- Konu Sahibi pink_wagoon
- #1
Arkadaşlar, bundan tam 3 ay önce bir pazar sabahının 6:30'unda bir mesajla terkedilmiştim. Tam 3 ay sonra, İzmir'deki bir ortak arkadaşımız orada olduğumu Facebook'tan öğrenince beni aradı, "Neden haber vermiyorsun? Görüşelim." dedi. Ben de biraz nazla kabul ettim. "Yanında başka biri var mı?" diye sorduğumda "Sadece kardeşim var." dedi. Beni karşıladı, "Gel, seni masamıza götüreyim." dedi. "Masamız derken...?" dedim, kafamı çevirmemle kalmadı... "O da mı burada?" dedim, daha sonra birden sinirlenip "Ben gidiyorum, kesinlikle konuşmak istemiyorum." deyip oradan uzaklaşmaya çalıştım. Hem benim arkadaşım, hem de diğer şahıs yalvar yakar "Lütfen en azından 5 dk otur." deyip ısrarla beni orada tutmaya çalıştılar. Kabul ettim, oturdum. "Pişmanım, hayvanlık ettim." dedi. "Hayvanlık değil, kişiliksizlik!" dedim. "Tamam, haklısın ne söylesen. Ben kendimi savunmak için burada değilim. Ama bir dinle ne olur..." dedi. "Psikolojim o kadar bozuktu ki; ne sana anlatabilirim, ne de sen anlayabilirsin." dedi. Artık ne için dediğini bilmiyorum, belki bir mesajla terkettiğinden, belki beni özlediğinden... "Ne söyleyeceksin ki? Neyi değiştirebilirsin ki?" dedim, "Tamam, birşey değiştirmeyeceğini düşünüyorsan, beni dinlemek istemiyorsan, konuşmayayım ben de o zaman..." diyerek nabız ölçtü. Çok fevri hissediyordum kendimi, tam olarak konuşturmadım. "Ama beni dinlemiyorsun, fırsat ver anlatayım." diyerek müdahale etti. "O mesajı atarken de pişman olacağımı biliyordum, ve oldum. İçim sızladı, tekrar aramak istedim ama nasılsa eskisi gibi olmaz diye arayamadım." dedi. "Benim seninle tekrar iletişim kurmamın tek yolu arkadaşımı araya koymaktı, seni aramaya da yüzüm yoktu, biliyordum ki benim burada olduğumu bilsen yine gelmeyecektin." dedi. Yarı dinledim, yarı dinleyemedim, yarı sitem ettim, yarı kızdım, yarı sustum. Sonra "Arkadaşımın doğumgünü var, gitmem lazım." diyerek kalktım.
Arada geçen konuşmaların bir kısmı şöyle; "Ama sen de benim o dönemde biraz fazla üzerime geldin. ... Sen bana güvenmedin ki... ("Karşındaki senin bana yaptıklarını yapsa sen güvenir miydin?" diye sordum.) Benim sana hiç yanlışım olmadı ki... ("Sen benimle birlikteyken, eski kız arkadaşınla olan resimlerini bile koydun!" dedim.) Ben bunu sana daha önce açıklamıştım ama sen zaten bütün konuyu biliyordun, ben onun değil de ortaokuldaki kız arkadaşımın resimlerini koysam, o zaman da bozulur muydun? Ben senin son mesajını hala silmedim bile telefonumdan, 3 aydır duruyor. ("Hayırdır, sen benim mesajlarımı hep silerdin. Bunu neden tutuyorsun?" dedim.) Yaptığım hayvanlığı tekrar tekrar başıma kakmak için... ("Hımmm, yenilere yapmazsın, iyi olur" dedim.) Hiç öyle bir düşüncem olmadı yenilere yapmam diye... Sen şu aşağıdaki insanlara bir sor bakalım (aşağıda kuzenleri ve bütün yakın arkadaşları beni beklercesine bakıyordu gözlerimin içerisine...) benim seninle ilişkim ciddileştikten sonra benim seni bir gün birine anlatmadığım bir gün olmuş mu? Sen istiyorsun ki senin istediğin şekilde göstersin karşıdaki sana duygularını, ama ben başka bir insanım. Sen farklı gösterirsin, ben farklı. Sen bunu kabul etmiyorsun! (Etmediğim için kız arkadaşının resimlerini koyduğunda bile üzerine sünger çekmeyi bildim.) Sen o aralar çok sorguladın ama beni sevmiyor musun, özlemiyor musun diye! ("Dediğin kadar sorgulamadım. Ama eğer sorgulamışsam da demek ki senin bana eskisi gibi davranmadığını düşünmüşümdür." dedim.) Ama sen de bana eskisi gibi davranmıyordun. ("Vicdanını rahatlatmak için buradaysan, hiç gerek yok ben sensiz de gayet güzel yaşayabiliyorum!" dedim.) Rahat değilim doğru, rahat olduğum konular da var ama biliyorum ki ben seninle burada konuşup gittikten sonra da rahat olmayacağım. Ama sana şunu söyleyebilirim burada olmamın sebebi vicdanımı rahatlatmak değil, özür dilemem gerekiyordu senden. vs vs vs...
Oradan çıktım, ilk geldiğimde sinirden selam vermeyi unuttuğum bütün arkadaşlarına güleryüzle dönüp "Kusura bakmayın ben size merhaba diyemedim, iyi akşamlar" dedim. Hepsi bana gülümseyerek sıcak bir şekilde "İyi akşamlar!" dediler. Ona bile...! Hafif buruk bir gülümsemeyle "İyi akşamlar!" dedim. Ellerini ovuşturuyordu, yüzü üzgün ve kaygılıydı; o da buruk buruk "İyi akşamlar!" dedi. Arkadaşımın doğumgününe gittim, aradan bir saat geçti. Yol üzerinde tekrar karşılaştık. Yanıma yaklaştı, dirseğimden hafifçe kavradı. "Nereye gidiyorsun sen şimdi?" diye sordu, ben de söyledim. "Hemen gitmesen, biraz daha kalsan olmaz mı?" diye sordu. "Yarın sabah erkenden sınavım var, gitmem lazım." dedim. "Ben seni ...'a da davet etmek isterdim." dedi. Ben de "Sonra..." dedim. "Tamam." dedi, buruk bir vedalaşmayla (gözlerle sadece, hiçbir şekilde tokalaşmadım.) ayrıldık.
Sandım ki ertesi gün arar, o aramadı. Ertesi gün ben sert çıktığım ve hala sevdiğim için arkadaşımı aradım. "Nasıldı morali?" diye sorduğumda, "Normaldi..." dedi. "Neden böyle birşey yapma gereği duydu?" dediğimde; "Özür dilemeliydi, diledi. Altında birşey arama..." dedi, sonra çevirdi; "Yani, aranızda tam olarak ne konuşma geçti, neler konuştunuz, biz o olaydan sonra konuşmadık ama özür dilemesi gerekiyordu ve diledi." dedi. - Kızlar bunun erkek dayanışması olduğu konusunda şüpheliyim. Çünkü oradaki herkes beni biliyordu, birebir tanışmasak da... Dolayısıyla ben de olumlu tepki vermiş gibi görünmeyince, o daha yakın bir arkadaşı olduğu için korumaya geçmiş olabilir, bilmiyorum. Ha! Bir de ayrıldıktan sonra tonla telefonla konuşmuşlar, benimle ilgili... Arkadaşımız bana bunu anlatmadı! -
Neyse... Telefonunu istedim, aradım. Açmadı! Akşam mesaj gönderdim. Özetle benim önceki gün onu yeterince dinleyemediğimi, çünkü ona hala kırgın ve kızgın olduğumu... Ama onun bana doğru bir adım attığını ve benim de bu adıma karşılık vermek istediğimi ama hem korktuğumu, hem de nasıl yapacağımı bilmediğimi söyledim. Bana bir yol göstermesini rica ettim. Cevap gelmedi! Daha sonra çok kızıp Facebook'tan "Aramama da mı yüzün olmadığı için cevap vermiyorsun? Bu da mı pişmanlığının bir parçasıydı?" dedim. Cevap gelmedi...
Şimdi ben merak ediyorum. Farz-ı misal amaç sadece yapmadığı şeyi yani özür dilemeyi yapıp içini rahatlatmak; amacı sadece bunu yapmak olan bir insan daha mesafeli davranmaz mıydı? Geçmişe dem vurur muydu? Beni bir yerlere davet etmek, "Sor bakalım aşağıdaki insanlara seni anlatmadığım bir gün olmuş mu?" vs gibi şeyler söylemek... 3 ay sonra bunlar ne anlama geliyor? Hadi o da değilse; diyelim ki beni gördüğünde birşey hissedemedi tekrar... Böyle mi davranırdı yine?
Feci karışığım, ne düşüneceğimi bilemiyorum! Rahatlamak için yazıyorum çünkü içim içimi yese de anlatmıyorum kimseye! Lütfen "değmezmiş" vs. gibi yorumlar yapmayın, çünkü haddiyle duydum. Tek ihtiyacım olan şey bakış açısı! Bir insan neden böyle davranır? Bu "artık umurumda değilsin" dememin bir yolu mu...
Bu hazin aşk hikayesinin başlangıcını öğrenmek isteyenler; bkz. "Böyle terkedilmek... Bunu yapan insan nasıl bir insan olabilir ki..." hahah! Senaryo da yazarım yakında bu gidişle!!!
Arada geçen konuşmaların bir kısmı şöyle; "Ama sen de benim o dönemde biraz fazla üzerime geldin. ... Sen bana güvenmedin ki... ("Karşındaki senin bana yaptıklarını yapsa sen güvenir miydin?" diye sordum.) Benim sana hiç yanlışım olmadı ki... ("Sen benimle birlikteyken, eski kız arkadaşınla olan resimlerini bile koydun!" dedim.) Ben bunu sana daha önce açıklamıştım ama sen zaten bütün konuyu biliyordun, ben onun değil de ortaokuldaki kız arkadaşımın resimlerini koysam, o zaman da bozulur muydun? Ben senin son mesajını hala silmedim bile telefonumdan, 3 aydır duruyor. ("Hayırdır, sen benim mesajlarımı hep silerdin. Bunu neden tutuyorsun?" dedim.) Yaptığım hayvanlığı tekrar tekrar başıma kakmak için... ("Hımmm, yenilere yapmazsın, iyi olur" dedim.) Hiç öyle bir düşüncem olmadı yenilere yapmam diye... Sen şu aşağıdaki insanlara bir sor bakalım (aşağıda kuzenleri ve bütün yakın arkadaşları beni beklercesine bakıyordu gözlerimin içerisine...) benim seninle ilişkim ciddileştikten sonra benim seni bir gün birine anlatmadığım bir gün olmuş mu? Sen istiyorsun ki senin istediğin şekilde göstersin karşıdaki sana duygularını, ama ben başka bir insanım. Sen farklı gösterirsin, ben farklı. Sen bunu kabul etmiyorsun! (Etmediğim için kız arkadaşının resimlerini koyduğunda bile üzerine sünger çekmeyi bildim.) Sen o aralar çok sorguladın ama beni sevmiyor musun, özlemiyor musun diye! ("Dediğin kadar sorgulamadım. Ama eğer sorgulamışsam da demek ki senin bana eskisi gibi davranmadığını düşünmüşümdür." dedim.) Ama sen de bana eskisi gibi davranmıyordun. ("Vicdanını rahatlatmak için buradaysan, hiç gerek yok ben sensiz de gayet güzel yaşayabiliyorum!" dedim.) Rahat değilim doğru, rahat olduğum konular da var ama biliyorum ki ben seninle burada konuşup gittikten sonra da rahat olmayacağım. Ama sana şunu söyleyebilirim burada olmamın sebebi vicdanımı rahatlatmak değil, özür dilemem gerekiyordu senden. vs vs vs...
Oradan çıktım, ilk geldiğimde sinirden selam vermeyi unuttuğum bütün arkadaşlarına güleryüzle dönüp "Kusura bakmayın ben size merhaba diyemedim, iyi akşamlar" dedim. Hepsi bana gülümseyerek sıcak bir şekilde "İyi akşamlar!" dediler. Ona bile...! Hafif buruk bir gülümsemeyle "İyi akşamlar!" dedim. Ellerini ovuşturuyordu, yüzü üzgün ve kaygılıydı; o da buruk buruk "İyi akşamlar!" dedi. Arkadaşımın doğumgününe gittim, aradan bir saat geçti. Yol üzerinde tekrar karşılaştık. Yanıma yaklaştı, dirseğimden hafifçe kavradı. "Nereye gidiyorsun sen şimdi?" diye sordu, ben de söyledim. "Hemen gitmesen, biraz daha kalsan olmaz mı?" diye sordu. "Yarın sabah erkenden sınavım var, gitmem lazım." dedim. "Ben seni ...'a da davet etmek isterdim." dedi. Ben de "Sonra..." dedim. "Tamam." dedi, buruk bir vedalaşmayla (gözlerle sadece, hiçbir şekilde tokalaşmadım.) ayrıldık.
Sandım ki ertesi gün arar, o aramadı. Ertesi gün ben sert çıktığım ve hala sevdiğim için arkadaşımı aradım. "Nasıldı morali?" diye sorduğumda, "Normaldi..." dedi. "Neden böyle birşey yapma gereği duydu?" dediğimde; "Özür dilemeliydi, diledi. Altında birşey arama..." dedi, sonra çevirdi; "Yani, aranızda tam olarak ne konuşma geçti, neler konuştunuz, biz o olaydan sonra konuşmadık ama özür dilemesi gerekiyordu ve diledi." dedi. - Kızlar bunun erkek dayanışması olduğu konusunda şüpheliyim. Çünkü oradaki herkes beni biliyordu, birebir tanışmasak da... Dolayısıyla ben de olumlu tepki vermiş gibi görünmeyince, o daha yakın bir arkadaşı olduğu için korumaya geçmiş olabilir, bilmiyorum. Ha! Bir de ayrıldıktan sonra tonla telefonla konuşmuşlar, benimle ilgili... Arkadaşımız bana bunu anlatmadı! -
Neyse... Telefonunu istedim, aradım. Açmadı! Akşam mesaj gönderdim. Özetle benim önceki gün onu yeterince dinleyemediğimi, çünkü ona hala kırgın ve kızgın olduğumu... Ama onun bana doğru bir adım attığını ve benim de bu adıma karşılık vermek istediğimi ama hem korktuğumu, hem de nasıl yapacağımı bilmediğimi söyledim. Bana bir yol göstermesini rica ettim. Cevap gelmedi! Daha sonra çok kızıp Facebook'tan "Aramama da mı yüzün olmadığı için cevap vermiyorsun? Bu da mı pişmanlığının bir parçasıydı?" dedim. Cevap gelmedi...
Şimdi ben merak ediyorum. Farz-ı misal amaç sadece yapmadığı şeyi yani özür dilemeyi yapıp içini rahatlatmak; amacı sadece bunu yapmak olan bir insan daha mesafeli davranmaz mıydı? Geçmişe dem vurur muydu? Beni bir yerlere davet etmek, "Sor bakalım aşağıdaki insanlara seni anlatmadığım bir gün olmuş mu?" vs gibi şeyler söylemek... 3 ay sonra bunlar ne anlama geliyor? Hadi o da değilse; diyelim ki beni gördüğünde birşey hissedemedi tekrar... Böyle mi davranırdı yine?
Feci karışığım, ne düşüneceğimi bilemiyorum! Rahatlamak için yazıyorum çünkü içim içimi yese de anlatmıyorum kimseye! Lütfen "değmezmiş" vs. gibi yorumlar yapmayın, çünkü haddiyle duydum. Tek ihtiyacım olan şey bakış açısı! Bir insan neden böyle davranır? Bu "artık umurumda değilsin" dememin bir yolu mu...
Bu hazin aşk hikayesinin başlangıcını öğrenmek isteyenler; bkz. "Böyle terkedilmek... Bunu yapan insan nasıl bir insan olabilir ki..." hahah! Senaryo da yazarım yakında bu gidişle!!!