burda da benle aynı sıkıntıyı yaşayan bir adam eşini anlatmış, okurken hem gülüp hem ağlayıp hem kaşındım Allahım ne değişik bişey...müsaitseniz bi okuyun kızlar
Gece "deprem oldu" diye uyanıyorum, bir bakıyorum yanımda biri kaşınıyor
Hamile karımın yeni sorunu, akşam vakti başlayıp gecenin geç vakitlerine kadar süren bir kaşınma maratonu!
Karım kaşınıyor. Yok, öyle mecazi olarak değil. Bildiğiniz, hart hurt şeklinde... Artık bu bizim günlük programımızın bir parçası haline geldi. Akşam saatlerinde, televizyonun karşısındaki kanepeye kuruluyor. Günün şanslı restoranı neresiyse oradan getirilen yemekleri yedikten sonra bir fasıl ne kadar da çok gazı olduğundan şikayet ediyor. Haklı, gerçekten de diyaframı ile boğazı arasında yerleşen bu uçucu kütleden kurtulmak, Begüm'ün hamileliğinin ilk aylarından beri en büyük maceralarından biri.
Sonra beni ikna çalışmaları başlıyor: Neymiş efendim, artık çocuğu oradan çıkarma vakti gelmiş... Elimize alıp oynamaya başlasak fena mı olurmuş... Zaten bebek de çıkmak istiyormuş vs. Ben de elbette tüm sabrımla dinliyorum. Önce anlayışlı koca olarak sevimli bir yüz ifadesiyle "Hiç olur mu öyle şey. Bak, doktor ne dedi, vaktinden önce alınırsa özellikle erkek çocuklarda solunum yollarında sorun çıkarmış. Öyle bir şey olursa ne kadar çok üzülürüz, hem çocuğa bunun hesabını nasıl veririz?" diye tatlı tatlı anlatmaya çalışıyorum.
Ama ben de insan evladıyım, üstelik dikkati çabuk dağılan cinsten bir insan evladı. Bir süre sonra yüzümü televizyona daha sık döndürmeye ve zihnimde "Fener'in hazırlık maçları ne zaman başlıyor?" sorusunu daha sık dolaştırmaya başlıyorum.
Kendinden geçercesine tırmalamak!
Bir süre sonra Begüm'ün önce ayaklarında bir hareket göze çarpıyor. Bir ayağının parmaklarıyla diğer ayağını kaşımaya koyuluyor. Ardından ayak değiştiriliyor. Orada, gözümün ucuyla görüyorum ki, iki bacağın dizden aşağısı mütemadiyen oynuyor.
Bu durumun tüm vücuda yayılması fazla zaman almıyor. Kollar, karın vs. derken iki-üç dakika içinde Begüm gözlerini kısmış, üst dişleriyle alt dudağını ısırır bir halde, kendinden geçercesine her yerini kaşıyor. "Yoruldum artık kaşınmaktan", "Şurası kızardı, burası kabardı" sızlanmaları eşliğinde. Ben de sorumluluk sahibi biri olarak karıma yardım ediyorum, ayaklarını kolonyayla ovuyorum. Bir yandan da bunu bana kimi öğrettiğini hatırlamaya çalışıyorum.
Bunun bir de gece versiyonu var. Gecenin üçünde yatak sallanınca uyanıyorum: "Eyvah, deprem!" ıtiraf zamanı: Hamileliğin başından beri en büyük korkum "Ya ben uzaktayken, mesela işteyken deprem olursa bu ikisi ne yapar?" Gazete ile ev arasında yaklaşık 40 km. var. Haydi diyelim ki Boğaziçi veya Fatih Sultan Mehmet köprüleri yıkılmadı, ayakta kaldı. Viyadüklerin gitmesine kesin gözüyle bakılıyor. Eve nasıl varacağım? Onlardan nasıl haber alacağım?
Felaket senaryolarını şimdilik unutalım ve neden gece uyandığımı anlatayım: Begüm yine ayaklarını kaşıya kaşıya yatağı salladığı için. "Uykum kaçtı, zaten hava da sıcak" diye ağladı ağlayacak. Bir yandan tırnaklarıyla derisini yüzecek diye korkuyorum, öylesine bir ihtirasla kaşımak... Ben o yarı kapalı gözlerimle meseleye Doğu öğretilerini hatırlatan bir yaklaşım getiriyorum: "Zihninde önceliği uyumaya değil kaşımaya verdiğin için tekrar dalamıyorsun." Ve sonuna kadar hak ettiğim cevabı alıyorum: "ılke zırvalama, dön ve uyu."
Doktor bu durumun, vücuttaki östrojenin artmasından olduğunu söylüyor. Kaşınmanın akşamları ortaya çıkmasını da normal buluyor. Anlatayım. Vücutta kortizon sabahları daha fazla olurmuş. Bu nedenle kendimizi daha dinç ve enerjik hissedermişiz. Kortizon gün içinde azaldıkça koruyucu etkisi de azaldığından örneğin ateşli hastalıklar bu saatlerde daha sık ortaya çıkarmış.
"ınşallah doğumdan sonra biter" dedi doktor. Kaşınma nedeniyle vücudunda kabartılar oluşan bir hastasından söz etti. Aynı duruma düşerse, son çare olarak, kortizonlu bir ilaç verebileceğini ama Begüm'ün bu duruma çok uzak olduğunu söyledi.
Hamile kalmadan önce bir ağrı kesiciyi rica minnet alan biricik karım, ilaçtan en uzak kalması gereken dönemde tutturdu kortizonlu ilaç diye.
"ışte şimdi kaşınıyorsun" dedim. Mecazi olarak!
Milliyet gazetesinden alinti..!