Hız
Adamın biri hız delisiymiş. Adamın arabası saatte 120, polis motorsikleti ise 130 yaptığı için sürekli yakalanırmış... Adam sinir olmuş ve arabasının motorunu saatte 250 yapan bir motorla değiştirmiş. Yine bir gün saatte 120 ile giderken polis peşine takılmış. Adam bakmış ki polis yine yaklaşıyor, takmış vitesi, 250 basmış ve gitmiş. O sırada hastaneden telefon gelir ve karısının doğurduğunu öğrenmiş. Mutlu çift hastaneden çıkarken bizim trafik polisi sedyeyle içeri girmiş. Bizimki sormuş:
- Ah geçmiş olsun, hayrola?
- Sorma... Sen birden basıp gidince, benim motor durdu sandım, aşağı indim!.. :roflol:
İhbar
Geceyarısı karakolun telefonu çalar. Bir memur telefonu açar. Karşıdaki ses şöyle der:
- İii iyi akşamlar. Bbbir iiihbarım olacaktı.
- Buyrun.
- Bbbuu burada ööölü bir at var.
- Adresi verin, hemen aldıralım beyefendi.
- Mmmmmm... Mmmmaaaa...
- Maslak!..
- Hhhhayır. Mmmmm.. Mmmmmaaaa..
Polis memuru:
- Yeter kardeşim, konuşmayı öğren, öyle ara!..
Daha bir dakika geçmeden karakolun telefonu yine çalar. Karşıdaki ses:
- İiiyi akşamlar. Bbbir iiihbarım olacaktı.
- Dinliyorum.
- Bbbuu burada ööölü bir at var.
- Tamam beyefendi adresi verin hemen aldıralım.
- Mmmmm. Mmmmaaa..
- Maslak?.
- Hhhhayır. Mmmmm.. Mmmmaa..
Polis memuru bir kez daha telefonu adamın suratına kapatır. Aradan tam üç saat geçer, telefon tekrar çalar. Ses:
- Bbbbir iiih..
- Tamam! Biliyorum. İhbarda bulunacaksınız.
- Bbb bura..
- Tamam, orada ölü bir at var, adresi ver kardeşim!
- Mmmmmaaa...
- Maslak..
- Eeevet. Evet de, ölü atı Mmmmmaslak'a gggetirene kkkkadar anam ağladı!.. :roflol:
Cezanın böylesi
Trafik polisi çok hızlı gitmekte olan oldukça pahalı otomobili durdurur; “Hız sınırlarını 2 kat aştınız. Size ceza yazmak zorundayım.” Polis ceza yazarken, sürücünün yanında oturan inanılmaz çirkinlikteki kadın “Yazın memur bey, yazın. O kadar da söyledim, yavaş git diye!” Polis kadına bakar ve adamın kulağına eğilir; “Karınız mı?” Adam dişlerini gıcırdatarak umutsuzca bakar ve “Evet!” Ceza makbuzunu yırtan polis “Sür kardeşim, hem de istediğin kadar hızlı sür!..”
Kaçak
Juan bir gün meksika sınırına bir bisikletle gelir. Omuzlarında iki koca çanta vardır. Görevli onu durdurur ve "Bu çantalarda ne var?" der. "Kum," der Juan. "Görelim bakalım.." der görevli. Çantaları açar, ama sadece kum bulur. Sonuçta Juan'ın sınırı geçmesine izin verir. Bir hafta sonra aynı şey tekrarlanır. Görevli yine çantaları açtırır, ama yine sadece kum bulabilir. Juan'a yine sınırı geçme izni verir. Üç yıl boyunca her hafta aynı şey tekrarlanır. Sonunda, Juan artık sınırdan geçmez olur ve sınır görevlisi onu Meksika'da bir kafede görür. "Senin bir şeyler kaçırdığını biliyorum..." der sınır görevlisi, "Ve bu da beni çıldırtıyor. Uyuyamaz oldum. Aramızda kalacağına söz veriyorum, ne kaçırıyordun?" Juan; "Bisiklet!.." der.
Kıbrıs fıkrası Yaşlı bir amca eşeğinin üzerinde karayolunda seyretmektedir. Bunu gören trafik polisleri amcaya takılmak isterler ve onu durdururlar.
Polis: Be amca, necin dakman golanı? (golan: emniyet kemeri)
Amca: Dakmam be işte!
Polis: E bak gördün mü, simdi ceza keseceyik.
Amca: Kes bakalım ne keseceysan da gidecem; acele işim var.
Polis: Peki amca, cezayı sana yazalım yoğsam eşeğe?..
Amca: ???
Polis: Yani cezayı sana yazarsak 5 milyon ödeycen, eşeğe yazarsak 3 milyon ödeycen.
Amca: Bana kes o zaman.
Polis: Be amca, anlaman?.. Cezayı sana yazarsak 5 milyon ödeycen, eşeğe yazarsak 3 milyon...
Amca: Ey tamam işte; kes bana.
Polis: Be amca necin fazla para ödemek isten?
Amca: Be oğlum, lazım eşeğin sicili temiz olsun; polis yazdıracam gendini.
Ödül
Polisler iyi sürücüleri ödüllendirmeye karar verirler. Emniyet kemeri takan bir adama ikiyüzelli milyon ödül verirler. Adama bu parayla ne yapacağını sorarlar. Adam: "Eh artık, rüşvet müşvet bir ehliyet alırım artık" der. Yanda oturan kadın atılır: "Siz ona bakmayın, içince saçmalar." Arka koltuktaki uyuklayan adam gözlerini açar: "Ben size çalıntı arabayla uzun süre gidemeyiz demiştim..." Bagajdan ses gelir: "Konuşmayı bırakın, Bulgaristan sınırını geçtik mi?.."
Aklınızda bulunsun
Adamın birini kırmızı ışıkta geçtiği için polis durdurmuş, adamdan ehliyet ruhsat istemiş. Adam “Yanımda yok, arkadaşın evinde içiyorduk, sanırım fazla kaçırdım, biraz sarhoşum. Orada unutmuş olmam lazım” demiş. Polis dumur olmuş tabii.. Kırmızı ışık, alkol, ehliyet-ruhsat yok... Gitmiş komiserine durumu anlatmış. Komiser gelmiş adama ehliyet-ruhsat sormuş, adam çıkartıp uzatmış hemen. Komiser şaşırmış tabiii... Alkolmetreyi çıkarıp üfletmis, adamda zerre alkol yok... Şaşırmış tabi.. “Ya’u memur bana sizin alkollü olduğunuzu ve ehliyetinizin yanınızda olmadığını söyledi!..” demiş. Bizim uyanık dönmüş komisere.. “Siz ona aldırmayın, pek iyi değil galiba.. Birazdan size kırmızı ışıkta geçtiğimi filan da söyleyebilir!..”
Mumya
Bir gün Mısır’da bir mumya bulunur ve bunun hangi tarihe ait olduğu öğrenilmek için Amerika, İngiltere ve Türkiye’den uzmanlar istenir. Türkiye’den emniyet görevlileri gider. Neyse ilk Amerikalılar başlar. 3-5 saat sonra çıkarlar ve “Olsa olsa 300-600 senelerine aittir...” derler. İngilizler girer, birkaç gün sonra çıkarlar ve “Olsa olsa 300-420 arasıdır...” derler. Nihayet sıra Türkiye’den giden emniyet görevlilerine gelir ve içeri girerler. Girerler girmesine de, aradan 10 gün geçtiği halde dışarı çıkmazlar. Nihayet 15. gün çıkarlar ve merakla gözlerinin içine bakan Mısırlı bilginlere “Tamı tamına 427...” derler. Tabi ki herkes şaşırır bu işe. “Nasıl olur yahu?” derler. Bizimkiler gayet ciddi, “Biraz zor oldu ama, sonunda dili çözüldü keratanın!..”
Namuslu memur
Polis memuru büfeden bir paket sigara almış. Parasını vermeden uzaklaşırken büfeci arkadan bağırmış “Memur bey, parayı unuttunuz...” Polis cevap vermiş ”Para istemez, biz namuslu memurlarız, alışveriş ettiğimiz yerden rüşvet almayız..”
Bekçiler
Elyesa ile Şahin gece bekçileriymiş. Tam konservatoryumun önünden geçerlerken orada bir adamın cansız yerde yattığını görmüşler. Elyesa telsizi açmış tam polise bildirecekken Şahin’e demiş ki: “Dürrt... Konservatoryum nasıl hecelenir?” Şahin: “Bilmirem” demiş. Elyasa: “O zaman bu ölüyü eczanenin önüne çekelim!..”
Alkol kontrolü
Polis kontol için çevirdiği bir arabanın içinde bir sürü bıçak görünce şöföre “Bu bıçaklar nedir? Neden bu kadar çok bıçak taşıyorsun?” diye sorunca adam “Memur bey, ben bir sirkte çalışıyorum. Bu bıçaklarla da gösteri yaparım.” demiş. Bunun üzerine polis “Arabadan çık da şu gösterini bir de biz seyredelim.” Adam bıçakları alıp yola çıkmış ve onları teker teker havaya atıp çeşitli hokkabazlıklar yapmaya başlamış. O sırada yoldan geçen bir arabanın şöförü bu manzarayı hayretler içinde seyrettikten sonra yanındaki arkadaşına “Aman Süleyman...” demiş “... oğlum artık içki içmeyi bırakmamız lazım, baksana şu polisler artık ne biçim alkol testi yapıyorlar!..”
Fıkra İlkokul ikinci sınıfta okuyan Sergei köşe başında duran polisin yanına yaklaşır:
- Amca size bir fıkra anlatabilir miyim?
- Evladım görmüyor musun ben polisim!
- Korkmayın polis amca, ben hem yavaş anlatacağım, hem de iki defa tekrarlayacağım!
Polis
New York’ta polisin biri şehrin göbeğinde inşa edilmekte olan bir binanın yanından geçerken, dokuzuncu kattan kafasına tuğla düşer. Polis şaşkınlıkla başını yukarı kaldırır bakar ve kendi kendine söylenir: “Vay canına, ya buradan bir adam geçiyor olsaydı?..”
Gerçek olaymış Los Angeles’ta bir soygun olayında polisin elinde 4 ayrı şüpheli var ve dördünü bir arada sorguya alıyorlar. Sorgu odasında adamlar yanyana diziliyor, karşı odada dedektif mikrofondan onlara sesleniyor: “Şimdi sırayla hepiniz şu cümleyi yüksek sesle tekrar edeceksiniz: ‘Kasayı aç! Yoksa beynini dağıtırım!’” Bunun üzerine şüphelilerden biri bağırıyor: “Hey, ben öyle dememiştim!..”
Fenerli polis
Adamın biri yüksek bir yere çıkmış, atlayacağım diye bağırarak etrafı korkutuyor. Derhal polis olay yerine gidiyor ve adamı ikna etmeye çalışıyor:
- Oğlum atlama! Bak kuşlar cıvıl cıvıl, doğa güzel, hem bugün Fenerbahçe’nin maçı var. Her zamanki gibi yeneceğiz Cimbom’u.
- Ama ben Galatasaraylıyım.
- Atla lan öyleyse!..
İyi haber
Okula geç kalan oğlunu yetiştirmeye çalışan adam geri dönülmez levhası olan kavşakta geri dönmüş, üstelik kırmızı ışık yanıyormuş. Bu telaş içinde yaptığı hareketin yanlış olduğunun bilincinde, oğluna da ders vermek için; “Kırmızı ışıkta geçtik, üstelik geri dönülmez levhası vardı!” demiş. Çocuk; “Sorun değil babacığım. Arkamızdaki trafik polisi de aynı hareketi yaptı!..”
Sorunsuz uçuş Adam arabası ile sürat yapmayı çok severmiş. Yine bir gün boş bir yolda kaptırmış giderken, polis tarafından çevrilmiş. Yanına gelen trafik polisine seslenmiş; “Günaydın.” Polis; “Günaydın rüzgarın oğlu. Uçuş takımlarında bir sorun mu var, havalanamadınız galiba?..”
Öyle mi görünüyor?
Kamyon şoförü otoyolda giderken “Dikkat alçak köprü!” yazısını görmesiyle köprünün altına sıkışması bir olmuş. Son derece sinirlenmiş ikaz levhasının daha köprüye gelmeden önce konulmamasına. Otoyol kapanmış, arkasında kilometrelerce araç birikmiş, haber vermesine rağmen saatler sonra ekip gelmiş, içeriden ağır adımlarla sırıtarak bir polis inmiş, kamyonun yanına gelip ellerini beline koymuş, "Sıkıştın ha!" demiş. "Hayır memur bey!" demiş şoför, "... bu köprüyü taşıyordum, mazotum bitti!.."
Emsal
Adam otoyolda giderken hız limitini aşmış, ancak tüm arabalar da onunla eşit hızda gidiyorlarmış. Biraz gittikten sonra polis durdurmuş kendisini, ehliyet ve ruhsatı aldıktan sonra;
- Radara yakalandınız ceza kesilmesi için lütfen ekip otosuna buyurun!
- Biliyorum hızlıydım... Fakat benden başka bir sürü hızlı giden vardı. Onları neden durdurmadınız?
- Hiç balığa gittiniz mi?
- Uhmm! Evet!
- Siz... Hiç bütün balıkları yakaladınız mı?
Söylemesi kolay
Motorsikletli adamın biri durması gereken noktadan hızla geçip gittiği için polis kenara çektirmiş. Adam hemen motordan inmiş, başlamış itiraz etmeye:
- Memur bey bana bunun için ceza yazamazsınız!
- Öyle mi? Neden?
- Çünkü durmamış olsam bile yavaşladım... Bu da aynı şey.
- Ama sonuçta durmadınız ve tabelada “dur” yazıyordu.
- Ama yol serbestti ve hiç tehlike yoktu!
Bunun üzerine polis kocaman bir demir parçasını eline almış, adamın motorsikletine bütün gücüyle vurmaya başlamış. Adam şaşkınlıkla bağırmış:
- Memur bey... Lütfen!.. N’apıyorsunuz?..
- Ne yapayım siz söyleyin... Yavaşlayayım mı, yoksa durayım mı?..
Kavga
Karakolun kapısından içeri bir küçük oğlan girmiş; “Polis amca, lütfen yardım edin, babam sokakta 3 kişiyle kavga ediyor!” Birlikte sokağa inmişler, gerçekten de çocuğun babası 3 tane adamla tekme tokat dövüşüyor. Polis sormuş: “Peki hangisi senin baban?” Çocuk cevap vermiş: “Bilmiyorum. Zaten bu yüzden kavga ediyorlar!..”
Neden
Amerika’da Minnesota’nın bir köyünde, en yaşlı kişinin 105’inci doğum günü kutlanıyor. Gazeteciler sevimli ihtiyarın çevresini sarıyor. Birisi soruyor: “Bu mutlu, güzel ve uzun ömrü neye borçlusunuz?” Adam; “Polisin 70 yıl önce, Robert Smith’in katilini bulamayışına!..”
Trafik polisi
Bir trafik polisi arabayı durdurur;
- Ehliyet, ruhsat?
Adam gösterir.
- Bagajı aç! Çekme halatı?
- Var.
- Acil yardım çantası?
- Var.
- Kriko?
- Var.
- Yedek lastik?
- Var.
- Peki, sağ sinyali yak!
- Tamam.
- Sis lambaları?
- Tamam.
- Radyon çalışıyor mu?
- Evet.
- Teybin?
- Evet.
- Mezdeke var mı?
- Evet.
- Çal!... Şimdiiiiiii ben oynuyorummmmmmm, sen yapıştır paralarııııııııııııııııııı!..
Uyanık şöför
Adam trafikte “alçaktan uçarak” giderken polise yakalanır. Kenara çeker, arabadan iner:
- Buyrun memur bey!
- Beyefendi aşırı hız yaptığınız için sizi durdurmak zorundayım. Ehliyetiniz lütfen?
- Ehliyetim yok. Son yaptığım kazada ehliyetime el koydular memur bey.
- Peki aracınızın ruhsatını görebilir miyim?
- Araba benim değil memur bey; çaldım ben bu arabayı.
- Anlamadım nasıl yani, siz bu arabayı çaldınız, öyle mi?
- Evet memur bey... Aaa durun bir dakika... Torpido gözünde ruhsat olacaktı; silahımı oraya koyarken ruhsat gibi birşey gördüm galiba....
Polis iyice şaşırır:
- Torpido gözünde silah mı var?!
- Evet memur bey... Bu arabanın sahibi kadını vurduktan sonra cesedi bagaja koydum; silahı da torpido gözüne koydum...
- Bagajda ceset mi var?!..
- Evet memur bey...
Trafik polisi bunu duyar duymaz amirini arar, arabanın etrafı bir anda polislerle dolar ve adamı sorguya alırlar. Ekipler amiri adamın ehliyetini ister, adam ehliyetini çıkarır ki, ehliyet geçerli, temiz. Hiçbir anormallik yok. Bunun üzerine adamın ruhsatını ister, adam çıkartır ruhsatı da verir. Ekipler amiri yine bakar ki araba adama ait. Derken adamdan torpido gözünü açmasını ister. Adam açınca ortaya çıkar ki, orada silah da yok. Ekipler amiri bir de bagaja bakmak ister. Adam bagajı açar, orada da ne ceset, ne bir şey... Bunun üzerine ekipler amiri “Çok garip” der; “Sizi durduran memurun anlattığına göre, bu arabanın bir kadına ait olduğunu söylemişsiniz, kadını öldürüp cesedi bagaja, silahı da torpido gözüne koymuşsunuz...” Adam güler; “İnanamıyorum... O şimdi benim için ‘Aşırı hızlı gidiyordu’ da demiştir!..”
Penguen
Yavru penguenleri taşıyan bir minibüs devrilir ve tüm penguenler açılan kapıdan yola saçılır. Bir süre şaşkın şaşkın etrafa bakarak annelerini arayan yavru penguenler yolda tek başına yürüyen Keiko'yu annelerine benzeterek peşine takılırlar. Keiko önde, yavru penguenler arkada kalabalık caddede yürümeye başlarlar. Durumu gören bir polis Keiko'yu durdurur ve "Bu penguenler sokak ortasında ne geziyor. Çabuk onları hayvanat bahçesine götür!" der. Keiko, biraz itiraz edecek gibi olur ama bakar polisin şakası yok çaresiz hayvanat bahçesinin yolunu tutar. Aradan daha birkaç saat geçmeden Keiko'nun peşindeki penguenlerle caddede yürüdüğünü gören polis büyük bir hışımla Keiko'nun yanına yaklaşır ve "Ben sana bu penguenleri hayvanat bahçesine götür demedim mi?" diye çıkışır. Keiko biraz utangaç, "Tamam söylediğiniz gibi hayvanat bahçesine götürdüm. Çok eğlendiler. Şimdi de Disneyland'a götürüyorum!.."
Eroin, kokain ısrarı Eczaneye giren adam “Eroin istiyorum, kokain istiyorum...” Eczacı bulunmadığını söyler. Günler haftalar boyu aynı adam gelip, eroin, kokain ister. Canına tak eden eczacı el attından uyuşturucu bulup adama verir. Adam silahını çıkarır; “Biliyordum bur’da uyuşturucu olduğunu, benimle geliyorsun; narkotik!..”
Alkol
Polis aracı durdurmuş. Adam camı açmış, feci içki kokuyor. Polis sormuş "Beyefendi içki içmişsiniz galiba." Adam gayet sakin "Off, hem de nasıl, ayakta duracak halim bile yok... Bir an önce eve varsak da kendimi yatağa atsam. Bütün dünya dönüyor sanki!.." demiş. Polis bunun üzerine "Beyefendi lütfen aşağı inin" demiş. Adam sertleşmiş "Niye inecek mişim? Ben evime gitmek istiyorum!.." diye üstelemiş. Bu kez polis sinirlenmiş "Beyefendi böyle araba kullanamazsınız, hemen aşağı inin!.." diye bağırmış. Bunun üzerine adam "Ne araba kullanması polis bey? Bakın arabayı karım kullanıyor. O hiç içmedi ki" diyerek İngiliz yapımı arabanın direksiyonundaki karısını göstermiş.
Albüm
Polis aracı durdurur:
- Beyefendi radar uygulamamız vardı. Hız sınırını aştınız.
- Aşmadım birader.
- Beyefendi radar kayıtlarını gösterebiliriz.
- Ben Mustafa’nın arkadaşıyım, uğraşmayın benimle!
- Mustafa mı?.. O da kim?
- Sen Mustafa’yı tanımıyor musun?
- Ee... Şey, hatırlayamadım.
- Dur yanımda resmi var, sana göstereyim.
Adam cebinden bir 10 milyonluk çıkartır ve üzerindeki Atatürk resmini gösterir... Polis:
- Haa, pardon simdi hatırladım. Tamam.
- Gidebilir miyim?
- Şey, Mustafa’nın başka resmi var mı yanınızda?
- Eeeh be! Arkadaş dediysek bütün albümü yanımızda taşımıyoruz!..
:roflol::roflol::roflol: