Yakılan Camiyi Ziyaret Eden Mehmet Görmez Sert Konuştu

Chess

Nirvana
Kayıtlı Üye
14 Ağustos 2009
53.296
42.837
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Esenyurt'ta yanan Muhammediye Camii'ni ziyaret etti. "Bunu yapan bir insanın dini mübini İslam'a, yüce kitaba, yüce Kur'an'a, Hz. Peygamber'e mevcudiyeti söz konusu olamaz" diyen Görmez, "Bütün Müslümanların aklını başına alması gerekiyor" diye konuştu.

Burada bir açıklama yapan Görmez, şöyle konuştu: "Bu caminin ismi Muhammediye Camii. Muhammed'e ümmet olan birisinin yapabileceği bir şey değildir bu. Cami yakmak, camideki Kur'anları yakmak, dini mübini İslam'a, bu topraklara, bu toprakların kadim medeniyetine yabancı fikirler ve düşüncelerdir. Doğrusu gönlüm ister ki, bu kendisini bilmeyen, herhangi bir inançtan, düşünceden birinin değil, kendini bilmez birisinin yapmış olmasını isterdim.

Ama hocamızın ifadelerinden anlaşılıyor ki, üzülerek belirteyim, bugün alem-i İslam'da kan gövdeyi götürüyor. Hepimizin bir arada oturup bu kardeş kanını nasıl durdururuz üzerinde durmamız gerekirken; Irak'ta, Suriye'de, dünyanın muhtelif yerlerinde hepimizi üzen büyük hadiseler yaşanırken, bu topraklarda hangi mezhepten, düşünceden, hangi meşrepten olursa olsun, hangi gaye ile yapmış olursa olsun, bunu yapan bir insanın dini mübini İslam'a, yüce kitaba, yüce Kur'an'a, Hz. Peygamber'e mevcudiyeti söz konusu olamaz."

"Bütün Müslümanların aklını başına alması gerekiyor"

Mehmet Görmez, olayın Ramazan ayında yaşandığına dikkat çekerek, "Bir Ramazan ayı, bütün müminlerin oruç tuttuğu bir zamanda, hep birlikte sahura kalkıp Rabbimize el açıp dua ettiğimiz zamanda, içimizden birilerinin, Allah'ın mescidine böyle bir şey düşünmüş olması hepimizi derinden yaralamıştır, derinden üzmüştür. Bu düşünceler, bu topraklara yabancı düşünceler. Fakat buna rağmen milletimizn her ferdi bu noktada dikkat kesilmek zorundadır. Kur'an-ı Kerim'de bununla ilgili bir ayet vardır, 'Yeryüzünde Allah'ın mescitlerini tahrip edenden daha zalim kim olabilir'. Allah bunu söylüyor. Üzülerek belirteyim, son yıllarda, İslam'ın cahil mümtesiplerinin, dini mübini İslam'a verdiği zarar, düşmanlarının verdiği zararın önüne geçmiştir. Onun için bütün Müslümanların aklını başına alması gerekiyor. Hep birlikte aynı Allah'a iman ediyoruz. Aynı kitaba, aynı peygambere iman ediyoruz. Hepimiz aynı kıbleye yönelip namaz kılıyoruz. Hepimiz aynı fatihayı okuyoruz. Secdeye vardığımızda aynı duayı ediyoruz" diye konuştu.

"Bunun izahı yoktur"

"Herhangi bir farklılıktan dolayı, herhangi bir Müslümanın başka bir Müslümana kast etmesi, onun mescidine, mabedine, onun mukaddes değerlerine kast etmesi, gerçekte bu topraklara tamamen aykırı düşücelerdir" diyen Mehmet Görmez, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bunlar asla bu topraklarda yer bulamazlar. Birlik beraberlik içerisinde bir daha böyle bir şey yaşanmaz. 1-2 tane daha yaşandı, ben hocamızı ilk günden itibaren aradım. Daha önce sokakta kalan kendini bilmez birilerinin çıkardığı yangın oldu. Yine böyle olabilir mi diye bir umut içerisinde olduk. Mabet masuniyeti, bütün dinlerde, bütün ahlak sistemlerinde mevcuttur. Putperestlerin puthanesine bile yeri gelmiş dokunulmamış. Ama bir Müslümanın başka bir Müslümanın mabetine girip Kur'anları yakması... Bunun izahı yoktur. Tekrar geçmiş olsun. Ben bu ülkenin bir ferdi olarak ve Diyanet İşleri Başkanı olarak bunu tel'in etmek durumundayım."

"Bütün buraları yeniden kendim bizzat yapacağım"

Mehmet Görmez, hasar gören camiyi bizzat kendisinin yaptıracağını bildirerek, şunları söyledi: "Ayrıca, arkadaşlarla hemen konuşacağız, ben bizzat Diyanet İşleri Başkanı olarak, bütün buraları, hiçbir arkadaşa muhtaç olmadan, bütün buraları yeniden kendim bizzat yapacağım. Bu camiye saldırmak ile Sultanahmet'e, Süleymaniye'ye, Selimiye'ye saldırmak arasında fark yoktur. Çünkü bütün bu camiler Allah'ın mescitleridir. Bunlar Allah'ın evleridir, bunlar bizim ibadet mekanlarımızdır.

Hep birlikte Allah'a ibadet ettiğimiz, ibadet ettiğimiz mekanlardır. Dolayısıyla, fonksiyonları itibariyle bütün camiler, mezheplerin ayrı ayrı camileri olmaz, bunların hepsi Allah'ın evleridir. Sünnilerin camii, Şiilerin camii olmaz. Onlar Allah'ın evleridir, hep birlikte biz orada ibadet ediyoruz. Herhangi bir camiye saldırmak ile bu camiye saldırmak arasında fark yoktur. Ben inanıyorum ki, bunu ben yapacağım demesem, Esenyurt'taki bütün vatandaşlarımız, halk 'Bunu biz yaparız' diyor zaten. Dolayısıyla böyle bir ayrım söz konusu olamaz."

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, camiyi gezdikten sonra, ikindi namazını da kıldı.

"Kabul edilebilir bir davranış değil"

Namazın ardından bir açıklama daha yapan Görmez, meydana gelen olayın küçük gibi görülebileceğini, ama mahiyeti itibariyle büyük gördüklerini belirterek, "Üzücü bir hadiseden dolayı Muhammediye Camii'ni ziyaret etmekten, orada kardeşlerimizle birlikte ikindi namazını eda etmekten büyük bir mutluluk duyduğumu ifade etmek istiyorum. Burada Sayın Kaymakamımız, Sayın Belediye Başkanımız, İstanbul Müftümüz var. Dünyanın neresinde olursa olsun, hangi gayeyle olursa olsun, herhangi bir dinin mabedine yapılan ve yapılacak her türlü saldırıyı tel'in ediyorum. Bu, hiçbir müminin kabul edebileceği bri davranış değildir" dedi.

"Aramızdaki birleşme noktaları yüzde 99.9 aynı"

Meydana gelen zararı bizzat Diyanet İşleri Başkanlığı'nın üstlendiğini açıklayan Mehmet Görmez, "Birlikte yapacağız bunu. Ben yapmasam, hangi mezhepten olursa olsun Esenyurt'taki kardeşlerimiz birleşir, yapar. Biz böyle bir kardeşliğe sahibiz, böyle bir medeniyetin çocuklarıyız. Biraz önce namaz kıldık, hep birlikte kıbleye yöneldik, hep birlikte Allahuekber diyerek tekbir aldık. Yani aramızdaki birleşme noktaları yüzde 99.9 aynı" dedi.

Görmez, "İthilaf olabilir ama, o ihtilaftan dolayı herhangi bir mezhep kimliğini İslam kimliğinin üzerine çıkarmak hiçbir Müslümana yakışmaz. Bugün İslam coğrafyasında yaşanan en acı olay budur" diye konuştu.

Bu tür hadiselerin sebeplerinin hep dışarıda arandığını belirten Görmez, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ama biraz da kendimizde arayalım. Kendimizden kaynaklananları bulmazsak, çare de bulamayız. Irak'ta olup bitenlerin sebebini, dinin mübini İslam'ın tarihinde ya da herhangi bir mezhebin tarihinde arayanın yanlış yerde aradığı söyleniyor. Bütün bunlar işgallerin gölgesinde, sürgünlerin gölgesinde yaralanmış bilinçlerin, ölümcül kimliklerin, cehadetle ürettikleri yanlışlardır. Yoksa Kerbela da bizimdir, Necef de bizimdir, Kudüs de bizimdir, Mekke de, Medine de, İstanbul da bizimdir."

Milliyet
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…