• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Ve Kılıçdaroğlu ortaya çıktı! İLK AÇIKLAMA

başbakan güçlü bir lider. sözünü sakınmayan, cesur.( beğenin yada beğenmeyin, ayrı konu) halkı bu kadar cezbetmesinin sebeplerinden biri de bu.
ama bilal için aynı şeyi düşünmüyorum. sırf başbakanın hatrına beğenmediğim birine oy verecek de değilim. çoğunluk da vermez zaten. kaldı ki başbakanın böyle bir şeye kalkışacağını hiç mi hiç sanmam. neticede göz var izan var. yöneticilik vasfı olmayan birini sırf kan bağı var diye koltuğuna geçirmez..

Evet ona katılıyorum kesinlikle halka kitlelere hitap etmeyi çok iyi biliyor hitabeti kuvvetli sesi yüksek. Ama bir de babasını rol model alan birisi var. Erdoğan oğlunun reklamını çokta güzel yapabilir bir de aman partiye zeval gelmesin devam etsin süregelsin diyenlerde olabilir chp ya da başka tabanlı bir partinin gelmesindense yani ben bu partizanlığı gördükten sonra herşeyden korkar oldum yine de düşük olasılık tabi.

Bilal Erdoğanın parti genel başkanlığı ile önüne açılan başbakanlık makamı ???

Alacağı oy oranı baraja takılır :34: Tabii o vakte kadar baraj düşmüş diye varsayıp iyi ihtimali konuşuyorum .




Akp ile yapılan anlaşma sonucu hemde , Akp yerel seçim zaferinin genel seçim hezimetine dönüşeceği kendi ipini kendi çeker mi sizce ?

Ben hemen şimdi olabilir demiyorum ilerleyen zamanlarda olabilir diyorum yani partiye gönül vermiş bekasını düşünen alkışlayan bir halk var burada da ne şiddette bir partizanlık yaşandığını bir parti için Erdoğan için kişierin birbirine ne yakışıksız sözler sarfedebildiğini gördük. Ama genel olarak halkın beğenisini hayranlığını Erdoğan'ın topladığını düşünürsek küçük bir ihtimal tabii.
 
butün sayfayı baştan sona okumadım ama sizin yazınızı görünce cevap vermek istedim.
evet şuan şeriatla yönetilen ülkeler tamda sizin dediginiz gibi yönetiliyor ama bu yönetim şekli şeriata uygun bi yönetim degil. kuran bunları emretmiyo.peygamber efendimiz zamanında kız çocukları bizim zamanımızdaki çocuklar gibi degildi. daha erken olgunlaşıp erken ergenlige giriliyodu. ama şu dönemde böyle degil kızlar daha küçük ve evlilige uygun degil. işte bunu anlamayan zihniyet çocuk yaştaki kızları bilmem kaç yaş büyük insanlarla evlendiriliyo. peygamber efendimiz şu dönemde bunları görmüş olsa kesinlikle engellerdi. 4 eş durumu ise : peygamber efendimiz hatice annemizden sonra evlenmiştir bi çok kadınla. ama hepsinide normal bi evlilik olarak yapmamıştır kimi yaşlı kimi duldu kimini iste kadınlara hocalık yapsın diye almıştır şöyleki peygamber efendimizin kadınlara acık acık anlatamadıgı şeyleri eşleri vasıtasıyla aktarmıştır. ama günümüzde bu böyle algılanmamakta ve dogru olarak uygulanmamaktadır. dinde kadın mirastan hak sahibidir. ama erkekle aynı seviyede degildir çünkü ; kadın evledigi için kocasının bakımı altındadır. zaten erkekden gelen mirastan kadında faydalandıgı için mirastan erkekden daha az pay alır. erkegede çok verilmesinin nedeni aile gecimi sagladıgı içindir din hiç bir zaman kadınk kötü durumda bırakmaz. araba ve başı kapatma konusunda haklısınız peygamber efendimiz zamanında zorlama söz konusu degildi. dinde zorlama kesinlikle yoktu.tek başına çıkma konusunda ise ; kadının erkege göre daha güçsüz olmasıdır. yanında bi koruyucu gibi düşünün din bu yüzden kadının yalnız dışarı çıkmasını pek uygun görmez. ama şöylede bişey var eger erkekler dine göre erkek olmayı başarabilmiş olsalar kadın rahatca dışarı çıkabilir ve gezebilir.
inşallah dilim döndügünce anlatabilmişimdir. burayı yazmak istememin nedeni. şeriatla yönetilen ülkelerin bunları kendi kolaylarına nasıl gliyosa öyle uygulamaları. ve insanarın gözünü korkutup dinden sogtmaları. keşke herkes dinin amaclarını en güzel şekilde bilse ve uygulasa (buna bende dahilim)

şu an bu anlattıkların mümkün değil. bizim yönetimimizde hükümeti değiştirme şansı var, ama öyle bir yönetimde mümkün olmayacak. git diyeceksin gitmeyecek, zorlarsan en yakın örnek olarak suriyedeki gibi ülke savaşa sürüklenecek, canlar gidecek, mallar gidecek, ülke gidecek.. her ne kadar geliştirilmeye ihtiyacı olsa da cumhuriyet en makbul yönetim biçimi..
 
Nikiy arkadaşımız size gerçek şeriati yazdı :))

İşte bazılarının insan yakıyorlar diye yırtındıgı yobazlarla alakası olmayan güzel insan profili ve uygunalış biçimi...

Öz olan aslında arzulanan..

Güzel olan..

Ama bu oldugunda sana zorla bunu yapacaksın diye dayatılan degil okypete..O sebeble kalabilirsin :9::9::9:
ohh. neyse kalacağım:27::27:
sonra özlerdim sizleri. malum zimbabwede net falan yoktur:9:
 
butün sayfayı baştan sona okumadım ama sizin yazınızı görünce cevap vermek istedim.
evet şuan şeriatla yönetilen ülkeler tamda sizin dediginiz gibi yönetiliyor ama bu yönetim şekli şeriata uygun bi yönetim degil. kuran bunları emretmiyo.peygamber efendimiz zamanında kız çocukları bizim zamanımızdaki çocuklar gibi degildi. daha erken olgunlaşıp erken ergenlige giriliyodu. ama şu dönemde böyle degil kızlar daha küçük ve evlilige uygun degil. işte bunu anlamayan zihniyet çocuk yaştaki kızları bilmem kaç yaş büyük insanlarla evlendiriliyo. peygamber efendimiz şu dönemde bunları görmüş olsa kesinlikle engellerdi. 4 eş durumu ise : peygamber efendimiz hatice annemizden sonra evlenmiştir bi çok kadınla. ama hepsinide normal bi evlilik olarak yapmamıştır kimi yaşlı kimi duldu kimini iste kadınlara hocalık yapsın diye almıştır şöyleki peygamber efendimizin kadınlara acık acık anlatamadıgı şeyleri eşleri vasıtasıyla aktarmıştır. ama günümüzde bu böyle algılanmamakta ve dogru olarak uygulanmamaktadır. dinde kadın mirastan hak sahibidir. ama erkekle aynı seviyede degildir çünkü ; kadın evledigi için kocasının bakımı altındadır. zaten erkekden gelen mirastan kadında faydalandıgı için mirastan erkekden daha az pay alır. erkegede çok verilmesinin nedeni aile gecimi sagladıgı içindir din hiç bir zaman kadınk kötü durumda bırakmaz. araba ve başı kapatma konusunda haklısınız peygamber efendimiz zamanında zorlama söz konusu degildi. dinde zorlama kesinlikle yoktu.tek başına çıkma konusunda ise ; kadının erkege göre daha güçsüz olmasıdır. yanında bi koruyucu gibi düşünün din bu yüzden kadının yalnız dışarı çıkmasını pek uygun görmez. ama şöylede bişey var eger erkekler dine göre erkek olmayı başarabilmiş olsalar kadın rahatca dışarı çıkabilir ve gezebilir.
inşallah dilim döndügünce anlatabilmişimdir. burayı yazmak istememin nedeni. şeriatla yönetilen ülkelerin bunları kendi kolaylarına nasıl gliyosa öyle uygulamaları. ve insanarın gözünü korkutup dinden sogtmaları. keşke herkes dinin amaclarını en güzel şekilde bilse ve uygulasa (buna bende dahilim)

Bakınız ne güzel yorumlamışsınız o zamanın şartlarını ve günümüz şeriat rejimlerini.
Türkiye de şeriat olsa İran dan farklı mı uygulanır sizce?
Başbakan ın birtek ''kızlı erkekli '' lafından yüz bulup Antalyada bir anadolu lisesi kız çocuklarının etek giymesini yasakladı.Etekle gelmeye devam eden öğrencileri disipline verdi geçen sene.
Başka bir okul müdürü kız çocuklarının okul kantinine girmesini yasakladı.
Bu ülkede gerçek şeriat rejiminin uygulanması diye bir şey malesef söz konusu olmaz zaten.
Şuanda bile 13 yaşındaki kız çocuğu başka bir adama para karşılığı ikinci eş olarak satılıyor bu ülkede,yasak olmasına rağmen.
İmam nikahlı 4 evliliğe bazı durumlarda izin verildiğini düşünün birde....
Neler olur hayal bile edemiyorum.
 
Son düzenleme:
butün sayfayı baştan sona okumadım ama sizin yazınızı görünce cevap vermek istedim.
evet şuan şeriatla yönetilen ülkeler tamda sizin dediginiz gibi yönetiliyor ama bu yönetim şekli şeriata uygun bi yönetim degil. kuran bunları emretmiyo.peygamber efendimiz zamanında kız çocukları bizim zamanımızdaki çocuklar gibi degildi. daha erken olgunlaşıp erken ergenlige giriliyodu. ama şu dönemde böyle degil kızlar daha küçük ve evlilige uygun degil. işte bunu anlamayan zihniyet çocuk yaştaki kızları bilmem kaç yaş büyük insanlarla evlendiriliyo. peygamber efendimiz şu dönemde bunları görmüş olsa kesinlikle engellerdi. 4 eş durumu ise : peygamber efendimiz hatice annemizden sonra evlenmiştir bi çok kadınla. ama hepsinide normal bi evlilik olarak yapmamıştır kimi yaşlı kimi duldu kimini iste kadınlara hocalık yapsın diye almıştır şöyleki peygamber efendimizin kadınlara acık acık anlatamadıgı şeyleri eşleri vasıtasıyla aktarmıştır. ama günümüzde bu böyle algılanmamakta ve dogru olarak uygulanmamaktadır. dinde kadın mirastan hak sahibidir. ama erkekle aynı seviyede degildir çünkü ; kadın evledigi için kocasının bakımı altındadır. zaten erkekden gelen mirastan kadında faydalandıgı için mirastan erkekden daha az pay alır. erkegede çok verilmesinin nedeni aile gecimi sagladıgı içindir din hiç bir zaman kadınk kötü durumda bırakmaz. araba ve başı kapatma konusunda haklısınız peygamber efendimiz zamanında zorlama söz konusu degildi. dinde zorlama kesinlikle yoktu.tek başına çıkma konusunda ise ; kadının erkege göre daha güçsüz olmasıdır. yanında bi koruyucu gibi düşünün din bu yüzden kadının yalnız dışarı çıkmasını pek uygun görmez. ama şöylede bişey var eger erkekler dine göre erkek olmayı başarabilmiş olsalar kadın rahatca dışarı çıkabilir ve gezebilir.
inşallah dilim döndügünce anlatabilmişimdir. burayı yazmak istememin nedeni. şeriatla yönetilen ülkelerin bunları kendi kolaylarına nasıl gliyosa öyle uygulamaları. ve insanarın gözünü korkutup dinden sogtmaları. keşke herkes dinin amaclarını en güzel şekilde bilse ve uygulasa (buna bende dahilim)

Iyide, yine bunlar teoride kaliyor. Kommunistlerde aynisini iddia ediyorlar. Kommunist ülkelerin örneklerini verdiginde onlarda "yok efem, o ülkelerde hakiki kommunistlik yoktur. Bana sorarsan din ve devet/gücu birlestirirsen hiç bir zaman iyi sonuçlara varilmiyor. Her ne kadar bazelerine göre kagitta güzel gibi görünsede, pratikte olmuyor. Din benim gözümde halen özel bir olaydir. Herkezin dinini yasamaya özgür olmasi gerekiyor. Istiyen camiye gidip namaz kilabilmelin, istiyen ceme gider, istiyen kiliseye gider.

Yani din ve devlet kesinlikle ayri tutulmasi gerekiyor!
 
şu an bu anlattıkların mümkün değil. bizim yönetimimizde hükümeti değiştirme şansı var, ama öyle bir yönetimde mümkün olmayacak. git diyeceksin gitmeyecek, zorlarsan en yakın örnek olarak suriyedeki gibi ülke savaşa sürüklenecek, canlar gidecek, mallar gidecek, ülke gidecek.. her ne kadar geliştirilmeye ihtiyacı olsa da cumhuriyet en makbul yönetim biçimi..

Sonuna kadar katılıyorum yolcu.Bunu görmek çok mu zor acaba.
 
Güzel bir ütopya çizilmişte....bunu gerçekleştirebilmek için biraz vicdan ve insani vasıflar gerektiriyor......yobazları ne yapacağız......
 
şu an bu anlattıkların mümkün değil. bizim yönetimimizde hükümeti değiştirme şansı var, ama öyle bir yönetimde mümkün olmayacak. git diyeceksin gitmeyecek, zorlarsan en yakın örnek olarak suriyedeki gibi ülke savaşa sürüklenecek, canlar gidecek, mallar gidecek, ülke gidecek.. her ne kadar geliştirilmeye ihtiyacı olsa da cumhuriyet en makbul yönetim biçimi..

işin şakası bir yana( zimbabwe vs tarzı mesajlarımın),,yolcunun bu mesajına sonuna kadar katılıyorum.
 
Son düzenleme:
13 yaşındaydım” diyor şu anda 29’unda genç bir kadın olan Nezihe. “Okula gidip gelirken beni takip etmiş. Bir gün çıkışta arabasına zorla bindirip kaçırdı. Daha önce hiç görmediğim biri. Akşamına ailemle anlaşmışlar. İmam nikahı kılındı kendimi evinde buldum.”
Hangi coğrafyada yaşanırsa yaşansın, gelenekle meşrulaştırılmış olsa da çocukların evlendirilmesi yasal ve kabul edilebilir değildir. Ağır bir hak ihlalidir. “İşten eve döndüm. Kız kardeşimin bir gece önce evlendiği adam ‘kız değilmiş bu’ deyip eve geri getirmiş onu. Çok öfkeliydi. Namusuna laf gelecek diye ödü kopan babam en küçük kardeşimi teklif etti. Ben evlenirim diye öne atıldım. Ne yapsaydım? Kardeşim 11 yaşında bir çocuktu daha, ben ise 14’üme girmiştim.” Van’da tanıştığımız Saadet, ömrü boyunca nefret edeceği bir adamın karısı olmaya razı edilmiş. Aslında, sosyal baskı rıza olarak vücud bulmuş. 19 yıl sonra bugün , bana yaşadıklarını anlatırken gözlerinde gördüğüm ise sadece öfke ve umutsuzluk. 29’undaki Nezihe de, 32’sindeki Saadet de artık “kocaları”yla yaşamıyorlar ama boşanmamışlar da. Zorla evlilik; baskı, tehdit, kaçırma, zorlama, yıldırma, kandırma, özendirme, teşvik vb. sonucunda gerçekleşir. Yasalar var okuyoruz; yasaklayan, cezalandıran, kitapta var olan. İnsanlar var görüyoruz bu yasaların bir türlü dokunamadığı… Yasal evlenme yaşının altındaki çocukları evlendirmek mevzuatımıza göre suç. Savcılık anne-baba ve evlenen çocuklar hakkında Ceza Yasası’nın 103. Maddesi’nde yer alan cinsel istismar suçu nedeniyle soruşturma açar. Ama...
Nezihe’yle Muş’ta tanışıyoruz. Tüm sohbet boyunca yedi kez “Babam için” diyor. “Beni kaçıran adam ve ailesi rıza ile kaçtığımı söylemezsem babamı öldürmekle tehdit etti. Yapardı da. Akşam babam sordu. Ne diyecektim, ben kaçtım dedim. Babam için. Ama beni bu kadar çabuk bırakmamalıydılar. Olmaz demeliydiler, izin vermemeliydiler. Çocuktum ben, onların çocuğu.”
Aralarında yasal evlilik bağı olmadan dini tören yaptıranlar hakkında iki aydan altı aya kadar hapis cezası verilir. Resmi nikah belgesini görmeden dini törenle çifti evlendiren kimse hakkında da iki aydan altı aya kadar hapis cezası verilir.
"Daha kendim çocuktum"

“Evine gittiğimde bir kadın daha vardı. Karısıymış; imam nikahlı. Bir de çocukları vardı neredeyse benimle yaşıt. O odasında oyun oynarken gizli gizli izler, çok imrenirdim.” Nezihe onu kaçıran adamın evine önce imam nikahlısı olarak gitmiş, evdeki diğer kadın gibi. Nikahı kıyan imam ne yaşını sormuş ne de yasal nikaha dair bir belge. İmamlar başka olabilir ama Saadet için de durum pek farklı olmamış. Ailelerin namusu kurtarılmış, etrafta laf edecek ağızlar bu imamlar sayesinde kapatılmış.
Erken evlilik, erken hamilelik demektir. Bedenleri henüz yeteri kadar gelişmemiş veya duygusal olarak anneliğe hazır olmayan bireylerin çocuk yapması, ömür boyu sürecek rahatsızlıklara neden olabiliyor. Dünya sağlık örgütü 19 yaşından önce anne olan kadınların bebeklerini kaybetme riskinin, ileri yaşta hamile kalan kadınlara göre 4 kat fazla olduğunu bildiriyor.
“Sevmeyi, sevgimi göstermeyi, anne olmayı ancak dördüncüde öğrenebildim. Aslında ölen çocuğumu da sayarsak beşincide.” Saadet bugün sadece çocukları için yaşıyor. Ancak yaşadıklarının yarattığı travmaları onlara yansıtmamak için tüm yaşam enerjisini harcadığı fazlasıyla aşikâr.
Baskı ile alınan erken evlilik kararı, çocuğun rızası varmış gibi görünse de, onu şiddete maruz bırakmak ve ömür boyunca şiddete açık bir yaşama göndermektir. “Babam için. Babamı öldürmesinler diye gittim ben o eve. Gittiğim gibi de şiddet görmeye başladım. O adam, ailesi, herkes bana bir şeyler için kızıyordu. Yaptığım yanlışlar her ne ise hepsi için dayak yiyordum.” Nezihe mücadele edecek gücü bulana kadar dayak yemeye devam etmiş. Evdeki şiddet sadece onu değil, çocuklarının da ruhuna işlemiş. Babaları ne zaman bağırmaya, annelerine saldırmaya başlasa bir dolabın içine saklanır orada öylece çömelerek beklermiş.
Medeni yasaya göre “evlenmek kişiyi ergin kılar” ancak Çocuk Koruma Yasası’nın çocuk tanımı şöyledir: “Daha önce reşit olma durumu dahil olmak üzere 18 yaşın altındaki her birey çocuktur. Çocuklar BM Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’de yer alan tüm haklardan da faydalanmaya devam ederler.”
Çocuk hakları varmış!
Bazı şeylerin varlığı bir kişi tarafından bilinmediği sürece var sayılamıyor. En azından Saadet için öyle. “Çocuk hakları varmış. Ben çocuk olduğumu biliyor muydum ki hakkım olduğunu bileceğim. İnsan olduğunu ne zaman hissettin diye sorsana. Şimdi şimdi öğreniyorum. Çünkü benim de bir kızım var ve onun başına aynı şeylerin gelmesine asla izin vermeyeceğim.”
Çocuk evliliklerinde yaşın küçük olmasından dolayı yasal zemin bulunmadığından, boşanma hakkı da geçerli değil. “Ben çok istedim boşanmak. Önceleri zaten kim boşayacak, neye göre boşayacak. Zaten ben boşanacağım desen yanında kim olur? Şimdi ne etraf takarım ne yanımda birini ararım ama bu kez de çocukların velayeti ile ilgili sorunlardan dolayı boşanamıyorum.”
Nezihe iki, Saadet ise dört çocuklu anne. Bu iki güçlü kadın da okul eğitimi almamış. Sahip oldukları bilinci adım adım kendileri kazanmışlar. Buna mecbur hissetmelerinin tek sebebi ise kız çocuğu annesi olmaları. Kararlılar, zamanında uğruna kurban edildikleri her ne ise kızlarından uzak tutacaklar. Bunun için en önemli olanın onları okula göndermek olduğunu biliyorlar.
Gel de buna gelenek de!
Nezihe ve Saadet mücadelelerinde fazlasıyla haklı. Zira erken evlilikleri önlemede kız çocukların eğitimi en önemli konulardan biri. 18 yaşına kadar süren, okula devam ederken evlenmeye izin vermeyen “zorunlu ve kesintisiz” eğitim erken evlilik sorununu kökten çözmeye büyük katkı sağlayacaktır. Dünyada zorunlu eğitimle çocuk evliliklerini önleyebilen ülkeler var. Çocuk yaşta evliliklerin “geleneğin bir parçası” olduğu Tayvan, Tayland ve Güney Kore’de 18 yaşına kadar okula gitmenin zorunlu tutulması sonucu erken evlilik problemi önemli ölçüde çözüme kavuşturulmuş. Peki ya Türkiye ’deki mevcut eğitim sistemi ile çocuk evlilikleri engellenebilir mi? Hayır. Çünkü bu sistem 10. sınıftan sonra uzaktan eğitimi ve başarılı olunması halinde liseyi üç yılda bitirmeyi mümkün kılıyor. Yani mezuniyet yaşı 16’ya kadar düşüyor. Hatta lisede okurken aynı anda evlenmeye izin veriyor. Bu sistem açıkça çocuk evliliklerinin yolunu kapatmada yetersiz.
Muş’un Karaköprü Köyü Ortaokulu’na giden bir kız öğrenci, durumu keskin bilinciyle şöyle özetiyor: “Okula gelmezsek, yani evde kalırsak aklımız yetmediğinden bize istediklerini yaptırırlar. Okursak hayır diyebiliriz.”
Durum net. Çocuk yaşta evlendirmek şiddettir, çocukların temel insan haklarının ihlalidir. Çocuk yaşta evlendirmek çocuklara yönelik ticari cinsel sömürünün bir biçimidir. Çocuk yaşta evlendirmek tecavüzü yasallaştırmak, şiddet, ihmal ve istismarı meşrulaştırmaktır. Ve pedofiliyi kurumsallaştırmaktır. Gel de buna “gelenek” de!

Bakınız sadece imam nikahıyla yaşamanın ve ikinci eşin yasak olduğu ülkemde kız çocuklarının dramına.Birde şeriatlı Türkiyeyi hayal edin.
 
Bakınız ne güzel yorumlamışsınız o zamanın şartlarını ve günümüz şeriat rejimlerini.
Türkiye de şeriat olsa İran dan farklı mı uygulanır sizce?
Başbakan ın birtek ''kızlı erkekli '' lafından yüz bulup Antalyada bir anadolu lisesi kız çocuklarının etek giymesini yasakladı.Etekle gelmeye devam eden öğrencileri disipline verdi geçen sene.
Başka bir okul müdürü kız çocuklarının okul kantinine girmesini yasakladı.
Bu ülkede gerçek şeriat rejiminin uygulanması diye bir şey malesef söz konusu olmaz zaten.
Şuanda bile 13 yaşındaki kız çocuğu başka bir adama para karşılığı ikinci eş olarak satılıyor bu ülkede,yasak olmasına rağmen.
İmam nikahlı 4 evliliğe bazı durumlarda izin verildiğini düşünün birde....
Neler olur hayal bile edemiyorum.

Şeriatın ciddi savunucularından eski bir müdürüm ki kendisini çok da modern görürdüm, içinde Tanrı yazıyorsa yasaklayacağız çocuklar okumayacak diye tek tek kitaplığımızdaki kitapları incelemeye kalktı...
Sanane be adam? Sana göre Tanrı kötü bir kelimedir bir Hristiyana göre değildir. Sen islam koşullarına göre yaşamak istersin başkası başka koşullara. Herkes kimliğinde doğduğu an otomatik olarak yazılan İslam ibaresini benimsemek durumunda değil; kaldı ki Türkiye bir din devleti değil, olamaz da. Olamamasının sebebi de bu yüzyılda bile hala kişilerin hadis uydurması, sünnetleri falan kafasına göre yorumlaması, kaideleri abartması.
 
Bakınız ne güzel yorumlamışsınız o zamanın şartlarını ve günümüz şeriat rejimlerini.
Türkiye de şeriat olsa İran dan farklı mı uygulanır sizce?
Başbakan ın birtek ''kızlı erkekli '' lafından yüz bulup Antalyada bir anadolu lisesi kız çocuklarının etek giymesini yasakladı.Etekle gelmeye devam eden öğrencileri disipline verdi geçen sene.
Başka bir okul müdürü kız çocuklarının okul kantinine girmesini yasakladı.
Bu ülkede gerçek şeriat rejiminin uygulanması diye bir şey malesef söz konusu olmaz zaten.
Şuanda bile 13 yaşındaki kız çocuğu başka bir adama para karşılığı ikinci eş olarak satılıyor bu ülkede,yasak olmasına rağmen.
İmam nikahlı 4 evliliğe bazı durumlarda izin verildiğini düşünün birde....
Neler olur hayal bile edemiyorum.

çok ama çok haklısın bizim zihniyetimiz bi türlü anlamadı DİNDE ZORLAMA YOKTUR!!!! gecenlerde tv programından bi kadın dekolte giydi diye işinden olmuştu. o onun özgür davranışır. madem sen müslümanlıgın geregi bunu hor görüyosun o zaman ne diye tv izliyosun (acık bircok inan oldugu için) senin gibi düşünen erkekler oldugu için kadınlar özgürlügünü güzel yaşayamıyo. işte o yüzden din kadını yalınız başına sokaga çıkartmak istemez. kadın sana göre ayıp yapıyosa bakmayacaksın laf atmayacaksın. kadının örtüsüne giyimine karışmayacaksın. kapalı veya acık bi kadına öcüymüş gibi davranmayacaksın
 
Bence herkes kendine bir ülke bulsun ve kendi istediği şekilde yönetsin :27::27:
Ben ülkemde kalıp cumhuriyetle yönetilmeyi tercih ederim :D
 
çok ama çok haklısın bizim zihniyetimiz bi türlü anlamadı DİNDE ZORLAMA YOKTUR!!!! gecenlerde tv programından bi kadın dekolte giydi diye işinden olmuştu. o onun özgür davranışır. madem sen müslümanlıgın geregi bunu hor görüyosun o zaman ne diye tv izliyosun (acık bircok inan oldugu için) senin gibi düşünen erkekler oldugu için kadınlar özgürlügünü güzel yaşayamıyo. işte o yüzden din kadını yalınız başına sokaga çıkartmak istemez. kadın sana göre ayıp yapıyosa bakmayacaksın laf atmayacaksın. kadının örtüsüne giyimine karışmayacaksın. kapalı veya acık bi kadına öcüymüş gibi davranmayacaksın

Bu ülkede biz kadınlar birbirimize karıştığımız için açık olanımızda,kapalı olanımızda tacize uğruyor aslında.
Birbirimize saygılı olup,çocuklarımızı doğru yetiştirsek yaşanmıyacak bu ayrımcılık.
Ne açığı,ne kapalısı.
Çok daha büyük sorunlarımız var bizim.
1 milyon çocuk işçi varken bu ülkede,200 bin çocuk gelin varken,tek derdimiz o çocukları kurtarmak olmalı bence.
 
Son düzenleme:
çok ama çok haklısın bizim zihniyetimiz bi türlü anlamadı DİNDE ZORLAMA YOKTUR!!!! gecenlerde tv programından bi kadın dekolte giydi diye işinden olmuştu. o onun özgür davranışır. madem sen müslümanlıgın geregi bunu hor görüyosun o zaman ne diye tv izliyosun (acık bircok inan oldugu için) senin gibi düşünen erkekler oldugu için kadınlar özgürlügünü güzel yaşayamıyo. işte o yüzden din kadını yalınız başına sokaga çıkartmak istemez. kadın sana göre ayıp yapıyosa bakmayacaksın laf atmayacaksın. kadının örtüsüne giyimine karışmayacaksın. kapalı veya acık bi kadına öcüymüş gibi davranmayacaksın

İnsanlar yabancı oldukları şeylerden korkarlar, ona karşı tedirgin yaklaşırlar ya da hemen reddederler. Belki de kadınları bazı şeylerden, dışarıdan bu kadar izole ettiğimiz için böyle oluyordur. Yani sonuç olarak gösterdiğiniz kadınların kendi başlarına dışarıya çıkmasını engelleme durumu belki de bazı şeylerin sebebidir? Bu açıdan düşündünüz mü hiç?
 
Bu ülkede biz kadınlar birbirimize karıştığımız için açık olanımızda,kapalı olanımızda tacize uğruyor aslında.
Birbirimize saygılı olup,çocuklarımızı doğru yetiştirsek yaşanmıyacak bu ayrımcılık.
Ne açığı,ne kapalısı.
Çok daha büyük sorunlarımız var bizim.
1 milyon çocuk işçi varken bu ülkede,200 bin çocuk gelin varken,tek derdimiz o çocukları kurtarmak olmalı bence.

evet biz kadınlar sanane benim giyimimden demeyi henüz bi cogumuz bilmiyo. evet biz evlatlarımıza dogruyu en güel şekilde anlatmayı bilirsek şuanki durumlar ortaya çıkmaz. bizim insanımız güçsüz olanı ezmeyi çok sever başta çocuklar olmak üzere. madem bakamayacaksın madem o cocuk sana agır gelecek yapmadan önce önlemini alacaksın. gercekten ülkemizin durumu çok vahim dur demekde biz kadınlara düşüyo bence
 
Bakın bazı şeyleri üslubunca ve dinleyerek okuyarak öyle yazmak ne kadar güzel. Herkesin farklı düşünceleri olabilir, herkes istediğini savunabilir ama üslubuna dikkat ederek, karşındakinin kişilik haklarını ihlal etmeyerek. Birkaç arkadaşımız var bizim oy vermediğimiz partiden ama ben onlarla herşeyi rahatça konuşabiliyorum. Çünkü bazı durumlarda evet haklısınız bu konuda diyebiliyorlar onları da tebrik ediyorum.
 
anladığım kadarıyla sende cumhuriyeti ,demokrasiyi kabul etmiyorsun. peki nasıl bir rejim istiyorsun. islamla yönetilenmi. peki o rejimde benim gibilerin durumu ne olacak. hani diyordun ya özgürlük herkese. bir konumda. peki benim özgürlüğüm senin savunduğun rejimde nolacak.
o rejim asla farklılık istemez. herkesin kendi gibi olmasını ister. azınlıklar ezilmeyecekmi. sen söyle bana. eğer halk bunu istiyorsa ben nolacağım..
yazık ülkeme yazık bana ve yazık benim gibilere bu durumda..

Öncelikle seriat Allah in hudutlaridir.
Yani eger hakkiyla Allah in kanunlarinin uygulandigi bir seriat düzeni olsa orada sizin gibi ( sizin gibi derken inanmayan) insanlarin özgürce yasamasinin teminatida seriattir.
Allah insanlarin inanclarna saygiyi emreder.
Hatta ayeti tam hatirlamiyorum Allah affetsin söyle bir ayet vardir " Onlarin inanclarina küfretmeyin, olaki onlarda sizin inanclariniza küfreder" ayrica leküm diynuküm veliyedin aslolandir. Yani herkesin inanci kendine.

Simdi bunlari emreden Allah in kanunlarinin uygulandigi yerde inanmayanlarin özgür inanc ve yasamina kim müdahale edebilir.

Ayrica sunuda belirteyim.
Ülkemizde Cumhuriyetten baska bir yönetim istemem suan.
Evet keske gercekten uygulayabilen birileri olasada herkesin, tüm insanlarin özgürlügü ve adalet icin Allah in kanunlari uygulanabilse.
Yinede korkardim, neden korkardim? Olaki birgün Allah in kanunlarini kendi cikarlari icin kullanacak insanlar basa gelir diye.
Bugün biri güzelce uygulasa dahi yarin birinin kendi cikarina kulanmayacaginin teminati yok.
Bu nedenle Cumhuriyet yönetim biciminin ülkemiz icin en hayirlisi oldugunu düsünüyorum.
En azindan insanlar kendini yönetecek olandan memnun degilse gönderebilir.

Ama sunuda cok isterdim.
Kanunlarimiz diger ülkelerden kopya edilerek hazirlanmis Kanunlar.
Keske Kanunlar hazirlanirken Kuran i Kerim den faydalanilsa.
Zira o kadar güzel hukuk ve adalet varki.
Hepsi olmasa bile bazi konularda faydalanilmasi cok iyi olurdu.
 
Son düzenleme:
Back