Yeni Moda! Fatma Barbarosoğlu, 'başörtme törenleri'ni eleştirdi

Chess

Nirvana
Kayıtlı Üye
14 Ağustos 2009
53.296
42.837
898
Yeni Şafak gazetesi yazarı Fatma Barbarosoğlu, kendi kız çocuğunun nasıl başörtüsü taktığını anlattığı “‘Başörtülü kadın yazar’ın 12 yaşında baş örtme üzerine söyledikleri ve dahi söyleyemedikleridir!” başlıklı yazısına gelen bir okuyucu mektubunu köşesine taşıdı.

0Sitene Ekle


Barbarosoğlu, ismini vermeden yayımladığı mektupta bir kız çocuğu için salon kiralanarak düzenlenen “başörtme töreni”ni aktararak yazısında, “Diyeceksin ey okuyucu bunları niye yayınlıyorsun! Niye ortaya getiriyorsun! Peki bunca yıl ortaya getirmedik ne oldu? Mevlid kandiline bid'at diyen Radikal islamcıların baby shower yapan kızları ve torunları oldu. Erkekler kısmında 'sorun'yok tabi. Onlar kökten seküler kızlar ile evlenerek kendilerini 'görünmez' kılmayı başardılar” ifadelerini kullandı.

Fatma Barbarosoğlu’nun “Her güne yeni bir adet: Baş örtme törenleri” başlığıyla yayımlanan (24 Ekim 20148) yazısı şöyle:
Her güne yeni bir adet: Baş örtme törenleri
Geçen cuma yazdığım yazı dolayımından çok değerli mektuplar aldım. Mektupları cuma günleri fırsat buldukça paylaşmaya çalışacağım.
Aşağıda okuyacağınız mektubun sahibinin kırklı yaşlarda, üniversite mezunu, mesleğini icara eden bir hanımefendi olduğu bilgisini vereyim öncelikle.
Bu yazı için ismi İ. Hanım olsun.
İ. Hanım'ın mektubundan, düğün salonları kiralanarak 'başörtme tören'leri yapıldığını öğrendim.
İlk okuduğumda, insanların bu kadar çok parası varsa, neden parasızlıktan dolayı evlenemeyen gençlere yardım etmek üzere vakıf ya da dernek kurmuyorlar diye düşündüm. Sonra tüketim toplumunun vermiş olduğu 'Çocuğun için iyi bir şeyler yapmak' konulu kompozisyon ödevini, 'henüz layıkıyla yapamamış ebeveynler' olarak tahtada tek ayak üzere hep beraber dikildiğimizi hatırladım.
Bütün sorunlarımızı zaman ve mekan şuuru üzerinden bir araya getirmemiz gerektiğini düşünüyorum demiştim ya... Aşağıda dikkatinize sunduğum mektup meselenin kalbine tam da bu damardan nüfuz ediyor.
Buyurun:
'Sevgili Fatma hanım,
17 ekim 2014 tarihli yazınız vesilesiyle uzun zamandır beni içten içe üzen ve düşündüren bir konuyu sizinle paylaşmak istiyorum.
İstanbul'da, genel olarak 'muhafazakar/ dindar' kimlikle bilinen insanların çoğunlukta olduğu bir semtte oturuyorum. Semti tercih sebebim, kayınvalidemlerin burada olması ve onlara yakın olmak gibi ailevi bir nedene dayanıyor.
Geçenlerde sevdiğim bir komşum, kızının başörtüsü örtme kararını verdiğini, bunun için bir tören yapacaklarını, benim katılmamdan çok mutlu olacaklarını söyledi.
İlk defa böyle bir şey duyduğum için, önce çok şaşırdım, sonra refleks olarak « çok sevindim Allah hayırlı etsin ama törene ne gerek var ki?' dedim.
Samimi bir komşuluk ilişkisinde olduğumuz için uygun ve incitici olmayan bir dille böyle bir törenin gereksizliğini ve aslında yapılan masrafın da israf olabileceğini söylemeye çalıştım, ama onun coşkusu öylesine yüksekti ki, cümlemi tamamlamama bile fırsat vermeden anlatmaya başladı: «Biz doğum günü kutlamıyoruz ya! Doğum günü Hristiyan adeti çünkü. Bari çocuklarımıza böyle tören yapalım diyoruz».
Söylemeye çalıştığım her cümle herkes yapıyor ben yapmazsam çocuğumun hevesi kalır itirazı ile kesildi.
Hangi herkes diyemedim...
Törene gitmeyi düşünmüyordum. Ancak komşum tekrar tekrar geldi, kıramadım peki dedim. Eve gideceğimi sanıyordum. Hayır. Bir salon kiralanmış.
Adeta bir düğün töreni. Davetlilere yemek, tatlı vs. ikram edildi. Kur'an tilavetinin ardından bir hanımefendi örtünmeyle ilgili ayetlerden, örtünmenin öneminden bahseden bir konuşma yaptı.
Başörtünün önemine dair yapılan sohbetin ardından, örtünecek olan kızımız ilahiler eşliğinde sahneye alındı. Ve tören başladı. İlk başörtüsü, sohbeti gerçekleştiren hanım tarafından tekbirlerle örtüldü. Arkasından orada bulunan herkes henüz örtünmüş kıza hediye vermeye başladı.
Mektubumun başında düğün gibi demiştim ya...
Günün sonunda tıpkı nihah şekeri gibi, katılanlara günün hatırası olarak minik hediyeler takdim edildi.
Bu tören neyin nesidir! Bize ait olan bir şey değil. Bir mevlid değil! Hatim töreni değil! Bir düğün değil! Yılbaşı ve doğum günü kutlamak Hristiyan adeti diye karşı duran Müslümanlar her gün yeni tören icad ediyor.
Eksik olan ile fazla olan arasında, günlerimiz giderek tatsızlaşıyor.
Bunca tören bir işe yarasa bari. Muhabbet yok. Bari adabı muaşeretin mesafeli nezaketi olsa...O da yok!
Dindar insanların birbirlerini gördüklerinde selam vermemelerini, bir merhabayı esirgemelerini, asansöre binince şeytan görmüş gibi davranmalarını anlamıyorum. Metrobüste, otobüste dip dibe kadınla gidersin, asansörde denk gelince mi sırtını dönüp şeytan görmüş gibi davranırsın ve böylece günahtan korunursun!!! Aynı kapıdan giriş çıkış yaptığın komşuna bir merhaba, bir selam, hiç olmadı bir tebessüm etmez misin?
Yurtdışında; Amerika, Kanada, Avrupa' da sokakta tanımadığım insanlar bana gülümseyince, birbirimizden bir selamı bile esirgiyor olduğumuzu dehşetle fark ediyorum.
'Bizim mahalle'de insanlar sadece almaktan bahsediyor. Son model projelerden ev alanlar hep daha iyi bir proje bulup daha güzel bir evin hayali ile yaşıyor.
Fatma Hanım, evler trilyonlar değerinde. Lüksün sonu yok. Ve hiç bir ev insanları tatmin etmiyor. NİYE!
Ulaşımı zor bir yer burası. Eşlerin, çocukların arabası zaten var, ama herkesin gözü yeni bir arabada. Arabaların iyisinin de sonu yok. Parası olan alır. O değil benim derdim. İnsanların dindar bir kimlik içinde, sadece bir kaç bir şey daha almak için yaşıyor olmaları acı. Ve burada dindar insanların hepsi birbirine benziyor. Hepsinin fikrinde arabanın daha iyisi, evin daha iyisi var sadece.
Sünnet diye yemeğe Tuzla başlamaya çok özen gösteriliyor, ama sünnetlerin ruhu hiç kavranmıyor.
Bazen duyduklarıma inanamıyorum, yok bu kadar değildir diyorum. O kadar olduğunu gördükçe içim daralıyor. Hoyrat, kaba, nezaketsiz bir hal var ortada. Her geçen gün ümidim azalıyor.
Bu gidiş gidiş değil ...'
İ.D.
Mektup burada bitiyor. Diyeceksin ey okuyucu bunları niye yayınlıyorsun! Niye ortaya getiriyorsun! Peki bunca yıl ortaya getirmedik ne oldu?
Mevlid kandiline bid'at diyen radikal islamcıların baby shower yapan kızları ve torunları oldu.
Erkekler kısmında 'sorun'yok tabi.Onlar kökten seküler kızlar ile evlenerek kendilerini 'görünmez' kılmayı başardılar
 
ben de ilk defa duyuyorum böyle bişey
 
Oyle satafatli şaşali yasiyorlar ki ben dogal karsiladim.Yaparlar yani.Beklerim.
 
Bu örtünme partisinden çok mektupta yazılanlar düşündürdü beni
O kadar haklı ki bu mektubu yazan !
Nasıl bir müslümanın derdi sadece daha iyi bir ev daha iyi bir araba olabilir
Neden daha iyi bir kul olma amacı bu kadar gerilere itildi nerede unutuldu bunlar
İsterse bütün müslümanlar böyle olsun ama yinede onlar gibi olmayıp kendine müslüman diyen herkesin dikkat etmesi gereken meseleler var.
Müslümanlar olarak yapmamız gereken tek şeyin okumak olduğunu düşünüyorum
İlim öğrenmek okumak araştırmak zorundayız
Mektubu kaleme alanın ellerine sağlık ...
 
Büyük ihtimalle orasi Fatih. Ulaşım falan da hic zor değil.
Neyse konuya gelecek olursak, ilk defa böyle bir şeyi duyuyorum vallahi. Artik insanlar gercekten sasirmislar.
Ill başörtüsü töreni nedir ya? Dalga mi geçiyor bunlar? Ciddiyim zekalarinda bir sorun olduğu apaçık belli.

Ayrica neden Fatih dedim konusuna da gelirsek Fatih'te daha neler neler var.
Hatta görücü pastaneleri bile var.
Bütün herkes gorucusuyle orda gorusuyor.
Zaten o pastaneye gittiğinizde terasta hep bir kadin ve bir erkek olarak masalarin doldugunu gorursunuz, hepsi de genctir, ilk gorusmeleridir.
Hatta bi keresinde oradayken baktik çocukla kiz kalkiyorlar ikisi ayri ayri ücret ödedi. Büyük ihtimalle birbirlerini begenmediler.
Hatta tavuklu pilav yerler genelde.
40 yil önce orada tanisip evlenen bir ciftin her tanisma yildonumunde tavuklu pilav yemeye geldiklerini de anlatir o pastane..
Cogunlugu hatta hepsi zengindir.
Ha bi de at pazari vardir ki ne ben soyleyeyim ne de siz duyun. Başörtülü gençlik gidip orda zengin koca arar maalesef ki..
Yani dünya bu hale gelmiş dostlarim...
Dunyanin civisi gerçekten çıkmış. .
Allah sonumuzu hayretsin..
 
mektup düşüncelerime tercuman oldu..kapalı bir çevrede yaşayan kızkardeşimin anlattıklarıyla benzer..lüx şatafat içinde ağızlarından din eksik olmayan insanlar..
 
Mektubu okurken kafamda acabalar oluşmuştu,ama senin yazdıklarınıda okuyunca gerçekliğine inandım.
Enteresan vallahi.
 
Dogum günü kutlamayı ben de sevmem, ama bu dinle ilgili degil. İkincisi dogum gününü yahudi de kutluyor, hristiyan da, ateistte. Ona buna benzemeyek diye yeni yeni icatlar cıkardılar.
 
Mektubu okurken kafamda acabalar oluşmuştu,ama senin yazdıklarınıda okuyunca gerçekliğine inandım.
Enteresan vallahi.

Doğru ya bizzat gozlerimle görüyorum ben. Hatta o ilk başörtüsü takma partisinin de nerdd yapildigini da az buçuk kestirebiliyorim...
Bu arada herkes size abla diyor ayip olmazsa kac yasindasiniz? Su zamana kadar bi saygisizligim olduysa da size karsi hakkinizi helal edin..
 
Dogum günü kutlamayı ben de sevmem, ama bu dinle ilgili degil. İkincisi dogum gününü yahudi de kutluyor, hristiyan da, ateistte. Ona buna benzemeyek diye yeni yeni icatlar cıkardılar.
yeni yaşın kutlanmasında sakınca yok bence..bizde özel günler kutlanmaz..ama sakınca görmüyorum..
 
Çok paraları olunca görgüsüzlükleri artıyor bu kesimde böyle demek ,

bakalım daha ne adetler çıkartacaklar ,para bol oluca şeytan şaşırtıyor demek

zaten oaraya gelenlerin çoğu maddi durumu iyidir sanırım hepsi birbiri buluyor hava atmak için
 
garip olan o değilki ema çok dindar olduklarını idda etmeleri..
 
Sen onlara bakma bilgece,yaşım daha 37
Abla demeyin dedikçe şakasına yapıyorlar.
Estağfurullah ne saygısızlığı,burası tartışma ortamı,bir konuda tartışırız,diğerinde şakalaşırız
 


Oo daha çok gencmissiniz. Ben de 50 60 falan sandim onlar öyle diyince .

Ayrica nazik düşünceniz için de Teşekkürler. .
 
Hristyan adeti diye doğum günü kutlamalarına karşı çıkarken "baş örtme töreni"nin yahudilerin ve hristyanların ergenliğe geçiş törenlerine benzediğinin farkındalar mı acaba?
 
Ben de Hıristiyanlara benzememe takıntısını anlayamıyorum. Yeri gelir kendi doğum günümü de arkadaşımın doğum gününü de Hz. İsa'nın doğum gününü de Hz. Muhammed'in doğum gününü de kutlarım. Nasıl bir sakınca olabilir ki bunda ben de bunu çözemiyorum işte.
 
Bes yilda Fatihte yaşıyorum. Ahh neler gordum neler. Bir kere asiri derecede lüks düşkünü bir kitle var burada. Oyle satafatli seyler yasaniyor ki burada. Sadece su meshur magazalarin oldugu caddede yuruseniz neyin ne oldugunu anlıyorsunuz.

Evlenip geldim buraya cok farkli bi yer beklerken bambaska bir Fatih gördüm.
 
bu arada doğum günü adeti firavunlardan gelmeymiş, mısır ve perslilerden yunanlılara geçmiş, doğum gününde pasta kesmek yunanlıların çıkardığı bişeymiş
bu arada bana pasta etrafında toplanıp foto çekmekte hep anlamsız gelir ya, sadece bana mı anlamsız geliyor acep, anlamsız ve komik bulsam da ben de yapıyorum gerçi, kendi doğum günümde değil tabii
 
Son düzenleme:
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…