Yemek yeme bağımlısıyım ne yapabilirim

berbur

Aktif Üye
Kayıtlı Üye
5 Aralık 2009
31
0
Herkesin böyle bir alışkanlığı olabilir diyebilirsiniz belki ama benim öyle böyle değil ağzım hiç boş kalmıyor maalesef.yapamıyorum.psikiyatriye de gittim bu yüzden ama beni kovmaktan beter etti rahatsızlığım basıt geldi herhalde. ama ben çok yemekten kalp spazmı geçirdim ve akşamları çok yemekten nefes alamaz hale geliyorum.Diyetisyen demeyin bana onlar öğrenmişler 1400 lük kalori listesini herkesin eline onu tutuşturuyorlar.No'lucak benim halim böyle.......:çok üzgünüm:
 
benim gibi de varmış demek,yemek yemek bir bağımlılık,tutku bende.Aç olmama gerek yok,ağzım hiç boş durmaz.Ya psikolojik ya da sağlık sorunu var galiba.Suyu az mı içersin,yani günde 8 bardaktan az?Bir doktorun kitabında okumuştum.Açlık ve susuzluk beyinde aynı yere sinyalini gönderirmiş,aslında susuz olduğumuz halde biz yemek yemeyi tercih ediyoruz,vücudu kısa süreli kandırmış oluyoruz,sonra yine sinyal ve biz yine su yerine yemek......Bana çok mantıklı geldi.Biraz artırmaya çalışıyorum içtiğim suyu,çünkü ben günde 1 bardak anca su içerdim.
 
geçmiş olsun.gerçektende zor bir durum.Allah kolaylık versin.bence bir endokrinoloji uzmanına git.

tüm tahlillerini yaptır.herşey normal çıkarsa farklı bir psikiyatra git.(terapiste yada uzman bir psikoloğa gitmen daha mantıklı aslında)

miskokulum arkadaşın dediği gibi suyu da az içiyor olabilirisin.bunada dikkat et.
 
YıYEREK KENDı KENDıNı TEDAVı

Biz insanlar, duygusal, fiziksel ve ruhsal acılarımızı azaltabilmek için değişik yollar bulmaya çalışırız.

Bazı insanlar DEHS belirtilerinin açtığı ve üzüntüleri giderebilmek amacıyla alkol ve başka uyuşturucular kullanırken, diğerleri de kumar, aşırı para harcama ve seks bağımlılığı tarzı davranışlar içine girebilirler.

Kişisel tedavi, hislerimizi değiştirebilmek amacıyla kullandığımız maddeler ya da davranışlardır. Yararlı olmayan, ama geçici bir süreliğine kendimizi iyi hissetmemizi sağlayacak yiyecekler yemek de bir tür kisişel tedavi yöntemidir. Kişisel tedavideki problem, tedavinin başta işe yaraması, ama daha sonra yeni problemlere yol açmasıdır.

Yemek, geçici bir süreliğine DEHS’in neden olduğu fiziksel ve zihinsel huzursuzlukları önleyebilir.

Bu nedenle yemek, DEHS’li kisilerin okurken, çalışırken, televizyon ya da sinema izlerken daha iyi odaklanmalarını sağlayabilecek bir kontrol yöntemi olarak kullanılabilir.

Eger beyniniz ani ve aşırı isteklerinizi kontrol edebilecek kadar hızlı değilse, hic düşünmeden yiyebilirsiniz.
Bağımlılık derecesinde aşırı-yiyiciler 1 kutu dondurmayı ya da bol yağlı, koca bir paket patlamış mısırı bir oturuşta yediklerini farkettiklerinde şok olurlar. Bu tip insanlar, ne kadar yediklerinin bilincinde değillerdir. Yemek onları bir süreliğine de olsa, coğu zaman aktif ve karmaşık olan DEHS’li beyinlerinden uzaklaştırıp, hoş bir ‘uyku benzeri’ duruma sokar.

Her ne kadar yemeği ilaç olarak düşünmesek de, yemek ilaç gibi kullanılabilir. Hepimiz yaşamak için yemek zorundayız; fakat belirli yiyecekleri az ya da çok yemenin yol açtığı farklı sonuçlar vardır. Yemek yemekten tamamıyla uzak durmanın hiç bir şekilde imkani olmadığı için, yemek yeme bozukluklarından kurtulmak da oldukca zordur.
Belirli yiyeceklerden, mesela şekerli yiyeceklerden, belirli bağımlılıkları körükledikleri için uzak durmaya çalışabiliriz. Fakat nereye bakarsak bakalım, bu yiyecekleri görmekten ve koklamaktan kendimizi alıkoyamayız.

NEDEN YEMEK?
Yemek herkes tarafından kabul gören bir şeydir. Kendimizi rahatlatmak için kullanabileceğimiz, kültürel olarak kabul edilebilir bir yöntemdir. DEHS’li bazı insanları sakinleştirmede kullanılan ilk madde, yiyecektir. DEHS’li cocuklar coğu zaman kurabiye, şeker, kek, makarna gibi şeker ve karbonhidrat açısından zengin yiyecekler ararlar. Ayrıca kompalsif aşırı-yiyenler, tıkabasa yiyenler (binger) ya da tıkabasa yiyen ve sonra istifra edenler (binge and purge) bu tip yiyecekler yerler. Tıkabasa yenen yiyeceklerin şeker ve karbonhidrat acısindan zengin olması, DEHS’li beynin glukozu emerken ne kadar yavaş oldugu gözönüne alınırsa, hiç de tesadüf değildir. Zametkin’in calısmalarinin birindeki PET scan sonuçları, hiperaktif yetişkin insanların global beyin glukoz metabolizmalarinin, normal yetişkin insan beyninden %8.1 daha yavaş oldugunu göstermiştir[1]. Bir başka araştırma da, DEHS’li yetişkinlerin (hiperaktif ya da hiperaktif özellikler göstermeyen) beyinlerindeki glukoz metabolizmasının daha yavaş olduğunu göstermiştir. Bu sonuçlar, tıkabasa yiyicilerin beyin kimyalarını değiştirebilmek amacıyla bu tür yiyecekler yediklerini öne sürmektedir.

SEROTONıN BAĞLANTISI
Serotonin, depresyon belirtileriyle ilişkisi bulunmuş bir neurotransmitterdir (beyinde hücreler arası iletişimi sağlayan kimyasal madde). Serotonin uykuyu, seksüel enerjiyi, ruh halini, ani ve aşırı istekleri ve iştahı düzenler. Düşük serotonin miktarı, sinirli, huzursuz ve depresif ruh hallerine yolaçabilir. Vücuttaki serotonin miktarını arttırmanın yollarından birisi, şeker ve karbonhidrat açısından zengin yiyecekler yemektir. Bu şekilde beyin kimyamızı değiştirme çabamız ne yazık ki kısa ömürlü olacaktır. Dolayısıyla kendimizi iyi hissetmeye devam edebilmek için, durmadan ve daha fazla yememiz gerekir.

Serotonin miktarının yeterli seviyede olması ayrıca ani ve aşırı isteklerin kontrolünü de sağlayarak, kişinin yemeden önce düşünebilmesine de yardımcı olacaktır.

KOMPALSıF AŞIRI YEME
Bir çoğumuz bazen gereğinden fazla yemek yeriz. Ac olmadığımız halde sadece zevk olsun diye yemek yiyebildiğimiz gibi, bir akşam yemeğinde ya da bir kutlama yemeğinde planladığımızdan fazla yiyebiliriz. Bazı insanlar içinse aşırı yemek, durdurulamaz bir bağımlılık/compulsion haline gelebilir. Aşırı yiyenler, yemek yemeyi durdurabilme kontrollerini yitirirler. Bu tip insanlar yemeyi açlığı gidermek icin değil, içinde bulundukları ruh hallerini değistirebilmek için bir araç olarak kullanırlar. Kompalsif aşırı yiyenler tuz, şeker ve karbonhidrat açısından zengin yiyecekler yeme krizine girme eğilimli olurlar.

TIKABASA YEMEK
Tıkabasa yemenin aşırı yeme bozukluğundan farkı, tıkabasa yiyicilerin yemeyi önceden planlamaları ve bundan heyecan duymalarıdır. Yenecek yiyecegi almak, tıkabasa yiyebilmek için zaman ve yer bulmak, DEHS’li beynin özellikle aradığı risk ve heyecanı yaratır. Yüksek miktarlarda alınan bol şekerli ve karbonhidratli yiyecekler, vücutta kısa sürede metabolize edilirler. Tıkabasa yemek, yaklaşık 15-20 dakika sürer. Yeterli serotonin ve dopamine miktarları, tıkabasa yeme ve bulimiyadaki ani ve aşırı istekleri kontrol etme problemlerini önlemeye yardımcı olur.



DEHS eşlik etsin ya da etmesin, anoreksik ve bulimiklerin ortak özellikleri düşük konsantrasyon seviyesi ve boşluk duygusudur. Her iki durumda da, beynin yeterli beslenememesinden dolayı konsantre olma ya da odaklanma eksiklikleri görülür. Bunun yanında, DEHS’li kişilerde yeme bozukluklarından çok daha önce dikkat eksikliği problemleri görülür.

GENıŞ KAPSAMLI TEDAVı
Hem DEHS hem de yeme bozukluklarının beraber tedavi edilmeleri gerekir. Birçok insan, DEHS’nin teşhis edilememesi ya da tedavi edilmemesi nedeniyle yeme bozukluklarını yenme konusunda büyük savaşlar vermektedirler. DEHS uygun bir şekilde tedavi edildiğinde, kişiler yeme bozukluklarını tedavi etme konusuna daha kolay odaklanabileceklerdir. Ayrıca ani ve aşırı isteklerini daha fazla kontrol edebilecekler, dolayısıyla kendi kendilerine DEHS belirtilerini tedavi etme ihtiyacını daha az duyacaklardır.

-alıntıdır-
 
sana yazık kızım ya, bu doktarlara da derdimize derman olsun diye gideriz sonuç foss.. o tarz ilacını yazim başımdan savayim tarzı doktorlardan olmasın, adam gibi bi profa görün.
 
X