- 3 Mayıs 2013
- 132
- 65
- 39
Merhaba anneler...Yaklaşık 40 gün önce doğum yaptım; gebeyken hep başkalarının doğum hikayelerini okur özenir benim de doğum hikayem olacak diye sevinirdim.Ancak bu yazacağım mutlu bir doğum hikayesi değil!
Bilen bilir, Zekai Tahir Burak Hastanesi Ankara'nın en köklü, en donanımlı doğum hastanesidir.Ben de bu nedenle doğumumu orada yapmak istemiştim.
Sancılarım sıklaştığında henüz suyum gelmeden bu hastanenin başarılı hocalarından birinin özel hastası olarak acilden giriş yaptım.Acilde vajina açıklığına baktılar nasıl canım yandı anlatamam, her tarafım kan revan içinde kaldı; ilk gebeliğim olduğundan panik oldum.Açıklama yapmadan, düzgünce konuşup anlatmadan, telaşlı biçimde "kalk, soyun, önlüğü giy" gibi emir kipinde, soğuk ve ters bir tavırla yaklaştılar.Tüm eşyalarım annemle birlikte dışarda kaldı.Doğum sancısı çekiyorken hızlı bir şekilde soyunup önlüğü mü giyeyim, sürekli akan kanları mı silmeye çalışayım, sordukları soruları mı cevaplayım bilemedim.Çok moralim bozuldu çok çaresiz hissettim kendimi..
Servise çıktığımda da farklı değildi.Bi kere her gelen doktor, ebe, hemşire "vajina açıklığına" bakıyor; her gelen parmaklıyor diyebilirim... Çok can yakan ve tam kanama durmuşken yeniden kanamayı başlatan bir muayene. Kanamalı bir şekilde ultrason çekimi için başka odaya gönderdiler; orada da çekim bitince yine aceleyle kalkmamı istediler.Karnım kocaman zaten, önlük bol toplaması bi dert, kanamam var, sancım var, ben nasıl bu kadar hızlı hareket edeyim? Çekimden sonra odada yatırıp NST ye bağladılar, bir süre sonra ilk kez gördüğüm asistanlardan biri gelip su kesesini patlatacağını doğumun daha çabuk ilerleyeceğini söyledi.Ben o yatakta kaç saat öyle kanın suyun içinde, sancılarla yattım NST çekimi diye bilmiyorum. Bir ara nöbet değişimi yaptılar; değişen tüm ekibin de elinden geçtikten sonra, uzman doktor beni doğum odasına gönderdi orada çatı muayenesi yaptı.Doğum odası normal bacakları kaldırıp yattığımız jinekolog koltuğu; işte ben o halde o koltuğa tek başıma çıktım ve muayeneden sonra hepsi beni orda bırakıp gitti; güç bela kalkıp toplanıp odama döndüm. İnsan bi elinden tutup kaldıramaz mıydı?? Psikolojim çok bozuldu, ailemden kimse gelip beni göremedi, doğum çantam, telefonum, hasta bezim vs hiç bir eşyam yanımda değildi...yattığım yerde çok susadım bir su getiren olmadı, işin kötüsü kantin arabası geçiyor yanımda para olmadığı için oradan da su alamadım, hiç ilgilenen olmadı...
Kızlar, doğum sancılarım sabah 06:00 da başlamıştı; lavman yapılmasın diye birşey yemeden gittim hastaneye. Hastaneye saat 10:00 da yattım, akşam 22:00 ye kadar da yatmaya devam ettim.16 saat sancı çektim, 12 saat hastanede tuhaf psikolojiyle aç kaldım, gittikçe dayanılması zor sancıları çektim, eşim, annem, babam, kayınvalidem, arkadaşlarım hepsinin aşağıda bekliyor olduğunu öğrendiğim halde hiç birini görüp güç alamadım..
Böylece geçen onca vakitte her ay 350 TL verdiğim doktorum hiçbir şey yapmadı..O gece nöbetçi uzman doktor daha fazla beklemek istemedi ve beni saat 22:30 da 7 cm lik vajina açıklığım olmasına rağmen sezaryene aldı.İnsan bekler 3-4 saat daha 10 cm olmaya ne kalmış? Üstelik açıklama da yapmadılar; kendi aralarında konuşmuşlar sezaryenle alalım diye pat diye hadi gidiyoruz dediler...Nasıl ağladım anlatamam..Ben o kadar saat o sancıları oğlum için çektim; normal doğum yapmaya elverişli olmama rağmen bu kadar az kalmasına rağmen apar topar ameliyata alınmak sinirlerimi çok bozdu, hayalkırıklığına uğradım..
Doğum zor bir olay mı derseniz, hiç zor değil...Doğum sancısı gerçekten çok kuvvetli bir sancı dayanması zor olabiliyor; ama nasıl desem o sancı daha bir anne hissettiriyor insanı.İnanın o sancıları yine olsa yine çekerim. Doğumu zorlaştıran çevre faktörleri...Hastane ortamı, doktorlar...Bilseydim, suyum gelip bebeğin aşağıya kaydığını hissedene kadar hastaneye gitmez evimde beklerdim...Oğlumu sonunda kucağıma aldım ama ne doğum öncesi, ne doğum sonrası hizmetten hiç memnun kalmadım.Güzel bir doğum hikayem olamadığı için, her anlatışımda gözlerim dolduğu için çok üzülüyorum.
Arkadaşlar benim çevremdekilerin çoğu o hastanede doğum yaptığı için tavsiye üstüne gitmiştim. Hiçbir güzel yönünü göremedim, lütfen ya bunları bilerek gidin, ya da gitmeyin...Sevgiler...
Bilen bilir, Zekai Tahir Burak Hastanesi Ankara'nın en köklü, en donanımlı doğum hastanesidir.Ben de bu nedenle doğumumu orada yapmak istemiştim.
Sancılarım sıklaştığında henüz suyum gelmeden bu hastanenin başarılı hocalarından birinin özel hastası olarak acilden giriş yaptım.Acilde vajina açıklığına baktılar nasıl canım yandı anlatamam, her tarafım kan revan içinde kaldı; ilk gebeliğim olduğundan panik oldum.Açıklama yapmadan, düzgünce konuşup anlatmadan, telaşlı biçimde "kalk, soyun, önlüğü giy" gibi emir kipinde, soğuk ve ters bir tavırla yaklaştılar.Tüm eşyalarım annemle birlikte dışarda kaldı.Doğum sancısı çekiyorken hızlı bir şekilde soyunup önlüğü mü giyeyim, sürekli akan kanları mı silmeye çalışayım, sordukları soruları mı cevaplayım bilemedim.Çok moralim bozuldu çok çaresiz hissettim kendimi..
Servise çıktığımda da farklı değildi.Bi kere her gelen doktor, ebe, hemşire "vajina açıklığına" bakıyor; her gelen parmaklıyor diyebilirim... Çok can yakan ve tam kanama durmuşken yeniden kanamayı başlatan bir muayene. Kanamalı bir şekilde ultrason çekimi için başka odaya gönderdiler; orada da çekim bitince yine aceleyle kalkmamı istediler.Karnım kocaman zaten, önlük bol toplaması bi dert, kanamam var, sancım var, ben nasıl bu kadar hızlı hareket edeyim? Çekimden sonra odada yatırıp NST ye bağladılar, bir süre sonra ilk kez gördüğüm asistanlardan biri gelip su kesesini patlatacağını doğumun daha çabuk ilerleyeceğini söyledi.Ben o yatakta kaç saat öyle kanın suyun içinde, sancılarla yattım NST çekimi diye bilmiyorum. Bir ara nöbet değişimi yaptılar; değişen tüm ekibin de elinden geçtikten sonra, uzman doktor beni doğum odasına gönderdi orada çatı muayenesi yaptı.Doğum odası normal bacakları kaldırıp yattığımız jinekolog koltuğu; işte ben o halde o koltuğa tek başıma çıktım ve muayeneden sonra hepsi beni orda bırakıp gitti; güç bela kalkıp toplanıp odama döndüm. İnsan bi elinden tutup kaldıramaz mıydı?? Psikolojim çok bozuldu, ailemden kimse gelip beni göremedi, doğum çantam, telefonum, hasta bezim vs hiç bir eşyam yanımda değildi...yattığım yerde çok susadım bir su getiren olmadı, işin kötüsü kantin arabası geçiyor yanımda para olmadığı için oradan da su alamadım, hiç ilgilenen olmadı...
Kızlar, doğum sancılarım sabah 06:00 da başlamıştı; lavman yapılmasın diye birşey yemeden gittim hastaneye. Hastaneye saat 10:00 da yattım, akşam 22:00 ye kadar da yatmaya devam ettim.16 saat sancı çektim, 12 saat hastanede tuhaf psikolojiyle aç kaldım, gittikçe dayanılması zor sancıları çektim, eşim, annem, babam, kayınvalidem, arkadaşlarım hepsinin aşağıda bekliyor olduğunu öğrendiğim halde hiç birini görüp güç alamadım..
Böylece geçen onca vakitte her ay 350 TL verdiğim doktorum hiçbir şey yapmadı..O gece nöbetçi uzman doktor daha fazla beklemek istemedi ve beni saat 22:30 da 7 cm lik vajina açıklığım olmasına rağmen sezaryene aldı.İnsan bekler 3-4 saat daha 10 cm olmaya ne kalmış? Üstelik açıklama da yapmadılar; kendi aralarında konuşmuşlar sezaryenle alalım diye pat diye hadi gidiyoruz dediler...Nasıl ağladım anlatamam..Ben o kadar saat o sancıları oğlum için çektim; normal doğum yapmaya elverişli olmama rağmen bu kadar az kalmasına rağmen apar topar ameliyata alınmak sinirlerimi çok bozdu, hayalkırıklığına uğradım..
Doğum zor bir olay mı derseniz, hiç zor değil...Doğum sancısı gerçekten çok kuvvetli bir sancı dayanması zor olabiliyor; ama nasıl desem o sancı daha bir anne hissettiriyor insanı.İnanın o sancıları yine olsa yine çekerim. Doğumu zorlaştıran çevre faktörleri...Hastane ortamı, doktorlar...Bilseydim, suyum gelip bebeğin aşağıya kaydığını hissedene kadar hastaneye gitmez evimde beklerdim...Oğlumu sonunda kucağıma aldım ama ne doğum öncesi, ne doğum sonrası hizmetten hiç memnun kalmadım.Güzel bir doğum hikayem olamadığı için, her anlatışımda gözlerim dolduğu için çok üzülüyorum.
Arkadaşlar benim çevremdekilerin çoğu o hastanede doğum yaptığı için tavsiye üstüne gitmiştim. Hiçbir güzel yönünü göremedim, lütfen ya bunları bilerek gidin, ya da gitmeyin...Sevgiler...