüyorum ama ben de tekrar gitmeyi çok istiyorum ağlama hayat bizler için neler çıkarıyor karşımıza allah bizlere sağlıklı uzun ömürler versin de evlatlarımız izsiz kalmasın annesizlik babasızlık çok zordur yavrularımızın bir yeri acıyıınca koşa koşa bize geliyorlar öptürmek için acılarını dindiryoruz onların kurumun çalışanları o çocukların hangi yaralarına yetişebilecekler ki ah allahım çok dua ediyorum onlar için...
 
Bir başka doğum hikayesi

Her doğum heyecanla, sevinçle, umutla hazırlanılan, şahsına münhasır bir vuslat mucizesidir. Benim ki de öyle… Tek farkla…

Bazı melekler annelerinin karnında büyür, bir hastane odasında muhabbetle, hasretle kucağa alınır. Bazı melekler ise senelerce beklenir, defalarca test edilir, oldukça sancılı ama kesinlikle çok ‘özel’ bir süreçte annelerinin kalbinde büyür, aynı muhabbetle ve hasretle ‘genelde’ soğuk bir devlet kurumunda kucağa alınır. Aradan yıllar geçer, hala o an aynı sıcaklıkla, aynı şevkle ve aynı gözyaşlarıyla yaşanır.

İşte ben de meleğini yüreğinde büyütenlerdenim, kızım da annesinin gönlünde, göğsünde, ruhunda büyüyenlerden…

İstedim ki bu kadar çok okunan, takip edilen içi dolu bir blogda bizim gibi ‘özel’ ailelerin varlığı da fark edilsin ve belki birkaç güzel insana cesaret versin. Bilgi bombardımanından önce, bizim hikayemizi paylaşalım dedim, beraber yeni pencereler açarız kimbilir??

Her kadın gibi, sanırım biyolojik saat gerçeği nedeniyle, anne olmalıyım dediğim zaman geldiğinde ‘o an için’ acı gerçekle yüzleştim. Ama o öyle bir ateşti ki her yolu denemeliydim. Senelerce sabırla, sebatla yöntemler, doktorlar, kürler denedim. Hem fiziksel, hem de ‘bana göre’ ruhsal sağlığımı kaybetme noktasına geldim.

Ve bir gün… karşı balkondaki bebek çamaşırlarına bakıp bakıp tam anlamıyla ‘bağıra çağıra’ ağlarken, bir öğrencimden gelen mesajla kendime geldim (Hala o mesajı saklar ve zaman zaman kendime hatırlatırım). Akşamı zor ettim, hemen eşimle paylaştım. Aslında çekinceleri olmasına rağmen sırf beni mutlu etmek için ‘tamam’ dedi. Hemen ertesi gün (ki gece boyu yaklaşık 8 saat ‘evlat edinme’ başlığındaki linkleri okudum) soluğu Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü’nde aldık, prosedürleri öğrendik. Ama benim o kadar bekleyecek sabrım kalmamıştı, hemen o an alıp gitmek istiyordum. Eşim, garibim, ne desem evet diyordu benim heyecanımı gördükçe… O an orada “O zaman ‘koruyucu aile’ de olalım, iki kardeş büyürler ne güzel olur” falan filan derken, biz hem ‘koruyucu aile’ olmak, hem de ‘evlat edinmek’ için başvurumuzu yaptık. Haftalar süren, tam bir sinir çemberi olan başvuru belgeleri ve sürecini tamamladık ve başladık beklemeye… Tabii ben iki günde bir sosyal hizmet uzmanımızı arıyor, ev ziyaretini çabuklaştırmaya çalışıyordum. Sonunda kendi arabamla alıp ‘zoraki’ ev ziyaretini yaptırıp geri götürdüm.

Nihayet başvurumuz onaylandı ve önümüze bir sürü dosya koyup, “3 dosya seçin” dediler. O an “Bunlar çok anlamsız, neye göre seçim yapacağız?” desek de “Prosedür bu” dediler ve girdik bir odaya… Ağlaya ağlaya okuduğumuz dosyalardan 3 tanesini ‘o piti piti’ yaparak seçtik. Hemen tanışmak için yuvaya gittik. Orada başka bir uzman bizi bekliyordu. Size sabırsızlığımızı anlatamam, o bekleme anı sanırım bir ömür sürdü. Sonra merdivenlerde bakıcı annenin elinden tutmuş, minicik, ağlamaklı, turkuaz eteği, tokaları ve beyaz tişörtüyle meleğimiz göründü. Aman yarabbi! Tek kelimeyle o an bitmiştik, eşim de ben de sürekli ağlıyorduk, ama meleğim o kadar ürkekti ki ağlayamıyordu bile… Önce eşim kucağına aldı, garip ama sanki anneliğim o an başladı, hemen toparlandım ve ona güven vermek için kucağıma aldım, sarılmak istedim, ama o küçücük yürek sarılmayı bilmiyordu, hala o ürkekliği aklıma geldikçe içim sızlar. Yere bıraktım ve sadece şarkı söylemeye başladım mırıl mırıl, 10 dakika kadar bizi seyretti sadece… Sonra diğer iki çocukla tanışmamız gerektiği söylendi ama eşim “Bu bizim kızımız, hiç gerek yok” dediyse de kabul etmediler. Diğer iki kızımızla da tanıştık. Hala içim acır minik Kezban ve Nehir’i hatırladıkça, ‘seçilemeyen’ olmak bir kader midir derim hep…

Ama bizim kızımız artık ‘bizim’ olmalıydı ve ‘doğum’ başladı. Normalde bazen haftalar süren, sosyal hizmet uzmanı gözetiminde geçirilen alıştırma çalışmaları, üçüncü görüşmemizde, kızımızın bizden ayrılmamak için kıyametler koparması üzerine, bütün yazışmaları 2 saatte tamamlayarak (ki vali yardımcısını toplantıdan çıkarıp yalvar yakar olur imzasını almak son noktaydı) apar topar sona erdi ve kızımızı eve getirdik. Hemen acil ihtiyaçlar arkadaşlar yardımıyla tedarik edildi, hatta odası o akşam kuruldu ve biz 19 Ocak 2009’da 3 kişilik bir aile olduk. İkinci meleğimiz için de sıramız ilerlemeye başladı.

Aradan 3,5 yıl geçti, biz neler neler sığdırdık bu 3,5 yıla…
3 kişi başladığımız yolculuğumuz, eşimi sonsuzluğa uğurladığımız 15 Şubat 2012 itibariyle 2 kişi olarak minnacık yuvamızda devam ediyor. Belki bir yıl sonra, artık bizi beklemekten yorulan ikinci meleğimiz de bize katılır ve biz yine ‘kocaman’ yürekli kızlarımla ‘kocaman’ bir aile oluruz.

Vesselam, ben, kızımdan ‘anneliğin’ kan bağından çok öte olduğunu öğrendim, ‘baba-kız’ aşkının nasıl kutsal olduğunu hayranlıkla izledim, odasında aldığı nefesle odamda uyanabileceğimi şaşkınlıkla fark ettim, canı yandığında tırnaklarımın görünmeden söküldüğünü hissettim, ölüm döşeğindeki ‘baba’nın ‘o’nun sesiyle gözünü açtığına şahit oldum, mucizesiyle bana kimsenin veremediği gücü verebileceğini gördüm, onun ‘mevla’nın bir lütfu olduğunu fark ettiğimde her şey için şükrettim.

Ve eşimden, bir kadını sevmenin nasıl büyük bir yürek gerektirdiğini, baba olmanın her erkeğe nasip olamayacağını ama gönlü güzel her erkeğin de aslında nasıl ‘özel’ bir baba olabileceğini öğrendim, o kısacık zamana süresiz anılar sığdırılabileceğini anladım ve artık dokunamayacak bir ‘baba’nın hala bir miniği ne kadar mutlu edebildiğini fark ettim.

‘Acı’ gerçeği öğrendiğim ‘an’ için şimdi her nefesimde şükretmenin hafifliğini yaşıyorum.

Sezaryan mı, kürtaj mı derken, hamileliği seneler, doğumu aylar süren annelerin de hayatını şekillendiren yasal düzenlemeler atlanmasın diye, Elif’in izniyle tabiî ki, yazmaya devam edeceğim.

Sevgiyle ve meleklerinizle kalın…
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…