Merhabalar, öncelikle çok geçmiş olsun. İnşallah anneniz sağlığına kavuşur. Böyle durumlarda konuşmak çok zor çünkü çok hassas zamanlar. Bu yüzden yanlışlıkla sizi üzmek istemem, inşallah güzel günleriniz olur. Yaşadığımız süreci kısaca özetleyeyim. Belki sorularınız olursa cevaplayabilirim.
Benim annem de ileri evre yumurtalık kanseri idi. Karın şişmesi ve kabızlık gibi durumlar nedeniyle doktorlara gittiğimizde bu teşhis kondu. Cerrahi ile birlikte sıcak kemoterapi alınması tavsiye edildi. Sıcak kemoterapi için en az 4 komo görmesi gerekiyordu. 6 kemoterapi aldı. Çok zordu yan etkileri ve süreç. 6 kemodan sonra annem karnından açık ameliyata girdi. Tümörlü kısımlar alındı ve bu aşamada sıcak kemo yapıldı. Oldukça zahmetli bir ameliyat ve iyileşme dönemiydi. Açık ameliyatta 4. evre olduğunu görmüş olduk. Biz 3. evre olduğunu zannediyorduk. Pet çekiminde her zaman her şey gözükmeyebiliyormuş. Bu noktada doktorumuz, sorduğumuz için sanıyorum bize kalan ömür için 1 veya 2 sene gibi bir şey söyledi. Ancak biz bu cevabı ailecek orada duymayıp, annemizi kaybettikten sonra hatırladık. Kısacası süreç duygusal olarak yakınlar için de hiç kolay değil. meliyat sonrasında annemin ca değerlerinde düşme oldu bariz şekilde. Ve iyileşme döneminde olduğu için 6 ay kemo almadı. 6 ay sonra yeni kemoterapi başlangıcında akıllı kemoterapi vermeye başladılar. Bu akıllı ilaçla diğer ilaç arasında çok büyük fark var, yan etkiler açısından. Ancak 4. evrede akıllı ilaç yazılıyor diye biliyorum bu da üzücü kısım tabii. Bu aşamada pandemi başladı ve bir kaç ay kemoterapi süreci aksadı. Bu iyi mi oldu, kötü mü bunu da bilemiyorum. Çünkü süreç sonunda kemoterapinin hiçbir faydasını görmedik, zaten beklenen ömür sürecinde vefat etti annem. Onca eziyete değdi mi? Annemle daha güzel zaman geçirsek, daha az eziyetli molsa daha iyi olmaz mıydı? Tartışılır tabii, karar vermek zor. Ama biz hep iyileşecek umudu taşıdık. Fakat gerçekleri de göremedik. Bu yan etkisi daha az olan akıllı kemoterapi seanslarından bir süre sonra annemde bağırsaklar vb. birçok sorun çıkmaya başladı. Bu aşamada yeniden pet çekildi. İnce bağırsakta tümör olmadığı için tekrar 2. ameliyat önerisi geldi. 2. ameliyatta da görüldü ki pet göstermemiş her detayı. İnce bağırsakta da tümör yayılımı var. Bu yüzden değerli cerrahımız olabildiğince çok tümörü temizledi fakat sıcak kemoterapi yapmadı. Neden diye sorduğumuzda, bunu yaşamasına gerek yok. Zaten en fazla 3 ay ömrü var dedi. Öneri olrak da bize palyatif bakımı önerdi. Ameliyat sonrası eve çıksak da çok sıkıntılar yaşadık (Beslenememe, su içememe, bağırsaklar, yüksek şiddette ağrı vb) Bu sebeple bir hastanenin palyatif bakımına geçtik. İyi ki geçmişiz. Her ne kadar gerek refakat gerekse pandemi döneminde konulan hastane yasakları ile gayri insani durumlar yaşasak da annem için en iyisiydi. Hastane kşullarında hasta ve refakatçinin giriş-çıkışı yasaktı. Ziyaretçi yasaktı. Böylelikle covid önlemi alındı. Ne var ki, doktor, hemşire ve personelin (temizlik, yemek vb) her gün giriş çıkışı olduğu için palyatif kliniğini covid sardı. Annemi de covid nedeniyle kaybettik. Eğer covide yakalanmasaydı da en fazla bir ay ömrü vardı. Ama kendi çocukları dahil ziyaret yasağı nedeniyle buruk oldu bizim için süreç.
Tüm bu süreçte etrafımdaki insanlardan destek gördüm elbette. Ama doğruyu söylemek gerekirse çoğunlukla pek de değil. Bu galiba normal. Kimse kimsenin başına ne geldiğini anlayamıyor galiba. Gerek teşhis zamanı, gerek tedavi süreci gerekse annemi kaybettiğim an ve sonrası; yas terapisine ihtiyacım vardı, var. Fakat ekonomim el vermiyor. Bu süreç zor ve hep var.
Şimdi olsa neyi farklı yaparım? Beklenen ömür değişmeyecekse kemoterapiye gerek var mı sorgularım. o süreç boyunca annem damarlar boyunca zehir aldı vücuduna, şifa değil. Kötücülü zehirle yok etmeye çalıştık. Oldu mu? Olmadı. Bu sebeple annemin kalan zamanı yataklarda geçti. Oysa belki daha çok gülümsemeli zaman geçirebilirdik. Annem daha kaliteli anlar yaşayabilirdi. Bunu ciddi düşünmek gerek. Özellikle ileri evre hastalar için beklenti pek de yok. Doktorlarla açık konuşmak gerek. Ölüm kavramını kabul etmeyi öğrenmeye çalışırdım. Zira hiç kabul etmedim. Sanki hiç olmayacak gibi. Ve bir yandan bu süreç travmatik geçti, bir yandan da gerçeği kabul emeyince doğru kararlar almak da zorlaşıyor. hayatı berrak değil, puslu görmeye başlıyor insan. Bir şekilde hasta için öyle zor ki daha, daha, daha çok yanında olurdum. Aklıma gelen ilk cümleler bunlar. Sizin özel bir sorunuz olursa, belki cevaplayabilirim. Sağlıcakla kalınız.